Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 10 / 10
  • Öğe
    Evaluation of Er:YAG lasers on pain perception in pediatric patients during caries removal: A split-mouth study
    (2018) Korkut, Emre; Gezgin, Onur; Özer, Hazal; Şener, Yağmur
    OBJECTIVE: Fear and anxiety is a major problem in the treatmentof pediatric patients. The pain that occurs during theuse of caries removal instruments has a strong potentialof triggering dental anxiety and fear in most children andadults. This study aimed to evaluate and compare the painperceptions of children who underwent caries removal viaan Er:YAG laser and traditional rotary instruments.MATERIALS AND METHOD: Occlusal caries was removed fromthe permanent molar teeth of 120 pediatric patients whoreferred to the Department of Pediatric Dentistry, Facultyof Dentistry, Necmettin Erbakan University, usingan Er:YAG laser and high- and low-speed rotary instruments.All restorative procedures were performed by oneclinician. The participant children were asked to choose avalue or figure from the Wong-Baker FACES Pain RatingScale, and the data were analyzed using the Wilcoxon test(?0.05).RESULTS: A statistically significant difference was foundbetween the groups (p0.05). In the Er:YAG laser group,20.83% of the participants, and in the conventional group,6.66% of the participants selected the option ‘no hurt’.The option ‘hurts worst’ was selected in neither of thegroups.CONCLUSION: The use of Er:YAG laser for caries removalcauses less or no pain during the operations, comparedto traditional rotary instruments. Therefore, it can be arguedthat Er:YAG laser is a more comfortable and acceptablealternative for pediatric patients.
  • Öğe
    Dental Findings In Marfan Syndrome: A Case Report
    (2017) Bostancı, Büşra; Korkut, Emre; Ünlü, Nimet
    Marfan sendromu, öncelikle kas-iskelet sistemi, kalp-damar sistemi ve gözleri etkileyen anomaliler ile karakterize, otozomal dominant bir bağ dokusu hastalığıdır. Enfektif endokardit riski nedeniyle sendromun erken tanısının önemli olduğu ileri sürülmektedir. 7 yaşındaki kadın hasta alt çenenin ön bölgesindeki dişlerin çapraşıklığı şikâyeti ile kliniğimize başvurdu. Ayrıntılı klinik ve radyografik muayene sonucu hastanın çoklu tedavi ihtiyacı olduğu belirlendi. Hastanın derin çürükleri dikkate tedaviler girişimden bir saat önce olacak şekilde tasarlanan antibiyotik proflaksisi altında gerçekleştirildi. Hastaya diş hekimine düzenli olarak gelmesi önerildi ve ortodontik değerlendirilmeye yönlendirildi.
  • Öğe
    Kalan kron miktarının ve iki farklı fiber-post sistemlerinin endodontik tedavili dişlerin kırılma dayanımları üzerine etkisi
    (2016) Çelebi, Hakkı; Terlemez, Arslan; Büyükerkmen, Emine Begüm; Ünlü, Nimet; Korkut, Emre
    Kalan kron miktarının ve iki farklı fiber-post sistemlerinin endodontik tedavili dişlerin kırılma dayanımları üzerine etkisi Amaç: Bu in-vitro çalışmanın amacı iki farklı cam fiber-post sistemiyle restore edilen endodontik tedavi görmüş mandibular premolar dişlerde 2 mm yüksekliğinde kron varlığının ya da yokluğunun, dişlerin kırılma dayanımına etkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Endodontik tedavi görmüş 56 adet yeni çekilmiş tek köklü insan premolar dişi rastgele 2 gruba ayrıldı. Bir grupta dişler mine-sement birleşim yerinden kesildi. Diğer grup mine-sement birleşiminin 2 mm yukarısından kesildi. Gruplar iki alt gruba ayrıldı. GC ve Glassix olmak üzere iki farklı cam fiber post sitemi kök kanallarına simante edildi (n14). Simantasyon işlemi çift aşamalı polimerize olan rezin siman (Panavia SA Cement Plus Automix , Kuraray Noritake Dental Inc., Japonya) ile gerçekleştirildi ve dişlerin koronal kısmı kompozit rezin kor materyali (Estelite Posterior, Tokuyama Dental Corp., Tokyo, Japonya) ile restore edildi. Daha sonra dişlerin üst yapısı metal destekli seramik sistemle restore edildi. Her bir numune akrilik rezin içerisine gömüldü ve üniversal bir yükleme test cihazına monte edildi. Dişin uzun aksına 135 derece açı ile 1 mm/dk piston hızıyla kırık oluşuncaya kadar yük uygulandı. Kırık tipleri X20 büyütmeli ışık mikroskobu altında incelenerek, tamir edilebilir ve tamir edilemez olarak sınıflandırıldı. Elde edilen verilerin istatistiksel analizleri Two Way ANOVA ve Tukey HSD testleri vasıtasıyla gerçekleştirildi. Bulgular: Endodontik tedavi görmüş dişlerin kırılma direnci üzerinde bu çalışmada kullanılan post sistemlerinin ve kron yüksekliklerinin önemli derecede etkilendiği görülmüştür (p0.000). En yüksek kırılma dayanımının Glassix cam fiber post uygulanan ve 2 mm kron varlığı olan grupta olduğu görülmüştür. Sonuç: Her iki cam fiber post sistemi uygulamasında, 2 mm kron varlığının olması dişlerin kırılma dayanımını arttırıcı etki ortaya koymuştur.
