Yazar "Durdu, Muhammet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anayasa Mahkemesi’nin görüşü çerçevesinde Türkiye Varlık Fonu’nun hukukiliği(2018) Durdu, MuhammetTürkiye Varlık Fonu (TVF) 2016 yılının Ağustos ayında kurulduğundan beri çok fazla faaliyette bulunmasa da, hukuki olarak tartışılmaya devam etmektedir. Bu hususta Anayasa Mahkemesi’nin verdiği karar hem yeterince gündeme gelmemiş hem de incelenmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin söz konusu kararında da görüleceği üzere TVF ile ilgili tartışmalar; yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesi, Sayıştay denetimi ve bütçe hakkı hususları üzerinde toplanmıştır. Bu çalışmada, Anayasa Mahkemesi’nin konu ile ilgili görüşü dikkate alınarak bu üç konu üzerinden TVF’nin hukuka uygunluğu tartışılacaktır. Güncel bir konu olması hasebiyle Anayasa Mahkemesi’nin TVF ile ilgili verdiği karar bu çalışmada incelenmiş olup, yapılacak yeni çalışmalarla birlikte TVF üzerindeki tartışmaların aydınlatılmasına katkı sağlaması amaçlanmıştır.Öğe Maliye Politikalarının Belirlenmesinde Sivil Toplum Kuruluşlarının Rolü(2018) Durdu, MuhammetSivil toplum kuruluşu, kanuni düzenlemeler çerçevesinde gönüllülük esasına dayalı olarak, kendi kaynaklarına sahip, devletten özerk ve devlet ile toplum arasında örgütlü bir yapılanma olarak tanımlanmaktadır. Bu çalışmada sivil toplum kuruluşlarının maliye politikaları üzerindeki rolü tartışılacaktır. Sivil toplum kuruluşlarının batılı kökenlerine değinilmeyecek, Türkiye tarihi ve günümüz Türkiye’si çerçevesinde sivil toplum kuruluşları ve maliye politikalarına etkisi incelenecektir. Çalışmada, sivil toplum kuruluşlarının kavramsal çerçevesi çizilmiş, Türkiye tarihindeki sivil toplum yapılanmaları incelenmiş ve sivil toplum kuruluşlarının maliye politikaları üzerindeki etkisi irdelenmiştir. Maliye politikaları 20. yüzyılda ortaya çıkmış gibi görünse de, geçmişte de günümüzdeki kadar karmaşık olmamak üzere, maliye politikalarının varlığından söz edilmiştir. Özellikle Osmanlı tarihi açısından sivil toplum yapılanmalarının maliye politikalarına olumlu etkilerinden bahsedilmiş ve günümüzde finansman sorunu yaşayan modern devlet maliyelerinin, bu sorunu çözme adına Osmanlı sivil toplum yapılanmasından esinlenebileceği belirtilmiştir. Günümüzde, Türkiye’de sivil toplum yapılanmalarının maliye politikaları üzerinde ciddi etkileri olduğu görülmektedir. Sivil toplum yapılanmaları siyasi iktidarı etkilemek için çeşitli yollara başvurabilmektedirler. Kamuda çalışan personelleri temsil eden sendikaların zam görüşmelerinde hükümet üzerinde ciddi etkileri olabilmekte ve enflasyon oranlarının çok üzerinde zam alabilmektedirler. TOBB, TÜSİAD gibi iktisadi sivil toplum kuruluşları çeşitli yöntemlerle maliye politikaları üzerinde doğrudan etki sahibi olabilmektedirler. Siyasilerin geldikleri toplum kesimleri birer sivil toplum yapılanması olarak kendi aralarından çıkan siyasileri etkileyerek maliye politikalarını etkileyebilmektedirler. Son olarak, dolaylı sivil toplum olarak bilinen ve geniş halk kitlelerini kapsayan sivil toplum yapılanmalarının da son dönemde maliye politikalarında etkili oldukları müşahede edilmiştir. Yönetişim kavramının ortaya çıkışı sivil toplumun devlet politikaları üzerindeki etkisini artırmıştır. Yönetişim kavramı çerçevesinde, devlet politikalarının belirlenmesinde, kamu sektörü-özel sektör- sivil toplum kuruluşları eşit görülebilmektedir. Ancak maliye politikaları açısından kamu sektörünü –yani siyasileri- ön plana çıkarmak gerekmektedir. Zira toplumun yalnızca belli bir kesimini temsil eden sivil toplum yapılanmaları maliye politikaları üzerinde çok etkili olursa, sivil toplum kuruluşunun temsil ettiği kesime rant kayması kaçınılmaz olur. Ayrıca sivil toplum yapılanmalarının toplumun tamamına karşı sorumlu olmadığı unutulmamalıdır. Bu sebeple maliye politikalarının belirlenmesinde toplumun tamamına karşı sorumluluğu olan siyasilerin ön planda olması gerekir.Öğe Türk İdare Teşkilatında Bağlı Ortaklıklar(2017) Durdu, MuhammetBağlı ortaklıklar çoğunluk payı kamuya ait anonim şirketler olarak kendine has bir hukuki yapıya sahiptir. Yapılan araştırmalar sonucu bağlı ortaklıkların öğretide bağımsız bir şekilde konusunu teşkil ettiği bir çalışmaya rastlanılamadı. Hâlbuki bağlı ortaklıklar, kamunun çoğunluk paylarına sahip olduğu bir anonim şirket olarak oldukça ilginç bir hukuki statüsü bulunduğu izlenimi vermektedir ve ayrı bir incelemeye muhtaçtır. Bu çalışmada bağlı ortaklıkların Türk İdare Teşkilatı içerisindeki yeri ve önemi belirlenmeye çalışılmıştır. Daha sonra bağlı ortaklıkların idari yapısı, personel rejimi, denetimi ve özelleştirilmesiyle ilgili açıklamalara yer verilmiştir. Yapılan araştırmalarda bağlı ortaklık ile ilgili mevzuatta düzenli bir birlik olmadığı görülmüştür. Hukuki belirlilik açısından bu eksikliğin giderilmesi elzem görülmektedir.