Makale Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 5 / 5
  • Öğe
    Tibia Platosunun Spontan Osteonekrozu: Olgu Sunumu
    (2014) Çubukçu, Murat; Ordahan, Banu; Adem, Küçük; Kaya, Buğra
    Tibia platosunun spontan osteonekrozu: Olgu sunumuOsteonekroz nedeni tam olarak bilinmeyen eklemin yapısını bozan ve ilerleyici fonksiyon kaybına neden olan bir hastalıktır. Osteonekroz kalça ekleminde sık görülmesine karşın, diz ekleminde oldukça seyrek rastlanan patolojik bir durumdur. En sık görülen diz osteonekroz tipi idiyopatik (spontan) tiptir. Altmış yaş üstünde daha sık görülür. Bu olgu sunumunda otuz dokuz yaşında kadın hastada aniden gelişen diz ağrısı sonrasında saptanan spontan osteonekroz olgusu sunulmuştur.
  • Öğe
    FDG-PET/BT ile tespit edilen küçük hücreli akciğer kanserinin kemik iliği metastazı
    (2015) Kaya, Buğra; Dostbil, Zeki; İsmailoğlu, Murat; Serdengeçti, Mustafa
    Öksürük, hemoptizi, kilo kaybı, yaygın kemik ağrısı şikayetleri ile başvuran elli dokuz yaşında erkek hastanın kontrastlı toraks BT'sin- de sağ akciğerde kitle tespit edildi. Kitlenin biopsi sonucu küçük hücreli akciğer kanseri (KHAK) olarak rapor edildi. Yaygın kemik ağrısı şikayeti olan hastanın kemik sintigrafisi normal olarak değerlendirildi. Evreleme amacıyla yapılan FDG-PET/BT'de kemik ili- ğinde heterojen artmış FDG (florodeoksi glukoz) tutulumu saptandı. Kemik iliği biyopsisinin patolojik değerlendirme sonucu KHAK metastazı olarak raporlandı. Klinik olarak kemik metastazı şüphesi bulunan ve kemik sintigrafisi normal olan hastalarda kemik ve kemik iliği metastazlarını göstermek için FDG-PET/BT görüntüleme akılda tutulmalıdır
  • Öğe
    Sağlık Hizmetlerinde Tıbbi Cihaz Sektörü
    (2016) Arık, Özer; İleri, Yusuf Yalçın; Kaya, Buğra
    Çağımızda sağlık sektöründe yaşanan önemli gelişmelere tıbbi cihaz teknolojisinin hızlı ilerleyişi öncülük etmektedir. Hastalıkların teşhis ve tedavisinde tıbbi cihazların tıp bilimine sağladığı katkı, tıbbi gelişmelerin yönünü belirlemektedir. Günümüzde hastaların tedavi tercihlerini önemli ölçüde etkileyen tıbbi cihaz teknolojisi, bu teknolojiye sahip olan ve olmayan sağlık kuruluşları arasında da rekabet çıtasını oldukça yükseltmiştir. Gittikçe küreselleşen dünyada ise aynı durum ülkeler için de söz konusudur. Tıbbi cihaz teknolojilerine öncelik vererek Ar-Ge yatırımlarının önemli bir kısmını bu sektöre ayıran ülkeler, ekonomilerine de yön vererek gelişmişlik düzeylerini artırmaktadır. Bu çalışma ile, dünya tıbbi cihaz sektöründeki gelişmeleri yakından takip eden Türkiye'de Avrupa Birliği'ne üyelik süreci de gözönüne alınarak medikal teknolojinin öneminin daha iyi anlaşılabilmesini ve Türkiye'de tıbbi cihaz sektörünün geliştirilebilmesi noktasında öneriler getirmek suretiyle katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
  • Öğe
    Obstrüktif Uyku Apne Sendromu Erkeklerde Erken Yaşta Osteoporoz Gelişimi için Bir Risk Faktörü Olabilir Mi?
    (2015) Aslan, Saadet Han; Yosunkaya, Şebnem; Aysel , Kıyıcı; Sarı, Oktay
    Amaç: Obstrüktif uyku apne sendromunda (OUAS) uyku esnasında meydana gelen solunumsal olaylar nedeniyle gelişen kronik aralıklı hipoksi veya arousallar nedeniyle gelişen uyku bölünmeleri direkt kemik mineral dansitesine (KMD) etki edebilir veya hormonlar üzerine etki ederek KMD'de değişikliğe yol açabilirler. Biz, OUAS'lı orta yaşlı erkek hastalarda normal kişiler ile karşılaştırıldığında, KMD değerleri veya KMD ile ilişkili olabilecek hormon seviyelerinde: büyüme hormonu (GH), insülin benzeri büyüme faktörü-1 (IGF-1), serbest testosteron, total testosteron ve seks hormonu bağlayan globulin (SHBG) değişiklik olup olmadığını araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntemler: Çalışmaya alınan tüm olgulara tanı için uygulanan polisomnografi sonrası sabah 07.00-08.00'de kan örnekleri alındı, GH, IGF-1, total testosteron ve SHBG düzeyleri ELISA yöntemi ile serbest testosteron düzeyi ise Radio İmmuno Assay yöntemi ile ölçüldü. KMD femur boynu ve lomber vertebra seviyelerinden Dual enerji X-ray absorbsiyometre (DEXA) yöntemi ile ölçüldü.Bulgular: İki grup arasında hormon seviyeleri ve T-skoru değerleri açısından istatistiksel bir farklılık elde edilmedi. OUAS'lı grupta, yaş ile T-skor femur (p0,001) ve T-skor vertebra (p0,017) arasında; REM uyku süresi ve T-skor femur (p0,032) arasında istatistiksel olarak anlamlı pozitif bir ilişki mevcuttu. KMD -2,5'in altında tespit edilen hasta sayısı OUAS'lı grupta (5/24) kontrol grubundan (0/22) daha fazla tespit edilmiş olsa da, gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark yoktu (p0,05).Sonuç: Bu çalışmada, OUAS'ın orta yaşlı erkek hastalarda osteoporoza bir eğilime sebep olmadığı gösterilmiştir. Ek olarak, KMD ile kronik intermitten hipoksi, apne-hipopne indeksi veya aşırı uyku hali ile direk bir ilişki tespit edilmemiştir. Ayrıca, OUAS ile KMD'ye etki edebilecek hormonal parametreler arasında açık bir ilişki ortaya konamamıştır
  • Öğe
    Tc-99m MDP bone scintigraphy in the evaluation of the joint damage in asymptomatic alpine ski racers
    (2014) Varoğlu, Erhan; Yıldırım, Mustafa; Gürsoy, Recep; Seven, Bedri; Uslu, Hatice; Çoğalgil, Şirzat; Kıyıcı, Fatih
    Aim: To evaluate the role of 99m-technetium methylene diphosphonate (Tc-99m MDP) bone scintigraphy on the detection of joint damage in asymptomatic alpine ski racers. Materials and methods: This study included 20 male asymptomatic alpine ski racers (age range: 1821 years). None of the skiers had a history of ski crashes. Bone scan findings of the racers were examined with Tc-99m MDP bone scintigraphy during the active racing season and the inactive training season. Planar anterior and posterior images of hip, knee, and ankle joints were obtained 4 h after intravenous injection of 20 mCi Tc-99m MDP. All images were interpreted visually by 2 experienced nuclear medicine physicians. Free regions of interest were drawn on hip, knee, and ankle joints, as well as background regions. Joint-to-background ratios were calculated for each joint, and the uptake ratios of both right and left joints during active ski season were compared to those during the inactive training period. Results: Uptake ratios of the right and left hip, knee, and ankle joints were significantly higher during the active racing period than those calculated during the inactive period (P > 0.005). Conclusion: Bone scintigraphy may have an important role in detecting joint injuries of hip, knee, and ankle joints in asymptomatic alpine ski racers and can be used successfully when MRI is unavailable.