Kadıyyetü’l-ibdâ’ fi’l-kütübi’l-İslâmiyye ba’de’l-Mogol fi dav’i resâili Muhyiddin el-Kâfiyecî fi’t-tefsîr

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2013

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Necmettin Erbakan Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Oryantalistler, XIX. yüzyıldan itibaren İslam üzerine yaptıkları araştırmalarda, İslamî ilimlerin Moğol istilasından sonra (h. VIII. yüzyıl) çöküş dönemine girdiğini ve katı bir donukluğun içine düştüğünü iddia etmişlerdir. Özellikle Goldziher’in eserlerinde bu iddiayı çokça görmek mümkündür. İslamî ilimler hakkındaki söz konusu iddia, Oryantalistlerin yanı sıra, bazı Müslüman müellifler tarafından da benimsenmiş, geçtiğimiz yüzyıl boyunca neredeyse aynı peşin hüküm sürekli tekrar edilmiştir. Ancak söz konusu dönemin âlimleri ve eserlerine bakıldığında, bu peşin hükmün derinliğine araştırılmadan, acele verilmiş siyasi bir karar olduğu ortaya çıkmaktadır. Ahmet Davutoğlu çöküş ve gerileme iddialarına karşı, her düşünce sistemi gibi İslam düşüncesinin de seçkin âlim ve kurucu metinlerini çıkardıktan ve mecrasını bulduktan sonra, belli bir seviyede akışını sürdürdüğünü, esas olanın bu akışın, canlılığın ve sürekliliğin sağlanması olduğunu dile getirmiştir. Muhyiddin el-Kafiyeci’nin tefsire dair eserleri incelendiğinde, bir donukluk ve gerilemenin varlığı değil, diğer İslamî ilimler yanında tefsirdeki sürekliliğin sağlandığı hatta yeni metodolojilerin geliştirildiği görülmektedir.
Orientalists have argued in their research on the Muslim world that, after the Mongol invasion, the Islamic sciences have entered a period of decline and fell into a stagnant state. It is possible to see this claim especially in the works of Goldziher. This claim was also adopted by some Muslim authors besides Orientalists and this bias has been constantly repeated over the past century. However, when we explore and analyze the scholars and the works of this period in depth we see that this approach is because of quick decisions motivated by political factors. Ahmet Davutoglu responds to the claims of decline and stagnation. He says that Islamic thought -like every thought system- has remained the intellectual flow at a certain level after producing its outstanding scholars and founding texts, and that this flow, continuity and dynamism was the essential part. When we examine the works of tafsir by Muhyiddin al-Kafiyaji we do not find any presence of stagnancy or decline but we observe that continuity in tafsir is provided and even new methodologies are developed.

Açıklama

Makale

Anahtar Kelimeler

Moğol istilası, İslamî ilimler, Gerileme, Kâfiyeci, Tefsir usûlü, Mongol invasion, Islamic sciences, Decline, al-Kafiyaji, Tafseer

Kaynak

Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

35

Sayı

35

Künye

Kaya, M. (2013). Kadıyyetü’l-ibdâ’ fi’l-kütübi’l-İslâmiyye ba’de’l-Mogol fi dav’i resâili Muhyiddin el-Kâfiyecî fi’t-tefsîr. Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 35, 35, 53-70.