Aile hekimlerinin öz anlayışlarının defansif tıp uygulamalarına etkisinin incelenmesi

dc.contributor.advisorKaraoğlu, Nazan
dc.contributor.authorUzun, Erhan
dc.date.accessioned2025-10-31T08:30:19Z
dc.date.available2025-10-31T08:30:19Z
dc.date.issued2025
dc.departmentNEÜ, Meram Tıp Fakültesi, Dahili Tıp Bilimleri Bölümü, Aile Hekimliği Anabilim Dalı
dc.description.abstractAmaç: Defansif tıp, hekimlerin klinik olarak aslında gerekli olmayan veya optimal kabul edilmeyen tıbbi prosedürler, testler ve tedavileri uygulamasıdır. Defansif tıp uygulamalarının yaygınlığı ve nedenleri üzerine yapılan önceki araştırmalar genellikle yasal düzenlemeler, hasta beklentileri ve sağlık politikaları gibi dışsal faktörlere odaklanmıştır. Ancak hekimin kendi yetkinliğine, mesleki rolüne, sorumluluklarına ve mesleki kimliğine ilişkin algıları ve öz anlayışları bu uygulamaların ortaya çıkışında belirleyici bir rol oynayabilir. Özellikle birinci basamak sağlık hizmetlerinin temel taşı olan aile hekimliği, geniş bir hasta profiline hizmet sunması, kronik hastalık yönetimi ve koruyucu hekimlik gibi çok yönlü görevleri içermesi nedeniyle defansif tıp uygulamalarının araştırılması gereken önemli bir alandır. Bu sebeplerle sunulan çalışmanın amacı, aile hekimlerinin öz anlayışlarının defansif tıp uygulamalarına etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntem: Tanımlayıcı nitelikteki bu çalışmanın evrenini aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimleri oluşturdu. Örneklem grubu %5 hata payı, %95 güven aralığı ile en az 385 aile hekimi olarak belirlendi. Oluşturulan Google forms online anket formu sosyal medya grupları aracılığıyla uygulandı. Anket formu; sosyodemografik özellikler ile hekimlerin çalışma ortamları, gelir durumları, hekimlikte ve aile hekimliğinde geçirdikleri süre, günlük ortalama muayene sayıları, meslek seçiminden memnuniyetleri, görevden tatminiyetleri, malpraktis kavramı ve zorunlu mali sorumluluk sigortasına bakışları ile ilgili sorularla başlamaktaydı. Anketin devamında Öz Anlayış Ölçeği (ÖAÖ), Defansif Tıp Uygulamaları Tutum Ölçeği (DTUTÖ) ankette yer almaktaydı. ÖAÖ. 24 sorudan ve altı alt boyuttan (kendine yönelik merhamet, ortak paydaşım, bilinçli farkındalık, kendini yargılama, soyutlanma, aşırı özdeşim kurma) oluşan pozitif ve negatif olmak üzere iki yönlü bir ölçektir. Pozitif yöndeki ölçek alt boyutları: ‘kendine yönelik merhamet” (4,11,18,21,24. maddeler), “ortak paydaşım” (2,6,9,14.maddeler) ve “bilinçli farkındalık” (8,13,16. maddeler) alt boyutlarıdır. Negatif yöndeki ölçek alt boyutları: ‘kendini yargılama” (7,10,15,20.maddeler), “sorgulama” (3,12,17,23. maddeler), ve “aşırı özdeşim” alt boyutlarıdır (1,5,19,22. maddeler). Toplam ölçek puanı arttıkça kişinin öz anlayışı o ölçüde fazladır denir. DTUTÖ 18 soru ve üç alt boyuttan oluşmaktadır. Ölçekteki ilk dokuz ifade ‘pozitif tıp uygulamaları’, ikinci beş ifade ‘negatif tıp uygulamaları’ ve son dört ifade ise ‘defansif tıp hakkındaki bilgi düzeylerini ölçmeyi amaçlar. Ölçekten alınan toplam puan çok iyi (70-56 puan), iyi (55-42 puan), orta (41- 28 puan), zayıf (27-14 puan) olarak değerlendirilir. Veriler Statistical Package for Social Sciences for Windows (SPSS) 20.0 programı kullanılarak analiz edildi. p<0,05 değeri istatistiksel olarak anlamlı kabul edildi. Bulgular: Eksiksiz doldurulan 422 anket analiz edildi. Katılımcıların %51,2’si (n=216) 41 yaş ve üstünde, %56,6’sı (n=239) kadın, %79,9’u (n=337) evliydi. Aile hekimlerinin %33,6 (n=142) pratisyen hekim, %54’ü (n=228) Sözleşmeli Aile Hekimliği Uzmanlığı (SAHU) araştırma görevlisi ve %12,4 (n=52) Aile Hekimliği Uzmanlığı (AHU) araştırma görevlisiydi. Aile hekimi olarak 10 yıl ve altında çalışanların oranı %65,2 (n=275), ortalama günlük hasta muayene sayısı 51 ve üstü olanlar %66,8’di (n=282). Aile hekimlerinin %79,9’u (n=337) tıbbi hata yapmaktan korktuğunu belirtmişti. Öz anlayış toplam puanı kadınlarda (79,68±15,93) erkeklerden (76,06±16,03), evlilerde (78,94±16,41) bekarlardan (74,78±14,18) yüksekti (sırasıyla p=0,022, p=0,033). Hekimlikte geçirdiği süre 15 yıldan fazla olanların (79,88±15,37) 15 yıl ve altında hekimlik yapanlardan (76,35±16,56), günde 51 hastadan fazla muayene edenlerin (79,88±15,37), 50 hasta ve altı muayene yapanlardan (76,35±1,56) öz anlayış puanı yüksekti (p=0,024). DTUTÖ toplam ve 'negatif defansif tıp' puanı erkeklerde (40,33±9,02; 13,28±4,73) kadınlardan (38,33±8,59; 11,91±4,94) yüksekti (sırasıyla p=0,020, p=0,004). Bekar aile hekimlerinin 'negatif defansif tıp' alt boyut puanı (13,75±4,78) evli olanlardan farklıydı (12,19±4.88) (p=0,009). DTUTÖ puanlarının çalışma ortamı, unvan, yaş, hekimlik tecrübesi ve muayene sayısı gibi mesleki özelliklerden anlamlı düzeyde etkilenmediği görüldü. ÖAÖ toplam puanı ile DTUTÖ toplam puanı arasında korelasyon tespit edilmezken (p=0,996), ÖAÖ’nün 'bilinçli farkındalık' alt boyutu ile DTUTÖ toplam puanı arasında negatif yönde zayıf korelasyon tespit edildi (r=−0,181, p<0,001). Sonuç: Bu çalışma, aile hekimlerinin öz anlayışlarının defansif tıp uygulamaları üzerindeki etkisinin olduğunu ama korelasyon açısından alt boyutların bazılarını kapsasa da önem arz ettiğini göstermektedir. Hekimlerin öz anlayışlarını geliştirmeye yönelik eğitimler, malpraktis kaygısını azaltacak hukuki destek ve danışmanlık hizmetleri, mesleki dayanışmayı güçlendirici programlar defansif tıp uygulamalarının azaltılmasında etkili olabilir. Bu bulgular, sağlık politikaları geliştirilirken hekimlerin psikolojik ve sosyal ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulamaktadır. Bu sonuçlar, defansif tıp uygulamalarının sadece dışsal faktörler (medikolegal ortam, hasta beklentileri) tarafından değil, aynı zamanda hekimlerin kendi psikolojik durumları ve mesleki kimlik algıları tarafından da şekillendiğini göstermektedir. Dolayısıyla, defansif tıp problemine yönelik çözüm arayışlarında, hekimlerin öz anlayışlarını güçlendirmeye yönelik stratejilerin göz ardı edilmemesi gerektiği anlaşılmıştır. Alt boyutlar değerlendirildiğinde bilinçli farkındalık azaldıkça defansif tıp uygulamaları artmaktadır.
dc.description.abstractAim: Defensive medicine refers to physicians performing medical procedures, tests and treatments that are not clinically necessary or optimal. Previous studies on the prevalence and causes of defensive medicine practices have generally focused on external factors, such as legal regulations, patient expectations and health policies. However, the perceptions that physicians have of their own competence, professional role, responsibilities and professional identity may play a decisive role in the emergence of these practices. Family medicine is an important area in which to study defensive medicine practices because it serves a wide range of patients and involves multifaceted tasks such as chronic disease management and preventive medicine. For these reasons, this study aims to examine the effect of family physicians' self-perception on defensive medicine practices. Materials and Methods: This descriptive study focused on family physicians working in family health centres. The sample size was set at a minimum of 385 family physicians, allowing for a margin of error of 5% and a confidence interval of 95%. The online survey form was administered via social media groups using Google Forms. It began with questions about the physicians' sociodemographic characteristics, working environments, income levels, how long they had been working in medicine and family medicine, the average number of consultations they had per day, their satisfaction with their career choice and job satisfaction, their views on the concept of malpractice and their attitudes towards mandatory financial liability insurance. The survey also included the Self-Compassion Scale (SCS) and the Defensive Medicine Practices Attitude Scale (DMPA). The SCS is a 24-question, six-subscale measure consisting of positive and negative items assessing self-compassion, shared concern, mindful awareness, self-judgement, detachment, and over-identification. Positive scale subdimensions: 'Self-compassion' (items 4, 11, 18, 21 and 24), 'shared humanity' (items 2, 6, 9 and 14) and 'mindfulness' (items 8, 13 and 16). Negative scale subdimensions: ‘Self-judgement’ (items 7, 10, 15 and 20), ‘Questioning’ (items 3, 12, 17 and 23) and ‘Excessive Identification’ (items 1, 5, 19 and 22). As the total scale score increases, it is said that the person's self-understanding increases correspondingly. The DTUTÖ consists of 18 questions and three sub-dimensions. The first nine statements measure ‘positive medical practices’, the next five measure ‘negative medical practices’, and the last four aim to measure knowledge of defensive medicine. The total score obtained from the scale is evaluated as follows: very good (70–56 points), good (55–42 points), moderate (41–28 points) and weak (27–14 points). The data were analysed using the Statistical Package for the Social Sciences (SPSS) for Windows, version 20. A p-value of <0.05 was considered statistically significant. Results: A total of 422 fully completed questionnaires were analyzed. Of the participants, 51.2% (n=216) were aged 41 years or older, 56.6% (n=239) were female, and 79.9% (n=337) were married. Of the family physicians, 33.6% (n=142) were general practitioners, 54% (n=228) were Contracted Family Medicine Specialist (SAHU) research assistants, and 12.4% (n=52) were Family Medicine Specialist (AHU) research assistants. The proportion of family physicians who had worked for 10 years or less (n=275) was 65.2% (n=275), and those who had an average daily patient visit of 51 or more was 66.8% (n=282). 79.9% (n=337) of family physicians stated that they were afraid of making medical errors. The total self-compassion score was higher in women (79.68±15.93) than in men (76.06±16.03), and higher in married individuals (78.94±16.41) than in single individuals (74.78±14.18) (p=0.022, p=0.033, respectively). Self-compassion scores were higher in those who had spent more than 15 years in medicine (79.88±15.37) than those who had been in medicine for 15 years or less (76.35±16.56), those who examined more than 51 patients per day (79.88±15.37), and those who examined 50 patients or less (76.35±1.56) (p=0.024). Conclusion: This study shows that family physicians' self-perceptions affect defensive medicine practices, with some sub-dimensions being more important in terms of correlation than others. Training to improve self-perception, legal support, counselling services to reduce concerns about malpractice, and programmes to strengthen professional solidarity may be effective in reducing defensive medicine practices. These findings emphasise the need to consider the psychological and social needs of physicians when developing health policies. The results demonstrate that defensive medicine practices are influenced not only by external factors such as the medical-legal environment and patient expectations, but also by the psychological state and professional identity perceptions of physicians. Therefore, strategies aimed at strengthening physicians' self-awareness should not be overlooked when seeking solutions to the problem of defensive medicine. When the sub-dimensions are evaluated, defensive medical practices increase as conscious awareness decreases.
dc.identifier.citationUzun, E. (2025). Aile hekimlerinin öz anlayışlarının defansif tıp uygulamalarına etkisinin incelenmesi. (Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi) Necmettin Erbakan Üniversitesi, Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Aile Hekimliği Anabilim Dalı, Konya
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12452/19909
dc.identifier.yoktezid965598
dc.language.isotr
dc.publisherNecmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü
dc.relation.publicationcategoryTez
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.subjectAile hekimliği
dc.subjectdefansif tıp
dc.subjectöz anlayış
dc.subjectmalpraktis
dc.subjecthekim algısı
dc.subjectsağlık politikaları.
dc.subjectFamily medicine
dc.subjectdefensive medicine
dc.subjectself compassion
dc.subjectmalpractice
dc.subjectphysician perception
dc.subjecthealth policies
dc.titleAile hekimlerinin öz anlayışlarının defansif tıp uygulamalarına etkisinin incelenmesi
dc.title.alternativeExamining the effect of family physician's self-compession on their defensive medicine practices
dc.typeSpecialist Thesis

Dosyalar

Orijinal paket
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
965598 Dr. Erhan UZUN-TEZ.pdf
Boyut:
1.35 MB
Biçim:
Adobe Portable Document Format
Lisans paketi
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Küçük Resim Yok
İsim:
license.txt
Boyut:
1.17 KB
Biçim:
Item-specific license agreed upon to submission
Açıklama: