Yazar "Tekin, Levent" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adeziv kapsülitli hastalarda supraskapular sinir blokajı, intraartiküler steroid enjeksiyonu ve yüksek volümlü enjeksiyonun etkinliğinin karşılaştırılması(2008) Tekin, Levent; Uğurlu, HaticeAdeziv kapsülitli hastalarda supraskapular sinir blokajı, intraartiküler steroid enjeksiyonu ve yüksek volümlü enjeksiyonun etkinliğinin karşılaştırılması. HASTALAR VE METOD: Çalışmamıza omuz ağrısıyla beraber iki düzlemde EHA'da kısıtlılığı olup adeziv kapsülit tanısı alan 80 omuz 74 hastayı randomize şekilde dört gruba ayırarak aldık. Fizik tedavi ile birlikte; birinci gruba kortikosteroid ve lokal anestezik kullanılarak yapılan supraskapular sinir blokajı, ikinci gruba intraartiküler kortikosteroid ve lokal anestezik enjeksiyonu, üçüncü gruba intraartiküler volüm oluşturacak şekilde kortikosteroid, lokal anestezik ve salin enjeksiyonu uyguladık. Dördüncü gruba ise sadece fizik tedavi verdik. Standart gonyometre ile hastaların tüm düzlemlerde aktif ve pasif olarak EHA'larını ölçtük. Omuz ağrı ve dizabilitesinin değerlendirilmesinde Omuz Ağrısı ve Dizabilite İndeksi'nin (SPADI) Türkçe versiyonunu kullandık. İstirahat ve hareketteki ağrıları 10 cm Vizüel Analog Skala (VAS) kullanarak değerlendirdik. Hastaların EHA ölçümleri, SPADI ve VAS değerlendirmeleri; sadece fizik tedavi alan grupta başlangıca göre 10. ve 90. günlerde, diğer enjeksiyon yapılan üç grupta ise başlangıca göre 1,10 ve 90. günlerde yapıldı. Hastaların psikolojik durumunu başlangıçta ve 90. günde Beck Depresyon Ölçeği kullanarak değerlendirdik. BULGULAR: Dört tedavi grubu da EHA'da artış, ağrı ve dizabilitede azalma, Beck Depresyon ölçümünde düzelme bakımından istatistiksel anlamlı olacak şekilde etkili bulundu. Sadece üçüncü grupta ikinci gruba göre 90. gün aktif eksternal rotasyon ölçümünde istatistiksel anlamlı artış saptandı. Bunun dışında gruplar arası karşılaştırmada tedavi etkinliği açısından istatistiksel bir fark saptamadık. SONUÇ: İyi düzenlenmiş ve denetimli egzersiz içeren fizik tedavi programı adeziv kapsülit tedavisinde tek başına etkilidir. Fizik tedavi programına supraskapular sinir blokajı, intraartiküler kortikosteroid enjeksiyonu veya volümlü intraartiküler kortikosteroid enjeksiyonu ilave edilmesinin çalışmamızda anlamlı katkısı saptanmamış olmakla beraber tek başına fizik tedavinin etkili olmadığı dirençli hastalarda girişimsel tekniklerin ilavesi göz önünde bulundurulmalıdır.Öğe An important cause of pes planus: the posterior tibial tendon dysfunction(Pagepress Publ, 2015) Erol, Kemal; Karahan, Ali Yavuz; Kerimoglu, Ulku; Ordahan, Banu; Tekin, Levent; Sahin, Muhammed; Kaydok, ErcanPosterior tibial tendon dysfunction (PTTD) is an important cause of acquired pes planus that frequently observed in adults. Factors that play a role in the development of PTTD such as age-related tendon degeneration, inflammatory arthritis, hypertension, diabetes mellitus, obesity, peritendinous injections and more rarely acute traumatic rupture of the tendon. PTT is the primary dynamic stabilizer of medial arch of the foot. Plantar flexion and inversion of the foot occurs with contraction of tibialis posterior tendon, and arch of the foot becomes elaveted while midtarsal joints are locked and midfoot-hindfoot sets as rigid. Thus, during the walk gastrocnemius muscle works more efficiently. If the PTT does not work in the order, other foot ligaments and joint capsule would be increasingly weak and than pes planus occurs. We present a 10-yearold female patient diagnosed as PTTD and conservative treatment with review of the current literature.