TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Bölüm "NEÜ, Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi, Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü" TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 52
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Açık-düşündürücü ve tarih temelli öğretimin fen bilimleri öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışları üzerindeki etkisi(2016) Göksu, Volkan; Aslan, Oktay; Murat, Özel; Şenel Zor, TubaBu çalışmanın amacı açık-düşündürücü ve tarih temelli öğretimin fen bilimleri öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışları üzerindeki etkisini incelemektir. Bu amaçla çalışmada tek gruplu ön test-son test deneysel desen kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 62 fen bilimleri öğretmen adayı oluşturmuştur. Öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışlarını değerlendirmek için, Bilim-TeknolojiToplum Üzerine Görüşler Anketi'nden amaçlı bir şekilde seçilen 17 madde kullanılmıştır. Anket deneysel öğretimden önce ön test ve öğretimden sonra son test olarak uygulanmıştır. Deney grubunda 10 hafta boyunca açık-düşündürücü yaklaşım ve bilimin tarihi temel alınarak hazırlanan etkinliklere yer verilmiştir. Verilerin analizi sonucunda elde edilen bulgular açık-düşündürücü ve tarih temelli öğretimin öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışlarını olumlu bir şekilde etkilediğini göstermiştir. Özellikle öğretmen adaylarının gözlemlerin, bilimsel modellerin, hipotezlerin, teorilerin ve kanunların doğası ve bilimsel bilginin epistemolojik durumu üzerine görüşlerinin naif görüşten gerçekçi görüşe doğru önemli ölçüde değiştiği görülmüştür. Elde edilen bulgular ışığında, bilimin doğası öğretimi için önerilerde bulunulmuşturÖğe Biyoloji öğretmen adaylarının bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğiyle “Osmoz” kavramı konusundaki bilişsel yapılarının belirlenmesi(2013) Kurt, Hakan; Ekici, GülayÖğrenme, öğrenciye öğretilenlerle öğrencinin zihninde var olan mevcut kavramlar arasındaki etkileşim sonucunda gerçekleşmektedir. Bu nedenle, öğrencilerin bilişsel yapılarında yer alan mevcut kavramların tespit edilmesi ve ortaya çıkarılması öğrenmede önemli bir yer tutmaktadır. Bireylerin öğrenme sonucunda oluşan bilişsel yapılarını açıklamak oldukça zor olup, ancak anahtar kavramlar hakkında düşüncelerini ortaya çıkararak bu yönde oldukça önemli veriler sağlanabilir ve bireylerin bilişsel yapıları ortaya konulabilir. Bu çalışmanın amacı, biyoloji öğretmen adaylarının osmoz kavramıyla ilgili bilişsel yapılarını ve alternatif kavramlarını tespit etmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler toplam 44 biyoloji öğretmen adayının katılımıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre analiz edilmiştir. Kodlayıcılar arasındaki ortalama güvenirlik katsayısı bağımsız kelime ilişkilendirme testi için % 96 olarak hesaplanırken çizme yazma tekniği için ise %93 olarak bulunmuştur. Diğer taraftan katılımcıların osmozla ilgili bilişsel yapılarının modelinin oluşturulmasında NVivo9.3 programından yararlanılmıştır. Araştırma sonunda, öğretmen adaylarının osmozla ilgili bilişsel yapıları bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğinde osmoz kavramıyla ilgili belirttikleri kelimelerden oluşmuştur. Bu kapsamda veriler toplam 5 kategori altında toplanmıştır Bunlar, "osmozu tanımlama", "osmozun gerçekleştiği yerler ve yapılar", "osmoz ortamları", "bitkilerde osmozun önemi", "osmozda madde taşınma şekilleri ve maddelerin özellikleri" şeklinde sıralanmıştır. Ayrıca öğretmen adaylarının kategorilerde osmozla ilgili bazı alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir. Bu araştırmanın farklı ölçme araçları kullanılarak ve farklı katılımcılarla yapılması önerilebilir.Öğe Biyoloji öğretmen adaylarının “bakteri” konusundaki bilişsel yapılarının ve alternatif kavramlarının belirlenmesi(2013) Kurt, Hakan; Ekici, GülayÖğrencilerin bilgiyi zihinlerine nasıl aldıkları ve zihinlerinde nasıl yapılandırdıklarını anlamak araştırmacıların ilgisini çeken en önemli konulardan biridir. Yapılandırmacı öğrenme yaklaşımı bilginin birey tarafından zihinde aktif bir şekilde ön bilgileriyle ve önceki deneyimleriyle ilişkilendirilerek yapılandırıldığını ifade etmektedir (Anderson 1992; Bodner 1986; Mills, Shaw, Van Horne, Zhang ve Boughman, 2008). Bu yaklaşıma göre önceki deneyimlerle yapılan ilişkilendirmeler nedeniyle zihindeki mevcut bilişsel yapılar bireylerin yeni olayları algılamalarını ve yeni oluşturacakları bilişsel yapıları etkilemektedir. Zayıf bir bilişsel