Latin Amerika’da muhafazakârlık ve dış politika: Brezilya örneği
Yükleniyor...
Tarih
2017
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Latin Amerika'da sömürgecilik döneminde uygulanan ihracata dayalı ekonomi modeli, kırsal oligarşinin bir güç odağı olarak ortaya çıkmasına neden olmuştur. Kurulu düzenin sürdürülmesindeki çıkarları ile uyumlu olarak, kırsal oligarşi, muhafazakâr siyasal görüşler ve düzen ve ilerleme söylemine dayanan pozitivist bir ulus inşası gündemi benimsemiştir. Brezilya siyasetinde muhafazakâr görüşün ortaya çıkışı da büyük ölçüde benzer bir yol takip etmiştir. Bununla beraber, muhafazakâr görüşün Brezilya siyaseti üzerindeki etkisi ülke içinde ve dışında yaşanan çeşitli değişimler ekseninde çeşitlilik göstermiştir. İmparatorluk döneminde şekillenen muhafazakâr düşünce, Birinci Cumhuriyet döneminde siyasal yaşamı yönlendirmiştir. 1930 sonrasında muhafazakârlık, ulusal kimliğin inşasındaki belirleyici rolünü korumuş fakat siyasetteki belirleyici konumunu yitirmiştir. 1964-85 döneminde ülkeyi yöneten askeri hükümetin izlediği muhafazakâr politikalar ise bu durumun istisnasıdır. Muhafazakârlığın Brezilya siyasetindeki yolculuğu ile ilişkili olarak fakat her zaman uyumlu biçimde şekillenmeyen Brezilya dış politikasının muhafazakârlık ile ilişkisi, uluslararası sisteme katılım ve ABD ile uyum eksenlerinde ortaya çıkan iki temel parametre etrafında şekillenmiştir. Brezilyalı siyasetçiler ülkenin bağımsızlığın korunması (otonomi), uluslararası alanda saygın bir konum elde etme ve kalkınmacı politikalar izleme gibi geleneksel hedeflerini paylaşmakta fakat bunlara nasıl erişileceği noktasında görüş farklılıkları yaşamaktadırlar. Bu farklılıklar aynı zamanda Brezilya'da muhafazakâr dış politikanın da sınırlarını çizmektedir.
The export-oriented economic model implemented in Latin America during the colonial period resulted in the emergence of the rural oligarchy as a pressure group. In accordance with their interest in the sustainability of the existing order, the rural oligarchy embraced conservative political views and a positivist nation-building agenda based on the motto of order and progress. The emergence of conservatism in the political life of Brazil mainly followed a similar route. However, the impact of conservatism on Brazilian politics displayed variations due to the course of the events both in Brazil and in the world. The conservative thought which emerged in the Empire period spearheaded the political life in Brazil during the First Republic. After 1930, conservatism continued to play a determining role in the construction of the Brazilian national identity but lost its dominant position in politics with the exemption of the 1964-1985 period during which the military government pursued a conservative agenda. Though it is connected but not always in harmony with the journey of conservatism in Brazilian politics, the relationship of Brazilian foreign policy with conservatism has been shaped by two salient paradigms on involvement to the international system and on convergence with the US. While the Brazilian politicians share similar views regarding the importance of the traditional foreign policy goals of the country such as preserving the autonomy, gaining respect in the international field and pursuing a developmentalist agenda, they have rather a different approach as to the question of how to achieve them. This difference determines the main contours of conservative foreign policy in Brazil.
The export-oriented economic model implemented in Latin America during the colonial period resulted in the emergence of the rural oligarchy as a pressure group. In accordance with their interest in the sustainability of the existing order, the rural oligarchy embraced conservative political views and a positivist nation-building agenda based on the motto of order and progress. The emergence of conservatism in the political life of Brazil mainly followed a similar route. However, the impact of conservatism on Brazilian politics displayed variations due to the course of the events both in Brazil and in the world. The conservative thought which emerged in the Empire period spearheaded the political life in Brazil during the First Republic. After 1930, conservatism continued to play a determining role in the construction of the Brazilian national identity but lost its dominant position in politics with the exemption of the 1964-1985 period during which the military government pursued a conservative agenda. Though it is connected but not always in harmony with the journey of conservatism in Brazilian politics, the relationship of Brazilian foreign policy with conservatism has been shaped by two salient paradigms on involvement to the international system and on convergence with the US. While the Brazilian politicians share similar views regarding the importance of the traditional foreign policy goals of the country such as preserving the autonomy, gaining respect in the international field and pursuing a developmentalist agenda, they have rather a different approach as to the question of how to achieve them. This difference determines the main contours of conservative foreign policy in Brazil.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Brazil, Latin America, Conservatism, Democratization, Development, First republic, Brezilya, Latin Amerika, Muhafazakarlık, Demokratikleşme, Modernleşme, Birinci cumhuriyet, Kalkınma
Kaynak
Muhafazakar Düşünce Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
2
Sayı
51
Künye
Tekin, S. (2017). Latin Amerika’da muhafazakârlık ve dış politika: Brezilya örneği. Muhafazakar Düşünce Dergisi, 2, 51, 83-106.