Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Alüminyum endüstrisinde çalışan işçilerde solunum fonksiyon testleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1995) Şan, Lütfiye Nur; Uysal, Hüseyin
    Bu çalışma, 1994 yılı Haziran ve Ağustos aylarında, Konya Seydişehir alüminyum fabrikasında çalışan yaşları 24-48 arasında değişen 55 erkek işçi ve alüminyum tozundan uzakta ı Konya' da) yaşayan değişik meslek gruplarından yaşları 25-46 arasında değişen 30 sağlıklı erkek birey üzerinde gerçekleştirildi. Araştırmaya katılan işçilerin 38' i elektroliz bölümünde, 17' si aynı fabrikanın farklı bölümlerinde çalışmaktaydı. Çalışmanın amacı, alüminyum fabrikasında çalışan ve alüminyum tozuna maruz kalan işçilerin serum Al düzeyleri ile solunumsal parametreler (FVC, FEV1, FEV1 / FVC, FEF 25-75, PEF. MVV, RV, TLC, DLCO, DLCO / VA ) arasındaki ilişkiyi araştırmaktı. Yapılan çalışmada, alüminyum fabrikasının, elektroliz ünitesinde ve diğer bölümlerinde çalışan işçilerin serum Al düzeylerinin, kontrol grubunun serum Al düzeylerinden daha yüksek olduğu belirlendi (p < 0.001). Elektroliz bölümünde çalışan işçilerin serum Al düzeyleri, diğer bölümlerde çalışan işçilerin serum Al değerlerine göre daha yüksek bulundu (p < 0.001). Solunumsal parametrelerden FVC, FEV, FEV1 / FVC, FEF 25-75 PEF, MVV, RV, TLC, DLCO, / VA parametreleri, ayrı ayrı kontrol grubu ile elektroliz grubu, kontrol grubu ile diğer bölümlerde çalışan grup ve tüm araştırma grubu ile kontrol grubu arasında t testi yapılarak değerlendirildiğinde p < 0.001 seviyesinde anlamlı bulundu. RV ile ilgili değerler ise aynı gruplarda değerlendirildiğinde p < 0.01 seviyesinde anlamlı bulundu. Serum Al düzeyi ile çalışma süresi arasında pozitif anlamlı bir ilişki bulunurken f p < 0.001), serum alüminyumu ve çalışma süresi ile FVC, FEV1, FEV1 / FVC, FEF 25-75, PEF, MVV,'TLC, DLCO, DLCO / VA değerleri arasında negatif anlamlı bir ilişki bulundu (p < 0.001). Ayrıca serum Al düzeyi ile RV arasında p < 0.01 seviyesinde, çalışma süresi ile RV arasında p<0.05 seviyesinde negatif anlamlı bir ilişki bulundu. Serum alüminyum düzeyi yükseldikçe, solunumsal parametrelerin azalmakta olduğu tespit edildi. Kullanılan sigara ile SFT bozuklukları arasındaki ilişki, her grup için istatistiksel olarak önemsiz bulundu.56 Yapılan çalışmada, fabrikada çalışıp, çalışma ortamında alüminyum tozuna maruz kalan işçilerin serum alüminyum düzeyleri ve SFT' leri değerlendirilerek alüminyumun akciğer fonksiyonlarını olumsuz yönde etkilemiş olduğu sonucuna varıldı. Elde edilen bu bilgiler ışığında, alüminyum tozunun solunum sistemine olan toksisitesinin değerlendirilmesi açısından, fabrika çalışanlarının belli periyodlarla SFT' leri yapılarak akciğer fonksiyonları yönünden takip edilmesinde yarar görülmektedir.
  • Öğe
    Laparoskopik kolesistektomi ve jinekolojik laparoskopi yapılan hastalarda solunum fonksiyon testlerinin değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2002) Kalaycı, A. Gökhan; Uysal, Hüseyin
    Bu çalışmada, laparoskopik kolesistektomi ve jinekolojik laparoskopinin solunum fonksiyon testlerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Laparoskopik kolesistektomi yapılan 20, jinekolojik laparoskopi uygulanan 19 kadın hasta bu çalışmaya alındı. Hastalara ameliyat öncesi, ameliyat sonrası 1. ve 7. gün solunum fonksiyon testleri yapıldı. Ameliyat öncesine kıyasla ameliyat sonrası 1. günde laparoskopik kolesistektomi hastalarının FVC, FEVı, FEF o/o25.75, FEF o/o50, PEF, MVV, VC, TLC, FRC ve DLCO değerlerinde azalma, RV ve RV/TLC değerlerinde artma; jinekolojik laparoskopi hastalarının FVC, FEVı, PEF, MVV, VC, TLC ve DLCO değerlerinde azalma, RV/TLC değerinde artma gözlendi. FVC, FEF %25-75, PEF, MVV, VC, TLC, FEV,, FEF./o50 ve DLCO/VA değerlerindeki değişimler açısından her iki grup arasında anlamlı fark tespit edildi. Ameliyat sonrası 1. güne kıyasla 7. günde laparoskopik kolesistektomi hastalarının FVC, FEV,, FEF %25-75, FEF o/o50, PEF, MVV, VC, TLC, FRC ve DLCO değerlerinde artma, RV ve RV/TLC değerlerinde azalma; jinekolojik laparoskopi hastalarının FVC, FEV,, FEF,05-75, FEF o/o50, PEF, MW, VC, TLC ve DLCO değerlerinde artma, RV/TLC değerinde azalma gözlendi. FVC ve VC değerlerindeki değişimler açısından her iki grup arasında anlamlı fark tespit edildi. Ameliyat öncesine kıyasla ameliyat sonrası 7. günde laparoskopik kolesistektomi hastalarının PEF değerinde azalma, jinekolojik laparoskopi hastalarının, FEF %2s-75 ve FEF %50 değerlerinde artma gözlendi. FEVı, VC, FEF %25-75, FEF o/o50 ve PEF değerlerindeki değişimler açısından her iki grup arasında anlamlı fark tespit edildi. Bu çalışmada, laparoskopik kolesistektominin jinekolojik laparoskopiye kıyasla solunum fonksiyon testlerinde daha fazla bozulmaya neden olduğu görülmektedir. Bu muhtemelen, laparoskopik kolesistektominin akciğerlere daha yakın bölgede yapılmasına bağlıdır.
  • Öğe
    Romatoid artritli kadın hastalarda solunum fonksiyon testleri ile yüksek rezolüsyonlu bilgisayarlı tomografi sonuçları arasındaki ilişki
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 2001) Güyen, Nazife; Uysal, Hüseyin
    Bu çalışmada, Romatoid Artrit (RA)'li kadın hastalarda solunum fonksiyonlarının araştırılması amaçlandı. Ayrıca Yüksek Rezolüsyonlu Bilgisayarlı Tomografi (YRBT) değerlendirmesine göre patolojik akciğer bulguları olan ve olmayan RA'li kadın hastaların solunum fonksiyonlarının değerlendirilmesi de çalışma kapsamına alındı. Çalışmaya yaşlan 16-66 arasında değişen 32 kadın RA'li hasta ve 19 kontrol olmak üzere toplam 51 gönüllü katıldı. Katılanlara önce solunum fonksiyon testleri (SFT) yapıldı. El ve akciğer grafileri ve akciğer YRBT'leri çekildi. Tam kan sayımı, sedimantasyon, CRP ve RF değerleri ölçüldü. RA'li kadın hastalarda FEVı, FEF »/025.75, FEF % 50 ve PEF değerleri, kontrol grubundaki değerlerden bariz olarak düşük bulunurken (p<0.05), FVC, VC, TLC, RV ve DLCO değerleri için iki grup arasında fark olmadığı tespit edildi. Bu sonuçlara göre RA'in akciğer volümlerinde azalmaya neden olmadan ekspiratuvar akım oranlarını düşürdüğü söylenebilir. YRBT'de patolojik görüntü olup olmamasına göre RA'li hastaların SFT'leri kontrollerle karşılaştırıldı. Patolojik görüntüsü olan hastalar olmayanlarla kıyaslandığında FVC, FEVı, FEFo/o25_75, FEF%so, FEF%75-85 değerlerinde anlamlı farklılık görülürken (p<0.05), patolojik görüntüsü olmayan hastalar, kontrollerle karşılaştırıldığında anlamlı değişiklik olmadığı görüldü. RA'li kadın hastalarda büyük ve küçük hava yolu obstrüksiyonunun fazla olduğu, YRBT incelemesinde patolojik görüntüsü olan RA'li hastaların akciğer fonksiyonlarında da bozukluk görüldüğü, bu nedenle YRBT tetkikinin yapılamadığı sağlık birimlerinde SFT'ne bakılarak RA'li hastaların akciğerleri hakkında bilgi edinilebileceği kanaatine varıldı.
  • Öğe
    Allerjik hastalıklar ve solaklık arasındaki ilişki
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1998) Bilgili, Tülin; Çalışkan, Sadettin
    Allerjik bronşial astma, allerjik rinit, ürtiker, egzema vb. allerjik hastalığı bulunan 129 kişi ve allerjik hastalığı bulunmayan 51 kişi üzerinde yapılan bu çalışmada; hasta ve kontrol grubunun el tercihleri,-Oldfield'in Edinburg el tercihi anketi ile belirlendi. Hasta gruptan 41 kişiye ve kontrol grubunun tamamına (peg moving) çivi takma testi uygulandı, el kavrama kuvvetleri ölçüldü. Bu testlerin sonuçları, hasta grubun serum total IgE (IU/ml) ve eozinofil sayısı (mm3 kanda) değerleri istatistik yönden incelendi. El tercihi gruplarına dağılımın literatür bulgularıyla uyumlu olduğu görüldü. Geschwind skorlarının sağa yığılma gösterdiği ve dağılımın J şeklinde olduğu tesbit edildi. Hasta ve kontrol grubu arasında, lateralite gruplarına dağılım açısından anlamlı fark bulunmadı. Erkek ve kadınlar arasında da el tercihi gruplarına dağılım açısından anlamlı fark olmadığı görüldü. Çivi takma süresi ve el kavrama kuvveti ile Geschwind skorları arasında korelasyon olduğu görüldü. Hasta ve kontrol grubu arasında sol-sağ çivi takma süresi ve sağ-sol el kavrama kuvveti açısından anlamlı bir fark saptanmadı. Ailesel allerji ve ailesel solaklığın hasta grupta anlamlı olarak fazla olduğu tesbit edildi. Ayrıca ailesel solaklığı bulunan grupta Geschwind skorlarının sola kaydığı görüldü.