yapının, yeni bilgilerin zihinde yapılandırılma sürecini olumsuz etkilemesi ve böylece yeni bilginin anlamlı olarak yapılanamamasını olumsuz etkilemesi söz konusu olabilmektedir (Tsai ve Huang 2002; Vosniadou, Ioannides, Dimitrakopoulou ve Papademetriou, 2001). Bu kapsamda araştırmacılar öğrencilerin sadece sahip oldukları bilgileri değil; öğrencilerin sahip oldukları farklı bilgi ve kavramlar arasındaki yönelmişlerdir (Vance, Miller ve Hand, 1995). Bahar (2003), bu stratejiler, kelime ilişkilendirme, yapılandırılmış grid, dallanmış ağaç, kavram haritaları, kavramsal değişim metinleri, analoji, tahmin-gözlemaçıklama şeklinde sıralanabilir. Öğrencilerin bilişsel yapısını inceleyen bu tekniklerden en genel ve en eski olanı, aynı zamanda bu araştırmada da kullanılmış olan teknik kelime ilişkilendirme tekniğidir (Bahar, Johnstone ve Sutcliffe, 1999; Hovardas ve Korfiatis, 2006; Özatlı ve Bahar, 2010; White ve Gunstone, 2000). Bu çalışmanın amacı biyoloji öğretmen adaylarının "bakteri" kavramı konusundaki bilişsel yapılarını incelemektir. Konuyla ilgili literatür taramasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniğinin birlikte kullanılarak biyoloji öğretmen adaylarının bakteriyle ilgili kavramsal yapılarını araştıran herhangi bir çalışmaya rastlanmamıştır. toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Çalışmada oluşturulan kategori ve alt kategorilere ait iç tutarlılık makale yazarları ve biyoloji alanından iki alan uzmanı tarafından sağlanmıştır. Kodlayıcılar arasındaki ortalama güvenirlik % 90 olarak bulunmuştur. Elde edilen veriler içerik analizine göre düzenlenmiştir. Bu kapsamda biyoloji öğretmen adaylarının bakteri kavramına vermiş oldukları cevaplar kodlanarak kategorilere ayrılmıştır. Bu kategorilere göre frekans değerleri programından yararlanılarak Model oluşturulmuştur. verilmiştir. Verilerin değerlendirilmesinde Nvivo-9 Bağımsız kelime ilişkilendirme testinde ifade edilen kelimeler toplam 8 kategori altında toplanmıştır. Bunlar, "bakterileri tanımlama", "bakterilerin yapı ve özellikleri", "bakteri genetiği", "bakterilerin sınıflandırılması", "bakterilerin bulunma ortamları", "bakterileri inceleyen alanlar ve inceleme araçları", "bakteri-bağışıklık" ve "bakterilerde besin ve enerji oluşumu" şeklinde sıralanmıştır. Öğretmen adaylarının belirlenmiş olan bilişsel yapılarının yeterli olmadığı baskın kategoriyle diğer kategorileri yeterince ilişkilendiremedikleri belirlenmiştir. İlk ve baskın olarak ortaya çıkan kategori "bakterileri tanımlama" kategorisi olarak ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan bakteri kavramıyla ilgili çizimyazım tekniğinden ise 5 kategori ortaya çıkmıştır. Bunlar; "bakterilerin yapı ve özellikleri", "bakterileri tanımlama", "bakteri genetiği", "bakterilerin sınıflandırılması" ve ""bakterilerde besin ve enerji oluşumu" şeklindedir. Her iki ölçme aracıyla "bakterileri tanımlama", "bakterilerin yapı ve özellikleri" ve "bakteri genetiği" kategorileri ortak ve baskın kategoriler olarak ortaya çıkmıştır. Diğer taraftan katılımcıların her iki ölçme aracıyla elde edilen kategoriler kapsamında bakteri konusunda alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir. Bunun temel nedeni bakteri kavramının pek çok alanla ilgili olmasından dolayı öğrenilmesini zorlaştırmasından kaynaklanabilir. Öğretmenler öğrencilerin kavram öğrenmelerinde önemli rol oynamaktadırlar. Biyoloji öğretmenleri, pek çok alanla ilişkili olan biyoloji alanındaki kavramların öğrenilmesinde ve öğrencilerin kavram yapılarının oluşturulmasında önemli sorumluluk taşımaktadır. Bu nedenle öğrencilerin kavram öğrenmekte neden başarısız oldukları pek çok araştırmanın konusunu oluşturmaktadır. Eğitim kademelerinin hepsinde kavram öğrenme ve öğretme, ona uygun faaliyetler yapmak oldukça önemlidir. Bu nedenle öğretime başlanmadan önce öğrencilerin kavramsal yapıları, hatalı, eksik bilgi ve kavramları belirlenmelidir. Öğretim uygun strateji, yöntem ve tekniklerle planlanmalıdır. Böylece öğrenenler yeni kavram ve bilgileri zihinlerinde anlamlı kodlamış kavram ve bilgiler arasında doğru bağlantılar kurarak daha anlamlı ve kalıcı öğrenme sağlanmış olur.