Psöriasis tedavisinde biyolojik ajanların rutin laboratuvar parametrelerine olan etkileri
Yükleniyor...
Tarih
2024
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Amaç: Kronik sistemik bir hastalık olan psöriasisin şiddetini ve hastalık aktivasyonu değerlendirmek için çoğunlukla psöriasis alan şiddet indeksi (PAŞİ) kullanılmaktadır. PAŞİ’nin zaman alıcı olması ve subjektif kriterler içermesi nedeni ile klinik pratikte kullanımı sınırlıdır. Literatürde hızlı ve kolay bakılabilen çeşitli laboratuvar parametreleri ve parametre oranları psöriasisli hastalarda sağlıklı kontrollere kıyasla daha yüksek saptanmıştır ve hastalık aktivitesi, hastalık komorbiditeleri ile ilişkili bulunmuştur. Çalışmamızda psöriasis tedavisinde kullanılan biyolojik ajanların bu parametrelere olan etkilerini karşılaştırmak amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya Ocak 2016 ile Ocak 2024 arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji Kliniği’nde psöriasis vulgaris nedeni ile biyolojik ajan (Adalimumab, Ustekinumab, Sekukinumab, İksekizumab, Guselkumab, Risankizumab) tedavisi kullanan 511 hasta dahil edildi. Hastaların laboratuvar parametreleri retrospektif olarak incelendi. Biyolojik tedavi alan hastaların başlangıç ve tedavi sonrası 3 ve 6. aylarda sedim (ESR), C-reaktif protein (CRP), nötrofil/lenfosit oranı (NLO), trombosit/lenfosit oranı (TLO), nötrofilxtrombosit/lenfosit (SII=sistemik inflamasyon indeksi), monosit/lenfosit oranı (MLO), ortalama trombosit hacmi (MPV), trombosit kitle indeksi (TKİ= trombositxMPV), eritrosit dağılım genişliği (RDW), trombosit dağılım genişliği (PDW) gibi laboratuvar parametreleri hesaplanarak kayıt edildi.
Bulgular: Çalışmaya katılan 271’i erkek 240’ı kadın olmak üzere toplamda 511 hasta dahil edildi. Bunlardan 104’ü Adalimumab, 116’sı Ustekinumab, 100’ü Sekukinumab, 63’ü İksekizumab, 54’ü Guselkumab, 74’ü Riskankizumab kullanmaktaydı. Çalışmaya dahil edilen hastaların %44,3’ünün(225 hasta) ek hastalığı bulunmaktaydı. %36’sı hipertansiyon, %31,1’i diyabet, %13,3’ü hiperlipidemi, %13,3’ü psikiyatrik hastalıklar, %10’u kardiyovasküler hastalıklar (KVH), %6’sı hipotiroidi ve %28,8’i diğer ek hastalıklara sahipti. Biyolojik ajan fark etmeksizin tüm hastalarda NLO, TLO, SII değerlerinde tedavi sonrası 3. ve 6. ayda başlangıç değerlerine kıyasla anlamlı azalma izlenmiştir (p=0,01). RDW 3. ayda başlangıca kıyasla anlamlı azalma göstermiştir (p=0,01). ESR ise tedavi sonrası 3. ay değerleri 6. aya kıyasla anlamlı düşük saptanmıştır (p=0,04). ESR ve CRP değerlerinde 3. ayda başlangıca göre azalma izlenmiş fakat anlamlı saptanmamıştır (p>0,05). MLO, PDW, TKİ ve MPV değerlerinde ise başlangıç ve tedavi sonrası 3 ve 6.aylarda anlamlı farklılık saptanmamıştır (p>0,05). Anti-TNF grubu biyolojik ajanlar interlökin (IL) inhibitörlerine kıyasla NLO, TLO ve SII değerlerinde anlamlı daha fazla azalmaya neden olmuştur (p=0,01; p=0,00; p=0,00).
Sonuç:
Psöriasis hastalarında hastalık şiddetinin değerlendirilmesinde, tedavi yanıtını ve tedavi seçiminin düzenlenmesinde yardımcı olabilecek parametrelere ihtiyaç vardır. Yapılan çalışmalarda bu parametreler ile ilgili birçok yayın olmasına karşın biyolojik ajanların bu inflamasyon parametrelerine olan etkilerini karşılaştıran sınırlı sayıda çalışma mevcuttur. Çalışmamız bu açıdan kıymetlidir.
NLO, TLO, SII, RDW değerlerinde biyolojik ajanlar ile tedavi sonrası anlamlı azalma izlenmiştir. Bu parametrelerin tedaviye yanıtı değerlendirmek için kullanılabileceği düşünülmektedir. NLO, TLO ve SII değerlerinde anti-TNF ile tedavi edilen grupta diğer biyolojik ajanlara kıyasla anlamlı daha fazla azalma saptanmıştır. Bu durum TNF-α inhibitörlerinin IL inhibitörlerine kıyasla sistemik inflamasyonu baskılamada daha iyi olabileceğini ve psöriasis hastalığında özellikle kardiyovasküler komorbiditeler varlığında daha çok tercih edilebileceğini göstermektedir. ESR ve CRP değerleri biyolojik tedavi sonrası sayısal azalma göstermiş fakat bu fark anlamlı saptanmamıştır. ESR ve CRP’nin tedaviye yanıtı değerlendirmek için uygun olmadığı düşünülmektedir. MLO, PDW, TKİ ve MPV değerlerinde biyolojik ajanlar ile tedavi sonrası anlamlı fark saptanmamıştır. Bu nedenle bu parametrelerin tedaviye yanıtı değerlendirmek için uygun olmadığı düşünülmektedir
Objective: The Psoriasis Area Severity Index (PASI) is primarily used to evaluate the severity and activation of psoriasis, a chronic systemic disease. However, PASI's time-consuming nature and subjective criteria limit its use in clinical practice. Various laboratory parameters and parameter ratios that are quick and easy to assess have been found to be higher in psoriasis patients compared to healthy controls and are associated with disease activity and comorbidities. This study aims to compare the effects of biological agents used in psoriasis treatment on these parameters. Materials and Methods: The study included 511 patients who received biological agents (Adalimumab, Ustekinumab, Secukinumab, Ixekizumab, Guselkumab, Risankizumab) for psoriasis vulgaris at Necmettin Erbakan University Medical Faculty Dermatology Clinic between January 2016 and January 2024. The patients' laboratory parameters were retrospectively analyzed. The parameters recorded at baseline and 3 and 6 months post-treatment included erythrocyte sedimentation rate (ESR), C-reactive protein (CRP), neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), platelet-to-lymphocyte ratio (PLR), systemic inflammation index (SII = neutrophil × platelet / lymphocyte), monocyte-to-lymphocyte ratio (MLR), mean platelet volume (MPV), platelet mass index (PMI = platelet × MPV), red cell distribution width (RDW), and platelet distribution width (PDW). Results: The study included a total of 511 patients, 271 males and 240 females. Among them, 104 were treated with Adalimumab, 116 with Ustekinumab, 100 with Secukinumab, 63 with Ixekizumab, 54 with Guselkumab, and 74 with Risankizumab. Comorbidities were present in 44.3% (225 patients), with 36% having hypertension, 31.1% diabetes, 13.3% hyperlipidemia, 13.3% psychiatric disorders, 10% cardiovascular diseases, 6% hypothyroidism, and 28.8% other comorbidities. Regardless of the biological agent used, there was a significant decrease in NLR, PLR, and SII values at 3 and 6 months post-treatment compared to baseline (p=0.01). RDW showed a significant decrease at 3 months compared to baseline (p=0.01). ESR values at 3 months post-treatment were significantly lower than at 6 months (p=0.04). Although ESR and CRP values decreased at 3 months post-treatment compared to baseline, the changes were not statistically significant (p>0.05). There were no significant differences in MLR, PDW, PMI, and MPV values at baseline and at 3 and 6 months post-treatment (p>0.05). Anti-TNF biological agents caused significantly greater reductions in NLR, PLR, and SII values compared to IL inhibitors (p=0.01; p=0.00; p=0.00). Conclusion: In the assessment of disease severity in psoriasis patients, parameters that can assist in evaluating treatment response and in adjusting treatment choices are needed. Despite the existence of numerous studies on these parameters, there are limited studies comparing the effects of biological agents on these inflammation parameters. Our study is valuable in this respect. A significant decrease in NLR, PLR, SII, and RDW values was observed after treatment with biological agents. It is thought that these parameters can be used to evaluate the response to treatment. A significantly greater reduction in NLR, PLR, and SII values was found in the group treated with anti-TNF compared to other biological agents. This suggests that TNF-α inhibitors may be better at suppressing systemic inflammation compared to IL inhibitors and might be preferred more, especially in the presence of cardiovascular comorbidities in psoriasis patients. ESR and CRP values showed a numerical decrease after biological treatment, but this difference was not found to be significant. It is thought that ESR and CRP are not suitable for evaluating the response to treatment. No significant difference was found in MLR, PDW, TKI, and MPV values after treatment with biological agents. Therefore, it is considered that these parameters are not suitable for evaluating the response to treatment.
