Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 34
  • Öğe
    Evaluation of pupil diameter for pain assessment in interventional headache management
    (Kare Publishing, 2023) Yılmaz, Resul; Kocadağ, Gökhan; Arıcan, Şule; Özdemir, Mustafa; Reisli, Ruhiye; Tuncer Uzun, Sema
    Objectives: Pain is a subjective experience. Besides, sensory, affective and behavioral responses, and autonomic response are part of pain response to noxious stimuli. Evaluation of pupil diameter by pupillometry has been used as an alternative method for pain assessment. In algologic procedures like interventional headache management have not been addressed in the literature. Herein, we investigated changes in pupil diameter during interventional headache management as an objective method for pain assessment. Methods: Demographic data of the patients were collected before the bilateral major occipital nerve blockage (MONB) pro-cedure. Numeric rating score (NRS) and pupil diameter measurements by pupillometer were recorded before MONB. Standard MONB procedure was applied to all patients. Pain assessment and pupillary diameter measurements were obtained after nerve blockage. Results: Twenty-eight patients were included in this study. Mean age was 41.03 +/- 12.63 years. There is no difference between the hemodynamic parameters before and after the procedure. Post-procedure NRS and pupil diameter values were signifi-cantly lower than pre-procedure values. There was a positive correlation between changes in NRS scores and changes in the right and left pupil diameters. Conclusion: There was a significant correlation between NRS score and pupil diameter in patients who underwent MONB. Monitoring of pupil diameter can be used for pain assessment during headache treatment. Evaluation of pupil diameter is a new approach in pain palliation. Future research is needed to study the effect of other parameters, that is, gender, age, origin of pain, acute, and chronic pain on pupil diameter and to evaluate its application in different algological procedures.
  • Öğe
    Transapical Aortic Valve Implantation in High-Risk Aortic Stenosis: A Case Report
    (2016) Özer, Abdullah; Dal, İlker; Okan, Uğurlu; Sarkılar, Gamze; Kayrak, Mehmet; Ege, Erdal; Özdemir, Kurtuluş; Sarıgül, Ali
    Yetmiş iki yaşında bayan hasta göğüs ağrısı ve solunum sıkıntısı şikayetiyle ekokardiyografiye yönlendirildi, sonrasında ciddi aort darlığı tanısı konuldu. Klinik bakış açısıyla AVR bu vakada çok riskliydi, bu yüzden tedavi seçeneği sol ön torakotomiyle transapikal yaklaşımla TAVI'ydi. Bu olgu sunumunda ülkemizde bu yeni prosedürle olan deneyimimizi paylaşıyoruz.
  • Öğe
    Multi Travmalı Bir Olguda İnfraklaviküler Blok Deneyimimiz
    (2017) Sargın, Mehmet; Sarıtaş, Tuba Berra; Gamze , Sarkılar; Otelcioğlu, Şeref
    Travma hastalarında anestezi uygulamaları, hastanın travmasından doğan sebeplerden, hastanın daha önce mevcut olan sistemik hastalıklarından ve birçok acil multi travma hastasında olduğu gibi açlık süresinin uygun olmamasından dolayı özellik göstermektedir. Uygun hastalarda ultrasonografi eşliğinde yapılan periferik sinir blokları bu tür hastalarda anestezi uygulamalarını kolaylaştırmaktadır. Bu makalede multi travmalı bir hastadaki ultrason eşliğinde infraklaviküler blok uygulaması sunulmuştur
  • Öğe
    A probable case of movement disorder (Tardive dyskinesia) due to duloive dxetine treatment
    (2018) Yılmaz, Resul; Üstün, Damlanur; Uzun, Sema Tuncer; Reisli, Ruhiye; Türk, Şeyda
    Tardive dyskinesia and tardive dystonia are caused by dopamine receptor blocking agents, mostly antipsychotics and sometimes antidepressants or calcium channel blockers. Duloxetine is a serotonin-noradrenaline reuptake inhibitor used in thetreatment of diabetic neuropathic pain and fibromyalgia, as well as major depression. In this case, we aimed to discuss the tardive dyskinesia-like appearance of a patient using duloxetine due to fibromyalgia.
