Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Medical students' knowledge of the disease, frequency of depression, anxiety, stress symptoms, and related factors in the COVID-19 pandemic: A web-based questionnaire(Marmara University School of Medicine, 2023) Tanrıverdi, Esra Çınar; Bayraktar, Mustafa; Sincan, Suat; Kasalı, Kamber; Çayır, Yasemin; Şahingöz, Mine; Özkurt, ZülalObjective: In this study, it was aimed to determine the level of knowledge of medical students about coronavirus disease 2019 (COVID-19), to investigate the frequency of depression, anxiety, stress symptoms and related factors.Materials and Methods: The study is a cross-sectional study conducted with 904 volunteer medical students. Data were collected with an online questionnaire, including sociodemographic characteristics, knowledge about COVID-19, the Depression, Anxiety, and Stress Scale.Results: Mean age was 21.3 +/- 2.2 years, and 54% of them (n=488) were female. Fifty five percent (n=497) thought that their level of knowledge about COVID-19 was sufficient, and 94.6% (n=846) were concerned about the disruption of their education. Their knowledge level was found to be 15.09 +/- 2.43 points out of 23 points. The depression, anxiety and stress symptoms were found in 64.9%, 70.4% and 34.1% of participants, respectively. The risk of anxiety (OR=0.51, 95%CI=0.94, p=0.020) and depression (OR=0.95, 95%CI=1.15, p=0.025) were higher in women. Those with a high fear of transmitting the COVID-19 infection to their relatives had higher symptoms of depression, anxiety, and stress. (p<0.001).Conclusion: Medical students have a good knowledge level of COVID-19. However, they experience high levels of anxiety, stress and depression symptoms; and concerned about the disruption of their education.Öğe Ölüm istatistiklerinde MERNİS ve defin kayıtlarının karşılaştırılması: Erzurum bölgesi(2017) Karaibrahimoğlu, Adnan; Nuray, FatihSon yıllarda istatistiksel bilgilerin üretiminde idari kayıtların oranı gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde artmaktadır. Bu amaçla ülkeler idari kayıt sistemlerini güçlendirmekte, bu sistemler birbirleri ile ilişkilendirilerek yeni sistemler ve veri tabanları elde edilmektedir. Bu çalışmada 2005-2007 yıllarına ait TRA1 Erzurum, Erzincan ve Bayburt bölgesinde veri girişi yapılan defin ruhsatlarında (ölüm istatistik formu) belirtilen ölümler ile aynı zaman diliminde MERNİS veri tabanına kaydı yapılan ölümler karşılaştırılmıştır. Kayıtların elde edilme yöntemleri tartışılarak her iki kayıtta da önemli kapsam eksiklikleri bulunduğu tespit edilmiştir. Ayrıca daha kaliteli bir kayıt sistemi için önerilerde bulunulmuştur.Öğe Discussion on Provincial Evaluation Results of Maternal Mortality in Terms of Preventability: Commission Decision Differences in Konya(2018) Durduran, Yasemin; Soysal, Sema; Başaran, Mustafa; Çelik, Çetin; Acar, Ali; Doğan, Canan; Kaya, Hüsnü Murat; İzgi, Şule; Öznavruz, HasanObjective: The objective of this study was to investigate the risk factors of maternalmortality in Konya province, as well as the preventability of deaths in cases where the central andlocal commissions differed in their decisions. Material and Methods: Maternal mortality between2009 and 2014 in the Konya province was screened for the cases, where the central and local MaternalMortality Investigation Commissions gave different decisions. These differences pertain towhether the deaths were ‘preventable’ or ‘not-preventable’, differences in the first, second andthird delay models, and indirect, direct and incidental deaths. The data were evaluated electronicallyalong with a descriptive statistical analysis, differences in the decisions and compliance inthe mortality rates were evaluated. Results: The median age of the deceased mothers was 28 (21–44) years and 83.3% of the mothers had at least one mortality risk factor. While the overall maternalmortality rate was 36.7% within the first 48 h after birth, the rates were highest within thefirst 48 h after birth (26.7%) and between the 1st and 42nd day after birth (26.7%) in indifferentlyassessed cases. The cause in 30% of all deaths and 33.3% of deaths with differential assessmentswas postpartum hemorrhage, as per the results of central Maternal Mortality InvestigationCommissions. The decisions of the central and local commissions differed in terms of preventability,delay models or death classification in 50% of the deaths. Taken together, the compliancebetween central and local decisions was not precise in investigating maternal mortality. Conclusion:The first 48 h after birth and the postpartum period are particularly critical. The causes ofdeath, particularly postpartum hemorrhage, should be thoroughly investigated. We recommendperiodic re-evaluations of cases where different decisions were made, in order to lower the rate ofpreventable maternal mortality.Öğe The role of soluble urokinase plasminogen activator receptor (SuPAR) as an indicator of the severity of acute pancreatitis(2018) Küçükceran, Kadir; Ergin, Mehmet; Kılınç, İbrahim; Karaibrahimoğlu, Adnan; Çolak, Tamer; Tuncar, Alpay; Dündar, Zerrin Defne; Koçak, Sedat; Girişgin, Abdullah Sadık; Gül, Mehmet; Cander, BaşarBackground/aim: Soluble urokinase plasminogen activator receptor (suPAR) has been reported to have a positive correlation with theactivation degree of the immune system. This study’s aim is to investigate the efficiency of SuPAR serum levels in acute pancreatitis (AP)patients in determining the severity of disease.Materials and methods: This prospective research involves patients who arrived at the emergency service, were over 18 years old, hadnontraumatic abdominal pain and diagnosis of AP, and agreed to join the study. Demographic characteristics, contact information,laboratory and imaging test parameters, Ranson’s criteria, the Balthazar Severity Index, the Rapid Acute Physiologic Score (RAPS), andthe modified Glasgow (Imrie) score of all patients were recorded. Two study groups were created as score of 3 (mild, Group I) and 3(severe, Group II) for pancreatitis according to Ranson’s criteria.Results: During the study period, 59 sequential patients with AP were included in the study. It was seen that 79.7% of the study group(n 47) were in Group I. Etiologically 67.8% (n 40) cases were biliary and 32.3% (n 19) were nonbiliary diseases. According to theresults, suPAR level was effective in distinguishing the severity of AP (AUC 0.902, P 0.001 (95% CI: 0.821–0.984)). With regardto determining severe disease, suPAR had an optimum cutoff value of 6.815 ng/mL, sensitivity of 91.66%, specificity of 82.97%, andnegative predictive value of 97.5%.Conclusion: Our study was performed the determine the efficiency of suPAR level in predicting severe disease in AP patients. We foundit significant in indicating the severity of disease according to the study results.Öğe Serum Heat Shock Protein 70, S100A12 and Matrix Gla Protein in Childhood Obesity and Metabolic Syndrome(2016) Can, Ümmügülsüm; Büyükinan, Muammer; Güzelant, Asuman; Karaibrahimoğlu, AdnanAmaç: Metabolik Sendromun primer nedeni erişkin ve çocuk popülasyonunda insülin rezistansı ile sonuçlanan düşük dereceli inflamasyon ile ilgili obezitedir. Heat şok protein 70,S100A12 ve matriks Gla protein kronik inflamatuar hastalık ile ilgilidir. Çocuk çağı obezitesi ve metabolik sendromun da bu markırları değerlendirmeyi amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma 10-15 yaş aralığında 45 obez çocuk ve 47 metabolik sendrom'lu çocukta yapıldı. Heat şok protein 70, S100A12 ve matriks Gla protein ELISA metodu kullanılarak ölçüldü.Bulgular: Obez çocuklarda serum matriks Gla protein ve S100A12 seviyeleri metabolik sendrom'lu gruptan anlamlı olarak yüksekti (p0.05). İlaveten, metabolik sendrom ve obez bireyler arasında serum hsCRP (p0.288) ve heat şok protein 70 (p0.960) fark yoktu. Her iki grupta S100A12, matriks Gla protein ve heat şok protein 70 seviyeleri arasında anlamlı pozitif korelasyon vardı. Sonuç: Bulgularımız S100A12, matriks Gla protein ve heat şok protein 70 biyomarkırları metabolik sendrom ve obezite ile anlamlı olarak ilgili olduğunu gösterdi. Obezite metabolik sendrom gelişiminde önemli bir risk faktörüdür. Obezitede bu proteinlerin artışı, metabolik sendrom ve diabet gibi metabolik bozuklukların gelişiminin önlenmesinde ilgi çekici olabilir.