Remisyonda bipolar bozukluk hastaları ve birinci derece yakınlarında affektif mizacın zihin kuramı ile ilişkisi

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2016

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bu çalışmada bipolar bozukluk tanılı hastalar ve birinci derece yakınlarında mizaç özelliklerinin zihin kuramı becerileri ile ilişkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya 18-65 yaşları arasında DSM-IV TR 'e göre bipolar bozukluk tanısı alan remisyonda 48 hasta, çalışmaya katılmayı kabul eden ve çalışmaya alınma ölçütlerini karşılayan 44 hasta yakını ve 48 sağlıklı gönüllü alınmıştır. Katılımcıların affektif mizacını değerlendirmek için Memphis, Pisa, Paris ve San Diego Mizaç Değerlendirme Anketi Türkçe formu/MPPS-MD (TEMPS-A), zihin kuramı becerilerini değerlendirmek için Gözlerden Zihin Okuma Testi (GZT), Yüzde Dışavuran Duyguları Tanıma Testi (YDDTT) ve Yüzde Dışavuran Duyguları Ayırtetme Testi (YDDAT) uygulandı. Bulgular: Herhangi bir baskın mizaç en yüksek oranda hastalarda en düşük oranda ise sağlıklılardaydı. Sağlıklı grupla karşılaştırıldığında; hastalarda hipertimik mizaç dışında diğer tüm mizaç puanları, hasta yakınlarında ise siklotimik mizaç puanı anlamlı derecede yüksekti. Hastalarda depresif ve siklotimik mizaç puanının hasta yakınlarından anlamlı derecede yüksek olduğu gözlendi. Hastalar GZT, YDDTT, YDDAT'de, hasta yakınları ise GZT, YDDTT'de sağlıklı gruba göre anlamlı derecede düşük puan aldılar. YDDTT puanları düşükten yükseğe doğru hasta, hasta yakını ve sağlıklı grup sırasını izledi ve gruplar arasındaki farklılık anlamlı idi. Tüm katılımcılar birlikte değerlendirildiğinde hipertimik mizaç olanlarda GZT ve YDDTT puanları daha düşük iken; depresif, siklotimik, hipertimik ve sinirli mizaç puanları ile GZT ve YDDTT arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulundu. Hipertimik mizaç bulunan hastaların YDDTT puanı daha düşüktü, hipertimik mizaç puanı yükseldikçe YDDTT puanının düştüğü gözlendi. Hasta yakınlarında hipertimik mizaç olanlarda GZ puanı anlamlı derecede düşük idi, hipertimik mizaç puanı ile GZT ve YDDTT arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulundu. Sağlıklı kontrollerde depresif ve anksiyeteli mizaç puanı ile GZT arasında, ankiyeteli mizaç puanı ile YDDAT puan ortalaması arasında negatif yönde anlamlı ilişki gözlendi. Sonuç: Bu çalışmada bipolar bozukluğu hastalarında ve birinci derece yakınlarında affektif mizacın daha sık olduğu; hastalarda ve hasta yakınlarında zihin kuramı becerilerinin azaldığı, hipertimik mizacın zihin kuramı becerilerini olumsuz etkilediği gözlenmiştir. Konuyla ilgili daha ileri çalışmalara gereklilik vardır.
This study aimed to investigate the relationship of affective temperament with the theory of mind abilities in patients with bipolar disorder and their first degree relatives. Method: This study enrolled 48 patients aged 18-65 years who were diagnosed with remitting bipolar disorder according to DSM-IV TR, 44 patient relatives who agreed to participate in the study and met the study inclusion criteria, and 48 healthy control subjects. Affective temperaments of the subjects were assessed using the Temperament Evaluation Questionnaire of Memphis, Pisa, Paris and San Diego-Turkish Form/MPPS-MD (TEMPS-A); theory of mind abilities were assessed using the Reading Mind from Eyes test (RME), Facial Emotion Identification Test (FEIT), and Facial Emotion Discrimination Test (FEDT). Results: Any dominant temperament was at the highest rate in the patients and at the lowest in the healthy controls. Compared with the healthy control group, the patients had significantly higher scores in all temperaments other than hyperthymic temperament while the patient relatives had significantly higher cyclothymic temperament scores. The patient had significantly higher depressive and cyclothymic temperament scores than the patient relatives. The patients had significantly lower scores in RME, FEIT ,and FEDT tests while the patient relatives had significantly lower scores in RME and FEIT. The FEIT scores were ranked from the lowest to the highest as patients, patient relatives, and healthy controls, with the differences between the groups being significant. When all participants were considered altogether, the ones with hyperthymic temperament had lower RME and FEIT scores, and there existed a significant negative correlation between depressive, cyclothymic, hyperthymic, and irritable temperament scores and RME and FEIT. The FEIT scores of the patients with hyperthymic temperament was lower; the FEIT score was lowered as the hyperthymic temperament score increased. The patient relatives with hyperthymic temperament had significantly lower RME score, and there was a significant negative correlation between hyperthymic temperament score and RME, FEIT scores. In the healthy controls there was a significant negative correlation between depressive and anxious temperament scores and RME, and also between anxious temperament and mean FEDT score. Conclusion: This study revealed that patients with bipolar disorder and their first degree relatives had a higher rate of affective temperament; patients and their relatives had reduced theory of mind abilities; and hyperthymic temperament adversely affected theory of mind abilities. There is a need for further studies in this field.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Affektif semptomlar, Affective symptoms, Anketler, Questionnaires, Biliş, Cognition

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Aksoy, F. (2016). Remisyonda bipolar bozukluk hastaları ve birinci derece yakınlarında affektif mizacın zihin kuramı ile ilişkisi. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Meram Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Konya.