Öğe Biyoloji Öğretmen Adaylarının “Enzim” Konusundaki Bilişsel Yapılarının Belirlenmesi(2013) Kurt, HakanBu çalışmanın amacı, biyoloji öğretmen adaylarının enzim ile ilgili kavramsal çatılarını belirleyerek bilişsel yapılarını tespit etmektir. Bu çalışmada nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Veriler toplam 40 biyoloji öğretmen adayının katılımıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında bağımsız kelime ilişkilendirme testi ve çizme-yazma tekniği kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizine göre düzenlenmiştir. Araştırma sonunda veriler toplam 7 kategori altında toplanmıştır (enzimin yapısal özelliği, enzimin tanımı ve özellikleri, enzimin gerekliliği, enzimin çalışma modeli, enzimin çalışmasını etkileyen faktörler, enzimin görevleri ve enzim çeşitleri). Ayrıca enzimle ilgili bazı alternatif kavramlara sahip oldukları da belirlenmiştir.Öğe Biyoloji öğretmenlerinin öğrenci başarısından sorumluluk algılarının sınıf yönetimi profillerine göre analizi(2013) Kurt, HakanBu çalışma, biyoloji öğretmenlerinin öğrenci başarısından sorumluluk algılarını sınıf yönetimi profillerine göre analiz etmek amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada tarama modeli kullanılmıştır. Çalışmaya toplam 117 biyoloji öğretmeni katılmıştır. Veriler öğretmenlerin öğrenci başarısından sorumluluk algı ölçeği ve sınıf yönetimi başarısından sorumluluk algı ölçeğinin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .846 iken, sınıf yönetimi profili ölçeğinin ise Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .870 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, Kay-kare testi ve Pearson Korelasyon katsayısı kullanılmıştır. öğretmenin sınıf yönetiminin geldiği ifade edilmektedir (Marzano ve Marzano, 2003). Dolayısıyla sınıf yönetiminin etkililiği öğrencinin yüksek akademik başarısı açısından oldukça önemlidir (Faroogh, 2011; Maehr, 1990; Medley, 1997; Öztaş, 2001; Sarıtaş, 2003; Stephen, Etkili sınıf yönetimi profili gerçekleştirilemeyen sınıflarda ortaya çıkan olumsuz durumlardan öğrencilerin olumsuz etkilendiği düşünülecek olursa (Wubbels ve Levy, 1993; Fisher ve Rickards, 1997; Garvin, 1999), öğretmenlerin etkili sınıf yönetimi profilleri ortaya koyabilmeleriyle öğrenci başarı-başarısızlığından yeterli düzeyde sorumluluk algılamaları gerekmektedir. Bu çalışmada biyoloji öğretmenlerinin öğrenci başarısından sorumluluk algılarının ölçeğin hem genelinde hem de boyutlarında orta düzeyde olduğu tespit edilmiştir. Diğer taraftan öğretmenlerin en fazla otoriter sınıf yönetimi profilini başarılarından Öğretmenlerin öğrenci başarısından sorumluluk algılarının sınıf yönetimi profillerine göre istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği belirlenmiştir.Ayrıca öğrenci başarısından-başarısızlığından sorumluluk algılarıyla sınıf yönetimi profilleri arasında orta ve yüksek düzeyde pozitif yönde anlamlı ilişkiler tespit edilmiştir. Elde dilen bu sonuçlar öğretmenlerin başarıdan sorumluluk algılarına uygun sınıf yönetimi profillerini kullandıklarını göstermektedir. Oysaki hem öğrencilerin hem de öğretmenin söz sahibi olduğu demokratik sınıf ortamlarında hem öğretmenlerin hem de öğrencilerin sorumluluk algıları gelişecektir. Biyoloji öğretmenlerinin daha fazla demokratik ortam sağlayan sınıf yönetimi profillerini kullanmayı tercih etmeleri uygun olacaktır. Çünkü öğrenci başarı-başarısızlığı yönünde öğretmenlerin sınıf yönetimi profillerinin ve sorumluluk algılarının birbiriyle ilişkili en önemli unsurların başında geldiği (Dean, 2000; Demirtaş ve Güneş, 2002; Jacob ve Lefgren, 2006; Porter ve Brophy, 1988; Starr, 2000) ve öğretmenlerin kendileriyle ilgili öz-değerlendirme yapabilmeleri bu noktada karşılaşılan problemlerin çözümünde önemli veriler sağlayacağı vurgulanmaktadır. kullandıkları ve dolayısıyla sorumlu öğrencilerin daha çok kendilerini gördükleri belirlenmiştir. Sonuç olarak; öğrencilerin olumsuz davranışları ve başarıbaşarısızlığı öğretmenin ortaya koyduğu sınıf yönetimi profiliyle yakından ilişkilidir. Bu çalışmada elde edilen veriler nitel verilerin toplanabileceği araştırmalarla desteklenebilirÖğe Bı̇yolojı̇ Öğretmen Adaylarının Kök Hücreye İlişkin Algılarının Değerlendı̇rı̇lmesı̇(2018) Gönültaş, Metin; Ateş, Ali; Taflı, TuğbaBu araştırma ile biyoloji öğretmen adaylarının kök hücreye ilişkinalgılarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nicel araştırmamodellerinden tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışmagrubunu; İç Anadolu Bölgesi’nde bulunan iki farklı devletüniversitesinin Eğitim Fakültesi Biyoloji Eğitimi Ana Bilim Dalı’ndaöğrenim gören 130 öğretmen adayı oluşturmaktadır. Araştırmada veritoplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kök HücreAlgı Ölçeği (KÖHAÖ)” kullanılmıştır. Beşli likert tipinde hazırlananölçeğin Cronbach Alfa değeri.864 olarak hesaplanmıştır. Toplam 19maddeden oluşan ve iki faktörlü yapısı olan ölçek açımlayıcı vedoğrulayıcı faktör analizleri sonucunda geçerli ve güvenilir bir ölçmearacı olarak