Öğe Gastrointestinal stromal tümörlerde prognozun belirlenmesinde preoperatif nötrofil lenfosit oranının etkisi(2015) Kargın, Süleyman; Çakır, Murat; Gündeş, Ebubekir; Yavuz, Yusuf; Esen, Hacı Hasan; İyisoy, Mehmet SinanAmaç: Gastrointestinal stromal tümörlerin lokal etkileriyle immünsupresyonda rol oynadığı düşünülmektedir. İnflamasyonla ilişkili bazı kanserlerde tedavi öncesi nötrofil lenfosit oranındaki artış kötü prognozun göstergesi olarak kabul edilmektedir. Çalışmamızın amacı gastrointestinal stromal tümör hastalarında kan nötrofil lenfosit oranı ile hastalığın prognozunu değerlendirmektir. Gereç ve Yöntemler: Kliniğimizde primer gastrointestinal stromal tümör nedeniyle cerrahi uygulanan 78 hastanın verileri retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların operasyon öncesi periferik kandan bakılan nötrofil lenfosit oranları belirlendi. Nötrofil lenfosit oranı ile tümör riski ve prognoz arasındaki ilişki karşılaştırıldı. Verilerin değerlendirilmesinde Pearson korelasyon analizi ve ANOVA Welch testi kullanıldı. Bulgular: Preoperatif nötrofil lenfosit oranındaki artış patolojik olarak yüksek riskli gastrointestinal stromal tümör gruplarında anlamlıydı (p0,05). Preoperatif nötrofil lenfosit oranı yüksek olan hastaların sağkalımları düşüktü (r- 0,32, p0,009). Ayrıca nötrofil lenfosit oranı artışı ile tümör mitotik aktivitesi artışı benzerdi (r-0,364, p0,025). Sonuç: Gastrointestinal stromal tümörlerde preoperatif nötrofil lenfosit oranı yüksek riskli tümörlerin belirlenmesinde ve kötü prognozun göstergesi olarak kullanılabilecek bir parametredir.Öğe The Comparison of Socio-Demographic and Clinical Variables of Inmates Using Gabapentin For Medicinal Purposes and Those Abusing The Drug(2017) Çicekçi, Faruk; Yüksekkavas, Dinçer; Aydın, Adem; Karaibrahimoğlu, Adnan; Uca, Ali UlviAmaç: Gabapentini tedavi amaçlı-endikasyonlu kullanan mahkumlar ile kötüye kullanan mahkumlar arasındaki sosyodemoğrafik ve klinik verileri karşılaştırmak. Metod: Bu çalışmaya Haziran 2012-Aralık 2014 yılları arasında Konya E Tipi Cezaevinde kalan, cezaevi polikliniğine başvuran ve ağrı polikiliniğimize sevkedilen gabapentin kullananlar mahkumlar dahil edildi. Gabapentini mevcut şikayetlerinden dolayı endikasyonsuz kullananlar (Grup 1), hastalığa bağlı olarak endikasyonlu kullananlar (Grup 2) DSM IV-TR ye göre madde bağımlılığı, madde kötüye kullanımı ve gabapentin kötüye kullanımı yönünden araştırıldı. Bulgular: Endikasyonsuz gabapentin kullanan mahkumların (Grup 1) tamamına yakını (n:21) gabapentini kas ağrıları, nöropatik ağrı, uyku bozukluğu, anksiyete belirtileri, terleme, titreme ve bulantı-kusma için kullandığını belirtirken, endikasyonlu olarak gabapentini kullanan mahkumlar (Grup 2) daha çok mevcut hastalıklarının belirtilerini baskılamak için (diyabetik nöropati, ve epilepsi) kullandıkları tespit edilmiştir. Endikasyonsuz kullanan grubun birinci derece yakınlarında alkol/madde kullanımının daha yüksek olduğu belirlenmiştir (P0.001). Grup 1 için madde bağımlılığı (n10) ve madde kötüye kullanımı (n13) anlamlı olarak Grup 2den yüksek bulunmuştur (P0.001). Sonuç: DSM IV-TRye göre madde bağımlılığı ve madde kötüye kullanımı tanısı alan mahkumların cezaevine girdikten sonra özellikle opioid çekilme belirtilerini engellemek için gabapentin kullandıkları ve gabapentin kötüye kullanımı tanımına uydukları görülmüştür.Öğe Modified Ridge Regression Parameters: A Comparative Monte Carlo Study(2014) Asar, Yasin; Karaibrahimoğlu, Adnan; Genç, AşırIn multiple regression analysis, the independent variables should beuncorrelated within each other. If they are highly intercorrelated, thisserious problem is called multicollinearity. There are several methodsto get rid of this problem and one of the most famous one is the ridgeregression. In this paper, we will propose some modified ridge parameters. We will compare our estimators with some estimators proposedearlier according to mean squared error (MSE) criterion. All resultsare calculated by a Monte Carlo simulation. According to simulationstudy, our estimators perform better than the others in most of thesituations in the sense of MSE.