  • Öğe
    Genel Anestezi Altında Yapılan Diş Tedavilerinin Çocukların Yaşam Kalitesi Üzerine Etkisi
    (2017) Korkut, Emre; Gezgin, Onur; Özer, Hazal; Alan, Raif; Şener, Yağmur
    Erken çocukluk çürüğü bulunan 0-72 ay aralığındaki çocuklarda, dental işlemlerin uygulanması sırasında yaşa bağlı kooperasyon bozukluğu, anksiyete gelişmesi, işlem seanslarının uzun olması gibi sebeplerden dolayı genel anestezi yöntemi sıklıkla tercih edilmektedir. Erken çocukluk çürüklerinin, çocuk hastaların ve ailelerinin yaşam kalitelerini önemli düzeyde etkilediği bilinmektedir. Yaşam kalitesi değerlendirmelerinde çocuklar ve ebeveynleri için günümüze kadar birçok farklı anket geliştirilmiştir. Günümüzde 6 yaş altındaki çocuklar için Ebeveyn Algı Anketi ve Aile Etki Ölçeği olmak üzere iki kısımdan oluşan Erken Çocukluk Çürüğü Ağız Sağlığı Ölçeği kullanılmaktadır. Çalışmaya, Necmettin Erbakan Üniversitesi, Diş Hekimliği Fakültesi, Pedodonti Anabilim Dalında genel anestezi altında dental tedavileri gerçekleştirilen 158 hasta ve ebeveynleri dahil edildi. İşlem öncesi hastaların demografik bilgileri ve dmft değerleri kaydedildi. İşlem öncesinde ve işlemi takip eden 2. ve 4. haftalarda ebeveynlerden ilgili anketi doldurmaları istendi. Veriler SPSS programı ile istatistiksel olarak analiz edildi. Etki boyutu 0.7’den büyükse, veride meydana gelen değişim büyük bir değişim olarak kabul edildi. Verilerin değerlendirilmesi sonucu genel anestezi altında yapılan tedaviler sonrasında tüm değerlerde istatistiksel olarak anlamlı bir azalma gözlendi. Çocuğun oral semptomları ve fonksiyonel durumuna ait bölümlerdeki azalmanın diğer bölümlere kıyasla daha fazla olduğu tespit edildi. Sonuç olarak erken çocukluk çürüğü gözlenen çocuklarda genel anestezi altında gerçekleştirilen dental işlemlerin hastalar ve ailelerinin yaşam kalitelerini arttıracak yönde etki ettiği görülmektedir.
  • Öğe
    Pediatrik Onkoloji Hastalarında Dental Yaklaşım
    (2017) Korkut, Emre; Esen, Alparslan; Demiray, Fatma; Şener, Yağmur
    Çocukluk çağı kanserlerinin oranı son iki yıldır nispeten sabit kalmış olmasına rağmen, erken tanı ve tedavi yöntemlerindeki gelişmeler sayesinde ölüm oranlarında ciddi düşüşler olmuştur. Günümüzde yaşanan tüm bu gelişmelere rağmen halen, kanser tanısı alan çocukların %75’inden fazlası beş yıldan fazla yaşayamamaktadır. Ağız ve diş sağlığı problemleri; kanser tedavisi öncesinde, sırasında ve sonrasında çocuğun sağlığını ve yaşam kalitesini bozabilir. Bu nedenle pediatrik diş hekimleri, bu hastaların ağız hijyeni ve diş tedavi gereksinimlerinin sağlanmasında çok önemli bir yere sahiptir.
