Makale Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Qard Al-Hassan Model as an Institutionalised Method of Islamic Finance(Faculty of Islamic Studies (Universiti Kebangsaan Malaysia), 2022) KAZAK, Hasan; ALIM, Hasan BasriThis study aims to show that it is possible to apply Qard Al-Hassan (interest-free loan) within a corporate structure, enabling extra earnings rather than a decrease in money for businesses. It is obvious that this model can create a considerable solution for financial problems if it is fully understood and disseminated. As an effective solution, it aids businesses having Islamic concerns and sensitivity to stay away from interest. The purpose of this research is to propose that Qard Al-Hassan, a significant part of interest-free financial system, should become active again as it leads the businesses to increased value rather than financial losses. This study is based on a theoretical and conceptual framework and reveals a basic model in which an institutional Qard fund is established. This research considers a simple model in the form of a corporate Qard fund to show that Qard Al-Hassan will bring about overall financial benefits rather than losses. Further studies on this topic are likely to show improved and detailed versions of Qard fund. Researchers carrying out such studies on this topic will contribute to the financial world and literature. It has been pointed out that a Qard Al-Hassan fund would allow corporations to meet their financial needs, and the money corporations invest in this fund would not result in any kind of loss for them; rather, it would bring more benefits than estimated.Öğe Türkiye’de Vatandaş Katılımı: Milli Eğitim Bakanlığı Örneği(2017) Uçar Kocaoğlu, Belgin; Saylam, AyşegülVatandaş katılımı günümüzde demokrasinin vazgeçilmez unsurlarından birisiolarak kabul edilmektedir. Bu çerçevede hemen hemen tüm kamu kurumları demokratikmeşruiyetlerini sağlamlaştırmak ve vatandaşlara daha kaliteli hizmet sunmak adınakurumlarında vatandaş katılımı uygulamalarına yer vermektedir. Bu çalışmanın temelamacı, Milli Eğitim Bakanlığı’ndaki vatandaş katılımı uygulamalarını ele almak,bakanlıktaki vatandaş katılımının önündeki engelleri tespit etmek ve bu engellerinaşılması için gerekli önerilerde bulunmaktır. Bu kapsamda Milli Eğitim Bakanlığı’ndaüst ve orta düzey yöneticilerle yapılan mülakatlardan elde edilen bilgilere göre vatandaşkatılımının önündeki başlıca engeller merkeziyetçilik, bürokratın vatandaş katılımıaçısından bilinçli olmaması, bürokratik elit düşüncesi, vatandaşın yeterli bilgi düzeyinesahip olmaması ve yoksulluk olarak tespit edilmiştir.Öğe Kamu politikalarında yeni aktörler: Cumhurbaşkanlığı politika kurulları ve ofisleri(2018) Örselli, Erhan; Babahanoğlu, Veysel; Bilici, ZekeriyaUzun bir parlamenter hükümet modeli tecrübesi bulunan Türkiye’nin parçalanmış bir siyasi tablo ile istikrarı yakalaması pek de mümkün olmamıştır. Zaman zaman hangi hükümet modeli uygulanırsa daha demokratik, istikrarlı ve hızlı karar alınabileceği tartışılmış, bu tartışmalarla birlikte başkanlık sisteminin Türkiye’de uygulanabilirliği gündemdeki yerini almıştır. İstikrarsız, kısa süreli, birden fazla hükümet ortağının bulunduğu deneyimlere sahne olan Türk siyasal yaşamında kronik sorunlara yol açarak yönetsel manada krizlere neden olan parlamenter sistemin yerine farklı ve alternatif hükümet modellerinin uygulanabilirliği özellikle 2007 yılında yaşanan 367 krizi ile birlikte tekrar gündeme gelmiştir. 2016 yılının sonlarında Adalet ve Kalkınma Partisi ile Milliyetçi Hareket Partisi’nin anayasa değişikliği konusunda özelde de Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi üzerinde anlaşması ve akabinde TBMM’den 18 maddelik anayasa değişikliğinin kabul edilmesi sonucu; 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandumda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi oylanmış ve kabul edilmiştir. 24Haziran 2018 tarihindeki cumhurbaşkanlığı seçimi ile birlikte sistem uygulamaya başlanmıştır. Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde öncelenen sistem değişikliğinden sonra, çeşitli amaçlarla politika kurulları ve ofisler kurulmuştur. Böylece siyasetin ve yönetimin merkezine cumhurbaşkanlığı alınarak kamu politikalarının belirlenmesi, uygulanması ve değerlendirilmesinde cumhurbaşkanlığının etkinliği ve rolü artırılmıştır. Bu bağlamda çalışmanın amacı ortaya çıkan politika kurulları ve ofislerin kamu politikalarında yeni bir aktör olarak etkinliklerini, etkilerini ve rollerini incelemek olarak belirlenmiştir. Çalışma nitel bir yöntemle oluşturulmuştur.Öğe Sürdürülebilir kent arayışında Cittáslow (sakin şehir) üzerine bir değerlendirme(2016) Sipahi, Esra BanuUluslararası bir kent ağı olarak İtalya'da doğan Cittáslow hareketi, küreselleşmenin benzeştirici etkilerine karşı, yerel sürdürülebilirliğe dayanarak, çevre, ekonomi ve eşitliği temel alan, kentsel yaşanabilirliği ve yaşam kalitesini korumayı ve zenginleştirmeyi hedefleyen alternatif bir sürdürülebilir kent modeli olarak sunulmaktadır. Ne var ki, hareketin özünü rekabet etme ve markalaşma yarışı, diğer bir ifade ile bir turizm ve kent pazarlama anlayışı oluşturmaktadır. Bu bağlamda çalışma, dünyada sayıları gittikçe artmakta olan ve tüm cazibesiyle birer "sakin yaşam adacığı" ya da "cennetten bir köşe" olarak gündeme gelen Cittáslow'u eleştirel bir bakış açısı ile ele almayı önermektedir. Bu önermeden yola çıkan çalışma, çevreci bir yaklaşımı içeren sürdürülebilirlikle, kentsel yaşam kalitesine odaklanan Cittáslow'un benzerliklerini ve farklılıklarını vurgulayarak, bazı konuları gündeme getirmeyi ve Cittáslow gerçeğini aydınlatacak yazına bir kapı aralamayı hedeflemektedir.Öğe Yerel yönetişim ve kadın meclisleri: Karatay Kadın Meclisi örneği(2016) Örselli, Erhan; Bayrakcı, Erdal; Selçuk, KahramanTürkiye'de kadın meclislerinin ortaya çıkışı 1990'lı yılların ortalarına denk gelmektedir. 2006 yılında kent konseyleri yönetmeliği ile birlikte daha kurumsal bir nitelik kazanan kadın meclisleri yerel demokrasinin, katılımın ve yerel yönetişimin sağlanmasında etkin bir araç olarak karşımıza çıkmaktadır. Artık günümüzde vatandaşların talep ve beklentileri yerel yönetişimi zorunlu kılmaktadır. Bu bağlamda Kadın Meclisleri kadınların kentsel yaşamda daha görünür olmalarında, yerel yönetişimin mümkün kılınmasında, yerel hizmetlerin yerel yönetimlerle işbirliği içerisinde sunumunda bir rol üstlenebilir. Özellikle son günlerde ülkemizde kadın meclislerinin gerçekleştirdiği faaliyetler ve projeler dikkate alındığında esasında kentsel hizmetlerin sunumu gibi bir görevleri olmamasına karşın yerelleşmede önemli bir aktör olarak her geçen gün rolünün daha da arttığı rahatlıkla ifade edilebilir. Bu nedenle özellikle yerel yönetimlerin faaliyetlerinde bu meclislerin hem kamuoyu oluşturma açısından hem de yerelde katılım ve yönetişimi daha etkin ve anlamlı kılma anlamında önemli bir konumda olduğu rahatlıkla ifade edilebilir. Ancak kadın meclislerinin kendilerine ait bütçelerinin olmayışı, bağlı oldukları belediyelerin yapacakları projelerde finansal desteği sağlıyor olması yerel faaliyetleri açısından bazı problemlerin doğmasına neden olabilmektedir. Çalışmada örnek olarak incelenen Karatay Kadın Meclisinin henüz yeni kurulmuş ve "kurumsallaşmış" olmasına rağmen bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler dikkate alındığında yerel düzeyde bir aktör olarak önemli bir rol üstlendiği rahatlıkla ifade edilebilir. Çalışmada kadın meclislerinin yerel hizmetlerin sunumunda bir aktör olup-olamayacağı veya kadın meclislerinin bu konudaki rolü tartışılacak ve Konya İli Karatay İlçesi Kadın Meclisi üyeleriyle yapılan mülakattan elde edilen bulgulara yer verilecektirÖğe Üniversite Öğrencilerinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi Algısı: Konya Örneği(2018) Kutlu, Önder; Örselli, Erhan; Selçuk, KahramanTürkiye’de büyük çaplı siyasi krizlere neden olan mevcut parlamenter sistemin eksik yanları ile alternatifleriçinde en uygun olduğu düşünülen başkanlık sisteminin uygulanabilirliği uzun süre gündemdekiyerini korumuştur. 1982 Anayasası döneminde üç kez sorunsuzca uygulanan Cumhurbaşkanlığıseçim prosedürünün “367 Krizi” ile akamete uğratıldığı 2007 yılından beri yeni bir sistem arayışıhızlanmıştır. Siyasette derin bir çatlak oluşturan bu krizden sonra, benimsenecek hükümet sisteminin(Amerikan, Yarı Başkanlık veya Türk) tipi daha önemli hale geldi. Değişimi kolaylaştırması açısından15 Temmuz darbe girişimi bir milat olmuş, bundan sonra Başkanlık Sistemi tartışmaları daha da hızlanarak,Ak Parti ve MHP ortaklığında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) on sekiz maddelikanayasa değişikliğinin kabul edilmesi sonucu; 16 Nisan 2017 tarihinde gerçekleştirilen referandumdaCumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk tarafından kabul edilmiştir.Türkiye’de başkanlık sistemi ve uygulanabilirliğini ele alan son dönemdeki çalışmalarda, oldukçafazla alternatif gündeme geldi. Ancak vatandaşların ve özellikle de üniversite öğrencilerinin cumhurbaşkanlığıhükümet sistemi hakkındaki “düşünceleri, sistemden beklentileri ve endişeleri”ni ölçençalışmaların yapılmadığı görülmüştür. Muhtemelen hayatlarında ilk defa oy kullanacak, kısa bir süresonra aktif profesyonel iş hayatına katılacak, yeni düzenleme ile seçilme yeterliğine de sahip olacaküniversite öğrencilerinin, toplumdan ve sistemden oldukça fazla beklentileri bulunan bir toplumsalkesimin görüşlerini öğrenme anlamında oldukça önemlidir. Bu bağlamda çalışmada; Konya’da öğrenimgören üniversite öğrencilerinin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi konusundaki düşüncelerive algıları analiz edilmektedir. Çalışma, nicel bir alan araştırması olup, model olarak kesitsel tarama(survey) modeline göre tasarlanmıştır.Öğe Türkiye'de Gençlerin Uyuşturucu ile Mücadele Politikaları Hakkında Düşünceleri(2017) Kutlu, Önder; Örselli, Erhan; Veysel, BabahanoğluToplumların geleceğini ciddi derecede etkileyen ve çağın önemli bir sorunu haline gelen uyuşturucu madde kullanımı ve bu sorunla mücadelede ortaya konulan kamu politikalarının analiz edilmesi, uygulamada eksik yönlerin tespiti ve etkili politikaların yürürlüğe konulabilmesi açısından oldukça hayati bir öneme sahiptir. Ancak Türkiye'de uyuşturucu madde sorunu ile mücadele alanında yeterli sayı ve içerikte kamu politikası analiz çalışmaları bulunmamaktadır. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, gençlerin (18-24 yaş) Türkiye'de uyuşturucu madde sorunu ile mücadeledeki farkındalık düzeylerini tespit ve analiz etmektir. Çalışma şu sorulara cevap aramaktadır: Gençler uyuşturucu madde konusunda ne kadar bilgi sahibidir? Ülkemizde uyuşturucu madde sorunu açısından gençler, çözüm adına alınan önlemler veya oluşturulmuş kamu politikaları için ne düşünmektedirler? Uyuşturucu ile mücadele alanında faaliyet gösteren kamu kurumları gençler tarafından ne ölçüde bilinmektedir? Çalışma, nicel bir alan araştırması olup, model olarak kesitsel tarama (survey) modeline göre gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak tam yapılandırılmış bir anket formu kullanılmıştır. Anketler tamamlandıktan sonra, tutarlı cevaplara sahip anket formlarındaki veriler kodlanarak SPSS 16.0 programına yüklenmiş ve daha sonra analiz aşamasına geçilmiştir. Çalışma, Necmettin Erbakan Üniversitesi, BAP Koordinatörlüğü tarafından desteklenen "Kamu Politikası Yaklaşımı Çerçevesinde Türkiye'nin Uyuşturucu İle Mücadele Politikalarında Toplumsal Algı" başlıklı araştırma projesinden elde edilen verilerden yararlanılarak hazırlanmıştır. Çalışmada, uyuşturucu ile mücadelenin daha başarılı olabilmesi için mevcut kamu politikalarının gençlere anlatılması, benimsetilmesi ve bu konuda gençlerin farkındalık düzeylerinin yükseltilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Yeni yoksulluk konsepti için sürdürülebilir sosyal politika önlem ve öncelikleri(2017) Işık, Abdullah; Sevinç, İsmailTarihsel süreç boyunca yaşanan ekonomik, politik ve sosyolojik dönüşümler neticesinde; yoksulluk, insanlığın önemli bir sorunu haline gelmiştir. Özellikle sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkan yoksulluk sorunu, günümüzde küresel ekonomi ve kitlesel göçler ile birlikte farklı bir boyut kazanmıştır. Bu bağlamda günümüz yeni yoksulluk konsepti, birçok devlet için yeni ve sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerini gerekli kılmıştır. Bu bağlamda günümüz toplumlarının yoksullukla mücadelede etkili ve nitelikli politika üretmeleri kaçınılmaz olmaktadır. Bütün bu çerçeve göz önüne alındığında sosyal dışlama/dışlanmaya ve açlık sorununa sebep olan yeni yoksulluk olgusu ile mücadelede sürdürülebilir sosyal politika önlem ve öncelikleri, üzerinde durulması ve özel olarak ele alınması gereken bir alan olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yeni yoksulluk konsepti için belirlenecek sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerinin neler olduğunu ve bu politikaların nasıl uygulanacağını tartışmaya açmaktır. Bu bağlamda mevcut sorun ve ihtiyaçların belirlenmesi ve bunlara çözüm üretilmesi adına ortam hazırlanabileceği düşünülmektedir. Türkiye'de yoksullukla mücadelede mevcut sosyal politika ve uygulamaların, sosyal hizmet ve sosyal yardım uygulamalarının olduğu açıktır. Ancak dönüşen dünyanın ürettiği yeni sorun alanları içerisindeki yeni yoksulluk sorunu için daha etkin, nitelikli ve verimli politika ve uygulamaların tartışılması gerektiği ortadadır. Özellikle küresel gelişmelerle birlikte konuyla ilgili ihtiyacın daha da arttığı düşünülmektedir. Sonuç olarak Türkiye'de yoksullukla mücadelede yeni dünya düzeninin ve kitlesel göç hareketlerinin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu kapsamda belirlenecek sürdürülebilir sosyal politika önlem ve önceliklerinin yeni yoksulluk konsepti bağlamında ele alınması ve konu hakkında çalışmaların artırılması ihtiyacı söz konusudur. Bu çerçevede konunun çok boyutlu olarak ele alınması gerektiği düşünülmektedirÖğe A Research About the Youngs’ Voting Behavior in Local Elections: The Case of 2009, Ankara Metropolitan Municipality Election(2017) Önder, Murat; Karabulut, NiyaziSeçimler, toplumsal gündemi en çok meşgul eden konulardan birisidir. Özellikle yerel seçimler ülke gündeminden ziyade halkın yaşamını direkt etkileyen unsurları içermektedir. Gençlerin, yerel seçimlerle siyasal hayata başladıkları yakın yaşam çevresinin yönetimine yönelik algıları ve ilgileri çok önemlidir. Özellikle dünya genelinde gençlerin siyasal katılımı düzeyi %30 düzeyindedir. Bu durum, gençlerin siyasi katılım konusundaki isteksizlikleri üzerine çalışmalar yapılmasını gerektirmektedir. Bu çalışmada, yerel seçimlerde gençlerin oy verme davranışları hazır veriler üzerinden değerlendirilmiştir. Bu analizin, bu alanda yapılacak gelecek çalışmaları teşvik etmesi ve sonraki çalışmalarla karşılaştırma fırsatı oluşturması beklenir.Öğe Türkiye’de Yerel Ombudsmanlığın Uygulanabilirliği: İtalya Yerel Ombudsmanlığı Üzerinden Bir Analiz(2018) Kutlu, Önder; Örselli, Erhan; Kahraman, SelçukOmbudsmanlık kurumu, her ülkenin idari yapılanması, sosyo-kültürel özellikleri ve ihtiyaçlarına bağlı olarak ulusal, bölgesel veya yerel olmak üzere farklı şekillerde gelişmiştir. Yerel ombudsmanlık uygulaması, vatandaşla yerel yönetim birimleri arasında sağlıklı bir köprü kurmanın yanında, yerel demokrasinin geliştirilmesi, yerel kamusal hizmetlerin etkin ve vatandaş odaklı sunulması gibi birçok avantaj sağlamaktadır. Ayrıca yerel yönetimlerin denetiminde de etkili bir araç olarak kullanılabilmektedir. Yerel ombudsmanlığın kurulmasında ülkenin güçlü bir yerel yönetim geleneğine sahip olması hızlandırıcı bir faktördür. Bu bağlamda çalışmanın konusu olan İtalya örneğinde olduğu gibi, yerel ombudsmanlık uygulamalarının başarısı, esasında yerel yönetimlerin görev, yetki ve sorumluluk bakımından güçlü bir geleneğe sahip olmasıyla ilişkilendirilmektedir. Türkiye açısından, ulusal ombudsmanlık uygulamasında yaşanan birtakım eksiklikler yerel ombudsmanlık uygulamalarına geçişin kolay olmayacağı konusunda ipuçları verse de yerel ombudsmanlığa geçişin yerel düzeyde önemli kazanımlar sağlayacağı söylenebilir. İtalya’da, Türkiye’nin aksine, ulusal bir ombudsmanlık kurumu bulunmamaktadır. Buna karşın bölgesel ve il ombudsmanlıkları gibi yerel ombudsmanlık pratikleri konusunda oldukça tecrübeli bir ülke konumundadır. İtalya’da, on üç bölge ve iki özerk il olmak üzere toplam on beş yerel ombudsmanlık mevcuttur. Çalışma kapsamında, bir taraftan İtalya genel yönetim yapısı içinde bölge sel ve yerel ombudsmanlıkların rol, statüsü ve müdahil oldukları alanlar ortaya konulmak suretiyle performans ve uygulanabilirliği ele alınmaya çalışılmıştır. Diğer taraftan Türkiye’de yalnızca ulusal düzeyde kamu denetçisi olarak varlığını sürdüren ombudsmanlık kurumunun, mevcut merkezi ve taşra teşkilat yapılanmaları ve dünyadaki bazı yerel ombudsmanlık uygulamaları da dikkate alınarak, yerel düzeyde uygulanabilirliği konusundaki muhtemel problemler ile uygulamaya yönelik önerilere yer verilmiştir.Öğe Türkiye’de E-devlet uygulamalarında güvenlik risklerinin analizi(2018) Kutlu, Önder; Sevinç, İsmail; Kahraman, SelçukKüreselleşme, serbest piyasa dinamikleri ve uluslararası kuruluşların ülkelerin yönetsel yapıları ve işleyişleri üzerindeki etkileri ile teknolojinin ve internet ağlarının yaygınlaşması, e-devlet uygulamalarının neredeyse tüm kamu hizmet alanlarında yer bulmasına olanak sağlamıştır. Nitekim, günümüzde devletin kamu hizmetlerini dijital ortamda sunabilmesi ve devlet kurumlarında işlerin elektronik ortamda yürütülerek bürokrasinin en aza indirgenmesi modern devletin önemli göstergelerinden biri olarak gösterilmektedir. Böylece e-devlet uygulamaları geleneksel kamu yönetimi sorunlarına karşı geliştirilen çözüm sürecinin alternatif bir parçası olarak kabul görmeye başlamıştır. Kamu yönetiminde güven artırıcı faktörler arasında e-devlet uygulamaları önemli bir yer edinmektedir. Buna karşın e-devlet ile ilgili gizlilik ve güvenlik tartışmaları daha fazla gündeme gelmeye başlamıştır. Bu noktada, vatandaşların yeterli güvenlik ve gizlilik önlemlerinin alınması hususuna daha fazla güven duyması ve bürokrasinin de gizlilik ile ilgili geleneksel direncini değiştirmesi oldukça önemlidir. Bu bağlamda devlet ile vatandaşlar ve özel sektör arasındaki güven ilişkisi ve veri mahremiyetine ilişkin güvenlik sorunsalı daha fazla tartışılmayı gerektirmiştir. E-devlet uygulamalarına yönelik olumsuz güvenlik algısı, esasında, internet ağları üzerinden her geçen gün çeşitli yöntemlerle kişisel ve kurumsal veri mahremiyetinin ihlal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Bu açıdan e-devlet uygulamalarının yaygınlaşması ile güvenlik sorunlarının artması üst düzeyde veri güvenliği sorununu gündeme getirmektedir. Bu bağlamda e-devlet uygulamalarının güvenlik boyutunda öncelikli olarak Türkiye’nin temel kamusal ve kurumsal veri altyapısına yönelik eksikliklerini tamamlaması gerekmektedir. Nitekim edevlet güvenliğinin, en az, ülkelerin coğrafi sınırlarının güvenliği kadar önemli olduğu ifade edilmektedir. Bu çalışma ilk olarak Türkiye’de kamu yönetimindeki e-devlet hizmetlerine yönelik güven sorunlarını irdelemeyi hedeflemektedir. Ardından bu sorunların önemli bir boyutu olan güvenlik altyapısına yönelik çeşitli çalışmalar ve gelişmelere dikkat çekilecektir. Bu bağlamda, kurumsal ve yönetsel açıdan Türkiye’deki e-devlet uygulamalarının güvenlik altyapısına yönelik risk alanlarına ve politika önerilerine yer verilmeye çalışılacaktır.Öğe Poltika transferine karar verme süreci(2016) Kutlu, Önder; Özdemiray, Sema MügeKamu yönetimleri açısından, geniş ve karmaşık ilişki ağlarını bünyesinde barındıran karar verme olgusu önem arz etmekte; kamu yönetiminin kalbinin attığı yerde gerçekleşmektedir. Siyasi sürecin çıktılarından olan ve son dönemde Türkçe literatürde kamu politikası olarak çalışılmaya başlanan kamu siyasasının oluşum süreci; problemi tanımlayarak gündem oluşturma, siyasa formülasyonu, siyasa tasarımı, siyasanın eyleme dönüştürülmesi ve son olarak siyasanın değerlendirilmesi aşamalarını içermektedir. Gündem oluşturma aşamasında hızlı karar verme gereği; uluslararası topluluktaki yerini meşrulaştırma, perçinleme gayreti; alınan kararlara ve benimsenen politikalara meşruluk sağlama isteği ya da direkt olarak başka bir ülkenin zorlaması gibi nedenlerle transfer olgusu gündeme gelebilmektedir. Ancak politika transferine karar verme süreci de siyasa oluşturma süreci gibi birden çok konuda karar vermeyi içeren ayrıntılı bir süreçtir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı ülkelerin politika transferi sürecinde hangi konularda karar vermeleri gerektiğinin ve bu kararları alırken hangi adımları atmaları gerektiğinin açıklığa kavuşturulmasıdır.Öğe Türkiye'de Kadın Dostu Olma İddiasında Bir Kent: Gaziantep(2016) Özsoy, Bahar; Sipahi, Esra BanuKadın Dostu Kentler Projesi, kadını kentte görünür kılmayı, toplum içindeki dezavantajlı konumundan çıkarmayı hedefine koyan bir projedir. Bu projenin bir üyesi olan Gaziantep, kadın dostu olma iddiası ile öne çıkan, aynı zamanda Büyükşehir Belediye Başkanı kadın olan bir kenttir. Bu çalışma, Gaziantep'in kadın dostu kent olma hedefine ulaşıp ulaşmadığını ortaya koymak amacıyla 1004 kadın denekle gerçekleştirilen bir alan araştırmasına dayanmaktadır. Bu kapsamda, Gaziantep'te yaşayan kadınların kentsel alanla ilişkileri, kentsel sorunlarla ilgili düşünceleri, memnuniyet ve güven düzeyleri ve Kadın Dostu olmayı taahhüt eden kentten beklentileri, anket yöntemi ile ölçülmekte ve diğer kadın dostu kent uygulamalarından yola çıkılarak, bir analiz yapılmaktadır.Öğe Üniversiteli Kız Öğrencilerin Suç Korkularına “Toplumsal Kaygı” Perspektifinden Bakmak: Konya Örneğinde Bir Alan Araştırması(2017) Sipahi, Esra BanuGünümüz kentlilerinin en önemli sorunlarından biri olarak "suç korkusu", ilgili yazında hem toplumsal, hem de bireysel bağlamda ele alınmaktadır. Bunun nedeni, korkunun bireyin hem psikolojik durumu ile doğrudan ilgili olması, hem de bireyi aşarak, toplumsal olumsuzlukları beraberinde getirmesidir. Özellikle, korkunun kentliler arasında yayılması, onların kendilerine ve çevrelerine duydukları güven duygusunu zedelemekte, yaşam kalitelerini azaltmakta ve sorunu tedavisi çok güç bir toplumsal patoloji haline getirmektedir.