Sayı 40 (2015)

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 8 / 8
  • Öğe
    İbn Sina’da mantığın konusu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Sabra, Abdulhamid I.; Daşdemir, Yusuf
    Modern mantıkçıların, mantığın felsefenin bir parçası mı yoksa aleti mi olduğuna dair kadim tartışmaya ciddi bir ilgi duymadıklarını söylemek, sanırım, doğru olacaktır. Onlar, en azından antik Yunan felsefe okullarında aldığı şekil itibariyle bu tartışmanın, çözümü büyük ölçüde uzlaşıma dayanan bir sorunu gündeme taşıdığı kanaatindedirler. İbn Sina da aynı kanaati paylaşır görünmektedir ve aynı sebeple birkaç yerde sorunu, kelimelerin anlamı üzerinde gereksiz bir tartışma olarak nitelendirmektedir. Ancak gerek antik dönemdeki gerekse ortaçağdaki tartışmalarda sorun, çoğu kez mantığın konusu ile ilgili diğer bir sorunla ilişkilendirilir: Şayet mantık, Platoncuların ve Stoacıların iddia ettiği gibi, felsefenin bir parçası ise ve felsefenin farklı kısımları da varlığın farklı kısım veya yönlerini araştırıyor ise, o zaman varlığın hangi kısım veya yönü mantığa tahsis edilecektir? Bu, hiç de lafzî bir sorun değildir. Ayrıca mantığın sadece bir alet ilmi olduğunu iddia eden Meşşai “arkadaşları”ndan yana değil de Akademi’den yana tavır almaya karar verdiğinden İbn Sina’nın, Kitabu’ş-Şifa’sında birbiriyle ilişkili bu iki sorun hakkındaki görüşlerini ayrıntılı bir şekilde açıklama zahmetine katlanması şaşırtıcı değildir.
  • Öğe
    Esmâü’l-büldân ve’l-kabâil ve’l-ümem beyne’t-tezkîr ve’t-te’nîs (II)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Ahmed, Afifi Ramazan Afifi
    أكثر كلام العرب على موافقة لفظه لمعناه, وقد يأتي (أي الكلام) محمولا ً على المعنى دون اللفظ, والحمل على المعنى جرى واسع جدا في اللغة العربية أصيل فيها, وهو أسلوب لطيف من أساليب العرب وسنة من سننها, كما أنه كثير الاستعمال فيها, وقد ورد استعماله في القرآن الكريم وفصيح الكلام نظمه ونثره. وقد كان للحمل على المعنى أثر كبير في تذكير وتأنيث أسماء ال ُ بلدان والقبائل والأمم, وهذا ما نحاول أن نوضحه في هذا البحث إن شاء الله
  • Öğe
    Vakf-ı murâkebe ve Kur’an’ı anlamaya etkileri (Secâvendî’nin İlelü’l-Vukûf adlı eserindeki açıklamalar özelinde)
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Ersöz, Muhammed
    Vakf ve ibtidâ konusu Kur’an’ın nüzulünden itibaren müfessirlerin ve kârilerin üzerinde durduğu önemli bir konu olmuştur. Çünkü cümle içerisinde durulan yere göre kelimelerin ve bağlaçların irtibatlı olduğu kelimeler değişmekte ve bu da anlamaya doğrudan etki etmektedir. Mushaflarda üç nokta ile gösterilen ve artarda iki tane gelen murâkabe durağı da Kur’an’ın anlaşılması ve yorumlanmasında önemli bir yere sahiptir. Ancak murâkabe durağı diğer duraklardan farklı olarak muhtemel iki yerden sadece birine durmaya izin verirken diğerine durmayı engellemektedir. Bu da beraberinde muhtemel iki anlamı beraberinde getirmektedir. Bu çalışma murâkabe durağı hakkında önemli bilgileri bir araya getirmeyi ve Mushaflarda gösterilen murâkabe duraklarının bulunduğu yerler hakkında Secâvendî’nin İlelü’l-vukûf isimli eserinde yaptığı açıklamalardan yola çıkarak bu durakların konulmasının sebeplerini ve bunun Kur’an’ın anlaşılmasına katkılarını tespit etmeyi amaçlamaktadır.
  • Öğe
    Mâtürîdî’de akıl ve yaratılış hikmeti
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Oral, Osman
    Ebû Mansûr el-Mâtürîdî (v.333/944), Türk ve İslâm dünyasının yetiştirdiği ender düşünürlerden biridir. Ona göre âlemde yaratılan her bir şeyin hikmeti vardır ve hiçbir şey boşu boşuna yaratılmamıştır. Hikmetleri idrâk ile yaratıcıya îmân etmek akıl sahibi her insanın kulluk görevidir. Akıl, madde ve mânâ âlemlerini idrâk için hikmetle yaratılan insana verilmiş bir kuvvedir. Yani hikmetleri idrak için insana akıl verilmiştir. Mâtürîdî, Kelâm, Tefsir, Fıkıh gibi konularda Kur’ân bütünlüğünü merkeze alan akla gerekli değeri veren akılcı, rasyonel ve dengeli yorumlarıyla tarihi süreç içerisinde gelişen Ehl-i Sünnet çizgisinin oluşumuna büyük katkılar sağlamıştır. Maturidi, hikmet metoduyla aklın yaratılışını açıklaması kendinden sonraki âlimleri etkilemiştir. Bu makale de Maturidi’nin aklın yaratılış hikmetlerine dair görüşleri incelenip değerlendirilecektir.
  • Öğe
    Psikolojik tefsîr
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Kahraman, Ferruh
    Psikolojik tefsîrin tarihi çok yenidir. Bununla birlikte psikoloji alanında yapılan Kur’ânî çalışmaların sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Psikolojik tefsire artan bu ilgi ve bu alanda çoğalan eser sayısına rağmen mezkur alanın metodolojisi hakkında yeterince çalışma yoktur. Psikolojik tefsîr alanındaki çalışmalar tecziî olmaktan ziyade, konulubilimsel tefsîr grubuna girmektedir. Bu çalışma genel tefsîr kurallarını ve psikolojik tefsîr alanında yapılan çalışmaları göz önünde bulundurarak bir psikolojik tefsîr usulü ele almaya çalışmaktadır. Ayrıca, psikolojik tefsîrin tanımı, konusu, gerekliliği ve eksik yönleri hakkında bilgiler vermekte; en sonda da Kur’ân’dan bazı örnekler üzerinde durmaktadır. Bu çeşit tefsîrlerin yazılması günümüzde bir ihtiyaç haline gelmiştir.
  • Öğe
    Zâhid el-Kevserî’nin icâzetnâmesinde yer alan isnadların Osmanlı Anadolu’sundaki tarihçesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Ayaz, Kadir
    Zâhid el-Kevserî (m. 1879-1952), Mısır’da bulunduğu dönemde (1922-1952) icâzetnâme örneği olarak hazırladığı et-Tahrîru’l-vecîz fîmâ yebtegîhi’l-müstecîz adlı meşyeha, diğer bir adıyla fehrese türündeki eserinde, uhdesinde bulunan isnadları ve silsilelerindeki bazı âlimlerin biyografilerini tanıtmıştır. Eser, Kevserî’nin hocaları, rivayet izinleri ve isnadlar açısından oldukça zengin bir içeriğe sahiptir. Kevserî’nin meşyehası, İstanbul ve çevresinde son dönem Osmanlı âlimleri arasında mütedâvel olan isnadların kaynağı ve bölgedeki tarihçesi hakkında önemli bilgiler ihtivâ etmektedir. Bu çalışmada, Kevserî’nin icâzetnâmesinde yer alan isnadların İstanbul özelinde Osmanlı Anadolu’sundaki tarihçesi araştırılıp, son dönemdeki rivayet birikiminin ilk dönemlere kadar uzanan köklü bir geçmişe sahip olup olmadığı hususunda bir kanaate ulaşılmaya çalışacaktır.
  • Öğe
    el-Velî ve’l-velâye fi’l-Kur’âni’l-Kerîm
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Öğmüş, Harun
    إن "الولي" من الكلمات المفتاحية للقرآن الكريم. لها جانب اعتقادي كما أن لها جانبا اجتماعيا وسياسيا. تزداد أهميتها بجانبها الثاني في يومنا هذا حيث ظهرت تنظيمات تدعي إقامة دولة إسلامية. نتناول في بحثنا المعاني التي تشتمل عليها هذه الكلمة بالجانبين كليهما, ونسرد استخدامها في القرآن الكريم في سياقين: سياق ورد مع الله سبحانه أو الآلهة المزعومة, وسياق ورد مع العباد مؤمنين أو كافرين, ثم ننبه على مكانتها في العقيدة الإسلامية ونشير إلى محلها في الحياة الإجتماعية والسياسية بعد أن تحرينا معناها لغة واصطلاحا عند الفقهاء والمتكلمين والمتصوفين
  • Öğe
    İslam’ın temel kaynakları ve tarihî tecrübe ışığında gayri müslimlerler birlikte yaşamanın hukukî çerçevesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, 2015) Yaman, Ahmet
    Herhangi bir inanç, ideoloji, hukuk veya sosyal sistemin, farklı nitelikleri ve mensubiyeti olan insanlarla birlikte yaşayabilme olgusuna bakışı, onun insan tekini nasıl gördüğüne ve bu insanın fizik ve metafizik farklılığını nasıl değerlendirdiğine göre tespit edilebilir. Bu açıdan bakıldığında tarihsel tecrübe ırkçı veya seçkinci, sınıfçı ya da kastçı anlayışlara sahip olan Roma, Grek, Hint, Yahudi, Hıristiyan, ve modern Batı medeniyetinin başarılı bir birlikte yaşama pratiği geliştiremediğini göstermektedir. İnsan tekinin saygınlığının onun âdemiyetinden yani insanlığından kaynaklandığını, bu yönüyle her bir insanın temel haklara sahip olduğunu ve farklılıkların Allah’ın dilemesine bağlı bir yaratılış gerçeği olduğunu bildiren İslam ise hem bir toplum içinde hem de toplumlararasında adalet ve hakkaniyet temelli bir birliktelik teorisine sahiptir. Bazı münferit ihlaller görülse de Medine’de kurulan ilk devletten itibaren Müslümanlar da farklı din ve kültür mensuplarıyla aynı havayı teneffüs etme pratiğini yüzyıllar boyunca sergileye gelmişlerdir.