  • Öğe
    Hastanemiz Anestezi Polikliniğine Başvuran Hastaların Memnuniyet Durumlarının Değerlendirilmesi
    (2017) Hanedan, Bedia Mine; Tavlan, Aybars; Yılmaz, Resul; Tuncer Uzun, Sema
    Sağlık hizmetlerinin geliştirilmesi için gerekli olan öğelerin en iyi şekilde kullanılmasında, hasta beklenti ve memnuniyetinin dikkate alınması çok önemlidir. Bu çalışmanın amacı, Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Anestezi Polikliniğine başvuran hastaların memnuniyet düzeyini değerlendirmek ve hasta memnuniyetini etkileyen faktörleri saptamaktır.Anket araştırması, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Hastanesi, Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı’nda Kasım 2015 - Şubat 2016 tarihleri arasında poliklinik hizmeti almak üzere başvuran hastalarda yapıldı. Söz konusu dönemde, polikliniğe başvuran ve araştırmaya katılmayı kabul ederek aydınlatılmış onam formunu onaylayan 200 hasta çalışmaya alındı. Anket formu, poliklinik işlemlerinin bitiminde yüz yüze görüşme tekniği ile dolduruldu. Hastaların anestezi polikliniğine başvuruları ile anestezi onamlarını almaları arasında geçen süre ve ASA skorları kaydedildi. Ayaktan hasta memnuniyet katsayısı 90.32 olarak bulundu. Hastaların %72’si kayıt işlemleri için, %68.5’i tahlil/tetkik için çok beklemediğini, %98’i doktorun, %96’sı personelin kibar ve saygılı olduğunu belirtti. Üniversite ve üstü eğitim seviyesinde ve okur yazar olmayan hastaların memnuniyet katsayısı diğer eğitim seviyelerine göre daha düşük bulundu (p0.01). Hastaların anestezi polikliniğine başvuruları ile anestezi onamlarını almaları arasında geçen ortalama süre 3.001,014 saat idi. ASA skoru ile anestezi onamını almaları için geçen süre arasında istatistiksel olarak anlamlı fark yoktu (p0.08). Hastanemiz anestezi polikliniğine başvuran hastaların memnuniyet düzeyinin yüksek, üniversite ve üstü eğitim seviyesinde ve okur-yazar olmayan hastalarda ise memnuniyet düzeyinin diğer eğitim seviyesindeki hastalara göre daha düşük olduğu saptandı. Tahlil/tetkik ve kayıt işlemlerindeki bekleme süresini kısaltacak çalışmalarında memnuniyet düzeyini arttırmada faydalı olacağı kanaatine varıldı.
  • Öğe
    An unexpected complication: Acute dystonic reaction following use of ondansetron
    (2017) Yılmaz, Resul; Yaman, Rabia; Bulun Yediyıldız, Merve; Topal, Ahmet
    Postoperative nausea and vomiting is one of the most common complications and shows variety depends on anesthesia method and management. Different drug groups are used for the prophylaxis and treatment of nausea and vomiting.Ondansetron, a “carbazalone” derivative, is structurally similar to serotonin and effectively used in the treatment of nausea and vomiting, particularly in chemotherapy applications, by antagonizing the selective 5-hydroxytryptamine-3 (5-HT3) receptor.Ondansetron has also been used for postoperative nausea and vomiting effectively and safely for a long time. In this case report, we aimed to present visual disturbance and acute dystonic reaction following use of ondansetron for postoperative nausea and vomiting.
  • Öğe
    Takayasu Arteritine Bağlı Serebral Perioperatif Komplikasyonları Önlemede Near Infrared Spectroscopy Kullanımı
    (2017) Topal, Ahmet; Türk, Şeyda; Tosun, Osman Mücahit; Karaarslan, Esma; Koyuncu, Mustafa; Koç, Hasan U.; Tavlan, Aybars
    Takayasu arteriti (TA); idiyopatik, kronik inflamatuvar, aorta ve dallarını tutabilen nadir bir hastalıktır. %80 oranında 40 yaşın altındaki kadınlarda görülür. TA aynı zamanda periferik nabızların alınamaması ile karakterizedir. TA hastalarının anestezi yönetimi ile ilgili bilgiler, literatürde çoğunlukla sezaryen vakaları olmak üzere, izole olgu sunumları ile sınırlıdır. Bu olgu sunumunda TA’li 69 yaşında bilateral karotis, pulmoner arter ve subklavian arter tutulumu olan, laparoskopik kolesistektomi operasyonu geçirecek hastamızda Near Infrared Spectroscopy (NIRS) gibi ileri monitörizasyon yöntemi uygulanmış, TA’ya bağlı olası postoperatif komplikasyonların önlenmesi ve uygun anestezi yönetiminin seçilmesi amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Rejyonel Anestezi Altında Gelişen Kemik Sement İmplantasyon Sendromu: Olgu Sunumu
    (2017) Sargın, Mehmet; Borazan, Hale; Otelcioğlu, Şeref
    Rejyonel anestezi altında gelişen kemik sement implantasyon sendromu: Olgu sunumu Kemik sement implantasyon sendromu hipoksi, hipotansiyon, kardiyak aritmiler, pulmoner vasküler direnç artışı ve kardiyak arrest ile ilişkilidir ve sement kullanılan ortopedik hastalarda mortalite ve morbidite sebebidir. Nadir görülmesi ve iyi tanımlanamamış olması nedeniyle literatür bilgileri vaka sunumları ile sınırlıdır. Bu makalede kalça protezi için opere olan bir hastada gelişen kemik sement implantasyon sendromunu literatür eşliğinde sunulmuştur.