Öğe Yeni Kamu Hizmeti Anlayışı ve Belediye Hizmetlerinde Özelleştirme(2017) Bayrakcı, Erdal; Kahraman, SelçukGeleneksel kamu yönetimi ve yeni kamu işletmeciliğinin eksikliklerine ve pratikteki sorunlarına da dikkat çekerek yeni birtakım kıstaslarla yeni kamu hizmeti adı verilen model ortaya atılmıştır. Bu model kamu hizmetlerinin yürütülmesi sürecinde temel ve çok boyutlu dinamikleri de dikkate alan bir yaklaşımı benimsemektedir. Bu açıdan kamusal mal ve hizmetlerin üretilmesinde ve yönetilmesinde yeni bir anlayışın ortaya çıkması da kaçınılmaz olmuştur. Kuşkusuz kamu hizmetlerinin bir boyutu da yerel kamu hizmetlerine dairdir. Bu alanda merkezi idarenin taşra teşkilatları kadar çalışmamızın odak noktasını oluşturan belediyelerin kamu hizmetlerinin yürütülmesinde benimsedikleri metotlar incelenmiş, uygulamadaki bazı sorunlara dikkat çekilerek muhtemel riskler konu edinilmiştir. Bu doğrultuda yeni kamu hizmeti anlayışının Türkiye'de yerel düzeyde nasıl bir konumda olduğu resmedilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın amacı yeni kamu hizmeti modelinin Türkiye'de yerel kamu hizmetlerinin sunumunda ne ölçüde işletilebildiği ve yerel yönetimlerin kamu hizmetlerinin yürütülmesinde hangi yolları takip etmeye çalıştıkları kamu yararı ve katılım olgusu ile özelleştirme uygulamaları kapsamında değerlendirilecektir. Bu bağlamda pratikteki sorunlara dikkat çekilerek yerel kamu hizmetlerinin daha katılımcı ve vatandaş odaklı işletilebilmesinde alternatif mekanizmalar ve öneriler sunulmaya çalışılacaktır.Öğe Belediye Hizmetlerinde Gönüllü Katılım: Konya Örneği(2015) Uçar Kocaoğlu, Belgin; Seçkiner Bingöl, EzgiBu çalışmanın temel amacı, Konya?da vatandaşların belediye hizmetlerine gönüllü katılımına ilişkin çalışmaların kapsamını araştırmak, bu çerçevede belediye hizmetlerine gönüllü katılımın belediyeler açısından ne tür avantajlar ve dezavantajlar ortaya çıkaracağını tespit etmek ve belediyelerin gönüllü katılım uygulamalarını artıracak bazı öneriler sunmaktır. Nüfus artışı, kente göçün artışı gibi birçok sosyal, ekonomik ve siyasal sorunlar yerel yönetimlere olan ihtiyacı artırmıştır. Yerel yönetimlerin görev alanlarında meydana gelen artışla doğru orantılı olarak yerel yönetimlerin ve özellikle belediyelerin bu görev ve sorumlulukları karşılayabilecek yeterli gelirlerinin var olup olmadığı ise geçmişten günümüze ülkemizde hep tartışılan konular arasında yer almıştır. Ülkemizde özellikle 6360 sayılı yasa ile büyükşehir belediyelerinin sınırlarının il sınırı olarak belirlenmesi de büyükşehirlerin hizmet sunumunda önemli mali sıkıntılar yaşamasına neden olmaktadır. Bu noktada belediye hizmetlerine gönüllü katılım konusu daha çok gündeme gelen bir konu olarak karşımıza çıkmaya başlamıştır. Çalışmanın kapsamını Konya?da yer alan Karatay, Selçuk ve Meram olmak üzere 3 merkez ilçe ve Konya Büyükşehir belediyesi oluşturmaktadır. İlgili belediyelerde daire başkanı ve birim müdürleri ile mülakatlar gerçekleştirilerek öncelikle belediye hizmetlerinde hangi alanlarda gönüllü katılım uygulamasına yer verildiği belirlenmiş daha sonra gönüllü katılım uygulamasının belediyeler açısından ne tür avantajlar ve dezavantajlar ortaya çıkardığı tespit edilmiş, son olarak; ilgili belediyelere gönüllü katılımın artırılması için çeşitli öneriler sunulmuşturÖğe Belediyelerde Yönetsel Kapasite Değerlendirmesi: İç Anadolu Bölgesi Örneği(2016) Uçar Kocaoğlu, Belgin; Öktem, Mustafa KemalBu çalışmanın amacı, İç Anadolu Bölgesi'nde nüfusu 100.000 - 250.000 arasında yer alan orta ölçekli belediyelerin mevcut yönetsel kapasitelerini değerlendirmektir. Çalışmada, 'belediyelerin kendilerine verilen hizmetleri yerine getirmelerini sağlayacak fiziksel, finansal, insan ve bilgi kaynaklarını düzenleme, geliştirme ve yönetme yeteneği' olarak tanımlanan yönetsel kapasite kavramı İç Anadolu Bölgesi'nde araştırmaya konu olan belediyelerde, belediye yöneticileri ile gerçekleştirilen mülakatlar, yöneticilerin algılarını ölçen anket çalışması ve belediyelerden elde edilen çeşitli veriler çerçevesinde değerlendirilmiştir.