  • Öğe
    Biyoaktif Rezin Modifiye Cam İyonomer Simanın Mekanik Özelliklerinin Karşılaştırmalı Değerlendirilmesi
    (2017) Korkut, Emre; Gezgin, Onur; Tulumbacı, Fatih; Özer, Hazal; Şener, Yağmur
    AMAÇ: Dental restoratif materyalin fonksiyonel kuvvetlere direnme kabiliyeti, uzun süreli klinik performansı için önemli bir gerekliliktir. Basınç ve bükülme mukavemeti ile yüzey mikro sertliği, dental restoratif malzemelerin önemli fiziksel özellikleridir. Bu çalışmanın amacı dört farklı rezin modifiye cam iyonomer siman (RMGIC)'ın mekanik özelliklerini karşılaştırmaktır. YÖNTEM: Çalışmada kullanılan materyaller; Photac Fil Quick Aplicap (3M ESPE, Minnesota, ABD), GC Fuji II GP (GC Corporation, Tokyo, Japonya), Riva Light Cure (SDI, Illionis, ABD) ve ACTIVA Bioactive (Pulpdent Corporation, Watertown, ABD). Basınç dayanımı, eğilme mukavemeti ve yüzey mikro sertliğini test etmek için ISO standardına göre numuneler hazırlandı (n 10). Veriler, SPSS yazılımı (sürüm 18, SPSS Inc., Chicago, IL, ABD) kullanılarak analiz edildi. Tek yönlü ANOVA ve Tukey HSD post hoc testi materyallerin arasındaki farkları saptamak için yapıldı (p 0.05). BULGULAR: En yüksek basınç ve eğilme mukavemet değerleri ACTIVA Bioactive'den elde edildi. Photac Fil Quick Applicap'ın yüzey mikro sertlik değerleri ile ACTIVA Bioactive arasında anlamlı fark gözlenmedi. Riva Light Cure, eğilme mukavemeti ve yüzey mikro sertliğinde en düşük değerleri sergiledi. SONUÇ: Bu çalışmanın sınırlılıkları içinde, ACTIVA Biyoaktif Restoratif materyal, geleneksel RMGIC'lere göre daha iyi mekanik ve fiziksel özellikler göstermiştir. Bununla birlikte, bu dental restoratif materyalin klinik performansını doğrulamak için kontrollü klinik çalışmalar tavsiye edilmektedir.
  • Öğe
    Comprehensive Dental Treatments Under Pediatric General Anesthesia
    (2017) Gezgin, Onur; Korkut, Emre; Abaklı İnci, Merve; Şener, Yağmur
    Amaç: Dental genel anestezi (DGA) çocuk hastalar için son derece etkili bir tedavi yöntemidir. Buna rağmen, pek çok risk barındırması sebebiyle son çare olarak değerlendirilir. Bu çalışmanın amacı genel anestezi altında yapılan dental tedavilerin sebeplerini, hastaların karakteristik özelliklerini ve yapılan tedavi seçeneklerini belirlemektir. Gereç ve yöntem: 2-14 yaş aralığında değişen 99 hastanın, 2014-2016 yılları arasında genel anestezi altında dental tedavileri yapılmıştır. Veriler klinik dental muayene ve hasta velilerinin doldurduğu bir anket aracılığı ile toplanmıştır. Araştırma verilerinin toplanması için; ebeveyn eğitim düzeyi, sosyoekonomik durum, akraba evliliği, fiziksel/mental yetersizlik, genel anestezi altında yapılan tedavi geçmişi gibi konulardan oluşan 8 soruluk anket hazırlamıştır ve yapılan dental tedavi verileri değerlendirilmiştir. Bulgular: Bu çalışmada 99 hastanın verileri değerlendirilmiştir. 72 hasta kooperasyon sorunu, 12 hasta otizm, 12 hasta epilepsi, 3 hasta serebral palsi hastalığı sebepleriyle genel anestezi altında tedavi edilmiştir. Toplamda 1020 tedavi yapılmış olup; bunların 45.8 % restoratif tedavi, 34.4% diş çekimi, 19.8% endodontik tedavi ve koruyucu tedavilerdir. Sonuç: Genel anestezi zor bir tedavi seçeneği olmasına rağmen; fiziksel/mental yetersizliği ve kooperasyon sorunu olan hastaların kaliteli bir şekilde tedavi edilmesini sağlar. Bu çalışma pediatrik diş hekimliği hastalarında dental genel anestezinin bir ihtiyaç olduğunu ancak davranış yönlendirme tekniklerinin de geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir.