belirlenmiştir. Araştırma kapsamında biyoloji öğretmenadaylarına uygulanan ölçeğe ait veriler SPSS 21.0 programında analizedilmiştir. Verilerin analizinde çeşitli betimsel analizler hesaplanmış vedağılımın özellikleri ortaya konmuştur. Biyoloji öğretmen adaylarınınkök hücre algıları arasındaki ilişkinin incelenmesi için ölçekteki her birmaddenin aritmetik ortalaması hesaplanarak algıları belirlenmiştir.Araştırmanın alt problemlerine ilişkin yapılan analizlerde verilerinnormal dağılım göstermesinden dolayı parametrik analiz tekniklerindenbağımsız t-testi ve tek yönlü varyans (ANOVA) testi kullanılmıştır. Üniversitelere göre biyoloji öğretmen adaylarının kök hücre algılarıarasındaki ilişkiyi karşılaştırmak amacıyla t-testi uygulanmıştır. Biyolojiöğretmen adaylarının kök hücre konusundaki algılarının sınıfdüzeyindeki ilişkisini belirlemek amacıyla ANOVA testi uygulanmıştır.Araştırmanın sonucunda üniversite değişkenine göre biyoloji öğretmenadaylarının kök hücre algılarına ilişkin 0.05 düzeyinde anlamlı birfarklılık bulunmamıştır. Sınıf düzeyi değişkenine göre biyoloji öğretmenadaylarının kök hücre algılarına ilişkin p.031 değerinde anlamlıderecede farklılık bulunmuştur. Her bir maddenin aritmetikortalamasına göre biyoloji öğretmen adaylarının kök hücre konusunailişkin algılarının yeterli olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Çakırdağı’nın Florası (Karaman/Türkiye)(2018) Çeçen, Ömer; Mısırdalı, Hüseyin; Ünal, AyvazBu araştırma 2009-2013 yılları arasında Çakırdağı’nın (Karaman) Florasını tespit etmek için yapılmıştır. Araştırma alanı Karaman ili sınırlarıve Davis’in Grid sistemine göre C4 karesi içerisindedir. Araştırma alanından 64 familya ve 275 cinse ait 531 takson tespit edilmiştir. Toplanan örneklerden 88 (% 16.6) takson Türkiye için endemiktir. Taksonların fitocoğrafik elementlere göre dağılımı aşağıdaki gibidir: İran-Turan elementi 162 (% 30,6), Akdeniz elementi 76 (%14.3), Avrupa-Sibirya elemeti 9 (% 1.7), Geniş yayılışlı ve fitocografik bölgesi bilinmeyenler 284 (% 53.4)’dir. Çalışma alanında iki takson Pteridophyta, 529 takson Spermatophyta bölümüne aittir. Gymnospermae alt bölümündenbeş takson, Angiospermae alt bölümünden 524 takson tespit edilmiştir. İçerdiği takson sayısı bakımından en büyük familyalar: Asteraceae 74 (% 13.9), Fabaceae 47(% 8.9), Brassicaceae 45(%8.5), Poaceae 44 (% 8.3), Lamiaceae 40(% 7.5), Caryophyllaceae 29(% 5.5), Boraginaceae 22(% 4.1), Apiaceae 20(% 3.8), Papaveraceae 15(% 2.8) ve Ranunculaceae 14(% 2.6)’ tir. En zengin cinsler: Astragalus 17, Alyssum 11, Centaurea 10, Medicago 10, Allium 9, Galium 9, Valerianella 9, Silene 8, Bromus 8, Euphorbia 7 ve Salvia 7. Araştırma bölgesinde yayılış gösteren bitkilerin hayat formlarına göre dağılımları aşağıdaki gibidir: Terofitler 205 (% 38,7), Hemikriptofitler 202 (% 38.1), Geofitler 55 (% 10.3), Kamefitler 35 (% 6.5), Fanerofitler 28 (% 5.2), Vasküler Parazitler 6(% 1.2)’dir. Ayrıca çalışma alanından Verbascum misirdalianum ve Valerianella turcica bilim dünyası için yeni tür olarak tanımlanmıştır.Öğe Comparison of essential oils of endemic Salvia dichroantha Stapf collectedfrom Konya(2017) Doğu, Süleyman; Dinç, Muhittin; Kaya, Ayla; Kürkçüoğlu, MineIn the Anatolia folk medicine, Salvia L. (Lamiaceae) species are used by many people in various villages and towns for the therapeutic value of their essential oils. Salvia dichroantha Stapf is an endemic plant of the Irano-Turanian phytogeographic region. Plant materials were collected during the flowering period from Konya Cihanbeyli (900 m) and Konya Taşkent (1800 m). In this study, water-distilled essential oil of Salvia dichroantha was analyzed. The analysis was performed by using a gas chromatography (GC-FID) and gas chromatographymass spectrometry (GC-MS) systems, simultaneously. Eight compounds were identified from the oil of Taşkent representing 96.2 % of the total oil and nine compounds were identified from the oil of Cihanbeyli representing 98.3% of the total oil. The major components were found as caryophyllene oxide (38.6%), caryophyllenol I (16.7%), caryophyllenol II (15.6%) and caryophylladienol II (11.1%) for Taşkent; caryophyllene oxide (65.8%), caryophyllenol II (14.3 %) for the oil of Cihanbeyli.