Ön çapraz bağ rüptürü olan hastalarda medial ve lateral posterior tibial eğim farkının lateral menisküs yırtığı oluşmasına etkisi

dc.contributor.advisorTürkmen, Faik
dc.contributor.authorRüzgar, Hasan
dc.date.accessioned2025-10-31T08:30:13Z
dc.date.available2025-10-31T08:30:13Z
dc.date.issued2025
dc.date.submitted2025
dc.departmentNEÜ, Meram Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı
dc.description.abstractAmaç: Günümüzde diz eklemi yaralanmalarının sıklığı giderek artmakta olup, belirli anatomik faktörler menisküs yırtıkları ve ön çapraz bağ (ÖÇB) rüptürleri için predispozan risk faktörleri arasında yer almaktadır. Tibia posterior eğimi (PTS), bu yaralanmaların oluşumunda önemli bir rol oynamaktadır. Bu çalışmada, menisküs yırtığı veya ÖÇB rüptürü nedeniyle artroskopik cerrahi uygulanan hastalar yedi farklı gruba ayrılarak değerlendirilmiş ve posterior tibial eğim açısı (PTS) kontrol grubu ile kıyaslanarak menisküs yırtıkları ve ÖÇB rüptürüne olan etkisi araştırılmıştır. Yöntem: Çalışma, 2015-2024 yılları arasında Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Kliniğinde, ön çapraz bağ (ÖÇB) rüptürü veya menisküs yırtıkları nedeniyle opere edilen 344 hastanın preoperatif radyolojik görüntülerinin retrospektif olarak değerlendirilmesiyle gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, diz şikayetleri ile başvuran ve manyetik rezonans görüntülemelerinde (MRG) eklem içi yapıları ve bağları doğal olarak tespit edilen 54 hasta kontrol grubu olarak belirlenmiş ve radyolojik görüntüleri retrospektif olarak analiz edilmiştir. Çalışmaya dahil edilme kriterleri arasında hastaların medial menisküs yırtığı, lateral menisküs yırtığı, lateral ve medial menisküs yırtığı, ön çapraz bağ rüptürü (ÖÇBR), ÖÇBR ve medial menisküs yırtığı, ÖÇBR ve lateral menisküs yırtığı veya ÖÇBR ve her iki menisküs yırtığı tanılarından birine sahip olması, tıbbi kayıtlarına ve radyolojik görüntülerine tam ve eksiksiz ulaşılabilir olması, 18-40 yaş arasında olması ve menisküs yırtığı ile ÖÇB rüptürü dışında ek bağ veya ligament yaralanmasının olmaması yer almaktadır. Çalışmadan dışlanma kriterleri ise diskoid menisküs varlığı, medial veya lateral menisküslerde kök yırtığı bulunması, menisküs yırtığına eşlik eden kemik kırıkları, bacak uzunluk eşitsizliği, alt ekstremite dizilim bozuklukları (varus,valgus deformitesi), patellofemoral instabilite, patellar tendon hasarı öyküsü, majör travma veya geçirilmiş alt ekstremite kırığı, daha önce alt ekstremite cerrahisi geçirmiş olmak, 18 yaş altı veya 40 yaş üstü olmak, revizyon ÖÇB rekonstrüksiyonu yapılan hastalar ve kontrol grubunda daha önce aynı dizinden cerrahi işlem geçirmiş bireyler olarak belirlenmiştir. Ayrıca, hastane görüntüleme (PACS) sisteminde eksik kayıt veya görüntüsü bulunan hastalar da çalışma dışı bırakılmıştır. Tibial posterior eğim ölçümleri, MRG kesitleri üzerinde tibial longitudinal eksenin tanımlanması ve bu eksen referans alınarak medial ve lateral tibial platoların posterior eğimlerinin ayrı ayrı değerlendirilmesine olanak tanıyan yöntem kullanılarak gerçekleştirilmiş olup elde edilen veriler doğrultusunda gruplar arasındaki istatistiksel