Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe İlkokul ikinci sınıf öğrencilerinin dijital uygulamalar aracılığıyla akıcı okuma becerilerinin geliştirilmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Eryılmaz, İlksen Sena; Aşıkcan, Mehmetİlkokul eğitimi okuryazarlık becerilerinin kazandırıldığı bir dönemdir. Öğrencilerin temel okuma becerisini kazandıktan sonra okuduklarından anlamalarını beklenmektedir. Bu süreçte kelime tanıma ile okuduğunu anlama arasında bir köprü işlevi gören akıcı okuma becerilerinin gelişmiş olması olumlu etki sağlamaktadır. Akıcı okumanın kazandırılmasında çeşitli teknikler olduğu kadar farklı eğitim teknolojilerinden faydalanılması söz konusudur. Günümüzde dijital teknolojilerin hızla yaygınlaştığı için akıcı okuma becerilerinin geliştirilmesinde de bunlardan yararlanılabilmektedir. Bu kapsamda araştırmada, ilkokul ikinci sınıf öğrencilerinin Türkçe dersi kapsamında akıcı okuma becerilerinin dijital uygulamalar aracılığıyla geliştirmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda akıcı okuma güçlüğü yaşayan 10 ikinci sınıf öğrencisiyle çalışılmıştır. Araştırma deseni olarak nitel araştırma desenlerinden eylem araştırması işe koşulmuştur. Öncelikle öğrencilerin akıcı okuma becerilerinin (doğru okuma, okuma hızı ve prozodi) ve okuduğunu anlama durumlarının tespiti ile başlanmıştır. Araştırmacı hem alan yazın doğrultusunda hem de öğrencilerin mevcut durumlarını göz önüne alarak toplam altı eylem planı hazırlayıp uygulamıştır. Bu eylem planlarında hikâye edici, bilgilendirici, şiir, tekerleme gibi metin türlerinden yararlanılmıştır. Fakat etkinlikler dijital araçlar (Web 2.0 araçları) kullanılarak uygulanmıştır. Araştırmanın eylem planlarının uygulanışı dokuz hafta sürmüştür. Araştırmacı verilerin doygunluğu ve öğrencilerdeki gelişimi yeterli gördüğü andan sonra yeni bir eylem planına geçmeyi bırakmıştır. Öğrencilere son ölçümler yapıldığında ilerlemeler tespit edilmiştir. Araştırmanın sonucunda öğrencilerin doğru okuma düzeylerinin bir üst düzeye geçtiği, okuma hızlarının arttığı ve okuma prozodilerinin ilerlediği saptanmıştır. Ayrıca okuduğunu anlama durumlarında ilerlemeler tespit edilmiştir. Bu sonuçların doğrultusunda uygulanan eylem planlarının etkili olduğu anlaşılmıştır.Öğe İlkokul öğrencilerine sosyal becerilerin kazandırılmasında uluslararası ilköğretim müfredatı (IPC-International Primary Curriculum) etkililiğine ilişkin öğretmen görüşleri(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Ünal, Remzi; Koçbeker Eid, Beyhan NazlıEğitim toplumdaki tüm bireylerin sahip olmaları gereken temel bilgi, beceri, davranış ve alışkanlıkları kazandırır. Eğitimle öğrencilere kazandırılması gereken temel becerilerden biri de sosyal becerilerdir (Çubukçu ve Gültekin, 2006). Sosyal beceriler bireyin sosyal ilişkilerinde bilgiyi alması, anlamlandırması ve çözümlemesiyle birlikte gerekli tepkileri vermesi ayrıca hedefe yönelik, sosyolojik açıdan devinim içerisinde gözlenen ve gözlenemeyen bilişsel, duyuşsal öğeleri içeren ve öğrenilebilir davranışlar olarak tanımlanmaktadır (Yüksel, 1998). Sosyal becerilerin çocuğu hayata hazırlamada etkili olabilmesi için kazanılan bilgi, beceri ve alışkanlıkların, çocuğun gündelik yaşamda kullanması beklenmektedir. Bundan ötürü okul etkinlikleri ya doğrudan hayattan alınmalı ya da sonuçları hayat ile ilişkilendirilmelidir. Bu araştırmada, Uluslararası İlköğretim Müfredatının (IPC) ilkokul öğrencilerine sosyal becerileri kazandırmada etkililiği öğretmenlerin görüşleri doğrultusunda incelenmiştir. Araştırmada, nitel araştırma türlerinden biri olan durum çalışması kullanılmıştır. Böylece araştırmacının denetimi dışında kalan olgu ve olayların derinlemesine incelenmesini, nasıl ve neden sorularına bağlı kalarak, bunlarla ilgili kararlara dayalı bir süreç yönetilmiştir (Yıldırım ve Şimşek, 2011) Bu bağlamda, Uluslararası İlköğretim Müfredatının (IPC) ilkokul öğrencilerine sosyal becerileri kazandırmada etkililiği öğretmenlerin bakış açılarından yansıtılmaya çalışılarak, bu programın etkililiği üzerine ne düşündükleri, programla ilgili neyi nasıl algıladıkları ve öğretim uygulamalarında bu programın nasıl bir yeri olduğuna ilişkin deneyimleri detaylı olarak incelenmiştir. Araştırmaya özel bir ilkokulda görev yapan 3 sınıf öğretmeni ve 3 İngilizce öğretmeni katılmıştır. Araştırma verileri yarı yapılandırılmış görüşme tekniği yoluyla toplanmış, betimsel analiz ve içerik analizleri birlikte kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular doğrultusunda; Uluslararası İlköğretim Müfredatının (IPC) ilkokul öğrencilerine sosyal becerilerin kazandırılmasında etkili olduğu düşünülmektedir. Uluslararası İlköğretim Müfredatının (IPC); değerler eğitimine önem veren, çağdaş insan profiline ulaşma noktasında uluslararası bakış açısına sahip olan, öğrencilerin sosyal çevrelerinde pozitif bir iklim yaratmalarına ve akranlarıyla uyum içinde çalışmalarına olanak tanıyan bir program olduğu görülmektedir. Bununla birlikte öğretmenlerin Uluslararası İlköğretim Müfredatının (IPC) içerisinde daha etkili oldukları, öğrencilerin kişilik gelişimi ve sosyal becerileri açısından daha yönlendirici olabildikleri kanısına varılabilir. Bu sonuç, alan yazın incelemesindeki bilgilerce de desteklenmektedir.Öğe Çokgen öğretiminde Duval'in bilişsel modeliyle hazırlanan ders etkinliklerinin öğrenci başarısına etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2025) Yeşildağlar, Fatmanur; Hatır, EşrefBu araştırma çokgenler konusunun Duval’in Bilişsel Modeli ile hazırlanan ders planı ve etkinlikleriyle gerçekleştirilen öğretim sürecinin, öğrencilerin akademik başarıları üzerine etkisinin incelenmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma deneysel bir çalışmadır. Araştırma modelini kontrol gruplu ön-test son-test yarı deneysel desen oluşturmuştur. Araştırma 2023-2024 eğitim öğretim yılının ikinci döneminde Karaman ili Merkez ilçesinde bir devlet ortaokulunda öğrenim gören 7.sınıf, 34 öğrenci ile 1 hafta sürecince gerçekleştirilmiştir. Verilerin toplanmasında çoktan seçmeli 20 sorudan oluşan akademik başarı testi kullanılmıştır. Dersler kontrol grubunda Millî Eğitim Bakanlığı’nın yayınlamış olduğu ders kitabı kullanılarak geleneksel öğretim yöntemiyle, deney grubunda Duval’in Bilişsel Modeli ile hazırlanan ders planı ve etkinlikleri ile öğretim yapılmıştır. Öğretim süreci gerçekleşmeden öğrenci başarı düzeyini ölçmek amacıyla ön-test ve öğretim sürecinden sonra başarı düzeyini ölçmek için son-test yapılmıştır. Deneysel işlem sonrasında elde edilen veriler bağımlı örneklemler için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi, bağımsız örneklemler için Mann Whitney-U testi kullanılarak SPSS 27.0 paket programı ile analiz edilmiştir. Ölçme araçları ile elde edilen puanların ortalaması istatiksel olarak değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda çokgen öğretiminde Duval’in Bilişsel Modeli ile hazırlanan ders planı ve ders etkinliklerinin öğrencilerin akademik başarısını artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. Duval’in Bilişsel Modeli ile hazırlanan ders planı ve ders etkinlikleri ile gerçekleşen öğretimin, geleneksel öğretim sürecine kıyasla öğrencilerin akademik başarıları üzerine daha etkili olduğu gözlenmiştir.