Öğe Türkiye’de Suriyeli Sığınmacılar Örneğinde Çok Düzeyli Göç Yönetişimi(2018) Kahraman, Selçuk; Taniyici, ŞabanBu çalışmanın amacı, başta devlet birimleri ve sivil toplum aktörlerininpolitika kararlarının uygulanmasında etkileşimlerini gözönünde tutarak, Türkiye’de göç politikasının yönetim ve uygulamaboyutunu analiz edebilmektir.Bu çalışmada, Türkiye’de Suriyeli sığınmacılarayönelik göç politikalarının uygulama sorunlarını belirlemeküzere Hatay, Gaziantep, Kilis ve İstanbul illerinde yarı-yapılandırılmışmülakat yöntemi ile saha araştırması yapılmıştır. Sahaçalışmaları kapsamında, ilgili kamu kurum ve kuruluşları, belediyeler,yerel, ulusal ve uluslararası sivil toplum kuruluşları temsilcilerive yabancı kuruluşların da olduğu yüz kadar aktörle iletişimegeçilmiştir. Bu bağlamda çalışmanın nihai hedefi çok düzeyli yönetişimyaklaşımı çerçevesinde Türkiye’deki göç yönetimi çabalarınıirdelemektir.Öğe E-Demokrasiyi E-Katılım Üzerinden Okumak: Kavramsal Bir Analiz(2018) Örselli, Erhan; Bayrakçı, Erdal; Karabulut, NiyaziBilgi ve iletişim teknolojilerinde yaşanan gelişmeler yaşamın tüm alanlarını etkilediği gibidevlet vatandaş ilişkilerini, kamu yönetimlerini ve siyaset yapım sürecini de derinden etkilemiştir.Böylece 1990’lı yılların başında internetin yaygın olarak kullanılmaya başlanması sosyal ve kamusalyaşamın elektronikleşmesinin önünü açmıştır. Devletin sunduğu kamusal hizmetlerin online olaraktek taraflı vatandaşlara sunulması ve böylece devletin elektronikleşmesi ile başlayan arz yönlüsüreç, vatandaşların da sürece birer aktör olarak katılabildikleri hem talep, istek ve beklentilerinihem de oluşturdukları içerikleri paylaşabildikleri iki yönlü bir sürece doğru evrilmiştir. Bugün artıkinternet, e-devlet, dijital devlet, e-demokrasi, e-katılım, e-oylama, e-vatandaş, e-belediye, akıllıkentler ve sosyal medya gibi kavramlar oldukça sık telaffuz edilmekte, kullanılmakta ve her geçengün bu kavramlar yeni anlamlar da kazanmaktadırlar.Devlette ve kamu yönetimlerinde elektronikleşmenin gerçekleştiği dönemde, demokrasiolgusu da önüne “e” eki almış ve elektronik ortama taşınarak çağa ayak uydurmuştur. Edemokrasininelbette demokrasinin de tam manasıyla tesis edilebilmesi için gerekli olan en önemlifaktörlerden biri “katılım”dır. Nitekim katılımın temelinde yer alan, vatandaşların kamu görevlileriniseçme ve kendisini temsil etme görevini verme hakkı demokrasinin diğer ilkelerinin öncülü olarakdeğerlendirilmektedir.Bu doğrultuda çalışmanın amacı, e-demokrasi, e-katılım ve e-yönetişim kavramlarını analizedip aralarındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışmada öncelikle e-demokrasi kavramı ele alınmış, edemokrasininliteratürdeki tanımlarına yer verilmiş, e-demokrasinin amacı ve uygulama alanlarınadeğinilmiştir. Ardından e-yönetişim bağlamında e-katılım kavramı ele alınmış, e-katılımın unsurları“e-katılımın aktörleri, e-katılımı etkileyen faktörler, e-katılım faaliyetleri, e-katılımın etkileri ve ekatılımındeğerlendirilmesi” bağlamında incelenmiştir. Çalışma nitel bir yöntemle oluşturulmuştur.Öğe Iranian political system: “Mullocracy?”(2017) Kurun, İsmail1979 İslam Devrimi'nden sonra kurulan İran siyasi sisteminin tanımı siyaset bilimciler arasında söz konusu devrimden bugüne tartışma konusu olagelmiştir. İran kendisini bir İslam Cumhuriyeti olarak tanımlasa da araştırmacılar İran siyasi sistemini tanımlamak için demokratik teokrasi, oligarşik teokrasi ve dini tiranlık gibi çeşitli terimler kullanmışlar veya üretmişlerdir. İran'da parlamento ve anayasa gibi demokratik kurumlar bulunmaktadır ancak bu siyasi kurumların kurgulanışı bir liberal demokrasi oluşturacak şekilde değildir. Bu makale İran siyasi sistemini karşılaştırmalı siyaset biliminin terimlerini kullanarak analiz etmekte ve tanımlamayı amaçlamaktadır. Çalışma, 1979 Devrimi'nden sonra kurulmuş olan başlıca İran siyasi kurumlarını incelemekte ve netice olarak, ülkede mollalar nihai siyasi gücü ellerinde bulundurdukları için, İran'ın nevi şahsına münhasır siyasi sisteminin en iyi şekilde "mollakrasi (mollalar yönetimi)" terimiyle tanımlanabileceği sonucuna ulaşmaktadır.