Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı
Bu bölüm için kalıcı URI
Bölüm "NEÜ, Meram Tıp Fakültesi, Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı" Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Pregnancy-onset obsessive-compulsive disorder: clinical features, comorbidity, and associated factors(2015) Kaya, Veli; Uğuz, Faruk; Gezginç, Kazım; Şahingöz, MineObjective: The prevalence rate of obsessive-compulsive disorder (OCD) was found to be higher in women during pregnancy and puerperium than that estimated in the general population. Additionally, the symptomatology of OCD shows several variations during the lifetime of women. Objective of the current study was to examine the clinical characteristics and comorbidity with other anxiety and mood disorders of pregnancy-onset obsessive-compulsive disorder (POCD) and to investigate factors related to POCD. Method: The study sample was composed of three groups. The first group (POCD group) included 20 consecutive pregnant women meeting the criteria of the Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fourth Edition (DSM-IV) for OCD, showing an onset of OCD during their current pregnancy. The second group (non-OCD group) consisted of 207 consecutive pregnant women without any mood or anxiety disorders to assess factors associated with POCD. In addition, the study included a control group to compare the symptoms of POCD and non-pregnancy-onset OCD. The control group was composed of 40 nonpregnant female outpatients with OCD. Type and severity of obsessive-compulsive symptoms were assessed with the Yale-Brown Obsessive-Compulsive Scale (YBOCS). OCD and other anxiety or mood disorders were determined by means of the Structured Clinical Interview for DSM-IV (SCID-I). Comorbid axis II disorders were diagnosed with the Structured Clinical Interview for DSM-III-R Personality Disorders (SCID-II). Results: The mean onset time of OCD in the POCD group was 13.3±6.35 (week5-28) gestational weeks. OCD occurred during the first trimester of pregnancy in 9 women (45%), during the second trimester in 10 (50%) women, and during the third trimester in 1 (5%) woman. The most common obsessions were contamination (n16, 80%) and symmetry/exactness (n6, 30%), and the most common compulsions were cleaning/ washing (n16, 80%) and checking (n12, 60%) in POCD. Thirteen (65%) of the pregnant OCD patients met the criteria for a mood or anxiety disorder. Generalized anxiety disorder was the most frequently diagnosed axis I disorder (40%, n8). The independent factors associated with POCD were cigarette smoking (p0.002), the existence of an anxiety disorder at onset of pregnancy (p0.000), and obsessive-compulsive personality disorder (p0.003). Conclusion: The present study suggests that POCD presents similar clinical characteristics with nonpregnancy-onset OCD. Mood or anxiety disorder comorbidity is observed in more than half of the women with POCD. Additionally, pregnant women who have at least one of 3 factors (cigarette smoking, the existence of an anxiety disorder at onset of pregnancy, and obsessive-compulsive personality disorder) seem to be at risk for POCD.Öğe Pregnancy-Onset Panic Disorder: Incidence, Comorbidity and Associated Factors(2015) Güler, Özkan; Kaya, Veli; Gezginç, Kazım; Kayhan, Fatih; Çiçek, Erdinç; Sönmez, Erdem ÖnderAmaç: Çalışmamızda öncelikle gebelik başlangıçlı panik bozukluğun insidans oranının saptanması amaçlanmış olup, ilave olarak bağımsız sosyo-demografik ve klinik risk faktörlerinin panik bozuklukla ilişkisinin olup olmadığı araştırılmıştır. Yöntem: Örneklem araştırma merkezi olan 2 obstetri polikliniğine ard arda gelen 1475 gebeden oluşmuş olup, bu 1475 gebeden gebelik baş- langıçlı panik bozukluk saptananlar (Grup 1, n20, %1,3) 1. grubu oluş- turmuştur. Kontrol grubu ise gebelik başlangıçlı depresyon ya da herhangi bir anksiyete bozukluğu olmayan 250 gebeden (Grup 2) oluşturulmuştur. Eksen I ve II tanıları yapılandırılmış klinik görüşme ölçekleri (Structured Clinical Interview for DSM-IV SCID ve Structured Clinical Interview for DSM-III-R Personality Disorders SCID II) kullanılarak saptanmıştır. Bulgular: Panik bozukluk için insidans %1,3 (n20) saptanmış olup, bu 20 kişiden 11'nin ilave anksiyete ya da duygudurum bozukluğuna sahip olduğu görülmektedir. Herhangi bir c kümesi kişilik bozukluğuna sahip olma oranı grup 1'de kontrollere göre anlamlı ölçüde yüksek saptanmıştır. Sonuç: Gebelik başlangıçlı panik bozukluğa sahip gebelerin kontrollere göre anlamlı derecede yüksek eksen II kişilik bozukluklarına ve gebelik öncesi anksiyete ve duygudurum bozukluklarına sahip olduğu anlaşılmıştırÖğe Psychiatric symptoms in women with polycystic ovary syndrome(2013) Harmancı, Hatice; Hergüner, Sabri; Toy, HarunAmaç: Yayınların çoğunda polikistik over sendromuna (PKOS) psikiyatrik hastalıkların eşlik ettiği, özellikle depresyon ve kaygı bozukluklarının daha yüksek düzeyde görüldüğü bildirilmiştir. PKOS’da artan testosteron miktarı sebebiyle kıllanmada artış, adet düzensizlikleri, sivilcelenme, kısırlık, obezite gibi semptomlar görülmektedir. Bu şikayetler, çoğunlukla olumsuz duygulanıma sebep olurlar. Bunlarla birlikte, psikiyatrik belirtilerin görülme riski artar. Biz, çalışmamızda PKOS tanısı alan hastalarda, diğer kadınlara oranla psikiyatrik belirtilerin görülme düzeyini ve bunun cinsiyet yönelimiyle ilişkisini araştırdık. Yöntem: Çalışmaya, Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Kadın Doğum Hastalıkları Polikliniği’ne gelen 42 PKOS tanısı almış hasta ve kıyaslama yapabilmek için, 42 sağlıklı veya adet düzensizliği, sivilcelenme veya kıllanma artışı olmayan gönüllü kadın alındı. Kontrol grubu ve çalışma grubunun sosyodemografik özellikleri birbirine benzemekteydi. Her iki gruba da araştırmacıların hazırladığı sosyodemografik form, Kısa Semptom Envanteri ve Bem Cinsiyet Rolü Envanteri uygulandı. Bulgular: PKOS tanılı hastalarda, kontrol grubuna kıyasla depresyon, kaygı bozukluğu, somatizasyon, kişilerarası ilişkilerde duyarlılık artışı, obsesif kompulsif bozukluk, fobik anksiyete, paranoid düşünce düzeyi daha yüksek bulunurken, hostilite ve psikotik bulguların düzeyleri arasında fark bulunamamıştır. Psikiyatrik belirtilerin görülmesinde cinsiyet yöneliminin etkisi olmadığı görülmüştür. Sonuç: PKOS tanılı hasta grubunda, literatür bilgilerini destekler biçimde, kontrol grubuna göre daha fazla düzeyde psikiyatrik belirtiler görülmektedir. Kadın hastalıkları ve doğum polikliniklerinde bu hastaların daha dikkatli incelenerek psikiyatri polikliniklerine yönlendirilmeleri hastaların yaşam kalitelerini olumlu yönde etkileyecektir.