Öğe Okul öncesi öğretmenleri ile öğretmen adaylarının çevreye ilişkin algılarının incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Şahin Bayraktar, Hilal Güşta; Dikmenli, MusaÇevre eğitimine erken yaşlarda başlanması olumlu çevresel davranışların yaşam boyu sürdürülebilmesi için büyük öneme sahiptir. Bu nedenle okul öncesi dönem, çocuklara çevre konusunda bilgi aktarılmasında, çevre konulu etkinliklerin planlanmasında ve çevreye ilişkin farkındalığın kazandırılmasında belirleyici bir unsurdur. Okul öncesi öğretmenlerinin çocuklara çevre eğitimi sunabilmeleri için en başta kendilerinin temel çevre bilgisine sahip olmaları ve çevreye karşı olumlu tutum sahibi olmaları beklenmektedir. Bu nedenle bu çalışmada okul öncesi öğretmenleri ile okul öncesi öğretmen adaylarının çevreye ilişkin algılarının çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Tarama çalışması olarak hazırlanan bu araştırmanın örneklemini Van ilinde görev yapan 156 okul öncesi öğretmeni ile 279 okul öncesi öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Öğretmen Kişisel Bilgi Formu”, “Öğretmen Adayı Kişisel Bilgi Formu” ve “Çevresel Algı Ölçeği” kullanılmıştır. Veri analizi sonucunda, okul öncesi öğretmenlerinin ve öğretmen adaylarının çevreye ilişkin algılarının, Çevre Eğitimi Algısı ve Çevresel Sorunlara ilişkin Duyusal Algı alt boyutlarında anlamlı farklılık gösterdiği, diğer alt boyutlarda ve ölçeğin genel toplamında ise anlamlı bir farklılık göstermediği belirlenmiştir.Öğe Fen bilimleri dersi canlılar dünyası ünitesinde eğitsel oyunların kullanılmasının 5. sınıf öğrencilerinin akademik başarı ve fen öğrenmeye yönelik motivasyonlarına etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2025) Doğan, Rabia Nur; Genç, Hayriye NevinBu araştırmada, farklı eğitsel oyunlar kullanılarak işlenen dersin öğrencilerin akademik başarıları ve fen öğrenmeye yönelik motivasyonlarına olan etkisini incelemek amaçlanmıştır. Bu amaçla 5. sınıf fen bilimleri dersi “Canlılar Dünyası” ünitesinde fen bilimleri dersi öğretim programına ek olarak eğitsel oyun ile öğretiminin öğrencilerin akademik başarı ve fen öğrenmeye yönelik motivasyonları üzerine etkisi araştırılmıştır. Araştırma karma desene göre tasarlanmıştır. Araştırmada nicel veriler toplanırken ön test son test yarı deneysel desen kullanılmıştır. Araştırma 2023-2024 eğitim öğretim yılında Aksaray’ın Eskil ilçesinde 2 köy okulunda 5. sınıfta öğrenimine devam etmekte olan 25 öğrenci ile yapılmıştır. Köy okullarından biri deney grubunu (N=12) diğeri kontrol grubunu (N=13) oluşturmuştur. Araştırma toplam 4 hafta sürmüştür. Araştırmanın nicel verileri “Canlılar Dünyası Akademik Başarı Testi” ve “Fen Öğrenmeye Yönelik Motivasyon Ölçeği” ile nitel verileri ise “Görüşme Formu” ile toplanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen nicel verilerin analizi SPSS programı kullanılarak yapılmıştır. Bağımlı ve bağımsız örneklem t-testleri ile sonuçlar karşılaştırılmıştır. Nitel verilerin analiz sürecinde ise içerik analizi yöntemine başvurulmuştur. Elde edilen bulgulardan ulaşılan sonuçlara göre eğitsel oyun kullanımı sonucunda akademik başarı ve fen öğrenmeye yönelik motivasyonda deney grubunun lehine anlamlı fark bulunmuştur. Ayrıca deney grubundan rastgele seçilen öğrencilere uygulanan görüşme formu sonucunda eğitsel oyunların öğrencilerde eğlendirme, heyecanlandırma, mutlu etme, kalıcı öğrenme, kolay anlama gibi duyuşsal ve bilişsel özelliklerinde olumlu etkileri olduğu görülmüştür.Öğe Ortaokul 5. sınıf insan ve çevre ünitesi kazanımlarının çevresel davranış, çevresel ilgi ve tutuma etkilerinin incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2025) Coşar, Aysel; Şeker, RenanBu araştırma 2023-2024 Eğitim-Öğretim yılı ikinci döneminde Konya İli Meram İlçesine bağlı üç devlet ortaokulunun 5. sınıflarına devam eden öğrencilerle yürütülmüştür. Her okuldan 40’ar öğrenci olmak üzere toplam 120 öğrenci araştırmaya katılmıştır. Bu araştırmada, 2018 yılı fen bilimleri dersi öğretim programı 5.sınıf “insan ve çevre ünitesi” kapsamında edinilen kazanımların; çevresel davranış, çevresel ilgi ve çevresel tutuma etkileri çeşitli değişkenler yönünden incelenmiştir. Bu değişkenler cinsiyet, yaş, kardeş sayısı, anne-baba eğitim durumu, oturduğu ev ve evcil hayvan besleme durumudur. Araştırma tek gruplu deneysel desene göre yürütülmüştür. Araştırmada öğrencilerin “ insan ve çevre” ünitesine ait akademik başarılarını, çevresel davranışlarını, çevresel ilgilerini ve çevresel tutumlarını ölçmek için 4 farklı ölçek üniteye başlanmadan hemen önce ön test, ünite işlendikten sonra son test olarak uygulanmıştır. Uygulama kısmı 5 hafta süren araştırmada yapılan analizler sonucu öğrencilerin ön test ve son test puanlarının normal dağılım gösterdiği görülmüştür. Bu sebeple elde edilen verileri analiz etmek için parametrik testlerden bağımlı örneklem t-testinden yararlanılmıştır. Yapılan uygulamanın öğrencilerin genel puanları, okunulan okulun, cinsiyetin, yaşın, kardeş sayısının, anne baba eğitim durumunun, oturduğu evin, evcil hayvan besleme durumlarının bu puanlara etkileri incelenmiştir. İnsan ve çevre ünitesinin işlenmesi sonrasında ortaokul 5. sınıf öğrencilerinin, akademik başarı puanları artarken ve çevresel ilgi puanlarının azalmış olduğu görülmüş, çevresel davranış ve tutum puanlarında anlamlı bir farklılığa rastlanmamıştır. Akademik başarı puanları incelendiğinde okunulan okullardan birinde başarı puanı değişmezken diğer iki okulda öğrencilerin puanları önemli düzeyde artmıştır. Diğer değişkenlerden cinsiyete göre kız öğrencilerin başarı puanları artarken, erkek öğrencilerde anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Yaş değişkenine göre 11 yaşında olanlarda, kardeş sayısı değişkeni yönünden iki ve daha az sayıda kardeşe sahip olanlarda, anne eğitim durumu yönünden ilkokul ve üniversite mezunu olanlarda ve oturduğu ev değişkeni yönünden apartmanda oturanların başarı puanı artarken baba eğitim durumu ve evcil hayvan besleme durumu yönünden anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Çevresel davranış puanı incelendiğinde okunulan okul yönünden, diğer değişkenlerden cinsiyete göre, yaş durumuna göre, kardeş sayısına göre anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Anne eğitim durumu yönünden ilkokul olanlarda çevresel davranış puanının arttığı, baba eğitim durumu, evcil hayvan besleme durumu ve oturduğu ev değişkeni yönünden anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Çevresel ilgi puanı incelendiğinde okunulan okul yönünden okullardan birinin çevre ilgi puanının azaldığı, diğer değişkenlerden cinsiyete göre, kız öğrencilerin çevresel ilgi puanının azaldığı, yaş durumuna göre, kardeş sayısına göre çevresel ilgi puanlarında anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Anne eğitim durumu yönünden okuryazar olmayanlarda, evcil hayvan beslemeyenlerde, bahçeli evde oturanlarda çevresel ilgi puanının azaldığı, baba eğitim durumunun çevresel ilgi puanına anlamlı farklılığa rastlanmamıştır. Çevresel tutum puanı incelendiğinde okunulan okul yönünden okullardan birinin çevre tutum puanının azaldığı, diğer değişkenlerden cinsiyete göre, erkek öğrencilerin çevresel tutum puanının azaldığı, yaş durumuna göre 10 yaş ve daha küçük öğrencilerin çevresel tutum puanlarının azaldığı, kardeş sayısı, anne eğitim durumu, baba eğitim durumu ve evcil hayvan besleme durumunun çevresel tutum puanlarında anlamlı farklılığa rastlanmadığı, oturduğu ev durumu yönünden bahçeli evde oturanların çevresel tutum puanının azaldığı görülmektedir.Öğe İlkokulda eğitsel dijital oyunun matematik tutumuna etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Dursun, Zeynep Betül; Ulum, HakanEğitsel dijital oyunların ilkokul ikinci sınıf öğrencilerinin matematik öğrenmeye yönelik tutumlarına etkisi araştırması, geleceğin matematiksel yeteneklerini şekillendirecek yeni bir eğitim yaklaşımının kapılarını aralıyor. Bu araştırmada eğitsel dijital oyunların ilkokul ikinci sınıf öğrencilerin matematik öğrenmeye yönelik tutumlarına etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2023-2024 eğitim öğretim yılında aynı okulda bulunan ikinci sınıf öğrencilerinin iki farklı şubesi oluşturmuştur. Araştırma nicel araştırma yönteminin deneysel desen çeşitlerinden biri olan “kontrol gruplu ön ve son test desen” ile gerçekleştirilmiştir. Öğrenciler 40 deney grubu, 40 kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Araştırma süresi boyunca deney grubuna Wordwall, GeoGebra, Derslig, gibi çeşitli dijital eğitsel programlardan çalışma yaptırılmıştır. Kontrol grubuna geleneksel yöntemler ile öğretim yapılmıştır. Veri toplama aracı olarak 27 maddeli 5li Likert tipi Matematik Tutum Ölçeği (MTÖ) kullanılmıştır. Belirlenen ölçek deneysel uygulama öncesi ve sonrasında her iki grup öğrencilerine uygulanmıştır. Edilen veriler SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Ön test verileri deney ve kontrol grubunun tutum seviyelerinin denk olduğunu ortaya koymuştur. Son test verileri deney ve kontrol grubu arasında anlamlı bir farklılık olmadığını göstermiştir. Deney grubunun ön test ve son test sonuçlarında olumlu bir artış gözlenmiştir. Bu sonuçlar farklı bağlamlarda yorumlanmıştır.Öğe İlkokul 4. sınıftaki işitme kayıplı bir öğrencinin Türkçe dersindeki dinleme becerileri üzerine bir eylem araştırması(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Ataç, Esra; Koçbeker Eid, Beyhan NazlıBir eylem araştırması olarak desenlenen bu araştırmanın amacı işitme kayıplı bir 4. sınıf öğrencisinin Türkçe dersindeki dinleme becerilerinin incelenmesidir. Araştırmanın katılımcıları, işitme kayıplı 4. sınıf öğrencisi, öğrencinin annesi ve öğretmen/araştırmacıdır. Araştırmanın verileri, Türkçe dersinde yapılan dinleme becerileri uygulamaları, öğrencinin kendisiyle ve annesi ile yapılan görüşmeler, araştırmacı günlükleri, geçerlilik güvenirlik komitesi toplantıları, bunlara dair tutulan ses ve video kayıtları yoluyla toplanmıştır. Toplanan veriler gerektiğinde betimsel gerektiğinde ise tümevarımsal olarak tez danışmanı ile analiz edilmiştir. İşitme kayıplı 4.sınıf öğrencisinin dinleme becerileri, uygulama öncesinde, uygulama ortasında ve son yapılan uygulamadan sonra ‘Dinleme Becerileri Veri Toplama Matrisi’ yardımıyla değerlendirilmiştir. Araştırmanın bulguları öğretmenin Türkçe dersinde işitme kayıplı öğrencisiyle gerçekleştirdiği dinleme becerileri etkinliklerinin ve kullandığı öğretim stratejilerinin, işitme kayıplı öğrencide dinleme becerisi gelişimini desteklediği, öğrencinin kelime bilgisinin geliştiği, yapılan dinleme becerilerine gösterdiği etkin katılım sonucunda etkili dinleme becerilerine sahip olduğu ve işiten akranlarına benzer dinleme becerileri sergilediği yönündedir. Araştırmanın sonucunda işitme kayıplı öğrencinin var olan dinleme becerilerinin yapılan nitelikli dinleme uygulama etkinlikleri ile gelişme gösterdiği görülmüştür.Öğe 4. sınıf matematik ders kitabının problem türleri ve problem çözme stratejileri açısından incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Asıltürk, Saliha; Çetin, HaticeBu çalışma Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından yayımlanan İlkokul 4. Sınıf matematik ders kitabının “Ünite Değerlendirme Soruları” ve “Çalışalım” bölümünde bulunan problemlerin, problem türlerini, problem çözme stratejilerini ve bu problemleri MEB‟nın matematik programında yer alan öğrenme alanlarına göre incelemeyi amaçlamıştır. Bu amaçla bu çalışma, doküman incelemesi kullanılarak yapılmıştır. Bu kapsamda çalışmada ele alınan 114 problem; öğrenme alanlarına, çözüm stratejilerine ve problem türlerine göre incelenmiştir. Verilerin analizi aşamasında nitel veri analizi tekniklerinden betimsel analiz tekniğinden faydalanılmıştır. Araştırma sonucunda problem çözme stratejileri bakımından en fazla bir işlem seçme stratejisine yer verilmiştir. Problem türü bakımından incelendiğinde ise sadece bir tane rutin olmayan probleme rastlanmıştır. Problemlerin çözümünde, basitleştirme stratejisi, geriye doğru çalışma stratejisi, problemi yeniden ifade etme stratejisi, tahmin etme stratejisi, toplama yoluyla sayma ve ek çizim yapma stratejisi sadece birer kez kullanılmıştır. Bu doğrultuda matematik ders kitaplarının esnek çözümlere olanak sağlayacak problem türlerine daha çok yer verilerek hazırlanması önerilmektedir. Araştırmanın bulguları doğrultusunda problem ve problem çözme alanındaki araştırmacılar, ilkokul matematik ders kitaplarını daha kapsamlı nitel ve nicel yöntemlerle inceleyebilirler.Öğe Öğretmenlerin bir öğretmen olarak kendini gerçekleştirmeye ilişkin anlayışları(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Yüceer, Burak; Yıldırım, AtilaBu çalışmada öğretmenlerin bir öğretmen olarak kendini gerçekleştirmeyi nasıl anladıkları araştırılmıştır. Kendini gerçekleştirmenin ne olduğu, nereden geldiği, kim tarafından kavram olarak ortaya konduğu incelenmiş ve yurtiçi ile yurtdışındaki ilgili kaynaklar taranmıştır. Kendini gerçekleştirmenin eğitim alanındaki yansımaları; eğitim alanı içerisinde de öğretmenler kısmı incelenmiştir. Diğer yandan kendini gerçekleştirmenin diğer alanlarla bağlantıları da açıklanmaya çalışılmıştır. Araştırmada nitel araştırma metodolojisi kapsamında fenomenoloji yöntemi kullanılmıştır. Çalışmada maksimum çeşitliliği sağlamak adına Konya’nın üç merkez ilçesi olan Selçuklu, Meram ve Karatay’dan cinsiyet, çalışılan sektör, çalışılan kademe, branş olmak üzere dört fark alanı gözetilerek toplam 16 öğretmen belirlenmiştir. Veriler yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılarak toplanmıştır. Verilerin analizi, içerik analizi şeklinde yapılmış, araştırmacının ardından ikinci bir göz olarak alan uzmanı da incelemiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların kendini gerçekleştirmeye ilişkin anlayışları iki ana başlık altında toplanmıştır. Bunlar öğrenci üzerinden kendini gerçekleştirmeye ilişkin anlayışlar ve öğretmenlik mesleği üzerinden kendini gerçekleştirmeye ilişkin anlayışlar şeklindedir. Bu başlıklar da kendi içlerinde, katılımcılardan gelen bulgular doğrultusunda alt başlıklara ayrılmıştır. Öğretmenlerin kendini gerçekleştirme yönünde anlayışlarının ciddi bir kısmının öğrenci üzerinden olumlu yönde gerçekleştiği sonucuna ulaşılmıştır. Aynı zamanda hem öğrenci üzerinden hem de öğretmen üzerinden gerçekleşen anlayışların, öğrencinin psikolojik ve ahlaki gelişimi gibi duygusal boyutlarının etkisiyle olumlu yönde olmasına katkısının yüksek olduğu görülmüştür. Öğrencilerin akademik gelişimi ve öğretmenin mesleki gelişimi de yine öğretmenlerin pozitif yönlü anlayışları oluşmasını sağlamıştır. Elde edilen veriler mevcut çalışmaların da katkısıyla yorumlanmış, bulgular üzerinde tartışılmıştır. Araştırmanın son kısmında öneriler oluşturulmuştur.Öğe Koçluk hizmetinin öğrencilerin gelişim öz teorilerine, akademik benliklerine ve başarılarına etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Akdağ, Beyza; Yılmaz, ErcanBu araştırmada koçluk hizmetinin öğrencilerin gelişim öz teorilerine, akademik benliklerine ve başarılarına etkisini incelemek amaçlanmıştır. Koçluk hizmeti 2023-2024 Eğitim Öğretim yılı içerisinde devlete bağlı bir ilköğretim kurumunda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın çalışma grubu, İç Anadolu Bölgesinde bulunan bir devlet okulunda sekizinci sınıf düzeyinde öğrenim gören 14 öğrenciden oluşmaktadır. Bu öğrencilerden 7’si tesadüfi örnekleme yoluyla deney grubu olarak belirlenirken, 7’si de kontrol grubu olarak belirlenmiştir. Koçluk hizmeti öğrencilere 20 hafta boyunca uygulanmıştır. Araştırmada nitel ve nicel araç ve yöntemler kullanılmıştır. Bu nedenle bu araştırmada karma araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın nicel boyutunda kontrol ve deney gruplarına “Zihniyet Teorileri Ölçeği” ve “Öğrenci Olarak Ben Ölçeği” ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Aynı zamanda, öğrencilerin akademik başarıları öğrencilere koçluk öncesinde ve sonrasında uygulanan Akademik Başarı Testinin sonuçlarına göre değerlendirilmeye çalışılmış olup ölçekte yer alan testlerin güvenirlik değerleri KR-20 güvenirlik katsayısıyla belirlenmiştir. Kontrol ve deney gruplarının ön test puanları arasındaki farklılaşma “Mann-Whitney U” testi ile analiz edilmiş olup aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamakla birlikte grupların birbirine denk olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p>.05). Deney ve kontrol grubu arasında anlamlı bir farkın olmaması belirlendikten sonra deney grubuna koçluk hizmeti uygulanmaya başlamıştır. Bu süreçte kontrol grubundaki öğrencilere hiçbir müdahalede bulunulmamış, öğrenciler koçluk hizmeti almamıştır. Süreç sonunda deney grubuna uygulanan ön-test ve son-testler arasındaki ilişkiye bakılmış olup, iki test arasında anlamlı bir farkın olduğu, bu anlamda koçluk hizmetinin öğrencilerin gelişim öz teorilerine, akademik benliklerine ve başarılarına olumlu etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır (p.05). Bütün bu sonuçlar da koçluk hizmetinin öğrencilerin gelişim öz teorilerine, akademik benliklerine ve başarılarına olumlu etki ettiğini göstermiştir.Öğe Eğitimsel nörobilim makalelerinin içerik analizi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Yayla, Duygu; Çalışkan, MuhittinBu araştırmanın amacı, eğitimsel nörobilim alanında yayımlanmış makalelerin betimsel içerik analizini yapmaktır. Bu amacı gerçekleştirebilmek için makaleler yayın yılı, konusu, araştırma yöntemi, çalışıldığı disiplin, birlikte çalışılan disiplinler ve gelecekteki çalışmalara önerilere göre analiz edilmiştir. Veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından hazırlanan eğitimsel nörobilim Makaleleri Sınıflama Formu kullanılmış, elde edilen 2022 yılı sonuna kadarki tüm makaleler analiz edilerek tam sayıma gidilmiştir. Verilerin analizi için ise Microsoft Word ve Excel’den yararlanılmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgularda öncelikle 2010 ve 2020 yıllarında kırılım gösterdiği, 2017 yılından itibaren sistematik şekilde artmaya başlayan çalışma sayısının özellikle 2021 ve 2022 senelerinde önceki yıllara göre neredeyse iki katına çıkarak en yüksek sayıya ulaştığı görülmüştür. Konularına yönelik elde edilen bulgulara bakıldığında, 316 çalışmanın 34 tanesinin alanı tanıma / tanımlama / tanıtma amacı güden genel çalışmalar kategorisinde yer aldığı görülmektedir. 34 genel çalışma içerisinde alana bir çerçeve çizmeye çalışan (f=9) ve alanı tanımlayıcı çalışmalar (f=6) yoğunluktadır. Makalelerin araştırma yöntemleri için elde edilen bulgulara bakıldığında, incelenen 316 makalenin 141 tanesinin, çalışmanın hangi yöntemle yapıldığına dair net bir ifade belirtilmediği, en çok alan yazın / derleme (f=76) ve akabinde nicel yöntemin (f=61) tercih edildiği, en az sayıda tercih edilen yöntemin ise 17 çalışma ile nitel araştırma yöntemi olduğu görülmüştür. Makalelerin disiplin / konu alanı / derse göre dağılım bulgularına bakıldığında, en çok çalışılan konu alanının 229 çalışmayla eğitim, öğretim, öğrenme kavramlarına yönelik olan ve eğitim bilimleriyle açıkça ilişkilendirilmiş ancak belli bir eğitim bilimi alt disiplini ile sınırlandırılmamış çalışmalar olduğu görülmektedir. Geriye kalan 87 makalede en çok çalışılan disiplinin matematik eğitimi (f=28) olduğu, en az çalışılan disiplinlerin ise hayat boyu öğrenme (f=1) ve ölçme değerlendirme (f=1) olduğu görülmüştür. Birlikte çalışılan disiplinlerin bulguları ele alındığında makalelerde yalnızca eğitimsel nörobilim şeklinde geçen disiplin adı, eğitim bilimleri ve nörobilim disiplinleri olarak ele alınmış olup 167 tanedir. Ek olarak eğitim bilimleri ve nörobilim disiplinleri tüm disiplin birlikteliklerinde ortak alanlar olarak görülmektedir. Eğitim Bilimleri–Nörobilim–Psikoloji şeklinde üç disiplini birleştiren çalışmaların sayısı 48 iken, en az sayıda çalışılmış disiplin birlikteliğinde 4 ve üzeri, en fazla 6 disiplinin birlikte çalışıldığı görülmüştür. Araştırmanın bulgularına bakıldığında incelenen toplam 316 makalenin 176 tanesinde net bir çalışma önerisinin belirtilmediği görülmüş, geriye kalan 140 makalede toplam 220 öneri tespit edilmiştir. Gelecekteki çalışmalar için en fazla sayıda önerilen konu, farklı araştırma yöntemleri vs. önerileri (f=27) kategorisinde olan, çoğunlukla boylamsal çalışmalar, farklı ve daha büyük örneklemle çalışmalar yapılmasına dair öneriler olarak yer almıştır. Bu araştırmanın sonunda eğitimsel nörobilim alanında gelecekteki araştırmalar için; genel çalışmalar yerine farklı konularda çalışmalar yapılabileceği, farklı araştırma yöntemleriyle veya örneklemlerle önceki yeniden denenmemiş çalışma bulguları tekrar edilebileceği veya yeni çalışmalar tasarlanabileceği, nitel araştırma yönteminin tercih edildiği çalışmaların tasarlanabileceği, hayat boyu öğrenme, ölçme değerlendirme, müzik eğitimi başta olmak üzere, eğitimsel nörobilim bulgularına dayanan yeni eğitim programları tasarılarının oluşturulabileceği, dört veya daha fazla disiplinin işe koşulduğu çalışmaların yapılabileceği, öğretmenlere ve öğretmen adaylarına nörobilim okuryazarlığı eğitimleri ile lisans veya lisans üstünde nörobilim veya eğitimsel nörobilim temelli derslerin eklenebileceği, eğitim ve bilim uzmanları arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine yönelik çalışmaların yapılabileceği, veri çevirilerinin çalışmalarına ve son olarak çalışmalarda net ifadeler içeren önerilere yer verilmesine yönelik önerilerde bulunulmuştur.Öğe Öğretim yöntemlerinin ve tekniklerinin analizi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Aras, Ebru; Çalışkan, MuhittinBu araştırmanın temel amacı öğretim yöntemlerini ve öğretim tekniklerini analiz etmektir. Türkçe literatürdeki içeriği doğrudan öğretim yöntemlerine ve öğretim tekniklerine odaklanan 96 kitap doküman analizi yöntemiyle analiz edilmiştir. Araştırmada özetle şu bulgulara ulaşılmıştır: Türkçe literatürde öğretim yöntemi olarak sınıflandırılan / kabul edilen 62, öğretim tekniği olarak sınıflandırılan / kabul edilen 371 öğretim tekniği vardır. Kırk bir öğretim yöntemi veya öğretim tekniği, hem öğretim yöntemi hem de öğretim tekniği olarak sınıflandırılmıştır. Öğretim yöntemi ile öğretim tekniği arasındaki farkı vurgulamak için en çok ifade edilen nitelik, “öğretim tekniğinin öğretim yönteminin uygulama biçimi” olduğudur. Bunu sırasıyla “öğretim yönteminin öğretim tekniğini kapsadığı”, “öğretim yönteminin genel bir amaca hizmet ederken, öğretim tekniğinin sınıf içinde yapılan işlemlerin bütünü” olduğu açıklamaları izlemektedir. At nalı, beyin eseri / ürünü, bilgi kese kâğıdı, dedikodu, demeç, eylem araştırmaları, günlük konuşma, hızlı tur, pazaryeri, sandviç ve tereyağı ekmek hem nasıl uygulanacağı konusunda yeterli açıklama olmayan hem de bir araştırma konusu olarak incelenmeyen öğretim yöntemleri ve öğretim teknikleridir. Araştırmada; Türkçe literatürde çok sayıda öğretim yöntemi ve öğretim tekniği olduğu, yöntem ve teknik ayırımında bir karmaşa olduğu, yöntem ve teknik ayırımını yapabilmek için tüm durumlar için geçerli bir ölçütün olmadığı, uygulama adımları açık ve net olmayan öğretim yöntemlerinin ve öğretim tekniklerinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bulguların yorumlanması sonucunda şu öneriler getirilmiştir: 1. Öğretim ilke ve yöntemleri dersinin içeriğinin belirlenmesinde bu araştırmanın bulgularından faydalanılabilir. Türkçe literatürde en çok adı geçen öğretim yöntemlerine ve tekniklerine öncelik verilebilir. 2. Yöntem mi teknik mi olduğu konusunda karmaşa yaşanan öğretim yöntemleri ve teknikleri için kitapların çoğunda yöntem olarak sınıflanan öğretim yöntemi, teknik olarak sınıflanan öğretim tekniği olarak kabul edilebilir. Karmaşa yaşanan bir yöntemin ya da tekniğin literatürde en çok ne olarak anıldığını belirlemede araştırmanın bulgularından faydalanılabilir. 3. Karmaşa yaşanan yöntem ve teknikler için “yöntem veya teknik” ifadesi kullanılabilir. 4. Öğretim yöntemi ve öğretim tekniği terimlerini net bir şekilde tanımlama, aralarındaki farkı ortaya koyacak bir ölçüt ya da ölçütleri belirlemeye odaklanan araştırmalar yapılabilir. 5. Bir uygulamanın öğretim yöntemi ya da öğretim tekniği statüsünü hak edebilmesi için sahip olması gereken ölçüt ya da ölçütleri belirlemeye odaklanan araştırmalar yapılabilir.Öğe Ortaokul öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılıkları(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Toktaş, Mehmet; Aydoğmuş, MevlütBu çalışmada programa bağlılığı etkileyen faktörler göz önünde tutularak ortaokul düzeyinde görev yapmakta olan öğretmenlerin programa bağlılık düzeylerinin ortaya çıkarılması ve belirlenen değişkenler açısından anlamlı farklılık olup olmadığının belirlenmesi amaçlanmıştır. Nicel bir araştırma olan bu çalışmada betimsel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırma evrenini 2022-2023 eğitim öğretim yılında Konya ilinde görev yapan ortaokul öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini ise kolay ulaşılabilir örnekleme ile seçilen 410 ortaokul öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Öğretim Programına Bağlılık Ölçeği” kullanılmıştır. Ölçek yedi alt boyuttan ve on dört maddesi ters olmak kaydıyla toplam kırk iki maddeden oluşmaktadır. Bu ölçek için yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmaları sonucunda bu aracın araştırmada kullanılabilecek bir veri toplama aracı olduğuna karar verilmiştir. Verilerin analizinde bilgisayar ortamında SPSS 27 istatistik paket programı kullanılmıştır. Ortaokul öğretmenlerinin programa bağlılık düzeylerini belirlemek için ölçeğin alt boyutlarının betimsel istatistikleri hesaplanmış; cinsiyet, görev yaptığı okul türü ve hizmet içi eğitim alma durumları değişkenlerine göre farklılık olup olmadığını belirlemek için Bağımsız Gruplar T-testi; branş, yaş ve mesleki kıdem değişkenlerine göre farklılık olup olmadığını belirlemek için ise Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ortaokul öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılık düzeylerinin yüksek olduğu; alt boyutlara bakıldığında ise öğretmenlerin uyma, süre, program farklılıkları, öğretmen eğitimi ve okul iklimi alt boyutlarına orta düzeyde; katılımcıların tepkileri ve uygulamanın kalitesi alt boyutlarına yüksek düzeyde katılım gösterdiği belirlenmiştir. Ortaokul öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılık düzeylerinde cinsiyet, görev yapılan okul türü ve mesleki kıdem değişkenlerine göre anlamlı bir farklılık görülmezken; hizmet içi eğitim alma durumu, branş ve yaş değişkenlerinin öğretim programına bağlılık ölçeğinin bazı alt boyutlarında istatistiksel olarak anlamlı farklılığa yol açtığı görülmüştür. Program bağlılığının yüksek olması ancak istenen öğrenci başarısının yakalanamaması çelişkisinin çözümü için mevcut programların veriminin incelenmesi ve güncellenmesi düşünülebilir. Hazırlanan programların bağlılıkla uygulanması neticesinde elde edilecek sonuçları gösteren deneysel çalışmaların yapılması ve sonuçlarının paylaşılması öğretmenler açısından bir farkındalık oluşturabilir. Ayrıca bu çalışmada ortaokul öğretmenlerinin öğretim programlarına bağlılıkları öğretmenlerin kendi algıları üzerinden değerlendirilmiştir. Bundan sonra yapılacak benzer çalışmalarda, etkilerin sebeplerinin daha anlaşılır olması için gözlem ve görüşmeler gibi tekniklerle toplanan verilerin çeşitliliği artırılıp araştırmalar desteklenerek daha kapsamlı sonuçlara ulaşılabilir.Öğe Exploring English language teachers' views on the use of artificial intelligence tools for promoting well-being(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Soral Karayer, Melike; Kartal, GalipTeacher well-being is vital for sustaining both individual and professional success, and the exploration of opportunities offered by artificial intelligence (AI) tools in this context has gained increasing importance. This qualitative study aims to examine English language teachers' perceptions of AI tools in their professional and personal lives, focusing specifically on promoting well-being. The research focuses on three main aspects: how AI tools can support teacher well-being, the perceptions of teachers regarding AI's impact on professional practices, and the challenges and ethical concerns arising from the integration of AI tools in education. Semistructured interviews were conducted with 10 English teachers working in various educational institutions. Audio recordings ensured the accurate documentation of experiences and facilitated a comprehensive understanding of the participants' insights. The transcribed data were systematically analyzed through content analysis, revealing themes such as time and workload management, job satisfaction, student engagement and interaction, privacy, and data security. Findings indicate that AI tools reduce workload and stress levels by automating repetitive tasks such as exam preparation and material creation. This reduction in workload alleviated stress, contributing positively to well-being. Teachers also reported increased job satisfaction and professional growth due to the innovative teaching methods provided by AI, which also foster creativity. Additionally, AI fostered more interactive and inclusive learning environments, enhancing student engagement and strengthening teacher-student relationships. These interactive approaches enabled more meaningful and effective communication in the classroom, reinforcing a sense of accomplishment and well-being. AI tools were particularly noted for enabling stronger connections between teachers and students, motivating teachers to engage more effectively in lessons. However, concerns about privacy, data security, and over-reliance on technology emerged. While these concerns did not directly harm well-being, they necessitated careful and mindful use of AI tools. Despite the benefits, maintaining human connections in teacher-student relationships was emphasized as essential. In conclusion, while AI tools provide significant benefits to teacher well-being, addressing these concerns and supporting teachers in effectively utilizing these tools are critical for enhancing educational experiences and ensuring sustainable well-being. Taking the necessary steps to ensure the sustainable well-being of teachers is strongly recommended.Öğe Exploring the influence of international project work and the writing process on the professional development of english language teachers(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Aydın, İbrahim; Kartal, GalipErasmus+ projects are seen as an important tool that contributes to the professional development of English language teachers. However, there is a limited amount of research examining the impact of participating in the process of writing Erasmus+ projects on the development of EFL teachers' professional skills such as pedagogical competencies, digital literacy and international collaboration. The studies in literature generally investigate the effect of participating in Erasmus+ projects on the professional development of EFL teachers. In order to fill the gap in the field, this study was conducted to examine the experiences of English teachers in Erasmus+ project writing processes and the contributions of these processes to their professional development. This study specifically focused on project writing trainings using Erasmus+ KA122 SCH and KA210 SCH project application forms and aimed to understand what these processes bring to English language teachers in terms of professional development, challenges encountered, factors affecting the sustainability of projects and the development of pedagogical competencies. The study adopted a qualitative research design and used open-ended questionnaires and semi-structured interviews as data collection tools. 17 English teachers with and without Erasmus+ project writing experience working at different school levels in Konya participated in the study. The data obtained as a result of the interviews with these teachers and the questionnaires were evaluated by content analysis method. As a result of the data analysis, themes and codes were created and interpreted. The findings showed that English teachers increased their pedagogical competencies and learned to use digital tools more effectively by taking part in Erasmus+ project writing processes. However, lack of institutional support, time management challenges and busy curricular schedules were found to be important factors that hindered English teachers' effective participation in these processes. This study reveals that Erasmus+ project writing processes strengthen EFL teachers' professional identities and increase their professional motivation. However, in order for these processes to be more efficient and sustainable, it is suggested that the support of school administrations is needed, flexibility in time management should be provided, and project writing training should be planned and carried out at regular intervals. This research provides a guiding contribution in terms of both theoretical and practical educational policies.Öğe 10-14 yaş grubundaki öğrencilere fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat ve çeviklik performansına etkileri(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Sarı, Mehmet Musa; Biçer, MürselBu çalışmanın amacı, 10-14 yaş grubundaki öğrencilere fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat ve çeviklik performansına etkilerini ölçmektir. Araştırma, Konya ilinin Sarayönü ilçesi Gazi Ortaokulu'ndaki 10-14 yaş aralığındaki erkek-kız öğrencileri içerisinden rastgele örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. 10-14 yaş arasındaki bireylerden oluşan antrenman grubu (deney; n:20) ve çalışma boyunca herhangi bir antrenman ve spor programına katılmayan kontrol grubundan(KG) (n:20) oluşan toplam 40 öğrenci katılmıştır. Araştırmanın süresi 8 hafta olacak şekilde ve haftada 3 gün planlanarak yapılmıştır. Deney grubuna haftada 3 gün boyunca 10 dakikası ısınma olmak üzere 60 dakika süre temel antrenman programı uygulanmıştır. Araştırma kapsamında elde edilen veriler SPSS 22.0 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin normallik dağılımını test etmek için Shapiro-Wilk testi uygulanmıştır. Verilerin normal dağılması üzerine gruplar arasındaki farkın incelenebilmesi için t-testi uygulanmıştır. Elde edilen sürat ve çeviklik testi ölçümlerinin ön test ve son test karşılaştırmaları için tekrarlı ölçümler varyans analizi kullanılmıştır. Deney ve kontrol gruplarının, grup içi ve gruplar arası test analizleri sonuçlarına göre deney grubunda 10 m, 20 m, 30 m sürat değerleri azalırken, kontrol grubu değerlerinde değişiklik olmamıştır. T testi ve illionis çeviklik test değerlerinde ise deney grubunda çeviklik değerlerinde artma olurken kontrol grubunda değişiklik olmamıştır. Sonuç olarak elde edilen bulgular fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat ve çeviklik becerilerinde değişkenlerde (p<0,05) anlamlılık düzeyinde bir farklılık ortaya çıkmıştır. Fonksiyonel spor ekipmanlarıyla 8 hafta boyunca düzenli olarak yapılan antrenmanların deney grubunda faydalı olduğu görülmüştür. Kazanılan becerilerin korunabilmesi için antrenmanların düzenli olarak yaptırılması gerekmektedir. Özellikle gelişim çağındaki çocukların çok yönlü gelişimlerini sağlayabilmek için antrenman programlarını fonksiyonel spor ekipmanlarının dahil edilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.Öğe 8 haftalık temel voleybol eğitiminin erken ergenlik dönemindeki çocukların seçilmiş motorik özellikleri üzerine etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bostan, Yakup; Yüksel, Mehmet FatihErken ergenlik dönemi, çocukların fiziksel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde hızlı değişimlerin yaşandığı, kimlik ve benlik algılarının şekillendiği kritik bir süreçtir ve bu dönemde sağlıklı gelişim, bireyin gelecekteki yaşam kalitesi ve başarısı için büyük önem taşır. Bu çalışmanın amacı 8 hafta süre ile uygulanan temel voleybol eğitiminin erken ergenlik döneminde bulunan kız çocuklarının seçilmiş motorik özellikleri üzerine etkilerini incelemektir. Araştırma Konya Selçuklu Belediyesine bağlı yaz spor okullarında temel voleybol eğitimi alan erken ergenlik döneminde bulunan 26 kız çocuk üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırma, deneme modellerinden ön test–son test tek gruplu model (Yarı deneysel) olarak desenlenmiştir. Katılımcılara 2023 yılı Temmuz ve Eylül ayları arasında birim antrenman süresi 60 dakika ve haftada 3 gün olmak üzere 8 hafta süre ile temel voleybol eğitim programı uygulanmıştır. Temel voleybol eğitimi öncesi ve sonrasında katılımcıların seçilmiş motorik özelliklerini değerlendirmek için Eurofit Test Bataryası ile ön test son test ve ölçümler gerçekleştirilmiştir. Araştırma kapsamında elde edilen veriler SPSS 22 istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir. Ön test son test karşılaştırmalarını yapmak için parametrik testlerden olan paired samples t testi, yapılmış olup anlamlılık düzeyi p<0,05 olarak kabul edilmiştir. Araştırma sonucunda katılımcıların ön test son test ortalama değerleri arasında pek çok performans parametresinde iyileşme olduğu görülmüştür. Boy uzunluğu, 30 saniye mekik, 30 saniye şınav, flamingo denge, disklere dokunma, durarak uzun atlama, dikey sıçrama, 5x10 metre mekik koşusu, otur-eriş ve el kavrama test parametrelerinde son test lehine istatiksel olarak anlamlı farklılık olduğu tespit edilmiştir (p<0,05). Vücut ağırlığı ve beden kütle indeksi parametrelerinde ise son test lehine istatiksel olarak anlamlı farklılığın olmadığı tespit edilmiştir (p<0,05). Sonuç olarak 8 haftalık temel voleybol eğitiminin erken ergenlik döneminde bulunan kız çocuklarının seçilmiş motorik özellikleri üzerinde önemli düzeyde gelişim sağladığı söylenebilir.Öğe 11-13 yaş grubundaki futbolculara fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat çeviklik ve yön değiştirme hızına etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Özeren, Nihat; Biçer, MürselBu çalışmanın amacı, 11-13 yaş grubundaki futbolcularda fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat, çeviklik ve yön değiştirme performansı üzerine etkilerini araştırmaktır. Çalışma ailelerin gönüllülüğü dikkate alınarak Çatalhüyük Çumra Belediyespor kulübünde futbol oynayan 40 erkek çocuk üzerinde uygulanmıştır. Katılımcılar rastgele yöntemle; Deney Grubu(DG) ve Kontrol Grubu(KG) olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Yaşları ortalaması 12,6±0,5 yıl, boy ortalamaları 154,95±7,44 cm, ağırlık ortalamaları 45,25±7,13 kg, vücut kitle indeksi ortalaması 18,92±3,22 kg/m² olan 20 futbolcu deney grubu olarak katılmıştır. Yaşları ortalaması 11,7±0,47 yıl, boy ortalamaları 151,8±8,99 cm, ağırlık ortalamaları 42,18±8,79 kg, vücut kitle indeksi ortalaması 18,16±2,2 kg/m² olan 20 futbolcu kontrol grubu olarak katılmıştır. Kontrol grubuna sadece futbol antrenmanları yaptırılırken deney grubu futbol antrenmanlarına ek olarak, fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanlara tabi tutulmuştur. Antrenmanlar 8 hafta ve haftada 3 gün olacak şekilde uygulanmıştır. Deney grubu ve kontrol grubu futbolcularına 8 haftalık çalışma öncesinde ve sonrasında 10m sürat, 20m sürat, 30 metre sürat testleri uygulanmıştır. Çeviklik ve yön değiştirme hızını ölçmek için T çeviklik testi uygulanmıştır. Verilerin analizi SPSS 22.0 programı yardımıyla gerçekleştirilmiştir. Sayısal değişkenlerin normal dağılıma uygunluğu Shapiro Wilk testi ile incelenmiştir. Verilerin gruplara göre normal dağılım gösterdiği tespit edilmiştir (p>0,05). Demografik değişkenlerin çalışma gruplarına göre karşılaştırılmasında bağımsız örneklemler t testi kullanılmıştır. Elde edilen sürat ve çabukluk testi ölçümlerinin ön test-son test karşılaştırmaları için tekrarlı ölçümler varyans analizi kullanılmıştır. Deney grubunda 10m, 20m ve 30m sürat değerleri azalırken, kontrol grubu değerleri değişmemiştir. Çeviklik ve yön değiştirme değerlerinde ise deney grubunda ve kontrol grubunda azalma gözlemleniştir. Sonuç olarak elde edilen bulgular, fonksiyonel spor ekipmanları ile yapılan antrenmanların sürat çeviklik ve yön değiştirme becerilerinde anlamlı artış sağladığını göstermektedir. Fonksiyonel spor ekipmanlarıyla yapılan antrenmanların, 8 haftalık bir süre boyunca düzenli olarak yaptırılmasının yeterli olduğu ancak kazanılan özelliklerin korunabilmesi için düzenli çalışmanın önemli olduğu belirtilmelidir. Özellikle gelişim çağındaki çocuk futbolcularda, uzun vadeli antrenman programlarına fonksiyonel spor ekipmanlarının dahil edilmesinin, çocukların gelişimi için oldukça önemli olduğu düşünülmektedir.Öğe Klasik ve geleneksel Türk okçuluğu temel eğitiminin 9-15 yaş arasındaki bireylerin dikkat seviyeleri üzerine etkisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bastem, Muhammet; Harmandar Demirel, DuyguBu çalışmanın amacı, klasik ve geleneksel Türk okçuluk temel eğitiminin 9-15 yaş arasındaki bireylerin dikkat düzeyleri üzerine etkisinin incelenmesidir. Araştırmaya Konya ilinde ikamet eden ve Meram Belediyesi Yaz Spor Okulu (2023 Yaz Dönemi) kapsamında okçuluğu tercih eden 9-15 yaş arasındaki bireyler dahil edilmiştir. Çalışmaya gönüllü olarak katılım sağlayan bireyler rastgele yöntemle belirlenip gruplara ayrılmıştır. Klasik okçuluk deney grubu (15) ve geleneksel okçuluk deney grubu (15) olmak üzere daha önce okçuluk eğitimi almamış toplam 30 kişi çalışmaya katılmıştır. Okçuluk gruplarının dikkat düzeylerini ölçmek için Brickenkamp (1981) tarafından geliştirilen, Toker (1990) tarafından Türkçe’ye uyarlanan, Çağlar ve Koruç (2006) tarafından sporcularda güvenirliği ve geçerliği yapılan “D2 Dikkat Testi” kullanılmıştır. Katılımcılar, D2 Dikkat Testi’nin ön testine alındıktan sonra 8 haftalık süreçte “Modern ve Geleneksel Okçuluk Temel Antrenman Programı” kapsamına dahil edilip ardından son test ölçümleri gerçekleştirilmiştir. Çalışma gruplarındaki katılımcıların mevcut niteliklerini belirlemek amacı ile toplam 7 madde (yaş, cinsiyet, okul kademesi, okul statüsü, sınıf düzeyi, okul yıl sonu başarı puanı ve baskın el tercihi) içeren “Kişisel Bilgi Formu” kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin analizi için SPSS (Statistical Package for the Social Sciences) programının 27. sürümü kullanılmıştır. Veri analizi süreci, öncelikle frekans analizi ile başlamış, ardından normallik analizleri gerçekleştirilmiş ve son olarak bağımsız ve bağımlı gruplar için t-testi analizleri uygulanmıştır. Araştırma bulgularına göre hem geleneksel okçuluk hem de modern okçuluk gruplarında cinsiyet açısından anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Grupların atış puanlamalarında da cinsiyet açısından anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Geleneksel okçuluk grubunda psikomotor hız, konsantrasyon performansı ve genel test performansı açısından anlamlı farklılıklar olduğu tespit edilmiştir. Modern okçuluk grubunda ise psikomotor hız, seçici dikkat düzeyi, konsantrasyon performansı ve genel test performansı açısından anlamlı farklılıklar olduğu bulunmuştur. Geleneksel ve modern okçulukta alınan ön test ve son testlerin çapraz olarak karşılaştırılmasına yönelik uygulanan t-testi bulgularına göre, testlerin çapraz karşılaştırılmasında anlamlı bir farklılığa rastlanılmamıştır. Sonuç olarak, hem Modern Okçuluk (Klasik Yay) hem de Geleneksel Türk Okçuluk temel eğitiminin 9-15 yaş arasındaki bireylerin dikkat gelişimine olumlu yönde destek sağladığı bulunmuştur.