Turkish EFL teachers' awareness and perspectives on artificial intelligence incorporation into language instruction

The advancement of artificial intelligence technology (AI) is redefining the traditional roles and methodologies within language instruction, providing new tools that improve both teaching efficiency and learning outcomes. The current study aimed to explore EFL teachers’ awareness and perspectives on AI incorporation in Türkiye. This study employs a mixed-method research design to accomplish this purpose. Quantitative data was collected by using “The AI Awareness Level Scale for Teachers”, consisting of 51 items and four sub-dimensions: practical knowledge, belief/attitude, the ability to associate, and theoretical knowledge. The data was collected from 448 participants through an online survey; however, due to 11 incomplete responses, the analysis proceeded with 437 participants by using the SPSS 27.0 program. Besides, qualitative data was obtained through semistructured interviews with 14 voluntary Turkish EFL teachers to provide deeper insights into the quantitative findings. The interview questions were prepared by the researcher by reviewing the relevant literature. Then it was consulted by an expert to ensure its validity and clarity. In the analysis of qualitative data, the content analysis method was employed. The audio recordings were uploaded to the MAXQDA 24 program and transcribed. According to the statistical analysis, it can be pointed out that Turkish EFL teachers have a high level of awareness related to AI technologies (M=187.60). Statistically significant differences were observed in their awareness levels based on gender and age variables. Moreover, the results from the independent sample t-test indicated that teachers holding master's or doctoral degrees scored higher on AI practical knowledge compared to those with bachelor’s degrees, indicating a more advanced understanding of how to apply AI effectively. The study also revealed that teachers with various educational backgrounds had higher scores in the theoretical knowledge sub-dimension than those who graduated in English Language Teaching. However, there was no significant difference in AI awareness level among them based on the grade levels at which they teach and their teaching experience. The qualitative data highlighted advantages such as; enhancing language skills, saving time, increasing motivation, encouraging creativity, improving interaction, providing immediate feedback, cost efficiency, and boosting self-confidence. On the other hand, it revealed notable disadvantages: the potential for fostering laziness and over-reliance on AI, reducing human interaction, inhibiting creativity, fears of job loss, ethical concerns, spreading misinformation, and increasing inequality. In essence, most participants were aware of AI, understanding both its advantages and disadvantages in teaching English. To conclude, it is advised to use AI as a supportive tool while teachers maintain the primary role.

Yapay zeka teknolojisinin ilerlemesi öğretim verimliliğini ve öğrenme sonuçlarını etkileyen yeni araçlar sunarak dil öğretimindeki geleneksel rolleri ve yöntemleri yeniden şekillendirmektedir. Bu çalışma Türkiye’deki İngilizce öğretmenlerinin yapay zeka entegrasyonuna ilişkin farkındalıklarını ve görüşlerini incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmada bu amaca ulaşmak için karma yöntemli araştırma deseni kullanılmıştır. Nicel veriler, "Öğretmenler için Yapay Zeka Farkındalık Düzeyi Ölçeği" kullanılarak toplanmıştır. Bu ölçek 51 madde ve pratik bilgi, inanç/tutum, ilişkilendirme yeteneği ve teorik bilgi olmak üzere dört alt boyuttan oluşmaktadır. Toplam 448 katılımcıdan veri toplanmış, ancak 11 eksik yanıt nedeniyle analiz 437 katılımcı ile SPSS 27.0 programı kullanılarak gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, nicel bulguları derinlemesine incelemek için 14 gönüllü öğretmen ile yarı yapılandırılmış görüşmeler yapılarak nitel veriler toplanmıştır. Görüşme soruları, ilgili literatür incelenerek araştırmacı tarafından hazırlanmış geçerliliğini sağlamak için uzman görüşüne başvurulmuştur. Bu veriler, ses kayıtları MAXQDA 24 programına yüklenerek içerik analizi yöntemi ile analiz edilmiştir. İstatistiksel analizlere göre, Türk İngilizce öğretmenlerinin yapay zeka teknolojilerine ilişkin yüksek düzeyde farkındalığa sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Cinsiyet ve yaş değişkenlerine göre farkındalık düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı farklılıklar görülmüştür. Bağımsız örneklem t-testi sonuçları, yüksek lisans veya doktora derecesine sahip öğretmenlerin, lisans derecesine sahip olanlara göre yapay zekayı etkili bir şekilde uygulama konusunda daha farklı bir anlayışa sahip olduğunu ortaya koymuştur. Ayrıca lisans mezuniyetleri birbirinden farklı olan öğretmenlerin, İngilizce Öğretmenliği bölümü mezunlarından daha yüksek teorik bilgi puanlarına sahip olduğu tespit edilmiştir. Ancak öğretmenlerin görev yaptıkları kademe türü ve öğretim deneyim yıllarına göre aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Nitel analiz sonuçları, yapay zekanın dil becerilerini artırma, zaman tasarrufu ve motivasyon artışı sağlama, yaratıcılığı teşvik etme, etkileşimi arttırma, anında geri bildirim sağlama, maliyetleri düşürme ve özgüveni artırma gibi avantajlarını ortaya koymuştur. Bunun yanı sıra, farklı dezavantajlar belirlenmiştir. Sonuç olarak, katılımcıların çoğunun yapay zeka hakkında bilgi sahibi olduğu ve İngilizce öğretiminde kullanmanın faydalarını ve zararlarını bildikleri tespit edilmiştir. Yapay zekanın İngilizce öğretiminde destekleyici bir araç olarak kullanılması, öğretmenlerin ise öğretim sürecinde merkezi rolü sürdürmeye devam etmeleri önerilmiştir.