Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Investigation of biochemical properties of flash sintered ZrO2-SnO2 nanofibers(Elsevier, 2023) Çetinkaya, Zeynep; Güneş, Eda; Şavklıyıldız, İlyasZrO2–SnO2 nanocomposition were produced in nanofibers (NFs) form with three various mixing volume ratio by electrospinning technique. The microstructure and morphological characterization of NFs reveals the ternary system of ZrO2–SnO2–ZrSnO4. Furthermore, Band gap structure of NFs was varied with the composition ratio which consequently affect the Flash sintering (FS) event. The FS experiments were utilized under thermal (844–878 ◦C) and electric field (420 V/mm) with 3.77 mA/mm2 current cutoff. Highly dense nanocomposition were obtained in less than 80secs with a max power absorption of 1.58 W/mm3. Thanks to low sintering temperature and time, nanostructured surface morphology were acquired which is crucial for biochemical properties of nanocompositions. Drosophila melanogaster food was covered with sintered nanocompositions and the control food. The toxicity of the nanomaterial in the insect, survival rate(%), development time(days) were investigated. In order to support the results, biochemical analyzes (total oxidative level-TOS, total antioxidant level-TAS and oxidative stress index-OSI) were performed in adults. In addition, antimicrobial activity was evaluated with Escherichia coli and Staphylococcus aureus. It was determined that the nanomaterials had an antimicrobial effect along with non-toxic effect on the insect. Besides, it did not change the survival rate of the insect in all groups. Although there was a one-day difference in development times, it did not cause a statistical change in the OSIs of female and male individuals. We believe that the synthesized nanocompositions can be used as a valid candidate in the healthcare system, such as dental implants, due to its antimicrobial effect and non-toxicity in the model organism.Öğe Yiyecek-içecek hizmetleri bölümü çırak öğrencilerinin öğün tüketimi ve sağlık sorunlarının değerlendirilmesi(2015) Sormaz, Ümit; Şanlıer, NevinYiyecek-İçecek Hizmetleri Bölümü'nde eğitim gören çırak öğrencilerinin öğün tüketim alışkanlıkları ve sağlık sorunlarını değerlendirmek amacıyla planlan çalışma; İstanbul'da 5 Mesleki Eğitim Merkezi'nde eğitim gören yaşları 14-24 yaş arasında değişen toplam 425 çırak öğrenci üzerinde yürütülmüştür. Verilerin toplanmasında öğrencilerin demografik özellikleri, beslenme alışkanlıkları ve sağlık durumlarını belirlemeye yönelik 3 bölümden ve 26 sorudan oluşan anket formu hazırlanmıştır. Anketler öğrencilere uygulanmadan önce Etik Kurul onayı ve öğrencilerden onamı alınmış ve 2013-2014 eğitim öğretim yılı II. döneminde uygulanmıştır. Elde edilen veriler SPSS 21.0 programında değerlendirilmiştir. Çalışmada; aşçı öğrencilerin %59.1'i, pastacı öğrencilerin %63.8'i, servis elemanı öğrencilerinin %59.7'sinin ana öğünlerini atladıkları; ana öğün olarak en çok kahvaltı öğününün atlandığı (%51.3); öğrencilerin %32.9'unun kahvaltıyı 'işe erken gittiği için' atladıkları belirlenmiştir. Ana öğünlerini atlayan çırak öğrencilerin %42.6'sının sağlık sorunlarının çalışmalarını etkilediği belirlenmiştir. Her yaş grubunda bulunan başta öğrencilere olmak üzere tüm bireylere eğitim kurumlarında beslenme eğitiminin verilmesi bireylerin beslenme bilgilerini artırarak, yeme davranışlarını olumlu yönde değiştirilebileceği sonucuna varılmıştırÖğe Konya'da geçiş dönemlerinde