Öğe Comparison of physics curriculums in Turkey and Hong Kong(2015) Berber, Nilüfer CeritIt is beyond doubt that a good curriculum increases productivity of teaching. Thus, the activity including improvement, betterment, and reflection of determined innovations on application of a curriculum belonging to each course is one of studies related to the education. In this research done in the light of these thoughts, physics curriculum of Hong Kong whose students have delivered a much better performance in the field of Science in TIMSS and PISA exams than students in our country was examined and compared with the physics curriculum being applied in our country. The data needed for the research were collected by using ''document review method''. Physics curriculums of Turkey and Hong Kong were investigated by considering goal, content, teaching and learning process, and assessment-evaluation factors. The research results show that physics curriculum of Hong Kong is more detailed than physics curriculum in Turkey in terms of handling unit contents, presenting suggested learning and teaching strategies and clarity of assessment-evaluation methods. Particularly, learning strategies that the constructive approach requires in learning and teaching process come into prominence in physics teaching program of Hong Kong.Öğe Determination of 1H and 13C Nuclear Magnetic Resonance Chemical Shift Values of Glyoxime Molecule with Experimental and Theoretical Methods(2019) Taşdemir, Halil Uğur; Sevgi, Fatih; Türkkan, ErcanIn this study, the conformational analysis was performed by the semi-empiricalPM3 method to determine the molecular structure of the glyoxime molecule. Each ofconformer was optimized using the Density Functionals Theory (DFT) with DFT /B3LYP / 6-311G (d, p) method basis set combination. As a result of theoptimization, the most stable structure was determined according to the energy order.The chemical shift values of 1H and 13C, which were Nuclear Magnetic Resonance(NMR) parameters of this stable structure, were calculated in liquid phase and gas phaseusing DFT method and six different basis sets. Furthermore, the effect of intermolecularhydrogen bonding on 1H chemical shift values was investigated by dimer molecularmodeling at the level of B3LYP / 6-31G (d, p) in the DFT method. Also, the 1H and13C chemical shift values of the glyoxime molecule were determined experimentally.Structural analyzes of the glyoxime molecule were made by comparing the calculatedNMR parameters with the experimental NMR parameters.Öğe Determination of fatty acid profiles of total, neutral, and polar lipids in different tissues of Vimba vimba (L., 1758) from Eğirdir Lake (Isparta, Turkey)(2013) Güler, Gökalp Özmen; Görgün, Salih; Akpınar, Nükhet; Zengin, Gökhan; Akpınar, Mehmet Ali; Günlü, Ali; Aktümsek, AbdurrahmanFatty acid profiles of total, neutral, and polar lipids in the liver, muscle, and intestine of female individuals of Vimba vimba (L., 1758) were determined by gas chromatography. C16:0, C16:1 n-7, C18:1 n-7, and C18:1 n-9 were the most abundant fatty acids in total and neutral lipids in all tissues investigated. In addition to these acids, C20:4 n-6 (arachidonic acid) and C22:6 n-3 (docosahexaenoic acid) were the other fatty acids having high percentages in the polar lipid fraction of the tissues. The highest and lowest n-3 to n-6 ratios, which are a good indicator of the quality of fish oils, were determined in the muscle (1.68) and liver (0.68) in the polar lipid fraction, respectively. It was determined that the species had low levels of the n-3 forms of polyunsaturated fatty acids in the investigated tissues. For a better understanding of fatty acid metabolism of V. vimba, more detailed studies are required in terms of feeding experiments.Öğe Duygusal semantik farklılığa göre öğretmen adaylarının AIDS’e yükledikleri değerler(2014) Kurt, Hakan; Ekici, GülayAIDS dünyada ilk defa 1981 yılında Amerika Birleşik devletlerinde tespit edilen ve dünya gündemine düşen önemli hastalıklardan biridir. Türkiye'de AIDS ile 1985'te ilk defa karşılaşıldı. Birleşmiş Milletler AIDS ortak çalışma programı UNICEF'in tahminlerine göre HIV/AIDS salgını günümüzde yaklaşık 42 milyon insanı etkilemektedir (Green, 2007;UNIADS/WHO, 2012).