Farklı yüzey hazırlama tekniklerinin minenin yüzey özellikleri ve bağlanma dayanımı üzerine etkileri

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2017

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Günümüzde en sık kullanılan restoratif materyaller kompozit rezinlerdir. Kompozit rezinlerin diş sert dokuları ile bağlantısının geliştirilmesi amacıyla birçok farklı yöntem uygulanmaktadır. Bu çalışmanın amacı farklı yüzey hazırlama tekniklerinin mine yüzeylerinde meydana getirdiği morfolojik ve kimyasal değişiklikler ile bağlanma dayanımı üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Mine yüzeylerinin hazırlanmasında konvansiyonel teknik olan asit uygulamasının yanı sıra Er:YAG lazerin iki farklı ayarı (MSP ve QSP) ve air-polishing sistemleri kullanıldı. Yapılan in vitro testlerde 7 farklı grup (Asit, MSP, QSP, Air-Flow, MSP+Asit, QSP+Asit, Air-Flow+Asit) oluşturularak örnekler incelendi. Çalışmada örneklerin yüzey pürüzlülüklerinin değerlendirilmesi amacıyla yüzey profilometresi ve AFM kullanıldı. Uygulanan yüzey işlemleri sonrasında minede oluşan kimyasal değişikler SEM-EDS kullanılarak incelendi. İşlemlerin mine yüzeylerinin bağlanma dayanımları üzerine olan etkileri ise mikro gerilim ve makaslama bağlanma dayanımı testleri yapılarak değerlendirildi. Yüzey pürüzlülük değerlendirmeleri sonucunda yüzey profilometresi ve AFM değerlerinin birbiri ile uyumlu olduğu gözlendi. Uygulanan yüzey işlemlerinin tüm gruplarda yüzey pürüzlülüğünde istatistiksel olarak anlamlı bir artışa neden olduğu tespit edildi. Tüm gruplar karşılaştırıldığında en yüksek pürüzlülük değerinin QSP grubunda olduğu görüldü. Yüzeydeki mineral içeriklerinin incelendiği SEM-EDS analizi sonucunda yüzey Ca/P oranları değerlendirildi ve Asit grubu dışındaki tüm gruplarda Ca/P oranının arttığı görüldü. MSP ve QSP gruplarında Ca/P oranındaki artışın diğer gruplara oranla istatistiksel olarak daha yüksek olduğu görüldü. Tüm gruplar için yapılan mikro gerilim ve makaslama bağlanma dayanımı testleri sonucu elde edilen değerlerinin birbirlerini destekler nitelikte olduğu görüldü. En yüksek değerler QSP+Asit grubunda gözlenirken en düşük değerler Air-Flow grubunda gözlendi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda Er:YAG lazerin QSP ayarının asitle birlikte kullanımının klinik olarak restorasyonların uzun dönem başarısını olumlu yönde etkileyebileceği düşünülmektedir.
Currently, the most commonly used restorative materials are composite resins. Several different methods are applied in order to improve the bonding between dental hard tissues and composite resins. The purpose of this study was to investigate the morphological and chemical changes and bond strength on enamel surfaces subjected to different surface preparation techniques. Two different settings (MSP and QSP) of Er:YAG laser and air-polishing systems were used to prepare the enamel surfaces besides the conventional acid application. The samples were evaluated in in vitro tests with 7 different groups (Acid, MSP, QSP, Air-Flow, MSP+Acid, QSP+Acid, Air-Flow+Acid). Surface profilometer and AFM were used to evaluate the surface roughness of the specimens in the study. After the surface treatment, the chemical changes that occured on enamel were analyzed using SEM-EDS. The effects of preparation technique on the bond strength to the enamel surface were evaluated by using micro tensile and shear bond strength tests. The values obtained the surface roughness evaluation of surface profilometer and AFM were compatible with each other. It was found that the surface treatments caused a statistically significant increase in surface roughness in all groups. The highest roughness value was found in QSP group when all groups were compared. Ca/P ratios of the surfaces were evaluated as a result of SEM-EDS analysis that investigated the surface mineral contents and it was observed that Ca/P ratio increased in all groups except Acid group. It was determined that the increase of Ca/P ratio in MSP and QSP groups was statistically higher than the other groups. It was seen that the results obtained for all groups of micro tensile and shear bond strength tests were consistent with each other. The highest values were observed in QSP+Acid group, while the lowest values were observed in Air-Flow group. In conclusion, it is considered the use of Er:YAG laser QSP settings with acid can effect the long-term success of restorations clinically.

Açıklama

Doktora Tezi

Anahtar Kelimeler

AFM, Mine, Yüzey Hazırlama, SEM-EDS, Enamel, Surface Preparation

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Bostancı, B. (2017). Farklı yüzey hazırlama tekniklerinin minenin yüzey özellikleri ve bağlanma dayanımı üzerine etkileri. (Yayımlanmamış doktora tezi). Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Pedodonti Anabilim Dalı, Konya.