  • Öğe
    Olanzapine Bağlı Gelişen Nöroleptik Malign Sendrom
    (2014) Sarıtaş, Tuba Berra; Çankaya, Barış; Yosunkaya, Alper
    Nöroleptik malign sendrom (NMS), antipsikotiklerle tedavi sonrasında ortaya çıkabilen, bilinç değişikliği, yüksek ateş, otonom fonksiyon bozukluğu ve kas rijiditesi belirtileri ile kendini gösterir. Nadir, fakat ölüm olasılığı bulunan idiosenkratik bir reaksiyondur. Etiyolojisi tam olarak bilinmemektedir. NMS ile ilişkili mortalite ve morbidite erken tanı, kullanılan ilacın hemen kesilmesi ve agresif bir tedavi ile azaltılabilir. Olanzapin, thienobenzodiazepin sınıfından yapısı ve nörotransmitter üzerine etkisi klozapine benzer atipik antipsikotik bir ilaçtır Burada bipolar bozukluk nedeniyle 5 yıldır düzenli olarak olanzapin tedavisi altındaki bir hastada rijidite olmadan gelişen bir NMS vakasını sunmayı amaçlanmıştır. Hastanın tedavisinde erken sıvı tedavisi ve hemodiyafiltrasyonun önemini vurguladık.
  • Öğe
    Noonan Sendromu ve anestezi yönetimi
    (2017) Ökesli, Selmin; Şimşek, Hacer; Erdoğan, Alev; Yılmaz, Resul
    Noonan sendromu (NS) otozomal dominant geçiş gösterebilen veya sporadik olarak ortaya çıkabilen, 1:1000-1:2000 insidanslıbir hastalıktır. Sendroma konjenital kardiyak anomaliler, böbrek malformasyonları ve lenfatik sistem patolojileri, puberte gecikmesi,işitme kaybı, kanama diyatezi ve orta derecede mental retardasyon da eşlik edebilir. Preoperatif değerlendirmenin çok önemliolduğu bu hastalarda, hem havayolu yönetimi açısından hem de hemodinamik ve metabolik açıdan gerekli önlemleri alabilmekiçin hastalığın seyri iyi sorgulanmalıdır. Bu olgu bildiriminde, kısa süreli bir müdahale olan dakriosistorinostomi (DSR) operasyonuiçin genel anestezi planlanan hastada laringeal maske (LMA) uygulamasını sunmak ve NS'nu tartışmak istedik.
  • Öğe
    Limb-Girdle Musküler Distrofi’li Gebede Anestezi Yönetimi
    (2019) Yılmaz, Resul; Reisli, Ruhiye; Tosun, Osman Mücahit; Topal, Ahmet; Tuncer Uzun, Sema
    Limb-girdle musküler distrofiler (LGMD), otozomal dominant veya resesif geçiş özelliği gösteren,pelvis ve omuz çevresi kaslarında ilerleyici zayıflık ve atrofi ile ortaya çıkan, heterojen bir hastalıkgrubudur. Rejyonal anestezi sezeryan operasyonları için hem anne açısından hem de bebek açısından birçok avantajlara sahip olmakla birlikte, kas hastalığı öyküsü bulunan hastalarda rejyonal anestezi uygulaması ile etkin bir anestezi sağlanabilmektedir. Bununla birlikte, genel anestezinin bu hastalar için öngörülen komplikasyonlarından uzak durmak da olasıdır. LGMD sık görülmemekle birlikte, anestezi yönetimi açısından özellikli noktalar içermektedir. Bu olguda, LGMD’li gebede anestezi yönetimimize ait klinik deneyimimizi sunmayı amaçladık.
  • Öğe
    Limb-Girdle müsküler distrofili çocuk hastada anestezi yönetimi
    (2014) Sarkılar, Gamze; Mermer, Aydın; Yücekul, Melike; Çeken, Bedia Mine; Altun, Celadettin; Otelcioğlu, Şeref
    Limb-girdle müsküler distrofileri, genetik ve klinik özellikleri açısından farklılıklar gösteren bir hastalık grubudur. Bu hastalıklar cerrahi ve anestezi ile ilişkili yaşamı tehdit eden komplikasyonlara neden olabilir. Bu olguda limb-girdle müsküler distrofili bir çocuk hastanın anestezi uygulaması sunulmaktadır.
  • Öğe
    Minimal İnvaziv Yöntemle Dikişsiz Aort Kapak Replasmanı: Olgu Sunumu
    (2016) Özer, Abdullah; Uğurlu, Okan; Sarkılar, Gamze; Ege, Erdal; Sarıgül, Ali
    Kliniğimize Aort Darlığı (AD) tanısıyla kabul edilen iki hastamıza, ileri yaş ve klasik cerrahi riskinin yüksek olması nedeniyle anterior torakotomi ile minimal invaziv girişim yapılarak dikişsiz aort kapağı implantasyonu yapılmıştır. Minimal invaziv girişimin ileri yaş ve yüksek riskli ciddi aort darlığı olan hastalarda, klasik cerrahiye oranla çok daha uygun bir cerrahi tedavi seçeneği olduğu kanısındayız.
  • Öğe
    Glanzmann Trombastenili Olguda Tromboelastografi Eşliğinde Anestezi Yönetimi
    (2014) Topal, Ahmet; Kılıçaslan, Alper; Erol, Atilla; Çankaya, Barış; Otelcioğlu, Şeref
    Glanzmann trombastenisi (GT) ölümcül kanamalara yol açabilen, nadir görülen otozomal resesif geçişli bir hastalıktır. Anestezistler bu kanama riskinin farkında olmalı ve gerekli önlemleri almalıdırlar. Bu yazıda, tromboelastografi traseleri rehberliğinde trombosit transfüzyonu sonrası başarılı hipospadias tamiri yapılan 9 yaşındaki GT tanılı erkek olgu sunulmuştur.
  • Öğe
    The Effect of Sevoflurane and Desflurane on the Early Postoperative Cognitive Functions in Geriatric Patients
    (2013) Tavlan, Aybars; Topal, Ahmet; Kılıçaslan, Alper; Erol, Atilla; Çobanoğlu, Halit; Otelcioğlu, Şeref
    Our aim was to compare the effects of desflurane and sevoflurane on cognitive functions of geriatric patients that were planned for elective surgery under general anestesia. After national ethical committee approval, 40 patients (aged 65-75 yr) were enrolled. Patients were allocated to either the desflurane (n20) or the sevoflurane (n20) group. In all patients anaesthesia will be induced with propofol and remifentanyl, and maintained with the anaesthetics desflurane, or sevoflurane, and remifentanyl. Emergence times from anaesthesia and Aldrete scores were recorded. Cognitive function will be evaluated with two cognitive test; Blessed Short Orientation Memory Concentration Test (BOMC) and standardized mini mental test (SMMT) preoperatively and postoperatively at 60, and 180 minute after extubation. The mean extubation time, eye opening time and Aldrete scores were similar in the desflurane and sevoflurane groups (p0,05). There were no significant differences between the desflurane and the sevoflurane groups when the BOMC and MMST scores were compared preoperatively, and postoperatively at 60, and 180 min (p0,05).The result of this study indicate that there is no difference between effects of desflurane and sevoflurane anesthesia on postoperatif cognitive functions in the elderly.
  • Öğe
    Acute pancreatitis due to hypertriglyceridaemia in pregnancy
    (2015) Gök, Funda; Köker, Selçuk; Kılıçaslan, Alper; Sarkılar, Gamze; Yosunkaya, Alper; Otelcioğlu, Şeref
    Gebelik sırasında hypertrigliseridemiye bağlı akut pankreatit nadir fakat hem anne hem de bebek için ölümcül sonuçlara neden olabilen ciddi klinik bir tablodur. Otuz yedi yaşında 31 haftalık familial hypertrigliseridemi ve diabetes mellitusu olan gebede akut pankreatit gelişti. İntrauterin bebek ölümü gelişen hastanın gebeliği sonlandırıldı. Tedavide insülin, octreotidin yanısıra double membrane filtration ile plasmaferez uygulanarak trigliseritlerin hızla düşürülmesi sağlandı. Trigliserid düzeyi 24 saat sonunda 9742 mg dL-1den 432 mg dL-1 düzeyine geriledi. Hasta 5 gün sonra yoğun bakımdan, 32 gün sonra hastaneden sağlıklı olarak taburcu edildi. Bu yazıda gebe vakada ciddi hipertrigliserideminin başarılı tedavisi sunulmuştur.
  • Öğe
    Canavan hastalığında anestezi yönetimi: İki olgu sunumu
    (2017) Yediyıldız Bulun, Merve; Yılmaz, Resul; Tosun, Osman Mücahit; Reisli, Ruhiye; Tuncer Uzun, Sema
    Canavan hastalığı, aspartoaçilaz enzim eksikliği ile karakterize, otozomal resesif kalıtılan ilerleyici bir lökodisitrofidir. Canavanhastalığında makrosefali, kas güçsüzlüğü, yutma bozukluğu, gastroözefageal reflü ve epilepsi görülebilecek bulgulardandır. Tedavisisemptomatiktir. Bu yazıda Canavan hastalığı olan iki olguda uyguladığımız anestezi deneyiminin tartışılması amaçlanmıştır.
  • Öğe
    Determination Of Propofol And İsoflurane Anesthesia Depth With Bispectral İndex Monitorization İn Dogs Undergoing Ovariohysterectomy Procedure
    (2014) Sarıtaş, Kadir; Yılmaz, Oktay; Korkmaz, Musa; Sarıtaş, Tuba Berra
    Bu çalışmada, propofol ve izofluran anestezisinde anestezi derinliğinin bispektral indeks (BIS) ve vital parametrelerin izlenmesi ile karşılaştırılması için 12 adet dişi köpek kullanıldı. Hayvanlar ovariohisterektomi operasyonu için rastgele iki gruba bölündü (n6 her grupta). Hayvanlar atropin sülfat (0.04 mg/kg, sc) ve midazolam (0.3 mg/kg, iv) ile premedike edildi. Anestezi indüksiyonu gruplarda propofol (5 mg/kg, iv) ile sağlandı. Genel anestezi ilk grupta propofol (PRO grubu) ile ikinci grupta %2 izofluran (ISO grubu) ile devam ettirildi. Non-invaziv sistolik (SAP), diastolik (DAP), ortalama arteriyel kan basıncı (MAP), nabız sayısı (HR), solunum sayısı (RR), hemoglobin oksijen saturasyonu (SpO2) ve BIS anestezi öncesi (0. dakika, T0), anestezi boyunca (T5, T10, T15) ve anestezi sonunda (T30) ölçülürken BIS ölçümü anestezi sonlandırıldıktan 5 dakika sonra (T35) da ölçüldü. HR, RR, SAP ve DAP değerleri gruplar arasında farklılık göstermedi. MAP değeri her iki grup içinde istatiktiksel olarak farklılık oluşturmadı. Bununla birlikte, T5, T10, T15 ve T30 ölçüm zamanlarında PRO grubundaki MAP değerinin ISO grubuna göre yüksek olduğu belirlendi (P0.05). PRO ve ISO gruplarında tüm ölçüm zamanlarındaki BIS değerlerinin anestezi öncesi değere göre daha düşük olduğu izlendi. BIS değerinin ISO grubunda T5 veT10 zamanında, PRO grubunda ise T15 zamanında yüksek olduğu gözlendi (P0.05). Sonuç olarak, bispektral indeksin veteriner pratikte anestezi derinliğinin ölçümünde faydalı olduğu ve propofol ile yürütülen total intravenöz anestezinin izofluran anestezisine alternatif olarak kullanılabileceği ileri sürülmektedir.
  • Öğe
    Girişimsel İşlemler İçin Sakral Kanal ve Hiatusun Çok Kesitli Bilgisayarlı Tomografi ile Morfometrik Analizi
    (2015) Kılıçaslan, Alper; Keskin, Fatih; Babaoğlu, Ozan; Gök, Funda; Erdi, Mehmet Fatih; Kaya, Bülent; Özbiner, Hüseyin; Özbek, Orhan; Koç, Osman; Kaçıra, Burkay Kutluhan
    AmAÇ: Yakın zamanda sakral kanal, omurga hastalıklarının minimal invaziv tanı ve tedavi işlemleri için "bir koridor olarak" sıkça kullanılmaya başlanmıştır. Çalışmanın amacı sakral kanalın, hiatusun ve çevre yapıların farklı yaş gurupları ve cinsiyete göre morfometrik analizlerinin çok kesitli bilgisayarlı tomografi yöntemiyle incelenmesidir. yÖNTem ve GeReÇLeR: Üç farklı yaş grubuna (20-80 yaş arasında) ayrılan 300 yetişkin (150 kadın ve 150 erkek; 20-80 yaş) hastanın multiplanar rekonstrüksiyon görüntüleri kaydedildi ve geriye dönük olarak incelendi. Sakral hiatus ve çevre yapılar ile sakral kanala ait çeşitli anatomik ölçümler yapıldı. Sakral kurvatür açısı ve lumbosakral lordotik açı kaydedildi. BuLGuLAR: Bazı olgularda hiatus yokluğu (%0,3), komplet agenezis (%1) ve kemik septum (%2,6) gibi kemik anomalilerine rastlandı. Anteroposterior (AP) Hiatus çapı olguların %5'sinde 2 mm nin altındaydı. Tüm yaş gruplarında, hiatus AP çapı ve hiatus alan ve "sakral kanal AP çapının en kısa mesafesinin" ortalaması, 60-80 yaş grubunda, 20-40 yaş grubuna göre daha kısaydı (p0,01). Sakral kanal AP çapın en küçük olduğu lokalizasyon, en çok olguların %59,2'unda S2 ve %33,9'unda S3 seviyesinde idi. Maksimum kurvatür seviyesi olguların %63,3'ün de S3 ve %26,7'sin de S2 seviyesinde idi. Sakral kürvatur açı ve lumbosakral lordotik açı sırayla 164 and 134 olarak ölçüldü. soNuÇ: Sakral yapılarda anatomik varyasyonlar sık görünür. Anatominin ayrıntılı analizi, girişimsel işlemlerin başarısını ve güvenilirliğini artırabilir.
  • Öğe
    Normal ve zor havayolu simülasyonlarında C-MAC D-Blade, Konvansiyonel C-MAC ve Macintosh Laringoskopların karşılaştırılması
    (2014) Kılıçaslan, Alper; Topal, Ahmet; Erol, Atilla; Tuncer Uzun, Sema
    AMAÇ: Yakın bir zamanda zor havayolu yönetiminin mevcut potansiyelini daha da geliştirmek için CMAC sistemine, bladei daha fazla açılandırılmış CMAC D-blade eklendi. Bu çalışmanın amacı, normal ve zor havayolu simülasyonlarında yeni CMAC D-blade in laringoskopik görüntü ve entübasyon parametrelerini konvansiyonel CMAC video laringoskop ve Macintosh direkt laringoskop (ML) ile karşılaştırarak araştırmaktı. YÖNTEMLER: Bu randomize kontrollü çalışma 26 deneyimli anestezi uygulayıcısı tarafından gerçekleştirildi. Endotrakeal entübasyon işlemleri Laerdal SimMan mankeninde: (1) normal havayolu, (2) servikal omurga immobilizasyonu, (3) dil ödemi senaryolarında gerçekleştirildiler. Entübasyon süreleri, başarı oranları, entübasyon deneme sayıları, laringoskopi görüntüleri, diş kompresyonunu şiddeti kaydedildi. BULGULAR: Tüm senaryolarda videolaringoskoplar Macintosh laringoskoptan daha iyi görüntü sağladılar ve daha az diş kompresyonuna neden oldular. Servikal omurga immobilizasyonu senaryosunda D-blade diğer laringoskoplara göre daha az diş kompresyonuna neden oldu (p0,001). Entübasyon başarısı açısından videolaringoskoplar arasında fark yoktu (p0,05). CMAC ile en kısa entübasyon süreleri elde edildi. ML ile başarısızlık oranı %19 idi. Dil ödemi senaryosunda, CMAC ile daha başarılı ve daha hızlı entübasyon sağlandı (p0,001). Videolaringoskoplar arasında laringoskopik görüntü skorları ve diş basısı açısından fark yoktu (p0,05). Başarısız entübasyon oranı ML ile %46 ve D-blade ile %7 idi. SONUÇ: CMAC D-blade servikal omurga immobilizasyonu senaryosunda konvansiyonel CMAC ve MLa göre daha az diş kompresyonuna neden olmuştur. Konvansiyonel CMAC ile dil ödemi senaryosunda D-blade ve MLa göre daha iyi entübasyon şartları sağlanmıştır. Bu iki videolaringoskop farklı zor havayolu şartlarında birbirlerini tamamlayabilirler