Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Konya evlerinde cihannüma(2015) Aygör, ErkanKonya'da Çatalhöyük'e kadar giden 9000 yıllık ev yapım geleneği bulunmaktadır. Üst örtüde düz toprak dam kullanımı, Konya'da 20. yüzyıla kadar devam etmiştir. Ancak 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında evlerde, düz toprak damın yerini çatıların almasından sonra, kendilerine ait beşik çatıları olan cihannümaların ortaya çıktığı görülmektedir. Anadolu'da cihannümanın en eski örneğini Konya'da Anadolu Selçuklu yapısı II. Kılınçaslan Köşkünde görmekteyiz. Erken Osmanlı saraylarında kule tarzında benzer şekilde etrafı seyir amaçlı mekanlar inşa edilmiştir. Sivil mimaride cihannüma kullanımı bir dönem kesintiye uğramış. Sonrasında, cihannümalar 19. yüzyıl ve 20. yüzyıl Osmanlı ev mimarisinde çatı katlarında uygulama alanı bulmuştur. Konya evlerinde cihannümalar, konutun çatı katında yer almaktadır. Dikdörtgen planlı, bağdadi tekniğinde inşa edilmiş olup, bol pencereli düzenlemeleri ile ana giriş cephesine yönelmiş, tek veya iki hacimli mekanlardır. Konya'da cihannümalar, evlerin cephelerine estetik bir değer katmakta, konut mimarisinin değişiminde önemli öğelerden birisi olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu çalışma ile, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başlarında Konya Evlerinde değişimle ortaya çıkan cihannüma yapılarını saptamak ve tiplerinin belirlemek amaçlanmaktadır.Öğe Konya’da üretilen Osmanlı ciltleri(2018) Kara, HacerKitap sanatları içinde önemli bir yere sahip olan ve “bir kitabın elbisesi” olarak niteleyebi‐ leceğimiz cilt, bir yazma eseri elimize aldığımızda karşılaştığımız ilk üründür. Bu bakım‐ dan yazma eserin sanatsal niteliğinin de ilk habercisidir. Cilt sanatında, mücellit imzala‐ rının çoğunlukla bulunmaması, cildin hangi tarihte ve hangi şehirde yapıldığının bilin‐ memesine sebep olmaktadır. Hatta ciltler bir yana, cildin bağlı bulunduğu ve ketebe kaydı mevcut olan eserlerin önemli bir bölümünde dahi yer ve tarih bilgisi yer almadı‐ ğından, eserlerin nerede yazıldığı ve hangi devlete ait olduğu konusu net değildir. Bu gibi belirsizlikler bir yazma eserin tümünün ya da cildinin nerede üretildiği hususunda kesin hükümler vermeyi güçleştirse de, bazı çıkarımlarda bulunmaya engel değildir. İşte bu makalede bazı ciltlere, güçlü varsayımlardan yola çıkılarak, tarihi süreçte bir yer ve bir kimlik kazandırılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda Konya Mevlâna Müzesi’nde bulunan “MüzelikYazma Eserler Kütüphanesi” taranmış ve 149 cildin Osmanlı dönemine ait olduğu belirlenmiştir. Bu yazma eserlerin ketebe ve vakıf kayıtlarındaki bilgilertitizlikle incelenmiş ve vakıf tarihlerinden ya da hattat bilgilerinden yola çıkılarak dokuz adet Osmanlı cildinin Konya’da yapıldığı saptanmıştır. Klasik ve geç döneme ait olan bu ciltler gömme, soğuk kalıp baskı, soğuk cilt, alttan ayırma, mülevven, zilbahar, yazma ve yekşâh teknikleriyle, ağırlıklı olarak geometrik ve bitkisel kompozisyonlarla süslenmiştir.Öğe Sarayönü Pir Hüseyin Bey Camii Mihrabı(2017) Şimşir, Zekeriyaİslâm mimarisinde mihrap, namaz kılmak için kıble yönünü göstermesinin yanı sıra plan şemaları, cephe düzenleri ve tezyinatlarıyla da yapıldıkları dönemin özelliklerini yansıtan önemli bir mimari unsurdur. İlk uygulamalarından günümüze kadar çeşitli malzeme ve tekniklerde inşa edilmiş mihraplar, değişik coğrafyalarda devirlerine göre farklılıklar arz etmekte, zamanının sanat ve estetik beğenisini de ortaya koymaktadır. Sarayönü Pir Hüseyin Bey Camii, Turgutoğulları Beyliği'nin yaptırmış olduğu bir eserdir. Yapı 19. Yüzyılda önemli ölçüde değişikliğe uğramış, yapının ilk döneminden yalnız mihrabı özgün olarak kalmıştır. Çini malzemenin de kullanıldığı alçı mihrap çeşitli geometrik ve rûmî kompozisyonları, yazı kuşaklarıyla ve mukarnasla bezenmiştir. Mihrabın en ilginç kısmı ise ışık-gölge tesiri uyandıran, yüksek kabartmalı ve plastik ifadeli tepelik kısmıdır. Öncülerini Büyük Selçuklu eserlerinde gördüğümüz, İlhanlılar döneminde de devam eden bu tezyinat yaklaşımı Anadolu'da nadir görülen bir teknik ve süsleme anlayışı olarak dikkat çekmektedir. Bu makalemizde Sarayönü Pir Hüseyin Bey Camii'nin alçı mihrabı ayrıntılı olarak incelenerek benzer örneklerle değerlendirmesi yapılacaktır.Öğe Konya Gevale Kalesi 2016 yılı kazısında bulunan ok uçları(2018) Aygör, ErkanBu çalışmada, Prof. Dr. Ahmet ÇAYCI başkanlığında 2016 yılında Konya Gevale Kelesi kazısında ortaya çıkarılan ok uçları kataloglanarak tanımlanmıştır. Ok uçları fotoğraf, çizim ve ölçüleri ile belgelenerek değerlendirilmiştir. Kazı alanı içerisinde dağınık bir alanda bulunan ok uçları formlarına göre örneklendirilmiştir. Çalışmanın amacı, kalenin Ortaçağ boyunca buluntu veren ok uçlarının çeşitlerinin, tiplerinin ortaya çıkarılması ve Orta Çağ ok uçları üzerinde çalışan araştırmacıların kullanabileceği örneklere katkıda bulunmaktır.Öğe Bir bilim insanı olarak Prof. Dr. Ahmet Saim Arıtan(2016) Çaycı, AhmetAhmet Saim Bey'i 1980'li yıllarda tanıma fırsatı bulmuştum. Özellikle mûsikiye olan düşkünlüğü sebebiyle dost meclislerinde karşılaşırdık. Daha sonra bu fakirin Sanat Tarihi eğitimine başlamasıyla birlikte Ahmet Saim Bey'in kü- tüphanesinden daha fazla yararlanma fırsatı bulmuştum. Fakülteyi tamamlayıp yüksek lisansa başladığım günlerde onun tavsiyeleri ve yönlendirmeleri ile kendimi Sanat Tarihi disiplininin farklı alanına doğru sürüklendiğimi fark etmiştim. Bu sürükleniş belki de Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı ile birlikte çalışmaya sevk eden âmillerden biri olmalıydı. Selçuk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi'nde Türk İslâm Sanatları derslerinin dar ve kısıtlı imkânlarına karşılık Ahmet Saim Arıtan ve Fevzi Günüç'ün gayretleriyle bu dersleri canlı tutmaya ve şenlendirmeye hep birlikte gayret etmiştik. Sadece seçmeli ders durumundaki derslerimiz bir anda birçok öğrencinin teveccühüne mazhar olmuş ve ders dışı kurslarla iştiyaklı gençlere Türk İslâm Sanatlarını sevdirme ve yetiştirme çabası içine dalmıştık. İşte bu ortamda Ahmet Saim Arıtan Bey Cild ve Ebru Sanatıyla ilgili dersleri üstlenirken; Fevzi Gü- nüç Bey de Hat Sanatı derslerini vermişti. Böyle bir potansiyelin harekete geç- mesiyle bir taraftan İlahiyat Fakültesi'nde kendiliğinden sanat atmosferi teşekkül etmiş öbür taraftan da Selçuk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nin do- ğuşuna zemin hazırlamıştı. Nitekim bu ikili mezkûr fakültenin kuruluş yönetmeliğini birlikte hazırlamıştı. Ahmet Saim Bey, Prof. Dr. Beyhan Karamağaralı yönetiminde Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü'nde "Konya Müzelerinde Bulunan Selçuklu Cildlerinin Özellikleri" başlıklı yüksek lisans tezini 1987 yılında tamamlayarak bilim uzmanı unvanını kazanmıştır. Akabinde "Konya Dışındaki Müze ve Kütüphanelerde Bulunan Selçuklu ve Selçuklu Uslûbunu Taşıyan Cild Kapakları" isimli doktora tezini 1992 yılında yine aynı danışman yönetiminde tamamlayarak, cild sanatı alanında tez veren nadir akademisyenler arasındaki yerini almıştır. 1980'li yıllardan itibaren İlahiyat Fakültesi Türk İslâm Sanatları Ana Bilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak görev üstlenerek lisans ve lisans üstü düzeyde Türk- İslâm Sanatları ve Estetik gibi dersler vermiş ve tezler yönetmiştir. Fakültedeki dersleri yanında gönüllü olarak kurslar düzenleyerek öğrencilere Cild ve EbruÖğe Rumi ve Palmet Motifleriyle Süslenen I.Ulusal Mimarlık Dönemi Konya Çeşmeleri(2018) Aygör, Erkan; Kara, Hacer1908‐1930 yılları arasında görülen I. Ulusal Mimarlık Akımı mimaride ve süslemede, başta İstanbul olmak üzere, Anadolu’da ve Konya’da birçok yapıda etkilerini gösterir. Bu dönemde Konya’da inşa edilen I. Ulusal Mimarlık Dönemi çeşmelerinden üçü, Türk Sanatında en çok kullanılan motiflerden olan rumi ve palmet motifleriyle süslenmiştir. Üzerinde bu motiflerin mevcut olduğu üç adet çeşme aynı zamanda farklı tipolojik un‐ surlar sergilemektedir. Çalışmamızda Tip 2 olarak belirlenen gurubun “Şahide” ve “Anıt Çeşmeler” başlıkları altında değerlendirdiğimiz üç çeşmeden birinin yapım tarihi kesin olarak bilinirken, diğer ikisi mimari analiz yoluyla I. Ulusal Mimarlık Dönemine tarih‐ lendirilmektedir.Öğe Bir bilim insanı olarak Fevzi Günüç(2014) Çaycı, Ahmet