Sanat Tarihi Anabilim Dalı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 38
  • Öğe
    Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Bizans dönemi kemer tokaları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aynur, Bilal; Mimiroğlu, İlker Mete
    Bu çalışma, Bizans İmparatorluğu dönemine ait kemer tokalarının incelenmesine odaklanmaktadır. Bizans İmparatorluğu, tarihsel olarak zengin kültürü, sanatı ve mimarisi ile ön plana çıkan bir medeniyettir. Bu medeniyetin taşıdığı önem, günümüzde hala araştırmacıları ve tarih meraklılarını etkisi altına almaktadır. Bizans kemer tokaları, giyim eşyalarının vazgeçilmez bir parçası olmuş ve dönemin estetik anlayışını yansıtan önemli örnekler sunmuştur. Bu tez, Bizans İmparatorluğu'na ait kemer tokalarını sistemli bir şekilde inceleyerek, bu eserlerin tarihi, kültürel ve sanatsal bağlamdaki rolünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde konunun tanımı, önemi ve sınırlarından bahsedilmiş, ikinci bölümünde Bizans maden sanatı ayrıntılı olarak anlatılmış, üçüncü bölümde kemer tokalarının tarihsel sürecinden bahsedilmiş, dördüncü bölümde elli üç adet kemer tokasının ayrıntılı tanımları ve çizimleri yapılmış ve beşinci bölümde kemer tokalarının değerlendirilmesi yapılmıştır. Umarım bu tez, Bizans İmparatorluğu'nun kemer tokalarının anlaşılmasına ve bu önemli kültürel mirasın daha geniş bir kitleye tanıtılmasına katkı sağlar. Bu tezin hazırlanmasında emeği geçen danışmanım Dr. Öğr. Üyesi İlker Mete MİMİROĞLU'na, destekleri ile beni yönlendiren Selçuk Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Ömür ESEN'e metnin edebi düzeltmelerinde yardımcı olan Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Uzmanı Nejla ZENGİN'e, eserlerin çizimini yapan Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünden Tekniker Önder NURTEKİN'e, arkeoloji ve sanat tarihi terminolojilerini yeniden değerlendiren Kayseri Müze Müdürlüğü Uzmanlarından Doktorant Özlem ELBÜSTAN'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, bu çalışmanın oluşmasında katkı sağlayan Afyonkarahisar Müze Müdürü Mevlüt ÜYÜMEZ'e şükranlarımı sunarım.
  • Öğe
    Konya Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesinde bulunan Osmanlı dönemi duvar çinileri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Gürbüz, Tuba; Kara, Hacer
    "Konya Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi'ndeki Osmanlı Dönemi Duvar Çinileri" başlıklı çalışmamızda, 15. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasında İznik ve Kütahya'da üretilmiş ve satın alma yolu ile müzeye getirilmiş 150 adet çini karo ve panolardan, 59 adet eser ele alınmıştır. Bu çalışma ile sözü edilen eserlerin tüm yönleriyle incelenmesi ve gelişim süreçlerinin ortaya konulması hedeflenmiştir. Eserler arasında bir bütünün parçaları olan karolar dışında farklı boyutlarda, tek olarak üretilmiş olan panolarda vardır. Bu eserler; malzeme, yapım tekniği, süsleme tekniği, form, renk, motif ve kompozisyon açısından ayrıntılarıyla ele alındığında, üretildiği döneme ait İznik ve Kütahya çinilerinin üslup özelliklerini yansıtmaktadır.
  • Öğe
    Niğde Gümüşler Manastırı ve çevresi Bizans mimarisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aslan, Şerife Esra; Mimiroğlu, İlker Mete
    Niğde Gümüşler Manastırı dini yaymada önemli bir yere sahip olup, bu kaya oyma mekânlardan dikkat çeken bir tanesidir. Kasabada Bizans döneminde kullanılan adlar değişmekle beraber, günümüzdeki ismini kasaba yakınında çıkarılan gümüşler madeninden aldığı bilinmektedir. Kasaba hem günümüzde hem de antik çağda ekonomik bir kavşak noktasında yer almaktadır. Manastır ise yer altı odaları, kilisesi, avlusu ile kendine has özellikleriyle ön plana çıkar. Gümüşler manastırında her hangi bir kitabenin bulunmaması, buranın hakkında kesin bir tarih verme olasılığını yok etmiş olsa da, manastır özelliklerine ve Kapadokya bölgesi benzer manastırlara baktığımızda, buranın M.S. 7-8. yüzyıllarda yapılmış olduğu ve kilise içerisindeki fresklerin de daha geç bir dönemde 10-11. yüzyıllarda yapılmış olduğu düşünülmektedir. Tarihlendirme araştırmamızın sonunda değerlendirilecek olup bir sonuca varılacaktır. Kilisesi dört serbest destekli kapalı Yunan haçı planındadır. Kilisenin 4 ayağı da geometrik motiflerle bezenmiş olup, duvarlardaki sahneler; Tahtta İsa, sağında iki melek, İncil yazarlarının sembolleri, Deisis, Meryem ve havariler, İsa’nın doğumu ve tapınağa takdimi konuları ve Kayserili Büyük Basileios, Nysa’lı Gregorios, Nazians’lı Gregorios gibi kilise babalarının resimleridir. Araştırmamız Bizans sanatı açısından ve baktığımızda Manastır ile alakalı toplu bir araştırma olmaması açısından önemli bir yere sahiptir. Bu amaçla, manastır özellikle Kapadokya bölgesi içerisinde değerlendirilmiş, tarihi, işlevi, özellikleri, freskleri, odaları, kullanım amaçları bakımından tek tek incelenmiş ve benzerleriyle değerlendirmeye çalışılarak bir toparlama yapılmıştır. Bunun dışında batıda bulunan mekân ayrıyeten ele alınmış, benzer örnekleriyle kıyaslanıp, işlevi ve tarihi açısından bir sonuca varılması amaçlanılmıştır. Yazımız değerlendirme ve sonuç bölümleriyle genel olarak toparlanmış ve en sonunda fotoğraf, çizim, harita ve kaynak kısmı bulunmaktadır.
  • Öğe
    Aksaray Kızılkaya tarihi yapıları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) İçirgin, Ömer; Aygör, Erkan
    Bu çalışma, İç Anadolu Bölgesi'ndeki Aksaray ilinin Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyünün tarihi yapılarını konu edinmektedir. Çalışmada, Aksaray ili Gülağaç ilçesine bağlı Kızılkaya köyünde mevcut bulunan tarihi yapıların tespiti için öncelikle arşiv ve literatür taraması yapılmıştır. Daha sonra arazi çalışması yapılarak köyde biri köy odası olmak üzere toplam on dört ev, bir cami, beş sarnıç, dört çeşme, bir köprü, bir değirmen, biri kaya kilise olan toplam dört kaya oyma mekân, beş mezar taşı ve bir dükkândan oluşan toplam otuz altı yapı tespit edilip incelenmiştir. Bu arazi çalışması kapsamında köyde incelenen tüm tarihi yapılar fotoğraflanıp bunların ilgili yapılarda ölçümleri alınıp bu doğrultuda kroki ve plan çizimleri yapılmıştır. Çalışma beş ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci bölüm 'Giriş' başlığı altında 'Konunun Tanımı, Amacı, Önemi ve Sınırları', 'Konu ile İlgili Kaynaklar' ve 'Yöntem', belli bir sıralama hususunda anlatılmıştır. İkinci bölümde tarihi yapıları araştırılıp, tespit edilip incelenen 'Kızılkaya'nın Konumu ve Tarihçesi' geniş bir çerçeveden ele alınmıştır. Üçüncü bölümde katalog başlığı altında incelenen tarihi yapılar türlerine göre sınıflandırılmıştır. Yapı türleri kendi arasında ise kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir. Mimari yapılar bu bölümde katalog numarası, fotoğraf numarası, çizim numarası biçiminde tasnif edildikten sonra yapının yeri, genel tanım, malzeme ve teknik, plan ve plan elemanları, süsleme özellikleri, tarihlendirme ve yapının mevcut durumuna göre anlatılmıştır. Dördüncü bölümde 'Değerlendirme' başlığı altında yapılar malzeme ve teknik, plan tipleri, plan elemanları, yapı elemanları, cepheler, süsleme ve tarihlendirme gibi özelliklerine göre incelenmiştir. Beşinci bölümde 'sonuç' başlığı adı altında Aksaray Kızılkaya'daki tarihi yapıların değerlendirme bölümündeki bulgularla Türk sanat tarihi ve mimarisinin önemi bundan sonra yapılacak olan akademik, bilimsel ve turizm çalışmalarına ışık tutacak şekilde vurgulanmıştır.