İlk ortaya çıktığından bu güne 20 milyon insanın ölümüne neden olmuştur. Böylesine önemli bir hastalığa karşı toplumun her kesiminden insanın tutumu önemli olmakla birlikte özellikle gelecek nesilleri yetiştirecek olan öğretmen adaylarının tutumu çok daha önemlidir. Bu çalışmada AIDS'e yönelik duygusal semantik farklılık ölçeğinin hazırlanması da çalışmaya ayrıca önem katmaktadır. Bu çalışmanın amacı; öğretmen adaylarının AIDS'e yükledikleri duygusal semantik değerler açısından AIDS'le ilgili olumlu ve olumsuz tutumlarını incelemektir. Araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 288 öğretmen adayından oluşmuştur. Araştırmanın verileri AIDS'le ilgili semantik farklılık ölçeği ile elde edilmiştir. Ölçek iki uçlu 26 sıfat çiftinden oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .93 olarak hesaplanmıştır. Verilerin analizinde SPSS-15 paket programı yardımıyla betimsel istatistik yöntemleri ve bağımsız gruplar için t-testi kullanılmıştır. Diğer taraftan modelin oluşturulmasında NVivo-9.3 programından yararlanılmıştır. Çalışmanın sonunda öğretmen adaylarının semantik farklılığa göre AIDS'e yükledikleri değerlerin negatif yönde (X 2.35) olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuç Likert tipi ölçme araçlarıyla belirlenen sonuçlarla benzerlik göstermektedir. Bu kapsamda AIDS kavramını en fazla bulaşıcı, korkunç, ölüm, pis ve iğrenç olarak algılamaktadırlar. Diğer sıfat çiftlerine de negatif yönde değerler yükledikleri belirlenmiştir. Öğretmen adaylarının AIDS'e yükledikleri duygusal semantik değerlerin cinsiyetlerine ve bölümlerine göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir. Araştırma sonunda konuyla ilgili önerilere yer verilmiştir.Öğe Duygusal Semantik Farklılığa Göre Öğretmen Adaylarının Bilgisayara Yükledikleri Değerler(2015) Ekici, Gülay; Kurt, Hakan; Gökmen, AhmetBu çalışmanın amacı, öğretmen adaylarının bilgisayara yükledikleri duygusal semantik değerler açısından bilgisayarla ilgili olumlu ve olumsuz tutumlarını incelemektir. Araştırma tarama modelinde yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubu 119 öğretmen adayından oluşmuştur. Araştırmanın verileri bilgisayarla ilgili semantik farklılık ölçeği ile elde edilmiştir. Ölçek iki uçlu 25 sıfat çiftinden oluşmaktadır. Ölçeğin Cronbach Alpha güvenirlik katsayısı .92 olarak hesaplanmıştır.Verilerin analizinde betimsel istatistik yöntemleri kullanılmıştır. Çalışmanın sonunda öğretmen adaylarının semantik farklılığa göre bilgisayara yükledikleri değerlerin pozitif yönde olduğu tespit edilmiştir. Bilgisayar kavramını en fazla geçerli, kolaylaştırıcı, yeterli, bağımlılık ve verimli olarak algılamaktadırlar. Öğretmen adaylarının bilgisayara yükledikleri duygusal semantik değerlerin cinsiyetlerine göre anlamlı farklılık göstermediği belirlenmiştir.Öğe The effect of the educational planning and evaluation lesson on pre-service teachers’ self-efficacy beliefs related to the teaching process(2013) Kurt, Hakan; Ekici, GülayBu araştırmanın amacı; öğretimde planlama ve değerlendirme dersinin öğretmen adaylarının öğretim süreci öz-yeterlik algısına etkisini incelemektir. Araştırma toplam 187 öğretmen adayının katılımıyla gerçekleştirilmiştir. Bu araştırma deneme öncesi desenlerden tek gruplu öntest-sontest modeline göre hazırlanmıştır. Araştırma verileri Öğretmen Adaylarının Öğretim Sürecine İlişkin Öz-Yeterlik İnançları ölçeği ve açık uçlu görüş belirtme formuyla toplanmıştır. Bu çalışmada ölçeğin geneli için hesaplanan Cronbach Alpha Güvenirlik Katsayısı .95’dir. Nicel verilerin analizinde betimsel istatistiklerin yanında, bağımlı gruplar için t- testi, bağımsız gruplar için t-testi, tek yönlü varyans analizi (ANOVA) ve etki büyüklüğü korelasyon katsayısı kullanılırken, nitel veriler içerik analiziyle değerlendirilmiştir. Araştırma sonunda, öğretimde planlama ve değerlendirme dersinin öğretmen adaylarının öğretim süreci öz-yeterlik algı düzeylerinin olumlu yönde değişmesinde etkili olduğu belirlenmiştir. Nitel verilerde ise öğretmen adayları öğretimde planlama ve değerlendirme dersinin öğretmen adaylarının öğretim süreci öz-yeterlik algısının gelişmesinde olumlu etki yaptığını ancak dersin daha fazla öğrenci merkezli ve uygulamaya yer verilerek işlenmesi gerektiğini vurgulamışlardır.Öğe Fen bilgisi öğretmen adaylarının fizik, kimya ve biyoloji deneylerine yönelik algılarının metaforlar aracılığı ile incelenmesi(2019) Harman, Gonca; Şeker, RenanBu çalışmada fen bilgisi öğretmen adaylarının fizik, kimya ve biyoloji deneylerine yönelik algılarının metaforlar aracılığı ile incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya fen bilgisi eğitimi anabilim dalı 3. sınıfta öğrenim görmekte olan 68 öğretmen adayı katılmıştır. Bu nitel araştırmada fenomenoloji deseni kullanılmıştır. Öğretmen adaylarından “Fizik deneyleri …………… gibidir. Çünkü ……………”, “Kimya deneyleri …………… gibidir. Çünkü ……………”, “Biyoloji deneyleri…………… gibidir. Çünkü ……………” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir. Çalışmadan elde edilen veriler adlandırma, tasnif etme, kategori geliştirme, geçerlik ve güvenirliği sağlama ve verileri bilgisayar ortamına aktarma olmak üzere beş aşamada analiz edilmiştir. Öğretmen adaylarının ifade ettikleri metaforlar olumlu ve olumsuz olmak üzere değerlendirilmiştir. Çalışma sonucunda öğretmen adaylarının fizik, kimya ve biyoloji deneylerine yönelik algılarının olumlu olduğu anlaşılmıştır.