Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 3 / 3
  • Öğe
    BV2 mikroglial hücrelerinde LPS ile indüklenen inflamasyonda oluşan sitokin değişimlerinin tespit edilip, CRP ve kininogen-1'in deiminasyonunun western blot ile araştırılması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2023) Demirel, Gamze; Gürbilek, Mehmet
    Nörodejenerasyon; prevalansı hızla artan ve tedavide güçlükler yaşanan birçok nörodejeneratif hastalığın ortak özelliğidir. Posttranslasyonel modifikasyonlardan biri olan deiminasyon (sitrülinasyon) inflamasyona bağlı olarak meydana gelebilir ve bu modifikasyondan Peptidil arjinin deiminaz (PAD) enzimleri sorumludur. Bu çalışmada BV2 mikroglial hücre hattına nöroinflamasyon oluşturmak için LPS uygulaması yapıldı ve sitokinlerden IL-1β'da anlamlı artış gözlemlendi. PAD2, hedeflediğimiz proteinler olan CRP ve Kininojen'deki değişimi belirlemek için RT-PCR yapıldı. PAD2 ekspresyon seviyesinde istatistiksel olarak anlamlı bir düşüş gözlendi. Fakat Kininojen ve CRP ekpresyonunda anlamlı bir değişiklik olmadı. Deimine proteinlerin tanımlanabilmesi için F95 antikoru ile Western blotlama yapıldı. CRP için beklediğimiz bölgede bant saptandı ve CRP'nin deiminasyon adaylarından biri olabileceği görüldü. PAD ekspresyon seviyesindeki düşüşe rağmen çeşitli protein gruplarında deiminasyon tanımlandı. Bu durum daha çok enzimin aktivitesi ile bağlantılı olarak görülmektedir.
  • Öğe
    Covid-19 ile enfekte serum veya plazmada analiz edilen (CRP, Prokalsitonin, Ferritin, D-Dimer, Fibrimojen, AST, ALT, LDH) Biyokimya laboratuvar sonuçlarının retrospektif olarak ROC analizi, lojistik regresyon analizi ve diğer istatistiki testler ile değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2022) Hayırlıoğlu, Mustafa Fatih; Gürbilek, Mehmet
    2019 yılı sonlarında, Çin'in Hubei eyaletinin Wuhan şehrinde başlayıp tüm dünyaya yayılan ve 2 yılı aşkın bir süredir devam eden Covid-19 salgını, pandemi olarak yaşanmaktadır. 7 Ocak 2020‘de etken daha önce insanlarda tespit edilmemiş yeni bir Corona virus (2019-nCoV) olarak tanımlanmış ve SARS-CoV-2 olarak isimlendirilmiştir. Yarasaların olası doğal konak olabileceği düşünülmektedir. Tedavi konusundaki çalışmalar henüz yeterli aşamaya gelmemiştir. Covid-19 hastalığına karşı ülkemizin de üretmiş olduğu ve acil onay almış aşılar olmasına rağmen Covid-19‘un ölümcül özelliği halen devam etmektedir. Bu nedenle bulaşın erken tanımlanması, önlenmesi ve en önemlisi maske, mesafe, temizlik kuralına uymak büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Covid-19 tanısı alan ve ayaktan, servis ile yoğun bakım ünitesinde tedavi gören hastalarda izlenen laboratuar parametrelerinden; Alanin Aminotransferazlar (ALT), Aspartat Aminotransferazlar (AST), C-Reaktif Protein (CRP), Laktat Dehidrojenaz (LDH), Ferritin, Prokalsitonin (PCT), D-Dimer ve Fibrinojen düzeylerinin; hastalığın önlenmesi, tedavi ve takibinin mortaliteyi öngörmesi açısından ROC analizi ve diğer istatistiksel analizler ile retrospektif olarak değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Hastanesi Sağlık Bilimleri Klinik Araştırmalar Etik Kurulu onayı onaylanmıştır. Çalışmaya Nisan 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında hastanemiz Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Kliniği, Covid-19 Polikliniği ile Acil Servis bölümlerine soğuk algınlığı semptomları ile başvuruda bulunan ve Dünya Sağlık Örgütü rehberine göre Covid-19 tanısı alan 100 ayaktan takip, 100 serviste takip ve 100 yoğun bakım ünitesinde destek tedavisi alan hasta verileri incelenerek hastaların yaşı ve cinsiyeti, komorbid hastalıkları, vital bulguları, yatış esnasındaki biyokimyasal (Ast, Alt, Crp, Ldh, Ferritin, Pct) ve hematolojik (Fibrinojen ve D-dimer) değerleri incelenmiştir. Covid-19 PCR ve akciğer tomografilerindeki parankimal tutulumları ile hastanede yatış süreleri kaydedilmiştir. İstatistiksel analiz için verilerin dağılımı ROC testi ile incelenecektir. İstatistiksel analizler SPSS 21.0 paket programı ile yapılacak, anlamlılık düzeyi <0,05 olarak dikkate alınacaktır. Çalışmamız 100 ayaktan tedavi alan, 100 serviste yatan ve 100 yoğun bakım ünitesinde destek tedavisi alan toplam 300 hastadan oluşmaktadır. Hastaların genel cinsiyet dağılımı incelendiğinde 162 (%60.4)‘sinin erkek, 138 (%39.6)‘inin ise kadın olduğu görülmüştür. Hasta grupları arasında yapılan istatistiki çalışma sonucunda yatış süresi ile crp, prokalsitonin, d-dimer, ferritin, ldh, fibrinojen, testleri arasında anlamlılık derecesi yüksek çıkmıştır (p<0,001). ROC analizi sonucu crp, prokalsitonin, d-dimer, ferritin, ldh, fibrinojen testleri Covid-19 hastalarında, hastaneye yatış ve mortalite açısından tanı ve prognozu büyük önem taşımaktadır. Soğuk algınlığı belirtileriyle Covid-19 polikliniğine başvuran hastaların crp, pct, ferritin, d-dimer, ldh, fibrinojen değerinin yüksekliği Covid-19 pnömonisini ve hastalığın ciddiyetini öngörmede kullanılabilecek biyobelirteçler olarak dikkate alınmalıdır. Ayrıca başvuru anında hastanın genel durumu, Toraks BT görüntülemesi tanı için önemli bir avantaj sağlamaktadır. Hastalığın hızlı yayılması ileri yaşlardaki bireylerde ağır seyretmesi nedeniyle erken teşhisin önemini artırmaktadır.
  • Öğe
    Normal ve hiperkolesterolemik tavşanlara vitamin D ilavesinin TAS, TOS, MDA ve paraoksonaz düzeylerine etkileri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2016) Kocabaş, Rahim; Aköz, Mehmet
    Çalışmamızda normal ve hiperkolesterolemik erkek tavşanlara D vitamini ilavesinin total antioksidan seviye (TAS), total oksidan seviye (TOS), malondialdehid (MDA), ve paraoksonaz-1 (PON-1) değerleri üzerine etkilerini araştırmak amaçlandı. Hayvanlar rastgele dört gruba ayrıldı. 1. Kontrol (n: 6), 2. D vitamini ilave (VitD) (n: 8), 3. % 0.5 Hiperkolesterolemi+D vitamini (HC+VitD) (n: 8), 4. % 0.5 Hiperkolesterolemili (HC) (n: 8). 1. ve 2. grup normal tavşan pelet yemiyle, 3. ve 4. grup önceden hazırlanmış olan % 0.5'lik kolesterol yemi ile 8 hafta süresince beslenildi. 2. ve 3. gruba oral yoldan günlük D vitamini 300 IU/kg olarak 8 hafta boyunca verildi. Tüm tavşanlardan deney öncesi ve 2 haftada bir kan örnekleri alındı. 8. haftanın sonunda kan ve karaciğer örnekleri alındı. Total kolesterol, HDL-kolesterol (HDL-C), LDL-kolesterol (LDL-C), trigliserit (TG), kalsiyum ve 25OH D vitamini seviyeleri alınan kanlardan bakıldı. TAS, TOS, MDA ve PON-1 ölçümleri ise hem alınan kanlardan hem de karaciğer dokularından çalışıldı. HC+VitD grubuna göre; HC grubu serum total kolesterol seviyesi ortalamasındaki artış gruplar arası karşılaştırıldığında anlamlı bulundu (p<0.05). D vitamini grubu HDL-C seviyesi ortalaması grup içi karşılaştırıldığında sonuçlar anlamlı bulundu (p<0.05). HC+VitD grubuna göre; HC grubu serum OSI seviyesi ortalamasındaki artış gruplar arası karşılaştırıldığında anlamlı bulundu (p<0.05). Serum PON-1 aktivite değerleri HC+VitD grubuna göre; HC grubu serum PON-1 aktivite değerleri ortalamasındaki azalış gruplar arası karşılaştırıldığında anlamlı bulundu (p<0.05). Sonuç olarak bizim çalışmamızda D vitamini takviyesi yaptığımız erkek tavşanların total kolesterol, HDL-C (Bağımlı değişken), serum OSI seviyelerinde kontrollerine göre anlamlı bir azalış görüldü. Günümüzde D vitamininin ilave olarak alınması çok fazla artmıştır. Doğal yollarla alabildiğimiz D vitaminini, ilave almak gerektiğinde; günlük alınan miktarına, süresine, yaşa, cinsiyete göre dikkat etmek gerektiği düşüncesindeyiz. Çalışmamızda D vitamini her ne kadar OSI ve total kolesterolü azaltsada, aynı zamanda HDL-C ve PON-1 değerlerini de azaltmış olduğu görüldüğünden alınan miktarın fazlalığına ve süresine göre faydalı olacağı yerde zararlı etkileri ile karşılaşılabilineceği kanaatindeyiz.