İnme sonrası gelişen plantar fleksör spastisitesinin tedavisinde yüksek yoğunluklu lazer tedavisi ile ekstrakorporal şok dalga tedavisinin karşılaştırılması

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2022

Yazarlar

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmada ayak bileği plantar fleksör kaslarına yönelik uygulanan ESWT ve HILT tedavilerinin,inme geçiren hastalarda plantar fleksör kaslardaki spastisite ve fonksiyonel yürüme parametreleri üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Yöntem: İnme sonrası rehabilitasyon amacıyla Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Kliniğine yönlendirilen ve plantar fleksör kaslarda modifiye Ashworth skalasına göre 1-3. derecede spastisitesi olan 42 hasta rastgele olarak 3 gruba ayrıldı: Yalnızca rehabilitasyon,ESWT+rehabilitasyon, HILT+rehabilitasyon. Rehabilitasyon grubuna haftada 5 gün, her gün 1 saat, toplam 3 hafta süreyle standardize rehabilitasyon programı uygulandı. ESWT+rehabilitasyon grubuna rehabilitasyon programına ek olarak haftada 1 gün, gastroknemius kas kütlesine, 15 mm aplikatör ile 5 Hz frekans, 0.340 mJ/mm2 enerji yoğunluğu, 2000 atış ile ardışık 3 hafta toplamda 3 seans ESWT uygulandı. HILT +rehabilitasyon grubuna ise rehabilitasyon programına ek olarak haftada 3 gün, her gün 4 dakika süreyle gastroknemius kas kütlesi üzerine longitudinal hareketler ile 5 watt 50 j/cm2 enerji yoğunluğu ile biyostimulan modda, ardışık 3 hafta toplamda 9 seans HILT uygulandı. Hastaların demografik özellikleri, inme tipi, inme süresi, dominant taraf ve etkilenen tarafları belirlendi. Her hasta çalışmaya başlamadan önce, başlangıçtan 1 ve 3 ay sonra modifiye Ashworth skalası, Brunnstrom evresi, pasif ayak bileği dorsifleksiyon açısı, zamanlı kalk ve yürü testi, 10 metre yürüme testi,Fugl–Meyer testi ve Berg denge testi ile değerlendirildi. Bulgular: Başlangıçta tüm sosyodemografik ve klinik parametreler açısından gruplar arasında fark yoktu.Rehabilitasyon grubunda başlangıca göre 1. ve 3. ay ayak bileği dorsifleksiyon eklem hareket açıklığı (p=047)ve MAS skorlarında (p=0,21); ESWT+ Rehabilitasyon grubunda ise başlangıca göre 1. ve 3. ay ayak bileği dorsifleksiyon eklem hareket açıklığında(p=0,080) anlamlı iyileşme görülmezken, Brunnstrom evreleri, Fugl-Meyer testi sonuçları, Berg denge ölçeği, zamanlı kalk ve yürü testi ve 10 metre yürüme hızları açısından her üç grupta da 1. ay ve 3. ay değerlerinde başlangıca göre anlamlı düzelme gözlendi. Bununla birlikte, tedavi sonrasında gruplar arasında tüm sonuç ölçütleri açısından istatistiksel olarak anlamlı bir fark gözlenmedi. Sonuç: Çalışma sonunda inme sonrasında rehabilitasyon programına ayak bileği plantar fleksör kaslarına yönelik ESWT ya da HILT modalitelerinin eklenmesinin, spastisiteyi azlatma yönünden anlamlı faydası olsa da motor iyileşme, yürüme ve denge fonksiyonları üzerinde istatiksel olarak anlamlı bir katkısı olmadığını gördük.
In this study, it was aimed to compare the effects of ESWT, and HILT treatments applied to ankle flexor muscles on spasticity and functional gait parameters in stroke patients. Method: Forty–two stroke patients with ankle flexor spasticity ranked 1-3 according to the modified Ashworth scale who were referred to Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty, Physical Medicine and Rehabilitation Clinic for post-stroke rehabilitation were randomly divided into 3 groups: rehabilitation only,ESWT+rehabilitation and HILT+rehabilitation. A standardized rehabilitation program was applied to the rehabilitation group for 1 hour every day, 5 days a week, for a total of 3 weeks. ESWT+rehabilitation group received 3 sessions of ESWT once a week for 3 consecutive weeks with a 15 mm applicator, 5 Hz frequency, 0.340 mJ/mm2 energy density, 2000 shots to the gastrocnemius muscle mass in addition to the rehabilitation program. HILT+rehabilitation group received HILT with an energy density of 5 watts, 50 j/cm2 in biostimulant mode on the gastrocnemius muscle mass 4 minutes/day, 3 days a week for consecutive 3 weeks, 9 sessions in total in addition to the rehabilitation program Demographic characteristics, type of stroke, duration of stroke, dominant side and affected side of the patients were determined. Each patient was evaluated with the modified Ashworth scale, Brunnstrom stage, passive ankle dorsiflexion angle, timed up and go test, 10-meter walking test, Fugl–Meyer test, and Berg balance test before starting the study, 1 and 3 months after baseline. Results: All baseline sociodemograhic and clinic characteristics showed no significant difference between the groups. Whereas there was no significant improvement in ankle dorsiflexion joint range of motion and MAS scores in the rehabilitation group, and ankle dorsiflexion joint range of motion in the ESWT+rehabilitation group in the 1st and 3rd months compared to baseline, a significant improvement was observed in all three groups in 1st and 3rd months compared to the baseline in terms of Brunnstrom stage, Fugl-Meyer test, Berg balance test, timed up and go test and 10-meter walking test. However, there were no statistically significant differences in terms of all outcome measures between groups after treatment. Conclusion: At the end of the study, we found that adding ESWT or HILT modalities for the ankle plantar flexor muscles to the rehabilitation program after stroke had a significant benefit in reducing spasticity but did not have a statistically significant contribution to motor recovery, walking and balance function.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Spastisite, Ekin deformitesi, HILT, ESWT, Spasticity, Equine deformity, HILT, ESWT

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Uslu, K. (2022). İnme sonrası gelişen plantar fleksör spastisitesinin tedavisinde yüksek yoğunluklu lazer tedavisi ile ekstrakorporal şok dalga tedavisinin karşılaştırılması. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı, Konya.

Koleksiyon