Öğe Fen bilgisi öğretmen adaylarının nanoteknoloji kavramı hakkındaki farkındalıkları(2018) Şeker, Renan; Harman, GoncaAraştırmada fen bilgisi öğretmen adaylarının nanoteknoloji kavramı hakkındaki farkındalıklarının incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmaya birinci sınıftan 40, ikinci sınıftan 52, üçüncü sınıftan 55 ve dördüncü sınıftan 37 olmak üzere toplam 184 fen bilgisi öğretmen adayı katılmıştır. Tarama modeli ile yürütülen araştırmada dört sorudan oluşan bir veri toplama aracı kullanılmıştır. Elde edilen veriler içerik analizi ile çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda, fen bilgisi öğretmen adaylarının tamamının nanoteknoloji kavramını duyduğu, duyum kaynaklarının daha çok okul olmak üzere televizyon, internet, bilim kurgu ile ilgili kitap/film ve gazete/dergi olduğu saptanmıştır. Bazı öğretmen adayları nanoteknolojiyi çoğunlukla “maddenin atomik ve moleküler düzeyde kontrol edilmesi” olarak ifade ederken, bazıları nanoteknolojiyi “bir boyut” olarak nitelendirmekle birlikte bu boyutun daha çok“atomik ve moleküler düzeyde çok küçük” olduğunu belirtmiştir. Bir kısmı ise daha çok teknolojinin niteliği bağlamında nanoteknolojinin “mikro boyutta ve ileri derecede,üstün bir teknoloji” olduğunu ifade etmiştir. Fen bilgisi öğretmen adaylarının önemli bir bölümü nanoteknolojinin faydalı olup riskli olmadığını belirtmiştir.Bazı öğretmen adayları ise nanoteknolojinin faydalarının yanında risklerinin de olabileceğini ifade etmiştir. Öğretmen adaylarının yarıya yakını nanoteknolojinin faydalarını daha çok “uygulama alanı ve yaşamın niteliği” açısından, az sayıda öğretmen adayı ise riskleri “sağlık, güvenlik, kullanım amacı ve şekli” açısından belirtmiştir. Araştırma sonucunda fen bilgisi öğretmen adaylarının nanoteknoloji kavramı hakkındaki farkındalıklarının düşük olduğu saptanmıştır.Öğe Fen bilimleri öğretmenlerinin 2018 fen bilimleri öğretim programında yer alan mühendislik ve tasarım becerilerine ilişkin görüşlerinin belirlenmesi(2018) Güneş Koç, Rabia Sultan; Kayacan, KadriyeBilim ve teknolojide ilerlemek için araştıran, sorgulayan ve günlükhayatta karşılaştığı problemlere çözüm bulmaya çalışan bireyleryetiştirmek eğitim kurumlarına düşen başlıca görevlerden birisidir. Buamaç doğrultusunda eğitim programları güncellenmektedir. En son 2018yılında güncellenen Fen Bilimleri Öğretim Programına önceki öğrenmealanlarına ek olarak öğrencilerin yenilikçi (inovatif) düşünmelerinisağlamak amacıyla mühendislik ve tasarım becerileri dâhil edilmiştir. Buçalışmanın amacı Fen Bilimleri öğretmenlerinin 2018 yılında güncellenenFen Bilimleri Dersi Öğretim Programında yer alan mühendislik ve tasarımbecerileri ile ilgili görüşlerini ortaya çıkarmaktır. Bu amaç doğrultusunda11 Fen Bilimleri öğretmeninden mühendislik ve tasarım becerilerikonusundaki görüşlerini almak üzere katılımcı görüş formu toplanmıştır.Öğretmenlerin görüş formuna yazdıkları cevaplar betimsel analiz yöntemiile analiz edilerek sonuçlar betimsel olarak sunulmuştur. Genel olarakçalışmaya katılan öğretmenlerin “mühendislik ve tasarım becerileri”hakkında bir eğitim almadıkları ve bu konuda bilgi sahibi olmadıklarıgörülmüştür. Öğretmenlerin kendi istek ve ilgileri doğrultusunda bukonuda bilgi sahibi oldukları da çalışma sonucunda görülmüştür.Çalışmada öğrencilerden önce kendilerinin bu konuda bilgi ve tecrübeyeihtiyaç duyduklarını belirten öğretmenlerin ortak görüşü ise öncelikleöğretmenlere bu konuda eğitim verilmesi yönündedir. Öğretmenlerinmühendislik ve tasarım becerilerini uygulayabilmeleri için lisanstanitibaren bu konuda bilgi ve tecrübe kazandıracak eğitimlerin olmasıgerektiğini belirtmişlerdir. Yine öğretmenler, mühendislik ve tasarımbecerisinin öğrencilerin akademik gelişimi açısından faydalı olabileceğini belirtmişlerdir. Genel olarak mühendislik ve tasarım becerilerininmüfredata ilave edilmesi konusunda öğretmenlerin olumlu görüşe sahipoldukları ancak bu konuda eğitim almadıkları için kendilerini yetersizhissettikleri görülmüştür.