yapılan yöresel mutfak uygulamaları(2015) Çölbay, Şule; Sormaz, ÜmitYeme içme, bir milletin kültürel kodlarını içinde barındırmaktadır. Bugün yeryüzünde, sosyal, kültürel, dini ve ekonomik yönden birbirinden farklı; çeşitli coğrafi ve iklim özelliklerinde yaşayan çok sayıda topluluk bulunmaktadır. Her toplumun sayılan bu farklılıklarından dolayı çok sayıda değişik beslenme alışkanlıkları görülmektedir. Beslenme alışkanlıklarındaki bu farklılıklar tarihi süreç içerisinde önemli değişiklere sahne olmuştur. Bu tarihi süreci izlemek için geçmişten bize kalan kaynaklar enderdir. Bu çalışma, kendine has kültür ve iletişim sistemi olan Yöresel Yemek kavramının geliştirilmesi için; Konya İline ait yöresel yemek kültürünün yeniden ele alınarak gün yüzüne çıkması amacıyla Konyalı ailelerin büyüklerinden araştırmacıların yüz yüze görüşme tekniği kullanılarak elde edilen bilgilerin derlenmesiyle hazırlanmıştır.Öğe Drosophila melanogaster Meigen (Diptera: Drosophilidae)'de Kinoa (Chenopodiumquinoa Willd.)'nın Total Oksidatif Stres Üzerinde Etkisi(2016) Güneş, EdaTüketimi 2013 yılından beri artan Chenopodium quinoa Willd. temel amino asitler, vitaminler ve mineraller bakımından iyi bir kaynaktır. Bu makalede, Drosophila melanogaster Meigen (Diptera: Drosophilidae) yapay diyetine Kinoa eklenerek beslenen ergin bireylerde total oksidasyon ve antioksidan seviyeleri ve aralarındaki ilişki belirlenmesi amaçlanmıştır. D. melanogaster larvaları ergin evreye kadar Kinoa unu ile yetiştirilmiştir. Kinoa konsantrasyonları ile beslenen ergin bireylerde Total antioksidan kapasite (TAS), total oksidan stres (TOS) ve oksidatif stres indeksi (OSI) belirlenmiştir. En düşük konsatrasyonla (%0,1) beslenen böceğin TOS aktivitesinde (11.55 0.07 µmol/l) kontrolle kıyasla önemli derecede artış görülmüştür. Besinsel karışımlara Kinoa eklenmesi oksidasyon seviyesini arttırken, antioksidan seviyeyi değiştirmediği belirlenmiştir. Yüksek miktarda Kinoa tüketimi ise antioksidan aktiviteyi(1.85 0.03 mmol/l) yükseltmiştir. Çevre dostu biyoteknolojik metod olarak Kinoa'nın kullanılması ile çevrenin korunmasında önemli rol oynayabileceği vurgulanmıştır.Öğe İstanbul'da Yiyecek İçecek Sektöründe Hizmet Veren İşletmelerin Türk Mutfağı Uygulamaları(2015) Sormaz, ÜmitTurizm sektöründe yiyecek içecek faaliyetlerinin başarılı bir şekilde hazırlanması ve sunulması, yerel mutfak kültürünün ülkeye gelen turistlere en iyi şekilde tanıtılması ile mümkündür. Bu çalışma, İstanbulun 10 farklı ilçesinde yiyecek-içecek sektöründe hizmet veren ve araştırmaya katılmayı kabul eden 370 yiyecek-içecek işletmesinin yerli ve yabancı misafirlere sundukları Türk Mutfağı uygulamalarını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Verilerin toplanmasında anket tekniği kullanılmış, veriler SPSS 21.0 programında Frequence ve Chi-Square Test ile değerlendirilmiş ve yorumlanmıştır. Çalışma bulguları incelendiğinde; işletmelerin %37.6sının otel işletmesi, %34.9unun uluslararası zincire bağlı işletme oldukları, işletmelerin %49.5inde ala carte servisi sunulduğu, %62.4ünün menülerinde Türk mutfağından yemekler yer aldığı ve %66.2sinde Türk mutfağı yemeklerinin yabancı turistlere sunulduğu, %42.4ünde Türk mutfağı yemeklerinin açık büfe şeklinde servis edildiği tespit edilmiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda, Türk mutfağının dünyaya tanıtılmasında ülkemizde faaliyet gösteren turizm işletmelerinin menülerinde Türk mutfak kültürü ve yemeklerine daha fazla yer ve önem vermesi gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe The effect of nanofiber on the biological traits of Drosophila Melanogaster(2017) Güneş, Eda; Erdal, Mehmet Okan; Gemi, LokmanToday nanofiber components (polyacrylonitrile dimethyl formamide etc.) are used in many engineeringfields and food industry. Possible effects are need to be identified on the environment and non-targetorganisms. Drosophila melanogaster Meigen (Diptera: Drosophilidae) has been one of the most studiedorganisms, working as a model in developmental biology and environmental studies. In this study, adultswere fed with nanofiber coated diet (PAN-DMF; produced by the electrospinning, range of diamer 260nm), eggs were obtained from adults, and biological traits were observed until the adult stage. The effectof nanofiber on survivorship and development ratio of D. melanogaster were investigated. Nutrient surfaceand viability were visualized by using SEM. According to the obtained results, PAN-DMF is suited withthe nutrient surface compared to controls; and was found to have no adverse effect on the development ofinsect. Nanofibers can be used in food contact organisms, but more detailed studies would be needed tounderstand the effects of these components on environment and non target organisms.Öğe Drosophila melanogaster Meigen, 1830 (Diptera: Drosophilidae)’in farklı gelişme dönemleri üzerine Borik asitin oksidatif etkileri(2017) Güneş, Eda; Büyükgüzel, EnderTarımsal zararlılar ile mücadelede sentetik organik insektisitler yoğun olarak kullanılmaktadır. Borik asit organik kimyasal insektisitlere göre hedef olmayan organizmalara karşı daha düşük toksisiteye sahip olması nedeniyle önem taşımaktadır. Bu amaçla çalışmamızda meyve sineği Drosophila melanogaster Meigen,1830 (Diptera: Drosophilidae)'in birinci dönem larvaları borik asitin farklı konsantrasyonlarını (10, 100, 200 ve 300 mg/L) içeren yapay besinler ile yetiştirilmiştir. Drosophila melanogaster' in üçüncü dönem larva, pupa, ergin dönemleri ve yumurtalarında oksidatif stresin önemli indikatörleri olan lipid peroksidasyonu ürünü malondialdehid (MDA) ve protein oksidasyon ürünü protein karbonil miktarları (PCO) ile detoksifikasyon enzimi glutatyon-S-transferaz (GST) aktivitesi üzerine etkisi incelenmiştir. Borik asitin denenen konsantrasyonlarını içeren yapay besinler ile yetiştirilen D. melanogaster' in üçüncü dönem larvalarının MDA miktarı önemli derecede artmıştır. Yüksek borik asit ile yetiştirilen erginlerin 10 gün süreyle 300 mg/L borik asit içeren besin ile beslenilmesi sonucunda kontrol besinine göre dişi ve erkek bireylerde MDA ve PCO miktarları önemli derecede artmıştır. Bu dişilerin yumurtalarındaki MDA, PCO miktarları ve GST aktivitesi önemli derecede artarken, PCO miktarındaki artış yaklaşık 31 katı oranında olmuştur. Sonuçlarımız, borik asitin yüksek konsantrasyonlarıyla beslenen D. melanogaster'in tüm gelişme dönemlerindeki oksidatif stres indikatörleri ve detoksifikasyon enzimi üzerine oldukça etkili olduğunu göstermiştirÖğe İş Stresi ile Toksik Davranışlar Arasındaki İlişki: Aşçılar Üzerinde Bir Araştırma(2017) Unur, Kamil; Pekerşen, YelizStres, birçok sektörde olduğu gibi turizm sektöründe de çalışanların günlük yaşamlarının bir gerçeği haline gelmiştir. Çalışanlar ve yöneticiler, değişimin ve belirsizliğin hâkim olduğu ortamlarda çalışmaktadırlar. Stres yaratan faktörlerin çoğu yöneticilerin kontrol edemeyecekleri nitelikte olduğundan, yöneticiler ve diğer çalışanlar bu ortama uyum göstermekte zorlanmaktadırlar. Özelikle otellerin mutfak bölümünde çalışan aşçılar çoğu zaman çalışma koşulları bakımından yoğun stres altında görevlerini yerine getirmekte, mutfağın sıcak ve boğucu havası bu bölümde çalışan aşçıları ve mutfak personelini asabileştirmekte ve bunun sonucu olarak da diğer işgörenler ile gereksiz tartışmalara girebilmektedirler. Bu gibi durumlarla karşılaşılması ise aşçıların toksik davranışlarının artmasına sebebiyet verebilmektedir. Çalışmanın amacı otel işletmelerinde çalışan aşçıların iş stresi ile toksik davranışları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Bu kapsamda, Türkiye'de faaliyet gösteren beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan 449 aşçıya anket uygulanarak veriler toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda iş stresinin toksik davranışlar ile pozitif yönlü anlamlı ilişki içinde olduğu ve iş stresinin toksik davranışlardaki değişimlerin ‰61,0'ını açıkladığı bulgulanmıştır.Öğe Turizm sektöründe etnik restoranlar: İstanbul örneği(2017) Teyin, Görkem; Aslan Yetkin, Nalan; Sormaz, Ümit; Pekerşen, Yeliz; Nizamlıoğlu, Ferhan HaticeMisafirlerin yeme içme ihtiyaçlarını karşılayarak kâr elde etme amaçlı olarak kurulan restoran işletmelerinin, kaliteli yemek ve içecekleri hijyen kurallarına bağlı kalarak sağlıklı bir şekilde bireylere sunmak olan önemli görevine günümüzde bir yenisi daha eklenmiştir: toplumu ve bireyleri bir araya getirerek sosyalleşmeyi sağlamak. Günümüzde sosyal toplum açısından son derece önemli yeni bir görev olan bu faktör, iş hayatının günlük koşturmacasından birbirlerine vakit ayıramayan bireyleri ağırlayarak, birlikte yemek yerken vakit geçirilmesini, paylaşımlarda bulunulmasını sağlamaktadır. Bu açıdan, insanların restoranlara olan ilgi ve ihtiyaçları günden güne artarken, bu ilgiyi arttırmak ve ihtiyacı karşılayabilmek için restoran çeşitliliğinin de arttığı gözlemlenmektedir. Dünyanın her yerinde olduğu gibi küreselleşmenin etkisiyle farklı toplumlardan ve kültürlerden insanlar ülkemize gelmiş ve sahip oldukları damak tadını burada aramışlardır. Bu ihtiyacı karşılamak üzere kurulan etnik restoranların son yıllarda İstanbul'da hem çeşitlilik hem de sayı açısından artış gösterdiği görülmektedir. Artan sayı ile dikkat çeken bu restoranlara artık sadece mensubu olunan toplumdan değil, yerel halkında ilgi duyarak tercih etmesi ile son zamanlarda turizm ve gastronomi sektörü açısından yeni bir turistlik ürün gelişmesi sağlanmaktadır. Bu araştırma, İstanbul'da faaliyet gösteren etnik restoran çeşitlerini ve bu restoranların bazı özelliklerini tanımlamak amacıyla hazırlanmış bir derleme çalışmasıdırÖğe Yöresel Bir Ürün Olan Konya Etliekmeği ve Genel Özellikleri Hakkında Nitel Bir Çalışma(2018) Seçim, YilmazKonya, tarih boyunca her zaman önemli bir yerleşim yeri olmuştur. Anadolu’da yaşayan farklı topluluklara ev sahipliği yapması nedeniyle kültürel anlamda da birçok kültürü bünyesinde barındırmaktadır. Bu farklılıklar kentin yemek kültürünü de yakından etkilemiştir. Konya yemek kültürü deyince bamya çorbası, tirit, yaprak sarma, höşmerim ve sacarası gibi birçok ürün akla gelmektedir. Bu ürünler dışında en çok bilinen ve tüketilen ürün ise etliekmektir. Etliekmek çok bilinen bir ürün olmasına rağmen gastronomik yönü ele alınmamıştır. Çalışmada nitel veri analizi kullanılmıştır. Araştırmaya katılanlar Konya ilinde etliekmek salonu ve restoranlarda çalışmakta olan etliekmek ustaları ve işletmecilerdir. 14 etliekmek ustası ve 1 işletmeci kaynak kişi olarak tespit edilmiştir. Konya ilinde önemli yer ve isimlerle çalışmış araştırmaya katılmaya gönüllü olan kişiler tercih edilmiştir. Çalışma 2017 Eylül ve 2018 Mart tarihlerinde yüz yüze görüşerek gerçekleştirilmiştir. Kaynak kişilerden etliekmeğin tarihçesi, üretimi, üretilen fırının özelliği ve temizliği gibi konularda bilgiler toplanmıştır. Toplanan bu bilgilerin özellikle Konya mutfak kültürü açısından çok önemli olduğu düşünülmektedir. Ayrıca etliekmek üzerine yapılan ilk araştırmalardan olması büyük önem arz etmektedir. Çalışma sonucunda Etliekmekte kullanılan hamur, et, alet-ekipman, içerik ve fırın özellikleri tespit edilmiştir. Bu tespitlere göre etliekmek kalite standartları tespit edilmeye çalışılmıştır.Öğe Konya’da keçecilik geleneğinin somut olmayan kültürel miras açısından değerlendirilmesi(2017) Pekerşen, Yeliz; Çalık, İsmailKonya ili zengin kültür ve sanat birikimini gelenekler, adetler, mimari eserler ve el sanatları ile geçmişten günümüze taşıyan önemli bir Anadolu kentidir. Türklerin en eski el sanatlarından birisi olan keçecilik mesleği ise birkaç merkezle birlikte Konya'da da az sayıda ustayla yaşatılmaya çalışılmaktadır. Bölgede keçecilik öncelikli olarak ihtiyaçlardan doğmuş, toplumun gereksinimlerine göre şekillenmiş ve hayatın birçok alanında kendisine yer edinmiştir.Araştırmada, Konya'da keçecilik el sanatının eskiye göre durumunun ve el sanatına olan ilgi seviyesinin belirlenmesi, el sanatı ustalarının keçecilik kapsamında hangi ürünleri ürettiklerinin, el sanatının zor taraflarının, özgün niteliklerinin ortaya çıkarılması, keçecilik el sanatının gelecek nesillere ulaştırılmasında ve korunmasında karşılaşılan güçlüklerin açıklanılması ve son olarak somut olmayan kültürel miras çerçevesinde turizmin bu değerlerin korunmasındaki rolü hakkında çıkarımlarda bulunulması amaçlanmıştır. Araştırmada kullanılan verilerin toplanmasında görüşme, analiz edilmesinde ise içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmadan elde edilen sonuçlar göstermektedir ki; teknolojinin hızlı bir şekilde ilerlemesi, sosyal ve kültürel değişmeler keçecilik mesleğinin uygulama alanını daraltmış, el emeği giderek değer kaybetmiştir. Çalışmada ayrıca keçecilik mesleğinin devamlılığının sağlanması için gerekli öneriler sunulmuştur.Öğe Konya İl Merkezinde Aşçılık Eğitimi Alan Kur-siyerlerin Mezuniyet Durumlarına Göre Gıda Hazırlama ve Hijyen Bilgi Düzeyleri(2019) Seçim, YılmazHijyen konusunda problem yaşanmasının en büyük etkeni toplumların okur-yazarlık düzeyinin düşük olması gösterilebi-lir. Toplumda okur-yazarlık seviyesi arttıkça bilinçli beslenme, hijyen ve sanitasyona dikkat edildiği birçok çalışmada tespit edilmiştir. Hijyen konusunda çalışanlara farklı birçok belge ve-rilmektedir. Hijyen ve mutfak eğitim belgesinin temini konu-sunda birçok kurum ve kuruluş görev almaktadır. Bu araştır-mada Konya il merkezinde mutfak eğitimi veren KOMEK (Konya meslek edindirme kursları) kursuna devam eden öğ-rencilerin gıda hazırlama konusundaki bilgi düzeylerini ölçmek amaçlanmıştır. Kursiyerlerin bilgi düzeyleri ölçülürken mezu-niyet düzeyleri dikkate alınmıştır. Mezuniyet durumlarına göre mutfaktaki hijyen temel bilgi düzeylerinin ölçülmesi amaçlan-mıştır. Eğitim veren kuruluş pastacılık ve aşçılık alanında ver-diği eğitimlerde yemek üretiminin yanı sıra hijyen ve sanitas-yon konusunda da eğitimler vererek toplumun bilinçli hale gelmesine katkıda bulunmaktadır. Araştırma sonucunda me-zuniyet durumlarına göre kursiyerlerin bilgi düzeylerinin fark-lılık gösterdiği tespit edilmiştir. Ancak temel bilgi olarak nite-lendirilebilecek sorularda aynı bilgi düzeylerine sahip oldukları tespit edilmiştir.Öğe Sürdürülebilir Gastronomi Turizmi İçin Yeni Bir Alternatif: Surf&Turf(2016) Akdağ, Gürkan; Özata, Esat; Sormaz, Ümit; Çetinsöz, Burçin CevdetHer turistik yaklaşım kendine özgü çekiciliklere sahiptir. Sürdürülebilir turizm ikliminin yaratılması için son derece önemli olan alternatif turizm türlerinden birisi olangastronomi turizmi de son yıllarda bireylerin sahip oldukları gelirlerde meydana gelen artışlar ve entelektüel düzeylerinin gelişmesi ile beraber adından sıkça söz edilmeye başlanan bir turizm çeşidi haline gelmiştir. Günümüzde sadece zevk için yemek seyahati yapan turistlerin sayısındaki artış, adı geçen turizm türünün yıllar içerisinde daha fazla kişinin katılacağı bir turizm çeşidi olacağını ortaya koymaktadır. Bu çalışmanın amacı, sürdürülebilir gastronomi turizmi için yeni bir alternatif ve yemek deneyimi olan Surf&Turf'u tanıtmaktır. Özellikle Türkiye açısından son derece yeni bir akım olan Surf&Turf'un sürdürülebilir gastronomi turizmi açısından değerlendirilmesi, konunun anlaşılması ve gastronomi turizmine katılacak bireyler tarafından bir alternatif olarak düşünülmesi Surf Turf trendinin önümüzdeki yıllardaki gelişimi açısından son derece kıymetlidir.Öğe Borik Asit’in Farklı Gelişim Evrelerindeki Drosophila melonagaster’in Dış İskeleti Üzerine Etkisi(2018) Güneş, Eda; Sert, DurmuşHedef olmayan organizmalar üzerinde daha az toksik etkiye sahipinsektisit kullanımı, tarımsal zararlılarla mücadeledeyaygınlaşmaktadır. Eklembacaklı canlılarda kutikul adı verilenkoruyucu bir dış iskelet bulunmaktadır. Çalışmamızda, Drosophilamelanogaster'in larva, pupa ve ergin gelişimi boyunca dış iskeleteBorik asit (BA)'in etkisini anlamak için tekstür analizi tekniğikullanılmıştır. Pup ve larva periyodunun aksine, BA dozajı ne kadaryüksek olursa sertlik o kadar artmıştır. Bu çalışma ile, tek başınakullanımı uygun olmasa da tekstür analizi gibi yaklaşımlarınbiyolojik örneklerin analizinde uygulanabilir ek bir yöntemolduğunu göstermiştir.Öğe Helal Otelleri Tercih Eden Turistlerin Yiyecek İçecek Hizmetlerinden Beklentileri ve Memnuniyet Düzeyleri(2017) Sormaza, Ümit; Onur, Neslihan; Yılmaz, Mustafa; Güneş, Eda; Akdağ, GürkanGünümüzde tüm çağdaş ve dinamik toplumların ayrılmaz bir parçası ve zorunlu bir ihtiyacı haline gelmiş olan turizm hareketleri, dini hassasiyeti yüksek bireyler açısından da son derece değerlidir. Dini hassasiyeti seyahatlerinde ve tatillerinde yaşamak isteyen bireylerin talepleri doğrultusunda ortaya çıkan helal turizm kavramı ise son yıllarda tüm dünyada gelişmektedir. Helal turizm kapsamında mevcut potansiyelin taleplerine cevap verebilecek yapıdaki pek çok işletme günümüzde faaliyet göstermektedir. Söz konusu işletmelerde misafirlerin ibadetlerini yerine getirebilme imkanını sağlayan alanlar, kadın-erkek turistlere ayrı aktivite alanları, İslami kurallara uygun kıyafetlerle aileler tarafından kullanılabilen karma plajlar olduğu gibi yalnızca kadın ve erkeklerin kullanımına ayrılmış plaj alanları gibi pek çok etkinlik alanları bulunmaktadır. Diğer yandan konaklama etkinliklerinin tamamlayıcısı olan helal yiyecek-içecek servisi de son yıllarda özellikle ağırlık verilen konulardan biri haline gelmeye başlamıştır. Özellikle, helal otelleri tercih eden turistlerin, otel bünyesinde faaliyet gösteren yiyecek içecek hizmetleri servisinden beklentilerinin neler olduğunun ortaya çıkartılması ve bireylerin işletmelerden beklentilerinin analiz edilmesi son derece değerlidir. Bu çalışma, helal otelleri tercih eden turistlerin yiyecek içecek hizmetleri servisinden beklentileri ve memnuniyet durumlarını ortaya çıkarmak için hazırlanmıştır.Öğe Konya İlinde Faaliyet Gösteren Üç, Dört ve Beş Yıldızlı Otellerin Mutfak Personelinin İş Tatmin Düzeyinin İncelenmesi(2017) Yılmaz, Mustafa; Ceyhun Sezgin, Aybüke ElifGünümüzde otel işletmelerinde personelin iş tatmininin sağlanması verimlilik başta olmak üzere işletmelere bir çok konuda fayda sağlamaktadır. Çalışan personelin etkin ve verimli bir şekilde çalışmaması işletmeler açısından önemli bir problemdir. Otellerde genel olarak rekabet gücünün artırılması için insan kaynağının verimli ve etkin kullanılması gerekir. Çalışanların performansı işletmelerin hizmet kalitesini artırabileceği gibi aynı zamanda da azaltabilmektedir. Bu çalışmada; Konya ilinde faaliyet gösteren üç, dört ve beş yıldızlı 27 otelin mutfak departmanında çalışan 245 personelin iş tatmin düzeyleri anket yoluyla ölçülmüş ve elde edilen veriler istatistiki olarak analiz edilmiştir. Personelin demografik özellikleri ve çalışma bilgilerine ilişkin verilerinin yorumlanmasında frekans ve yüzde analizinden yararlanılmıştır. Araştırma sonucunda; beş yıldızlı otellerin mutfak bölümünde çalışan personelin iş tatmini düzeylerinin, üç ve dört yıldızlı otel çalışanlarına göre daha yüksek olduğu ve personelin iş tatmin düzeylerinin otellerdeki yıldız derecesi açısından anlamlı bir farklılık (p<0.05) gösterdiği tespit edilmiştir.Öğe Yöresel Mutfak Tanıtımında Yerel Restoranların Etkisi: Konya Örneği(2017) Sormaz, ÜmitDünya genelinde yiyecek içecek konusuna verilen önem artmaktadır. Köklü bir geçmişe sahip olan ülkelerin yemek kültürlerinin zengin ve çeşitli oluşu, kültür turizmi kapsamında ülkeye sosyal ve ekonomik açıdan büyük katkılar sağlamaktadır. Türkiye turizminin önemli turistik ve kültürel değerlerinden biri de tarihi süreçte kendini zenginleştirilmiş ve özgün bir hale gelmiş olan Türk mutfağıdır. Türk mutfağının dünyanın en zengin mutfakları arasında bulunması, çeşitliliği ve benzersiz bir kültür bütünlüğünü içinde bulundurması, turizm endüstrisinde geliştirilip pazarlanabilecek bir turizm potansiyeli taşıdığının göstergesidir. Türk mutfağının ve yöresel mutfakların pazarlanmasında restoranlar ve bu restoranlarda sunulan yiyecek-içecekler, bunların kalitesi, çeşitliliği, mevsimsel özelliği, kültürel yapısı, sunumu gibi faktörler müşterilerin yöresel mutfaklar hakkında bilgi sahibi olması ve beğenisi yönünden son derece önemlidir. Bu çalışma, Konya ilinde faaliyet gösteren yerel restoranların yöresel mutfakların tanıtımındaki etkisini ölçmek amacıyla yürütülmüştürÖğe Besinler ve Beslenme Çalışmalarında Drosophila(2016) Güneş, EdaBu çalışma, beslenme yoluyla vücuda alınan birçok besinin model organizma olarak kullanılan Drosophila melanogaster üzerinde meydana getirdiği değişikliklerin açıklanması amacıyla hazırlanmış bir derlemedir. Birçok bitkinin doğal kullanımları dışında, alternatif tıpta ilaç ve antioksidan madde olarak da kullanıldığı bilinmektedir. Kullanım miktarına bağlı olarak antimikrobiyal etki, biyolojik parametreler üzerinde değişme ve oksidanantioksidan özelliklere sahiptirler. Çeşitli kimyasallar, gıda katkıları, baharatlar, bitkiler ve yağları D. melanogaster üzerinde morfolojik, fizyolojik, biyokimyasal tepkilere neden olmaktadır. Yapay besine eklenen bitkisel ürünlerin güvenli tüketim miktarlarının model organizmalarda denenerek belirlenmesi, insan gibi besin zinciri yoluyla etkilenebilecek canlılar için önem arz etmekte ve daha ayrıntılı çalışmaların yapılma gereğini ortaya çıkarmaktadır.Öğe Aşçılık eğitimi ve sektör başarısı arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi: Beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan aşçılar üzerine bir araştırma(2019) Pekerşen, Yeliz; Aslan, NalanAşçılık, beceri ve planlı çalışmayı gerektiren bir meslek olup alana yönelik özen ve ilgi, son yıllarda artış göstermektedir. Mesleğe yönelik artan ilgiyle beraber aşçılık eğitimi de önem kazanmıştır. Yeme-içme deneyimleri için belirli bir ücret ödeyen müşterinin istediği standartta yiyecek üretimi ve servisi yapmak gerekmektedir. Bu durum aşçılık eğitimini gerekli kılmıştır. İyi bir aşçılık eğitimi almış olan mutfak çalışanları çalıştıkları işletmelere değer katmaktadır. Bu durum işletmenin performansını arttırırken karlılığını da doğrudan etkilemektedir.Bu çalışmanın amacı; aşçılık eğitimine yönelik düşüncelerin sektör başarısı ile ilişkilendirilmesidir. Çalışma, İstanbul’da faaliyet gösteren beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan 385 yönetici konumdaki aşçı üzerinde yürütülmüştür. Çalışma sonucunda katılımcıların aşçılık eğitiminin sektör başarısında etkisine yönelik düşüncelerinin olumlu yönde olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanında otel işletmelerinde çalışan aşçıların aşçılık eğitiminin sektör başarısı ile ilişkisine yönelik düşüncelerinde cinsiyete, yaşa, medeni duruma, gelir düzeyine, eğitim durumuna, sahip olunan mutfak eğitim derecelerine, mutfaktaki kadro durumuna, mutfaktaki görev durumuna, sahip olunan sertifikalara, mesleği yapma süresine ve şuan ki iş yerinde çalışma süresine göre anlamlı fark gözlenmemiştir. Ancak eğitim alınan kuruma göre anlamlı fark gözlenmiştir.Öğe Quinolone antibiotic residues in raw milk and chicken liver in Konya(2012) Nizamlıoğlu, Hatice Ferhan; Aydın, HasanAmaç: Bu çalışmanın amacı, Konya’daki çiğ süt ve tavuk karaciğeri örneklerinde kinolon antibiyotik kalıntılarının (ciprofloxacin, enrofloxacin, marbofloxacin, danofloxacin, difloxacin, flumequin, sarafloxacin and oxolinic acid) varlığını değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: Elli adet çiğ süt ve 50 adet tavuk karaciğeri olmak üzere toplam 100 adet örnek çalışıldı. Örnekler enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) tekniği kullanılarak analiz edildi. Bulgular: Kinolon kalıntıları için analiz edilen 50 adet tavuk karaciğeri örneğinin 17 (%34)’si pozitif bulundu ve bunlardan birinin değeri (147.88 ?g/kg) maksimum rezidü limitlerinin (MRL) üzerindeydi. Ortalama kontaminasyon düzeyi 47.5 ?g/kg idi. Süt örneklerinin hiçbirinde tespit edilebilir düzeyde kinolon kalıntısına rastlanmadı. Öneri: Analiz edilen örneklerin biri dışında tümü Avrupa Birliği ve Türkiye tarafından kabul edilen MRL’nin altında kinolon kalıntılarının varlığını gösterdi. Böylece süt ve tavuk karaciğeri örneklerinin analizinden elde edilen sonuçlar, gıda güvenliği açısından olumlu bir işaret olarak kabul edildi. Ayrıca bu analizler Türkiye Cumhuriyeti Ulusal Kalıntı İzleme Planına göre rutin olarak yapılmaktadır. Ülkede gıda güvenliğini sağlamak için süt, et ve yumurta gibi yenilebilir hayvansal ürünlerde rutin kalıntı gözetim ve izleme programlarına devam edilmelidir.