Çocuk yoğun bakım ünitesinde tedavi alan hastalarda Kidney Injury Molecule-1'in (KIM-1) erken böbrek hasarını tespit etmedeki değeri

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2025

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Akut böbrek hasarı, daha önceden akut böbrek yetmezliği olarak da isimlendirilen böbrek fonksiyonlarının ani bir şekilde kaybını tanımlayan klinik tablodur. Fonksiyon kaybının süresinin yedi gün veya daha kısa olması durumunda akut böbrek hasarı olarak adlandırılır. Erişkinlere göre çocuk hastalarda akut böbrek hasarı insidansı daha düşük olsa da, son yıllarda tanı olanaklarının artmasıyla birlikte insidansın yükselme eğiliminde olduğu bilinmektedir. Özellikle yoğun bakım ünitesine yatışlar; çoklu organ yetmezliği açısından önemli bir risk faktörüdür. Akut böbrek hasarında erken tanı ve müdahale için çeşitli skorlama sistemleri ve evreleme yöntemleri geliştirilmiştir. ABH tanısı için klasik belirteçler olan kan üre azotu, serum kreatinin, glomerül filtrasyon hızı, idrar çıkışı takibine ek olarak son yıllarda yeni biyobelirteçler üzerinde de çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Kidney Injury Molecule-1 bu biyobelirteçlerden biridir. En çok proksimal tübül hücrelerinde eksprese olduğu bilinen bu transmembran glikoprotein, hipoksi, toksisite ve inflamasyon gibi durumlarda tübül lümenine salınarak serumda ve idrarda tespit edilebilir hale gelmektedir Bu çalışma Mayıs 2024 ile Haziran 2024 tarihleri arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Yoğun Bakım Ünitesi’nde yatan 0-18 yaş aralığında 43 hasta ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Polikliniği’ne başvuran herhangi bir şikayeti veya hastalığı bulunmayan 44 sağlıklı çocuk dahil edilerek prospektif olarak yürütülmüştür. Hasta grubundan birinci ve yedinci günlerde, kontrol grubundan ise başvuru anında alınan idrar örneklerinde ELISA yöntem kullanılarlak Kidney Injury Molecule-1 düzeyleri ölçülmüş ve spot idrar kreatinin düzeyine oranlanarak standardizasyon sağlanmıştır. Böbrek fonksiyonları, serum kreatinin, kan üre azotu ve Schwartz yöntemi ile hesaplanan glomerüler filtrasyon hızı ile takip edilmiştir. İdrar Kidney Injury Molecule-1/kreatinin oranının hastalığı öngörmedeki tanısal performansı, Receiver Operating Characteristics eğrisi analizi ile değerlendirilmiştir. Receiver Operating Characteristics eğrisi altında kalan alan; Area Under Curve hesaplanarak modelin ayrım gücü belirlenmiştir. Birinci gün ölçümlerine ilişkin Receiver Operating Characteristics analizinde Area Under Curve, %95 güven aralığında 0,943 (0,892–0,993) olarak hesaplanmış ve p<0,001 bulunmuştur. Bu ölçüm için belirlenen cut-off değeri 0,4050 olup bu eşik değerde duyarlılık %88,4; özgüllük %90,9; pozitif prediktif değer %90,5 ve negatif prediktif değer %88,9 olarak saptanmıştır. Yedinci gün ölçümlerine ait Receiver Operating Characteristics analizinde ise Area Under Curve, %95 güven aralığında 0,973 (0,938–0,999) olarak hesaplanmış, p değeri <0,001 bulunmuştur. Belirlenen cut-off değeri 0,7050 olup, bu eşik değerde duyarlılık %86,0; özgüllük %100,0; pozitif prediktif değer %100,0 ve negatif prediktif değer %87,5 olarak belirlenmiştir. Kontrol grubunun idrarda Kidney Injury Molecule-1/kreatinin oranı ortancası 0,18 pg/μg kreatinin (0,14-0,24), hasta grubun birinci gün ortancası 0,93 pg/μg kreatinin (0,60-1,51), yedinci gün ortancası 1,66 pg/μg kreatinin (1,14-2,56) olarak ölçülmüştür. Kontrol grubunun ise Kidney Injury Molecule-1/kreatinin düzeyi, hasta grubunun hem birinci hem de yedinci gün değerlerinden anlamlı düzeyde daha düşük bulunmuştur (p<0,001). Ayrıca hasta grubunun birinci gün ölçülen Kidney Injury Molecule-1/kreatinin düzeyi, yedinci güne kıyasla anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır (p<0,001). Elde edilen bulgular doğrultusunda Kidney Injury Molecule-1‘in akut böbrek hasarının erken tanısında klasik belirteçlere kıyasla daha duyarlı ve özgül bir biyobelirteç olduğu sonucuna varılmıştır. Özellikle klinik olarak henüz belirgin böbrek fonksiyon bozukluğu gelişmemiş hastalarda Kidney Injury Molecule-1 düzeyindeki artışın; olası akut böbrek hasarı gelişimi açısından uyarıcı nitelikte olabileceği düşünülmektedir. Bu nedenle, erken tanı ve tedavi planlamasında yol gösterici bir belirteç olabileceği kanaatindeyiz. Literatürde Kidney Injury Molecule-1 ile ilgili çok sayıda pediatrik çalışma bulunmakla birlikte, bizim çalışmamızın çocuk yoğun bakım ünitesinde tedavi edilen hastalarda farklı risk faktörleri ile Kidney Injury Molecule-1 düzeyleri arasındaki ilişkiyi değerlendirmesi açısından özgün bir nitelik taşıdığı düşünülmektedir. Bu yönüyle Kidney Injury Molecule-1’in hangi klinik durumlarda öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin yol gösterici nitelikte olup literatüre anlamlı bir katkı sunacağını kanaatindeyiz.