  • Öğe
    Farklı yüklerle yapılan Wingate testlerinde aerobik katkıların hesaplanması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1994) Bediz, Cem Şeref; Gökbel, Hakkı
    Son yıllarda anaerobik metabolizmanın fiziksel performansa olan etkisi üzerine ilgi gittikçe artmaktadır. Anaerobik metabolizmanın değerlendirilmesinde kullanılan Wingate testi (WT) non-invaziv olması, fazla donanım ve beceri gerektirmemesi ve güvenilirliğinin yüksek olması nedeniyle birçok laboratuvarda kullanılmaktadır. Bu çalışmada yaşlan 19-25 arasında olan 30 sağlıklı sedanter erkek tıp öğrenci sine 75 gr/kg ve 95 gr/kg yüklerde iki farklı WT uygulandı. Test sırasındaki oksijen tüketimleri (V02) "breath by breath" metodu ile ölçüldü, ölçülen V02 değerlerinden test süresince tüketilen toplam 02 miktarı ve yapılan toplam işteki aerobik katkılar hesaplandı. WT 75 için PP, MP ve Fi değerleri sırasıyla 592.5 ± 67.7 Watt, 466.4 ±51.7 Watt ve % 41.1 ± 8.7 bulundu. WT 95'de elde edilen güç değerleri ise sırasıyla 684.1 ± 94.8 Watt, 484.8 ± 61.7 Watt ve % 47.7 ± 10.4 idi. îki testin güç değerleri arasındaki farklar istatistiksel olarak anlamlı bulundu (sırasıyla p<0.001, p<0.05, p<0.01). Aerobik katkılar, mekanik verimlilik % 25 kabul edildiğinde, WT 75 için % 24.5 ± 4.7, WT 95 için % 23.7 ± 4.7 olarak hesaplandı. Aradaki fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı. Bu denek grubu için en yüksek güç değerlerini veren optimal yükün 75 gr/kg ve 95 gr/kg arasında olduğu ve yüksek güç değerlerinin elde edildiği testlerdeki aerobik katkının daha düşük olabileceği düşünüldü.
  • Öğe
    Astımı olmayan obez olan ve olmayan çocuklarda egzersizle oluşan bronkospazm
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi, 1996) Ataş, Şerife; Gökbel, Hakkı
    Bu çalışmada, astımı olmayan obez çocuklarda egzersizle oluşan bronkospazmın (EIB) derecesi ve sıklığının normal ağırlıktaki çocuklarla karşılaştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya yaşlan 11-15 arasında değişen, astım veya başka allerjik hastalığı olmayan 24 obez ve 26 kontrol olmak üzere toplam 50 erkek çocuk katıldı. Çocuklara önce istirahat solunum fonksiyon testleri (SFT) yapıldı. Bisiklet ergometresinde maksimum kalp hızının %85'ine ulaşacak şekilde 8 dakikalık egzersiz testi uygulandı. Egzersizin bitiminden 5 ve 15 dakika sonra SFT tekrarlandı. Elde edilen SFT değerleri, istirahat değerleri ile karşılaştırılarak azalma yüzdeleri hesaplandı. Obezlerde egzersiz sonrası 5. ve 15. dakikalarda FVC, FEVı/FVC, FEF25-75% ve PEFR değerlerinde meydana gelen azalmaların anlamlı olduğu; kontrol grubunda ise 5. dakikadaki FE Vı/FVC azalması dışında anlamlı değişiklik olmadığı tespit edildi. EIB oluşan vaka sayısı yönünden obezlerle kontrol grubu arasında fark bulunmazken egzersiz sonrası FVC, FEVı/FVC, FEF25-75% ve PEFR değerlerinde azalmanın obez grupta daha fazla olduğu görüldü. Obezite parametrelerinden BMI, subskapular deri kıvrım kalınlığı ve biseps deri kıvrım kalınlığının, egzersiz sonrası SFT değişiklikleri ile ters yönde anlamlı korelasyon gösterdiği tespit edildi (p<0.05). EIB'ın derecesi ve sıklığının, obez çocuklarda daha fazla olduğu, egzersiz sonrası SFT değişikliklerinin BMI ve deri kıvrım kalınlığı ile ilişkili olduğu, bu nedenle astımı olmayan genç populasyonda, özellikle obez çocuklarda EIB teşhisi ve tedavisinin egzersize tahammül gücünü, performansı ve sportif faaliyetlere katılımları düzeltebileceği düşünüldü.