Öğe Ischemia Modified Albumin Levels in Rheumatoid Arthritis(Wiley, 2015) Uslu, Ali Ugur; Kucuk, Adem; Balta, Sevket; Arslan, Sevket; Tekin, Levent; Kucuksen, Sami; Toker, Aysun[Abstract Not Availabe]Öğe Osteoporoz hastalarında çoklu ilaç kullanımı(2015) Ordahan, Banu; Karahan, Yavuz Ali; Başaran, Aynur; Yıldırım, Pelin; Küçüksaraç, Seher; Oktar, Süleyman; Soran, Neslihan; Türkoğlu, Gözde; Tekin, Levent; Karpuz, SavaşAmaç: Bu çalışmada osteoporoz hastalarında çoklu ilaç kullanım oranını, kemik metabolizması ve denge üzerine etkili ilaçların kullanım oranını belirlemek amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Ocak-Mayıs 2014 tarihleri arasında Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon polikliniklerine başvuran hastalar arasından primer veya sekonder osteoporoz tanısı konulan, kadın hastalar yazılı onamları alınarak çalışmaya dahil edildi. Çalışmaya katılmayı kabul eden ilk 1000 hastanın verileri değerlendirildi. Hastaların yaşı, özgeçmiş bilgileri ve o an itibariyle kullanmakta olduğu tüm ilaçların ve mevcut kontrolünde başlanan ilaçların kayıtları tutuldu. Kemik metabolizması üzerine etkili olan ilaçların kullanımı belirlendi. Yan etki proflinde baş dönmesi, uykuya meyil, dikkat dağınıklığı, görme keskinliğinde azalma, ortostatik hipotansiyon ve ototoksisitenin olduğu, denge üzerine potansiyel etkileri olabilecek ilaçların kullanımı belirlendi. Bulgular: Bu çalışmada katılımcıların %64'ünün 5 ve üzeri ilaç kullanmakta olduğu ve en sık kullanılan ilaç gruplarının Analjezikler (%65,4), anti-hipertansifer (%52,6) ve sindirim sistemi (%37,3) ilaçları olduğu belirlendi. Ayrıca katılımcıların %65,5'inin kemik metabolizması üzerine ve %93,7'sinin denge üzerine olumsuz etki potansiyeli olan bir ilaç kullanımı olduğu belirlendi. Sonuç: Osteoporoz tedavisi esnasında hasta çoklu ilaç kullanımı açısından değerlendirilmeli, kullandığı ilaçlar kaydedilmeli, varsa ilaç etkileşimleri belirlenmelidir. Özellikle belirli ilaç gruplarının kemik metabolizması üzerine olumsuz etkileri olduğundan bu grup ilaçlar mümkün olduğunca kısa süreli kullanılıp, kesilmelidir. Ayrıca görme, somatosensöryal sistem ve vestibüler sistem üzerine etkili olan ilaçların kullanımı esnasında hastaya yan etkiler açısından ayrıntılı bilgi verilmeli ve günlük yaşam aktiviteleri düzenlenmelidir. (Türk Osteoporoz Dergisi 2015;21: 5-9)Öğe The relation between ischemia modified albumin levels and carotid intima media thickness in patients with rheumatoid arthritis(Wiley, 2019) Uslu, Ali U.; Kucuk, Adem; Balta, Sevket; Ozturk, Cengiz; Arslan, Sevket; Tekin, Levent; Kucuksen, SamiBackground Cardiovascular diseases, among which atherosclerotic heart disease, are known to be one of the most important mortality and morbidity causes in patients with rheumatoid arthritis (RA). Ischemia modified albumin (IMA) is a potential marker that can be used to assess atherosclerosis-related myocardial ischemia. Another frequently used marker for the assessment of atherosclerotic lesions is the carotid intima media thickness (CIMT). Aim To evaluate the role that IMA has on atherosclerosis development and its clinical usability in patients with RA, by assessing the values of IMA and CIMT. Methods and materials Our prospective study was conducted between June 2012 and March 2013 at the Rheumatology Department of Necmettin Erbakan Meram Medical School, Turkey. Fifty-two RA patients, diagnosed according to the 1987 criteria of the American College of Rheumatology, and an age- and sex-matched control group of 46 healthy subjects were included in this study. Results No significant difference was detected between the groups with respect to age, sex and body mass index. In the patient group the IMA and CIMT values were found to be 0.37 +/- 0.12 absorbance units (ABSU) and 0.80 +/- 0.22 mm, respectively, while in the control group they were 0.31 +/- 0.11 ABSU and 0.51 +/- 0.18 mm, respectively. The IMA and CIMT values were significantly higher in the patient group (P = 0.022 and P < 0.0001, respectively). A positive correlation was found between IMA, CIMT and Disease Activity Score of 28 joints (P = 0.016 and P = 0.002, respectively). Conclusion Since the values of IMA were higher in the patient group compared to controls and because of its correlation with CIMT, we suggest the use of IMA as an early marker of atherosclerosis in RA patients.Öğe Sever Disease: An Important Cause of Heel Pain in Children; Case Report(Galenos Yayincilik, 2014) Karahan, Yavuz Ali; Salbas, Ender; Tekin, Levent; Yasar, Ozan; Kucuk, AdemCalcaneal apophysitis is the most common cause of heel pain in children and described as Sever disease. Sever disease typically occurs during a growth spurt and at the beginning of a new sport season. The disease is associated with only the heel pain in children and does not occur after puberty. In a child presenting with heel pain, the differential diagnosis may include achilles tendonitis, retrocalcaneal bursitis, calcaneal stress fractures, calcaneal cysts, osteomyelitis, and plantar fasciitis. Other reasons included in the differential diagnosis can be ruled out with a well-performed clinical evaluation. Although Sever disease is a common clinical entity there are quite a few documentations about this disease in national and international literature. In this article we aimed to present a 12-year-old male patient who presented with complaints of bilateral heel pain and limping, and to evaluate signs and symptoms, diagnostic approaches and treatment protocols of the disease in the light of current literature.Öğe Sever Hastalığı: Çocuklarda Topuk Ağrısının Önemli Bir Nedeni; Olgu Sunumu(2014) Karahan, Yavuz Ali; Salbaş, Ender; Tekin, Levent; Yaşar, Ozan; Küçük, AdemÇocuklardaki topuk ağrısının en sık nedeni kalkaneal apofizittir ve Sever hastalığı olarak tanımlanmıştır. Tipik olarak hızlı büyüme evresindeki çocuklarda ve egzersiz sezonunun başlangıcında görülür. Sadece çocuklardaki topuk ağrısı ile ilişkilidir ve puberteden sonraki dönemde görülmez. Topuk ağrısı ile başvuran bir çocuk hastada ayırıcı tanıda aşil tendiniti, retrokalkaneal bursit, kalkaneal stres kırığı, kalkaneal kistler, osteomiyelit ve plantar fasiit göz önünde bulundurulmalıdır. İyi bir klinik değerlendirme ile ayırıcı tanıda yer alan diğer nedenler Sever hastalığından ayrılır. Sık karşılaşılan bir klinik tablo olmasına rağmen Sever hastalığı hakkında ulusal ve uluslararası literatürde oldukça az dokümantasyon bulunmaktadır. Yazımızda bilateral topuk ağrısı ve aksayarak yürüme şikayetleri ile başvuran 12 yaşındaki erkek hasta eşliğinde, hastalığın, belirti ve bulgularını, tanısal yaklaşımlarını ve tedavi protokollerini güncel literatürler eşliğinde sunmayı amaçladık.