Acute kidney injury, previously termed acute renal failure, is defined as a clinical condition characterized by a sudden loss of kidney function. It is referred to as acute kidney injury when the functional loss occurs within seven days. Although the incidence of acute kidney injury is lower in pediatric patients compared to adults, it is known to be increasing in recent years due to improved diagnostic capabilities. Pediatric intensive care unit admissions are major risk factors for multi-organ failure, and various staging and risk scoring systems have been developed for early diagnosis and intervention in acute kidney injury. In addition to traditional markers such as blood urea nitrogen, serum creatinine, glomerular filtration rate, and urine output, new biomarkers have begun to be studied. These biomarkers offer the potential to detect subclinical acute kidney injury, enabling early intervention and thereby reducing morbidity and mortality. Kidney Injury Molecule-1 is one of these biomarkers. It is a transmembrane glycoprotein predominantly expressed in proximal tubular cells, which is released into the tubular lumen during conditions such as hypoxia, toxicity, and inflammation, becoming detectable in serum and urine. This prospective study was conducted between May 2024 and June 2024, and included 43 patients aged 0–18 years who were admitted to the Pediatric intensive care unit of Necmettin Erbakan University Medical Faculty, and 44 healthy controls. Urine samples were collected from patients on the first and seventh days of hospitalization, and from the control group at admission. Kidney Injury Molecule-1 levels were measured using the ELISA method and standardized by correcting for urinary creatinine. Kidney functions were monitored using serum creatinine, blood urea nitrogen, and glomerular filtration rate calculated by the Schwartz formula. The diagnostic performance of urinary KIM-1/creatinine ratio for predicting disease was evaluated via Receiver Operating Characteristic analysis, and the area under the curve was calculated to determine model discrimination. On the first day, the area under the curve was calculated as 0.943 (95% CI: 0.892– 0.993; p<0.001) with a cut-off value of 0.4050, sensitivity of 88.4%, specificity of 90.9%, positive predictive value of 90.5%, and negative predictive value of 88.9%. On the seventh day, the area under the curve was 0.973 (95% CI: 0.938–0.999; p<0.001), with a cut-off value of 0.7050, sensitivity of 86.0%, specificity of 100.0%, positive predictive value of 100.0%, and negative predictive value of 87.5%. The median urinary Kidney Injury Molecule-1/creatinine ratio was 0.18 pg/μg creatinine (0.14–0.24) in the control group, 0.93 pg/μg creatinine (0.60–1.51) on the first day in the patient group, and 1.66 pg/μg creatinine (1.14–2.56) on the seventh day. The Kidney Injury Molecule-1/creatinine ratio in the control group was significantly lower than both first and seventh-day values in the patient group (p<0.001). Furthermore, the first-day Kidney Injury Molecule-1/creatinine levels in the patient group were significantly lower than those on the seventh day (p<0.001). Based on these findings, it was concluded that Kidney Injury Molecule-1 is a more sensitive and specific biomarker for the early diagnosis of acute kidney injury compared to conventional markers. Notably, an increase in Kidney Injury Molecule-1 levels in patients without clinically evident kidney dysfunction may indicate early-stage acute kidney injury, thereby guiding early diagnosis and therapeutic planning. Although numerous pediatric studies have been published on Kidney Injury Molecule-1, our study is unique in evaluating the relationship between different risk factors and Kidney Injury Molecule-1 levels in patients treated in the pediatric intensive care unit. In this respect, our findings may provide guidance on when Kidney Injury Molecule-1 measurement should be prioritized in clinical evaluation and offer a meaningful contribution to the literature.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

akut böbrek hasarı, acute kidney injury, biyobelirteç, biomarkers, çocuk yoğun bakım ünitesi, pediatric intensive care units, kidney injury molecule-1, nefrotoksitite, nephrotoxicity

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Kömür, E. Y. (2025). Çocuk yoğun bakım ünitesinde tedavi alan hastalarda Kidney Injury Molecule-1'in (KIM-1) erken böbrek hasarını tespit etmedeki değeri. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya