Tarih Bölümü
Bu bölüm için kalıcı URI
Scopus Q Değeri "Q3" Tarih Bölümü seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 15.-16. yüzyıllarda Bedahşan İsmailileri arasındaki Şii-tasavvufi hareketler ve Safevî etkisi(2016) Ay, ZahideBu çalışmanın amacı, Moğol istilası sonucu İran'daki Alamut Nizarilerinin devrilmesi sonrası Nizari İsmaililerinin bir kolu olan Bedahşan İsmaililerinin, 16. yüzyıla gelindiğinde nasıl bir İsmaililik yorumuna sahip olduklarını irdelemektir, 13.-15. yüzyıllarda bütün İslam dünyasında etkili olan tasavvufi etkinin, 15. yüzyıl Bedahşanı'ndaki İsmaililik yorumunun hangi Şii eğilimli tasavvuf hareketleri kanalıyla olduğunu araştırmaktır ve bölgede üretilen şifahi malzemede yer alan Oniki İmamcı Şiilik unsurlarının, Bedahşan İsmaililiğine, bu Şii eğilimli tasavvuf akımlarının etkisinden ziyade Safevî etkisiyle girdiğini kanıtlamaya çalışmaktır. Bedahşan İsmaililiği konusu, antropolojik ve folklorik olarak son zamanlarda bir nebze çalışılıyor olsa da tarih disiplini açısından çok az çalışılan bir meseledir. Bunun en başta gelen nedeni, tarih kaynağı olarak kabul edebileceğimiz yazılı malzemeden yoksun olmasıdır. Bedahşan İsmaililiği hakkındaki malzememiz, biraz mitolojik biraz teolojik nitelikteki, zaman ve mekan belirtmeyen bölgede üretilen şifahi malzemedir. Bu çalışma, yöntem olarak sahada yaptığımız gözlem ve topladığımız bu şifahi metinlerin, tarih metodolojisine uygun olarak tetkik edilmesi sonucu meydana gelmiştir.Öğe Ateş ve ocak kültünün Anadolu’da yaygınlaşmasında Moğolların etkisi(2013) Akkuş, MustafaTürk halk inançlarında önemli yer tutan ocak kavramı Orta Asya halk ve kültürleri için kutsiyet ifade etmektedir. Toplumun en değerli öğesi olan aile kurumu ile de özdeş anlamlar ifade eden ocak, tarihsel süreç içerisinde birçok anlamları içerisinde barındırmıştır. Birbirinden ayırt etmediğimiz ocak ve ateş kültleri Orta Asya’dan Küçük Asya diye de tabir edilen Anadolu’ya halkların göçüyle beraber taşınarak, taşıdığı zengin mefhumlara daha da çok an- lamlar katmıştır. Bu kavramların Anadolu’ya taşınması ve yaygınlaşmasında en büyük pay şüphesiz Moğol istilası ve Moğollara aittir. Bu çalışmamızda öncelikle Moğollarda ateş ve ocak kültünün yeri ve önemi üzerinde durulacak, tarihsel süreç içerisinde kutsiyet atfettikleri bu kavramların içerdiği anlam ve Moğolların dini, sosyal ve siyasi hayattaki uygulamalarından bahsedilecektir. Daha sonra ise bu kavramların Anadolu’ya taşınmasında Moğol istilası ve Moğolların etkisi anlatılacaktır. Moğolların İslam dünyasına karşı istila hareketi ve bunun sonucunda İran, Azerbaycan, Irak ve Suriye’de kurulan, Anadolu’yu da tahakkümü altına alan İlhanlı devletinin desteklediği dini ve tasavvufi zümrelerin ateş ve ocak kavramlarının Anadolu’da yaygınlaşmasında ve yeni anlamlar kazanmasındaki rolleri ile Moğolların Anadolu’da uyguladıkları dini politikalarının, kavramların günümüze kadar devamlılığını sağlamasındaki etkisi gösterilmeye çalışılacaktır.Öğe Dersim yöresindeki ocakların Kızılbaş/Alevi ve Bektaşi geleneğiyle ilişkisi(2015) Çakmak, YalçınDersim, Anadolu Aleviliği ile olan ilişkisi ve kendine has etnik-inançsal yapısından ötürü her daim dikkat çekici bir cazibeye sahip olmuştur. Buna rağmen, farklı kültürlere ait bir gönüllülüğün ortak tecellisi olan Dersim kimliğinin, özellikle de Kızılbaş/Alevi inancı ve Bektaşi tarikatı ile olan münasebeti henüz gereğince irdelenmemiştir. Böylesine bir gereklilik, her şeyden önce yöre inancının önemli yapı taşlarından olan Ocak sistemine dikkat çekmektedir. Bu yöndeki incelemelerin ilk uğrak yeri olan Ocakların, Dersimdeki kutsal mekân kültüne dair inançsal bir arkeolojik malzeme sunacağı muhakkak. Diğer yandan, toplumsal ilişkiler bağlamında sağladıkları meşruiyeti olağanüstü bir takım kurucu epizotlar ile işlevselleştiren bu Ocakların, söz konusu olan kurucu anlatıları ile birlikte karşılaştırmalı bir değerlendirmeye de ihtiyacı vardır. Zira Ocakların inşasına katkı sunan bu olağanüstü unsurların, Kızılbaş/ Alevi ve Bektaşi geleneği ile olan yakın benzerliği dikkat çekicidir. İlk bakışta ortak bir köken, benzerlik ve sürekliliğe işaret eden bu hususların, farklı bir okuma ile etkileşim, uyarlama, asimilasyon veya tek tarafı bir kültürel tahakküme kapı araladığı da düşünülebilir.Öğe Hacı Bektaş Velî’nin Moğol tahakkümüne bakışı(2013) Akkuş, MustafaHacı Bektaş Velî, yaşadığı XIII. asırdan daha ziyade XIV. yüzyıldan itibaren Osmanlı imparatorluğu döneminde sosyal, siyasi ve askeri bakımdan etkinliği artan Bektaşi düşünce ve öğretisinin piridir. Hacı Bektaş, Moğolların Anadolu’yu işgal ettiği ve Anadolu’nun bir asra yakın İlhanlı hâkimiyeti altında kaldığı bir dönemde yaşamıştır. Bu çalışmamızda Hacı Bektaş’ın Moğol istilasına bakışı, İlhanlı hâkimiyeti dönemindeki tutumu ve İlhanlı dinî politikası içerisindeki konumu ortaya konulmuştur. Hacı Bektaş’ın yaşadığı dönemdeki tarihi kaynaklar bir nevi onu yok sayarcasına ondan bahsetmemektedir. Hacı Bektaş hakkında daha çok menakıpname türü eserler ile sonraki dönem tarihi kaynaklardan bilgiler edinmekteyiz. Bu sebeple dönemin kaynakları titiz bir tetkikten geçirilerek onun Moğol tahakkümüne bakışını göstermek için konuyu bütün yönleriyle ele almaya çalıştık. Öncelikle Hacı Bektaş’ın içinde bulunduğu çevre, ilmi muhit, görüştüğü ulema ve ümera hakkındaki bilgileri, onların Moğollarla ilişkileri değerlendirerek Hacı Bektaş’ın tutumunu ortaya koymaya gayret ettik. Hacı Bektaş’ın tutumunu tespit etmenin yöntemlerinden biri de Moğol yanlısı veya İlhanlılara itaati benimseyen gruplarla diyalogudur. Bu kapsamda, Kalenderi gruplar ve işgale tepkisiz kalan Mevlevilerle ilişkilerine değinilerek Hacı Bektaş’ın tavrı ortaya konulmuştur. Ayrıca bu tutumu belirlemede önemli etkenlerden bir diğeri de Hacı Bektaş’ın müritleri ve bu dönem halifeleri ile Bektaşi dervişlerinin Moğollara bakış açılarıdır. Çalışmamızda Hacı Bektaş’ın Moğollara bakışını ortaya koyarken bu üç açıyı değerlendirerek onun Moğol muhalifi kesimler içerisinde yer aldığı kanaatine ulaşılmıştır.Öğe Orta Asya’da Şiilik: Horasan, Maveraünnehir ve Bedahşan’a İsmaîlîliğin girişi ve gelişimi(2012) Ay, ZahideBu çalışmanın amacı, günümüzde Orta Asya olarak adlandırılan, geçmişte yer yer Horasan, Transoxiana, Maveraünnehir, Türkistan, Toharistan, Bedahşan gibi adlarla anılan bölgelerde genelde Şiiliğin özelde İsmaîlîliğin tarihsel gelişimini analiz etmektir. Şiiliğin öğretisel gelişimi üzerinde değil, bölgedeki tarihsel gelişimi üzerinde durulmuştur. Bu yapılırken de çalışmamızın konusu olan bölgeler ele alınmıştır. Şiiliğin Arap yarımadası, Irak ve güney batı İran bölgelerindeki gelişimi bahis konusu yapılmamıştır. Horasan ve Maveraünnehir’de IX. yüzyılın ilk yarısında yayılmaya başlayan İsmaîlîliğin bugünkü temsilcileri olan Bedahşan İsmaîlîleri ve onların geleneğindeki Nasır-ı Hüsrev ve Ahmed-i Yesevi’nin rolü üzerinde durulmuştur. Bu çalışma hazırlanırken Tarih-i Taberi, Siyasetname, el-Kamil fi’t-Tarih, Kitab el-Fihrist, Tarih-i Buhara gibi, aslında yazıldıkları dönemin bizzat tanıkları olmayan ve de saray çevrelerine yakın yazarlar tarafından yazılması sebebiyle kısmen taraflı olabilen dönemin genel kaynaklarının yanısıra; Ivanow, Stern, Lewis, Madelung, Daftary gibi bu alanın önde gelen uzmanlarının araştırma eserleri ve makalelerinden yararlanılmıştır. Bunlara ek olarak, özellikle Bedahşan bölgesi ile ilgili kısım ise, sahada yaptığımız gözlem ve şifahen topladığımız metinlere dayandırılmıştır.