Objective: The Psoriasis Area Severity Index (PASI) is primarily used to evaluate the severity and activation of psoriasis, a chronic systemic disease. However, PASI's time-consuming nature and subjective criteria limit its use in clinical practice. Various laboratory parameters and parameter ratios that are quick and easy to assess have been found to be higher in psoriasis patients compared to healthy controls and are associated with disease activity and comorbidities. This study aims to compare the effects of biological agents used in psoriasis treatment on these parameters. Materials and Methods: The study included 511 patients who received biological agents (Adalimumab, Ustekinumab, Secukinumab, Ixekizumab, Guselkumab, Risankizumab) for psoriasis vulgaris at Necmettin Erbakan University Medical Faculty Dermatology Clinic between January 2016 and January 2024. The patients' laboratory parameters were retrospectively analyzed. The parameters recorded at baseline and 3 and 6 months post-treatment included erythrocyte sedimentation rate (ESR), C-reactive protein (CRP), neutrophil-to-lymphocyte ratio (NLR), platelet-to-lymphocyte ratio (PLR), systemic inflammation index (SII = neutrophil × platelet / lymphocyte), monocyte-to-lymphocyte ratio (MLR), mean platelet volume (MPV), platelet mass index (PMI = platelet × MPV), red cell distribution width (RDW), and platelet distribution width (PDW). Results: The study included a total of 511 patients, 271 males and 240 females. Among them, 104 were treated with Adalimumab, 116 with Ustekinumab, 100 with Secukinumab, 63 with Ixekizumab, 54 with Guselkumab, and 74 with Risankizumab. Comorbidities were present in 44.3% (225 patients), with 36% having hypertension, 31.1% diabetes, 13.3% hyperlipidemia, 13.3% psychiatric disorders, 10% cardiovascular diseases, 6% hypothyroidism, and 28.8% other comorbidities. Regardless of the biological agent used, there was a significant decrease in NLR, PLR, and SII values at 3 and 6 months post-treatment compared to baseline (p=0.01). RDW showed a significant decrease at 3 months compared to baseline (p=0.01). ESR values at 3 months post-treatment were significantly lower than at 6 months (p=0.04). Although ESR and CRP values decreased at 3 months post-treatment compared to baseline, the changes were not statistically significant (p>0.05). There were no significant differences in MLR, PDW, PMI, and MPV values at baseline and at 3 and 6 months post-treatment (p>0.05). Anti-TNF biological agents caused significantly greater reductions in NLR, PLR, and SII values compared to IL inhibitors (p=0.01; p=0.00; p=0.00). Conclusion: In the assessment of disease severity in psoriasis patients, parameters that can assist in evaluating treatment response and in adjusting treatment choices are needed. Despite the existence of numerous studies on these parameters, there are limited studies comparing the effects of biological agents on these inflammation parameters. Our study is valuable in this respect. A significant decrease in NLR, PLR, SII, and RDW values was observed after treatment with biological agents. It is thought that these parameters can be used to evaluate the response to treatment. A significantly greater reduction in NLR, PLR, and SII values was found in the group treated with anti-TNF compared to other biological agents. This suggests that TNF-α inhibitors may be better at suppressing systemic inflammation compared to IL inhibitors and might be preferred more, especially in the presence of cardiovascular comorbidities in psoriasis patients. ESR and CRP values showed a numerical decrease after biological treatment, but this difference was not found to be significant. It is thought that ESR and CRP are not suitable for evaluating the response to treatment. No significant difference was found in MLR, PDW, TKI, and MPV values after treatment with biological agents. Therefore, it is considered that these parameters are not suitable for evaluating the response to treatment.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Psöriasis, Psoriasis, Sistemik inflamasyon indeksi, Systemic inflammation index, Nötrofil-lenfosit oranı, Neutrophil-lymphocyte ratio, Trombosit-lenfosit oranı, Eritrosit dağılım genişliği, Platelet-lymphocyte ratio, Red cell distribution width
Kaynak
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Kıran, M. (2024). Psöriasis tedavisinde biyolojik ajanların rutin laboratuvar parametrelerine olan etkileri. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı, Konya.