farklılıklar analiz edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 398 hastanın 272’si (%68,3) erkek, 126’sı (%31,7) kadındı. Hastaların 173’ü (%43,5) sağ diz, 225’i (%56,5) sol dizdi. Yaş ortalaması 29,2 ± 6,9 olup, erkeklerde 28,7 ± 6,5, kadınlarda 30,2 ± 7,4 olarak hesaplandı. ÖÇB rüptürü bulunan gruplar (4, 5, 6 ve 7. gruplar) ile kontrol grubu karşılaştırıldığında, medial posterior tibial eğim (MPTS) ve lateral posterior tibial eğim (LPTS) açısından her iki parametre için de anlamlı farklılık tespit edilmiştir (p = 0.000). Bu bulgu, ÖÇB yaralanmalarının tibial eğim ile ilişkisini desteklemektedir. Menisküs yırtıkları açısından değerlendirildiğinde, MPTS açısından kontrol grubu (8.40 ± 4.28) ile kıyaslandığında, medial menisküs yırtığı (MMY) (9.97 ± 3.57), lateral menisküs yırtığı (LMY) (10.39 ± 3.22) ve her iki menisküs yırtığını içeren grup (MMY + LMY) (10.98 ± 3.75) anlamlı derecede yüksek bulunmuştur. Özellikle MMY + LMY grubunda bu fark istatistiksel olarak anlamlıdır (p = 0.002). Ayrıca MMY grubu (p = 0.046) ve LMY grubu (p = 0.009) da kontrol grubuna kıyasla anlamlı fark göstermiştir. LPTS açısından kontrol grubunun ortalama değeri 5.99 ± 3,46 olarak ölçülmüştür. MMY grubunda bu değer 6.93 ± 3.61 olup, kontrol grubuyla istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır (p> 0.05). Ancak LMY grubunda LPTS değeri 9.38 ± 4,01 olarak ölçülmüş ve kontrol grubuna kıyasla anlamlı derecede yüksek bulunmuştur (p = 0.000). MMY + LMY grubunda ise LPTS değeri 7.42 ± 3.91 olup, kontrol grubuna göre anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p <0.05). MPTS-LPTS farkı değerlendirildiğinde, kontrol grubunun ortalama değeri 2.41 ± 3,38 olarak bulunmuştur. Buna karşın, ÖÇB rüptürü ve lateral menisküs yırtığı (ÖÇBR + LMY) bulunan grupta bu fark 0.66 ± 3.02, ÖÇB rüptürü ile birlikte medial ve lateral menisküs yırtığı (ÖÇBR + LMY + MMY) bulunan grupta ise 0.63 ± 2.59 olarak ölçülmüştür. Diğer gruplarda kontrol grubuna göre MPTS-LPTS açısından anlamlı fark bulunmamıştır. Kontrol grubu ile 6. ve 7. gruplar arasında anlamlı derecede düşük olduğu gözlemlenmiştir. Bu farkın azalması, tibial platoların eğimlerinin birbirine yaklaştığını göstermekte olup, ÖÇB rüptürüyle birlikte lateral menisküs yırtıklarının varlığında bu farkın anlamlı derecede düşük bulunması çalışmamızın en önemli bulgusudur. Sonuç: Çalışmamızda, MPTS-LPTS farkı açısından gruplar arasındaki değerlendirmede, özellikle ÖÇB rüptürü ile lateral menisküs yırtığının birlikte bulunduğu gruplarda (6. ve 7. gruplar) kontrol grubuna kıyasla anlamlı bir fark tespit edilmiştir (p = 0.007 ve p = 0.004). Ayrıca, lateral menisküs yırtığı (2. grup) ile kontrol grubu arasındaki farkın anlamlılığa yakın olduğu belirlenmiştir (p = 0.075). Bu bulgular, lateral menisküs yırtığı bulunan hastalarda MPTS-LPTS farkının azaldığını ve bunun önemli bir risk faktörü olabileceğini göstermektedir. Özellikle ÖÇB rüptürü ile birlikte lateral menisküs yırtığı bulunan hastalarda farkın belirgin şekilde düşük olması, tibial eğim asimetrisinin lateral menisküs yaralanmalarının oluşum mekanizmasında kritik bir rol oynayabileceğini göstermektedir.
dc.description.abstractObjective: Nowadays, the incidence of knee joint injuries is increasing and certain anatomical factors are among the predisposing risk factors for meniscal tears and anterior cruciate ligament (ACL) ruptures. The posterior tibial slope (PTS) plays an important role in the occurrence of these injuries. In this study, patients who underwent arthroscopic surgery for meniscal tears or ACL ruptures were divided into seven different groups and the effect of posterior tibial slope angle (PTS) on meniscal tears and ACL ruptures was investigated by comparing the PTS with the control group. Method: The study was performed by retrospectively evaluating the preoperative radiologic images of 344 patients who underwent surgery for anterior cruciate ligament (ACL) rupture or meniscal tears at Necmettin Erbakan University Meram Medical Faculty Orthopedics and Traumatology Clinic between 2015 and 2024. In addition, 54 patients who presented with knee complaints and whose intra-articular structures and ligaments were found to be normal on magnetic resonance imaging (MRI) were selected as the control group and their radiological images were analyzed retrospectively. The inclusion criteria were medial meniscal tear, lateral meniscal tear, lateral and medial meniscal tear, anterior cruciate ligament rupture (ACLR), ACLR and medial meniscal tear, ACLR and lateral meniscal tear, or ACLR and both meniscal tears, medical records and radiologic images, being between 18-40 years of age, and having no additional ligament or ligament injuries other than meniscal tear and ACL rupture. Exclusion criteria were the presence of discoid meniscus, root tear in the medial or lateral meniscus, bone fractures accompanying meniscal tear, leg length inequality, lower extremity malalignment (varus, valgus deformity), patellofemoral instability, Patellar tendon injury history, major trauma or previous lower extremity fracture, previous lower extremity surgery, age below 18 years or above 40 years, patients undergoing revision ACL reconstruction, and individuals in the control group who had undergone previous surgery on the same knee. Patients with missing records or images in the hospital imaging system (PACS) were also excluded. Tibial posterior slope measurements were performed using a method that allows the definition of the tibial longitudinal axis on MRI slices and the evaluation of the posterior slopes of the medial and lateral tibial plateaus separately with reference to this axis, and statistical differences between the groups were analyzed according to the data obtained. Results: Of the 398 patients included in the study, 272 (68.3%) were male and 126 (31.7%) were female. Of the patients, 173 (43.5%) were right knee and 225 (56.5%) were left knee. The mean age was 29.2 ± 6.9 years, 28.7 ± 6.5 years for males and 30.2 ± 7.4 years for females. When the groups with ACL rupture (groups 4, 5, 6 and 7) were compared with the control group, a significant difference was found for medial posterior tibial slope (MPTS) and lateral posterior tibial slope (LPTS) for both parameters (p = 0.000). This finding supports the association of ACL injuries with tibial slope. In terms of meniscal tears, compared to the control group (8.40 ± 4.28), MPTS was significantly higher in the medial meniscal tear (MMT) (9.97 ± 3.57), lateral meniscal tear (LMT) (10.39 ± 3.22) and the group including both meniscal tears (MMT + LMT) (10.98 ± 3.75). Especially in the MMT + LMT group, this difference was statistically significant (p = 0.002). In addition, the MMT group (p = 0.046) and the LMT group (p = 0.009) also showed a significant difference compared to the control group. The mean value of the control group in terms of LPTS was 5.99 ± 3.46. In the MMT group, this value was 6.93 ± 3.61 and there was no statistically significant difference with the control group (p > 0.05). However, the LPTS value in the LMDI group was 9.38 ± 4.01 and was found to be significantly higher compared to the control group (p = 0.000). In the MMT + LMT group, the LPTS value was 7.42 ± 3.91 and a significant difference was found compared to the control group (p < 0.05). When the MPTS-LPTS difference was evaluated, the mean value of the control group was 2.41 ± 3.38. In contrast, this difference was 0.66 ± 3.02 in the group with ACL rupture and lateral meniscal tear (ACLR + LMT) and 0.63 ± 2.59 in the group with ACL rupture and medial and lateral meniscal tear (ACLR + LMT + MMT). There was no significant difference in MPTS-LPTS in the other groups compared to the control group. It was observed to be significantly lower between the control group and the 6th and 7th groups. The decrease in this difference indicates that the slopes of the tibial plateaus are getting closer to each other, and the fact that this difference is significantly lower in the presence of lateral meniscal tears with ACL rupture is the most important finding of our study. Conclusion: In our study, a significant difference was found in the MPTS-LPTS difference between the groups, especially in the groups with ACL rupture and lateral meniscal tears (groups 6 and 7) compared to the control group (p = 0.007 and p = 0.004). Furthermore, the difference between the lateral meniscal tear (group 2) and the control group was close to significance (p = 0.075). These findings show that the MPTS-LPTS difference is reduced in patients with lateral meniscal tears and this may be an important risk factor. The fact that the difference was significantly lower especially in patients with lateral meniscal tears associated with ACL rupture suggests that tibial slope asymmetry may play a critical role in the mechanism of lateral meniscal injuries.
dc.identifier.citationRüzgar, H. (2025). Ön çapraz bağ rüptürü olan hastalarda medial ve lateral posterior tibial eğim farkının lateral menisküs yırtığı oluşmasına etkisi. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı, Konya
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12452/19906
dc.identifier.yoktezid965507
dc.language.isotr
dc.publisherNecmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
dc.relation.publicationcategoryTez
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectMenisküs Yırtığı
dc.subjectPosterior Tibial Eğim
dc.subjectPTS
dc.subjectÖn Çapraz Bağ Rüptürü
dc.subjectMeniscal Tear
dc.subjectPosterior Tibial Slope
dc.subjectAnterior Cruciate Ligament Rupture
dc.titleÖn çapraz bağ rüptürü olan hastalarda medial ve lateral posterior tibial eğim farkının lateral menisküs yırtığı oluşmasına etkisi
dc.title.alternativeThe effect of medial and lateral posterior tibial slope difference on lateral meniscus tear formation in patients with anterior cruciate ligament rupture
dc.typeSpecialist Thesis

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
965507 Dr. Hasan RÜZGAR TEZ.pdf
Boyut:
3.02 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.17 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: