Ad koyma
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Bir insanı diğerine tanıtan, bir şahsı diğerinden ayıran vasıta isimdir. İsimle ilgili ulaştığımız bilgilerle, İslâm Hukukunda ismin, her ne kadar Hadis ve Fıkıh kitaplarında dağınık halde, çeşitli bölüm ve başlıklar altında işlense de, toplanınca bir hukukî müessese olduğu kanaatine vardık. Medeni Hukukla yaptığımız mukayeselerle de; a) Her iki hukukta da isim koymanın bir zaruret olduğunu, b) Her iki hukukta da isim koyma hakkının önce babaya ait olduğunu, baba olmadığı takdirde annenin, o da olmazsa vasi, mülkî âmir veya memurların isim koyabileceklerini, c) Medeni Hukukta isim seçiminin akl-i selim ve hüsn-i niyete terki ile serbest bırakılmasına rağmen, İslâm Hukukunda, haram, müstehap, mekruh ve mübah isimler gibi dinî hükümlerle tesbit edildiğini, d) Her iki hukukta da ismin değişmemesi esas olmakla beraber, bazı sebeplerle değiştirilebileceğini, İslâm'daki değişikliğin daha ziyade dini sebeplere bağlı olduğunu, özellikle ihtida edenlerin isimlerini değiştirme zorunluluğunu duyduklarını, e) Her iki hukukun da birden ziyade isim olmaya müsaade ettiğini, f) Medeni Hukuktaki soyadı gibi, İslâm Hukukunda da künye lâkabın ayırıcı bir vasıf olarak kullanıldığını, g) İslâm Hukukunda isim konurken ibadet niyeti ile, ezan ve ikamet okuma ve akika gibi bazı merasimlerin yapıldığını gördük.