Yazar "Kapar, Mehmet Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Hz. Peygamber döneminde Bey‘at(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 1994) Kapar, Mehmet AliHz. Peygamber davet görevine başladığı ilk günden itibaren muhataplarına islam'ı bildirmiş. buna mukabil din ve millet ayırımı gözetmeden Müslüman olanlara kucak açmış imkan nisbetinde onların 'bütün ihtlyaçlarını karşılamaya çalışmıştır. Ancak buna mukabil Müslüman olanların Müslümanlığını kabul etmiştir.Öğe Hz. Peygamber'in hastalığı ve vefatı(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2012) Kapar, Mehmet Ali; Abdulwali, AQBULUTHz. Peygamberin Hastalığı ve Vefatı başlıklı bu araştırma dönemin detaylarını ortaya koyarak olayların islam tarihi açısından öneminin anlaşılmasına katkıda bulunmayı hedeflemektedir.Araştırmamızda konumuzla ilgili bilgiler büyük ölçüde tarih, siyer ve megâzî kitaplarından elde edilmektedir. Bu kitapların yanı sıra hadis, tefsir ve tabakât türü eserlerin de zengin bilgiler sunduğu anlaşılmaktadır.Araştırmamız neticesinde Hz. Peygamber on üç gün süren hastalığının ardından Rebîulevvel ayının on ikinci günü pazartesi altmış üç yaşındayken vefat etti. İnsanlığa son uyarcı olarak gönderilen Hz. Peygamber de dünyada kendisi için tayin edilen yirmi üç yıllık tebliğ vazifesini yerine getirdikten sonra Rabbine kavuştu.Hz. Peygamber'in hastalığı ve vefatı İslâm tarihi açısından son derece önemli bir hadisedir. Çünkü 23 yıllık davet hayatının sona ermesi ve halifelik kurumunun ortaya çıkmasına sebep olmuştur.Öğe Hz. Peygamber'in müşriklerle yaptığı bazı andlaşmalar(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 1986) Kapar, Mehmet AliHz. Peygamber'in İslâm'ı tebliği sırasında Mekke ve Medine'de muhtelif din mensuplarıyla münasebeti olmuştur. İslâm bir sulh dini olduğu için Rasûlüllah da muhataplarını İslâm'a davette daha çok andlaşma yolunu tercih etmiştir. Arabistan toplumunun ekseriyetle müşriklerden meydana geldiği dikkate alınırsa Hz. Peygamber'in de nübüvveti boyunca en çok müşriklerle meşgul olduğu görülür...Öğe Hz. Peygamber’in savaşlarına genel bir bakış(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 1990) Kapar, Mehmet AliHz. Muhammed'in Medine'ye hicretinden sonra devlet hüviyeti kazanan islam toplumu içtimai, siyasi, iktisadi vb. konulardaki haklarını müdafaa ile davet mevzuunda yeni bir döneme girmiştir. Cihad ayetinin nüzulüne kadar harp etmeyen Hz. Muhammed, müşriklere karşı harp yapılmasını isteyenlere de sabır tavsiye etmiştir.Öğe İslâm’da bey‘at (Seçim usulü)(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 1991) Kapar, Mehmet AliAlışverişin zıddı olan el-Bey'at karşılıklı anlaşmak ve akidde bulunmak anlamına gelmektedir. İtaat, ahid ve akid anlamına gelen e-Bey'at iki taraf arasındaki anlaşmanın ortaya çıkması, iki tarafın herhangi bir şeyi değiştirilmeleri ve karşılılklı rızadırÖğe Kardeşim Ahmet Sâim Arıtan(2016) Kapar, Mehmet AliAhmet Sâim Arıtan, 1963 yılından itibaren tanıştığımız ve tanıdığımız de- ğerli arkadaşlarımızdan birisi idi. 1963 yılında Konya İmam Hatip Okulunda öğ- renci