Öğe Fen bilimleri öğretmenlerinin fen eğitiminde okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik görüşleri(2016) Büyükkaynak, Emel; Ok, Zeynep; Aslan, OktayBu araştırmada fen bilimleri öğretmenlerinin fen eğitimi kapsamında okul dışı öğrenme ortamlarına yönelik görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma 2015-2016 öğretim yılında Konya ilinde Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı merkez ve köy ilköğretim okullarından seçilen ve araştırma sürecine katılmak isteyen dokuz fen bilimleri öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışma yöntemi kullanılmıştır. Verilerin toplanmasında ise yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden yararlanılmıştır. Bu araştırmada elde edilen veriler içerik analizi tekniğiyle incelenmiştir. Araştırma sonucunda fen bilimleri öğretmenlerinin öğrenme ortamlarını seçerken daha çok fiziksel kriterleri önemsedikleri, okul dışı öğrenme ortamları olarak daha çok formal öğrenme ortamları olan okul bahçeleri ve laboratuvarları değerlendirdikleri ve bu ortamları yıl içerisinde fazla kullanmadıkları tespit edilmiştir. Öğretmenler okul dışı öğrenme ortamlarının fen bilimleri öğretim programında yeterince desteklenmediğini ancak bu tür öğrenme ortamlarının öğrenciler üzerinde olumlu etkilerinin olduğunu vurgulamışlardır.Öğe Fen bilimleri öğretmenlerinin zamanı etkili kullanma yeterliliklerine yönelik görüşleri(2017) Yazçiçek, Sibel; Koçak, Nuriye; Kayacan, KadriyeBu araştırma, yapılandırmacı öğretim programına göre ders işleyen ortaokul fen bilimleri öğretmenlerinin zamanı etkili kullanma yeterliliklerine yönelik görüşlerinin değerlendirilmesi üzerine yapılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu, 2013-2014 Eğitim Öğretim Yılı'nda Çankırı'da Milli Eğitim Bakanlığına bağlı tüm devlet ortaokullarındaki 54 fen bilgisi öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada örneklem alma yoluna gidilmeyip "kendini örnekleyen evren" çalışma evreni olarak kabul edilmiştir. Veriler; öğretmenlerin fen bilimleri dersinde zaman yönetimini içeren altı adet açık uçlu soru ile toplanmıştır. Bu sorular, alanında uzman iki öğretim üyesi tarafından hazırlanmış ve ankete eklenmiştir. Araştırma bulgularını tespit etmek için öğretmenlerin açık uçlu sorulara verdikleri cevaplar gruplandırılmış ve yüzde olarak ifade edilmiştir. Araştırma sonucunda; öğretmenlerin bir ders saatinde (kırk dakika) etkili ve verimli kullandıkları ortalama sürenin 21-30 dakika olduğu, bu sürenin böyle olmasının temel olarak öğrencilerdeki motivasyon eksikliğinden kaynaklandığı, bu süreyi arttırmak için öğretmenler tarafından derslerin ilgi çekici hale getirilip öğrenciyi aktif kılan farklı yöntem ve tekniklerin kullanılması gerektiği, öğrencilerdeki motivasyon eksikliğinin, dikkat dağınıklığının, sınıf mevcutlarının fazla olmasının öğretmenlerin derste zamanı etkili kullanmalarını engelleyen faktörler olduğu, bir ders saatinin öğretmenlerin yapacakları konu anlatımı, soru çözümü, deney, etkinlik, özetleme, tekrar, ödevlendirme vb. için çoğunlukla yeterli bir süre olduğu, öğretmenlerin dersi planlanan zamandan önce bitirdiği durumlarda ek olarak konu tekrar etme, soru çözümü vb. etkinlikler ile dersi pekiştirdiği gibi önemli bilgiler toplanmıştır.Öğe Fen Öğretmenlerinin TPAB Öz Yeterlik Algıları: Bir Yapısal Eşitlik Modeli Çalışması(2018) Kıray, Seyit Ahmet; Çelik, İsmail; Çolakoğlu, Mustafa HilmiBu çalışmanın amacı Türkiye’deki fen öğretmenlerinin Teknolojik Pedagojik Alan Bilgisi(TPAB) alt boyutları arasındaki ilişkiyiortaya çıkartmaktır. Bu amaç doğrultusunda TPAB’ı oluşturan yapıların birbirleri arasındaki ilişkiler oluşturulan bir model ile incelenmiştir. Bu araştırma, Türkiye’deki fen öğretmenlerini temsil edecek şekilde 81 ilde görev yapmakta olan 563 fen öğretmeni ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak Kiray (2016a) tarafından öğretmen ve öğretmen adaylarının TPAB öz yeterlik algılarını ölçmek için geliştirdiği ölçek kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen veriler yapısal eşitlik modellemesi ileanaliz edilmiştir. Araştırmanın ikili bilgi alanlarından oluşan dışsal değişkenlerden Teknolojik Alan Bilgisi (TAB), Teknolojik Pedagojik Bilgi (TPB) ve Pedagojik Alan Bilgisi’nin (PAB) TPAB üzerinde doğrudan ve pozitif etkileri görülmektedir. Bu değişkenler TPAB’taki değişimin %65’ini açıklamaktadır. PAB ise TPAB’ı en fazla etkileyen değişken olarak göze çarpmaktadır. Bu bulguya göre PAB, öğretmenlerin teknoloji entegrasyonunda kritik bir öneme sahiptir. Bu araştırmadaki bir diğer önemli bulgu ise öğretmenlerin AB’sinin, TAB ve PAB’ı doğrudan ve olumlu etkilediği, ve bu etkinin TB ve PB’ninkinden daha fazla olduğudur.Bu araştırmanın sonuçları bağlamında düşünüldüğünde, öğretmenlerin TPAB öz-yeterliklerini artırmak için geliştirilen mesleki gelişim programlarında doğrudan teknoloji odaklı bir yaklaşım yerine AB ve PAB’ı da kapsayan aşamalı bir model önerilebilir.
- «
- 1 (current)
- 2
- 3
- »