Palyatif bakım alan hastaların yakınlarının algılanan sosyal destek düzeylerini etkileyen faktörler
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Bu araştırma, palyatif bakım kliniğinde tedavi gören hastaların yakınlarının algıladıkları sosyal destek düzeylerini ve dini başa çıkma tarzlarını belirlemek amacıyla yapılmıştır. Bu araştırma tanımlayıcı türde yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Konya ili Meram Devlet Hastanesi Palyatif Bakım Kliniği’nde tedavi gören hastaların yakınları arasından gelişigüzel örneklem yöntemi ile seçilen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 268 hasta yakını oluşturmuştur. Veriler araştırmacı tarafından oluşturulan Kişisel Bilgi Formu, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği (ÇBASDÖ) ve Dini Başa Çıkma Ölçeği (DBÇÖ) kullanılarak yüz yüze ve anket yöntemiyle toplanmıştır. Verilerin analizinde t-testi, ANOVA (F) testi, Bonferroni testi, Pearson korelasyon analizi ve çoklu doğrusal regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırmada, Çok Boyutlu Algılanan Sosyal Destek Ölçeği toplam puan ortalaması 57,42±14,78 olarak belirlenmiştir. Dini başa çıkma stratejileri incelendiğinde, pozitif dini başa çıkma ortalamasının 24,63±3,53, negatif dini başa çıkma ortalamasının ise 5,26±2,25 olduğu tespit edilmiştir. Algılanan sosyal destek düzeyi ile dini başa çıkma tarzları arasında pozitif yönlü ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır (p <0.05). Hasta yakınlarının algıladıkları sosyal destek düzeyi ile cinsiyet, yaş, medeni durum, yaşanılan yer, eğitim durumu, çalışma durumu ve gelir düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı farklar olduğu belirlenmiştir. Ancak, algılanan sosyal destek düzeyi ile negatif dini başa çıkma stratejileri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunmamıştır. Sonuç olarak, palyatif bakım hastalarının yakınlarının algıladıkları sosyal destek düzeyleri, dini başa çıkma tarzlarına göre değişiklik göstermektedir. Bu bulgular, palyatif bakım süreçlerinde hastaların yakınlarına yönelik dini ve sosyal destek programlarının önemini vurgulamaktadır. Özellikle sosyal destek, hastaların yakınlarının psikolojik iyilik halleri üzerinde belirleyici bir rol oynamaktadır ve bu destek, bakım yükünün hafifletilmesi ve mental iyi oluş düzeylerinin artırılması için kritik bir faktör olarak öne çıkmaktadır. Bu doğrultuda, palyatif bakım hizmetlerinin kapsamının yalnızca hastalarla sınırlı kalmayıp, bakım sürecine aktif olarak dâhil olan hasta yakınlarını da kapsayacak şekilde genişletilmesi; ayrıca psikososyal destek stratejilerinin bütüncül bakım anlayışı çerçevesinde temel bir bileşen olarak ele alınması gerektiği önerilmektedir.
This study was conducted to determine the perceived social support levels and religious coping styles of the relatives of patients receiving treatment in a palliative care clinic. The research was designed as a descriptive study. The sample of the study consisted of 268 relatives of patients receiving treatment at the Palliative Care Clinic of Meram State Hospital in Konya, selected by a convenience sampling method and who agreed to participate in the study. Data were collected face-to-face through a questionnaire using the Personal Information Form developed by the researcher, the Multidimensional Scale of Perceived Social Support (MSPSS), and the Religious Coping Scale (RCS). For data analysis, t-test, ANOVA (F) test, Bonferroni test, Pearson correlation analysis, and multiple linear regression analysis were used. The average total score of the Multidimensional Scale of Perceived Social Support was found to be 57.42±14.78. Regarding religious coping strategies, the mean score for positive religious coping was 24.63±3.53, while the mean for negative religious coping was 5.26±2.25. A positive and moderate correlation was found between perceived social support and religious coping styles (p <0.05). Statistically significant differences were observed between perceived social support levels and variables such as gender, age, marital status, place of residence, education level, employment status, and income level. However, no statistically significant relationship was found between perceived social support and negative religious coping strategies. In conclusion, the perceived social support levels of relatives of palliative care patients vary according to their religious coping styles. These findings highlight the importance of implementing religious and social support programs for the relatives of patients during the palliative care process. In this context, it is recommended that the scope of palliative care services should not be limited solely to patients, but should be expanded to include family caregivers who are actively involved in the care process; furthermore, psychosocial support strategies should be considered an integral component within the framework of a holistic approach to care.