idi. O yıllarda İmam Hatip yıllarında şubelerimizin ayrı olması münasebetiyle teneffüslerde görüşebiliyorduk. O günlerde bile giyimi kuşamı, hareketli ve sevecen tavırları herkesin dikkatini çekmekte idi. İmam Hatip Okulu'ndan mezun olduktan sonra Konya Yüksek İslâm Enstitüsünde birlikteliğimiz dört yıl devam etti. Aynı sınıfta ve hatta aynı sırada geçen dört yıl. Ahmet Sâim Arıtan kardeşim ile birlikte sınıfın öndeki ilk sırasında oturmayı tercih ederdik. Bu durum bizim hocalarımızı daha dikkatli dinlememize vesile olurdu. Derslere geç kalmayı hiç sevmeyen arkadaşımız, geç kalanlara da dikkatimizin dağılmasına sebep olduğu için tepki gösterirdi. Enstitü numaramız birbirimize yakın olduğu için sözlü sınavlara birbirimizin ardından girerdik. Açık sözlü olmakla birlikte herkes tarafından sevilen Ahmet Sâim Arıtan kardeşim, giyim kuşamının yanında son derece tertipli düzenli bir yapıya sahipti. Sıranın üzerindeki kitap ve defterlerinin düzenindeki ahenk onun hakkında kanaat edinmek için yeterli idi. Kendisine göre önemli gördüğü hikmetli sözleri defterine kaydederdi. Hatta devamlı kullandığı defterinin kapağında "En büyük intikam affetmektir." cümlesi yazılı idi. Adının kısaltılarak değil açık olarak "Ahmet Sâim Arıtan" şeklinde yazılmasını isterdi. En çok sevdiğimiz derslerden biri olan Siyer ve İslâm Tarihi dersi için evlerinden büyükçe bir teyp getirir ve rahmetli M. Hulûsi Bolay hocamızın derslerini kaydederdi. 1974 yılında Yüksek İslâm Enstitüsünü derece ile bitirenler arasında olan Ahmet Sâim Arıtan karde- şim ile aynı dönemde ben Topçu, o da Personel olarak askerlik görevini yerine getirdik. Askerlik görevinden sonra 1985 yılında Konya İlahiyat Fakültesine İslâm Sanatları Tarihi hocası olarak göreve başladığım döneme kadar görev yerlerimizin farklılığı sebebiyle çok sık görüşmelerimiz olmadı. Ancak 1985 yılında Fakültemizde göreve başlaması, eski dostluğun devamına vesile oldu. Daha sonraki yıllarda İslâm Tarihi ve San'atları Bölümü başkanlığım döneminde Türk İslâm Sanatları Tarihi Anabilim Dalı başkanı olarak birlikte görev yaptık. Bölüm toplantılarımızın yanısıra karşılıklı yaptığımız ziyaretler eski günlerin yâd edilmesine ve Fakülte içinde yapılması düşünülen yeni projelerin gündeme gelmesine sebep oluyordu. Nitekim İslâm Tarihi ve San'atları Bölümü Dergisi olan İSTEM dergisinin yayın hayatına kazandırılması için büyük çaba harcayarak Dergimizin bilhassa basım aşamasında daha kaliteli yayımlanmasına katkı sağ- ladı İstem Dergisinde yayınlanacak makalelerin tashihine çok önem verir, kimin makalesi olursa olsun gerekli düzeltmeleri mutlaka yapardı. Ayrıca Fakültede Ebru ve Cilt atölyeleri kurarak bu alanda öğrencilerin yetişmesine öncülük etti. Sanırım bu konuda bir çok başarılı öğrenci yetiştirmiştir. 2011-2014 yılları arasında deruhte ettiği Dekanlık görevine gelmesi, bizleri mutlu etmişti. Bu dönemde yaşdaş ve devre arkadaşı oluşumuz ve bölüm içindeki birlikteliğimiz Dekanlığa taleplerimizin daha rahat iletilmesine vesile oluyordu. Cenâb-ı Hak ona rahmetiyle muamele etsin. O'nu âlî makamlara eriştirsin. Sevenleriyle birlikte cennette buluştursun.Öğe Medine’de sosyal hayat - Dört halife dönemi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2019) Kapar, Mehmet AliFeyza Betül Köse’nin Medine’de Sosyal Hayat adlı kitabı yazarın aynı zamanda doktora tez çalışmasıdır. Eserin ön kapağında Medine şehrinden minyatürler yer alırken arka kapağında alanında ilk çalışma olma özelliği taşıyan eserin içeriği hakkında bilgiler verilmektedir. Eser, okuyucuyu kitaba hazırlayan “Medine’nin Bulunduğu Coğrafya ve Araplar” başlığıyla giriş yapmaktadır. Çalışma, beş bölümden oluşmaktadır ve bu bölümlerin her birinde Asrı saadet dönemi Medine’sinin bir yönü incelenmektedir. Birinci bölümünde Medine’nin; fiziki, ikinci bölümünde demografik, üçüncü bölümünde sosyal, dördüncü bölümünde idari, beşinci ve son bölümünde ise iktisadi yapısı ele alınmaktadır. Yazar eserini kaleme alırken klasik İslam tarihi ve Hadis kaynaklarını temel almış, ayrıca konuyla ilgili çağdaş çalışmaları da inceleyerek titiz bir çalışma ortaya koymuştur. Bu çalışmamızda Feyza Betül Köse'nin kaleme aldığı "Medine’de Sosyal Hayat -Dört Halife Dönemi-" başlıklı eserin incelemesi yapılacaktır.Öğe Uluslararası ilişkiler bağlamında Hz. Muhammed’in gayrimüslim unsurlarla olan ilişkilerindeki örnekliği(Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2019) Kapar, Mehmet AliDevletlerin birbirleriyle olan ilişkilerinin tümünü içine alan ve çoğu zaman dış politika kavramı ile eş anlamlı olarak kullanılagelen diplomasinin kökenlerini çok eskilere kadar götürmek mümkündür. Diplomasi, topluluklar arasındaki ilişkilerin mümkün olduğunca barışçıl yöntemler ve müzakereler yolu ile çözülmesini hedef alır. Temel görevleri arasında yeryüzünde hakkı, iyiliği, barışı ve adaleti sağlamak olan peygamberler, kendisine inanan insanlar ile diğer topluluklar arasında ilişkilerini bu doğrultuda düzenlemeye çalışmışlardır. İslam dininin peygamberi olan Hz. Muhammed de Medine’ye hicretinin akabinde meydana getirdiği İslam toplumu ile diğer toplumlar arasındaki ilişkileri bahsedilen ilkeler üzerine bina etmeye çalışmış, gayri müslim unsurlar ile ilişkilerde uygulanacak siyasetin temellerini de şekillendirmiştir. Günümüz İslam toplumlarının yöneticileri, dış ilişkilerinde bunları göz önünde bulundurmalıdır. Hz. Peygamber, gayri müslimler ile olan münasebetlerinde mutlaka iletişimi sürdürmüş, onlardan kendisini soyutlayarak yalnızlaştırmamış, İslamiyet’i tebliğ etmek, barış imzalamak, Müslümanların güvenliğini tesis etmek, ticaret yapmak ve Müslümanlara yapılan kötü muamelelerin tazminini sağlamak gibi birçok nedenle onlarla irtibata geçmiştir. Mekke döneminde ihtiyaç hâlinde çevresindeki zora düşen Müslümanların hicret etmesine izin vermiş, onların güvenliklerini sağlamak için gerekli tedbirleri almıştır. Yine devlet sınırlarının fetihlere paralel olarak genişlediği ya da sefere çıkıldığı dönemlerde de hem merkezde hem de diğer bölgelerde önce güvenliği sağlamaya önem vermiştir. Bu çalışmada Hz. Muhammed’in gayri müslim unsurlar ile ilişkileri ve bu esnada izlediği temel ilkeler, onun örnekliği çerçevesinde ortaya konulacaktır.