  • Öğe
    Adeziv güçlendiricinin kompozitin daimi dişe mikrogerilim bağlanma dayanımına etkisi
    (2014) Altan, Halenur Onat; Göztaş, Zeynep; Tosun, Gül; Şener, Yağmur
    Amaç: Bu çalışmanın amacı adeziv güçlendiricinin daimi diş dentinine bağlanma performansını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmada on adet çürüksüz mandibular molar diş kullanıldı. Dişlerin okluzal yüzeyleri tüm mineyi ortadan kalkacak şekilde su soğutması altında elmas separe ile uzaklaştırılarak dentin yüzeyleri açığa çıkarıldı. Dentin yüzeyleri 600-800-1000-1200 grit zımparalarla su altında zımparalandı ve dişler rastgele iki gruba ayrıldı; Grup 1: Total etch (Adper Scotchbond Multi Purpose Plus, 3M ESPE, UK), Grup 2: Total etch adezyon güçlendirici (Enhance, Reliance, USA). Kompozit rezin restorasyonlar 4-5 mm yükseklikte olacak şekilde yerleştirildi. Su içerisinde (37oC) 24 saat bekletilen dişler 1mm2 lik örnekler elde edilecek şekilde kesitler alındı ve 62 örnek elde edildi. Tüm örneklere mikrogerilim bağlanma testi 1mm/dak hız ile kırılma meydana meydana gelene kadar uygulandı. Kırılma yüzeyleri stereomikroskop altında incelendi. İstatistiksel analiz bağımsız t testi ile değerlendirildi. Bulgular: Grup 1 ve Grup 2'den elde edilen mikrogerilme bağlanma dayanımı değerleri sırasıyla 27,47 MPa ve 27,66 MPa olarak kaydedildi. Gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı (p0,05). Sonuç: Elde edilen sonuçlara göre Enhance adezyon güçlendirici kompozit rezinin daimi dişe bağlanma dayanımını geliştirmemiştir
  • Öğe
    Effects of adhesive systems applied under fissure sealants to microleakage and shear bond strength
    (2015) Botsalı, Murat Selim; Küçükyılmaz, Ebru; Tosun, Gül; Altunsoy, Mustafa; Şener, Yağmur
    The aim of this study was to examine the effectof bonding agents under fissure sealants on bond strengthand microleakage.MATERIALS ANDMETHOD: A total of 210 freshly extracted noncarious human third molar teeth were used (105 teeth forshear bond strength and 105 teeth for microleakage assessment). The teeth were randomly assigned to 14groups, with 15 teeth in each group. Fissurit FX was applied to the etched enamel in the control groups. In the experimental groups, the self-etch adhesives: Clearfil SEBond, G Bond, Clearfil DC Bond and the total-etch adhesives: Prelude, Adper Single Bond and Optibond S wereapplied and light-cured followed by the subsequent application and light-curing of Fissurit FX. Shear bond strengthwas tested to failure in a universal testing machine with a1 mm/min crosshead speed. The shear bond strength datawas analyzed by using One Way ANOVA and Tukey HSDtests. Microleakage was evaluated by using a dye penetration method after mechanical loading and thermocycling. The microleakage data was analyzed by using theKruskal-Wallis and Tamhane tests. RESULTS: The microleakage of the Adper Single Bond Plusgroup was significantly less than that of the control group (p>0.05). However, the shear bond strength value of theAdper Single Bond Plus group was significantly less thanthat of the control group, again. The shear bond strengthvalue of Clearfil SE Bond was significantly greater thanthat of the control group (p>0.05).CONCLUSION: Clearfil SE Bond improved the shear bondstrength, and Adper Single Bond Plus decreased the microleakage of the fissure sealant. An inverse relationship was found between the microleakage and the shear bond strength performances of Adper Single Bond Plus.
  • Öğe
    İzole oligodonti: Olgu sunumu ve iki yıllık takip
    (2014) Yıldırım, Yasin; Botsalı, Murat Selim; Şener, Yağmur; Korkut, Emre
    Oligodontia is defined as the congenitally missing of six or more teeth, excluding the third molars. Oligodontia can occur isolated or as a part of a syndrome. Treatment of those patients is usually composed of oral surgery, and orthodonty and a prosthodonty. In this case report clinical findings and rehabilitation of a patient suffered from isolated oligodontia was presented.