  • Öğe
    Konya İç Kale ve Selçuklu Sarayı kazıları lüle buluntuları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Samancı, Özlem Pınar; Çaycı, Ahmet
    17. yüzyıl başlarında, Osmanlı topraklarına bir şifa aracı olarak getirilen tütün, çok geçmeden her tabakadan insan tarafından kabul görerek, yaygınlaşmıştır. Zaman zaman farklı yasaklara tabi tutulmuş ancak yasaklar tütün içme adetinin önüne geçememiştir. Tütünün yaygınlaşması üzerine içim aleti olan lüleler, Osmanlı'nın kendine özgü sanat anlayışıyla ürettiği, el sanatlarının sergilendiği bir simge haline gelmiştir. Konya İç Kale ve Selçuklu Sarayı Kazı çalışmalarında 2010, 2015 ve 2018 yıllarında ele geçirilen 90 adet lüle buluntusu incelenmiştir. Buluntu tarihi 2010 ve 2018 olan lüleler günümüzde, Karatay Medresesi Çini Eserler Müzesi'nde, sayıca fazla olan 2015 yılı lüle buluntuları ise Konya Etnografya Müzesi'nde muhafaza edilmektedir. Çanak biçimine göre lüleler, duman yolu bulunmayan kaideli lüleler ve tipi tespit edilemeyen lüle parçaları olmak üzere üç ana başlık altında incelenen lüleler, çanak biçimine göre yedi gruba ayrılmaktadır. Bu tipoloji doğrultusunda kataloğu oluşturulan lüleler, malzeme, teknik, form, bezeme teknikleri ve unsurları ile mühür ve damgalar alt başlıkları altında, değerlendirilmiştir. Tamamı kil malzeme ile üretilen Konya İç Kale ve Selçuklu Sarayı lüle buluntuları, form açısından oldukça zengindir. Lüleler kalıp ve çark olmak üzere iki farklı teknikte üretilmiş olup, çoğunluğu rulet baskı olmak üzere, kazıma ve baskı teknikleri kullanılarak, oldukça çeşitli geometrik ve bitkisel motifler ile bezenmiştir. Çark yapımı olan lüleler genellikle bezemesizdir. İncelenen lülelerde bezeme amacının yanı sıra üretici ve üretim yerine ilişkin bilgi veren, mühür ve damgalar ile karşılaşılmıştır. Yapılan değerlendirme sonucunda, lüle buluntuları 17. yüzyıl ile 20. yüzyıl arasına tarihlendirilmiştir. Tarihlendirmeler, lülelerin buluntu yerine ilişkin bilgiler ile desteklenmiştir.
  • Öğe
    Türkiye Cumhuriyeti banknotlarında yer alan kültür varlıkları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Arslan, Makbule; Yılmaz, Muzaffer
    Tetkik kapsamında ortaya çıkarılan bu çalışmada, ilk kez bir bütün olarak bir tezde T.C. Banknotlarının tamamı, özellikle somut kültür varlığı ögeleri üzerinden incelenmiştir. Branşa interdisipliner bakış açısıyla konu; incelemeye, araştırmaya, nihayetlendirilmeye çalışılmıştır. Bu tez çalışması; Cumhuriyet'in ilanı ile başlayan ve günümüze kadar geçen sürede (1923- 2023) basılan dokuz emisyon grubunda ki Türk Lirası banknotlarının üzerinde yer alan kültür varlıklarının tespitini, değerlendirilmesini ve tasnifini ele almaktadır. Beş ana bölümden oluşan araştırmanın ilk bölümünde çizilen genel hatların akabininde para olgusu ve para tarihi hakkında yapılan çalışmalar ve araştırmalara da istinaden ayrıntılı bilgi verilmekte, kültür varlığı kavramını ve Türk Lirası banknotlarında görselleştirilen kültür varlıklarının çerçevesi belirlenmektedir. Üçüncü bölüm; emisyon gruplarına göre tespit edilerek sıralanan somut kültür varlıklarını, Cumhuriyet banknotları üzerinden inceleyen katalog kısmı olup, araştırmanın ana nüvesini meydana getirmektedir. Dördüncü bölüm de, tespit edilen somut kültür varlıkları üzerinden; dönem, tür, kullanım şekli, görselleştirilme süreçlerine göre değerlendirilmişmiş, banknotların tamamının tasnifini tablolaştırılmıştır. Beşinci ve son bölüm olarak meydana getirilen çalışma sonucunda; süreçler, katalog, tasnif tabloları ve konu grafiklerinin sonuçlarıyla, analizler sentezlenmiştir. Ayrıştırıcı ve bağlayıcı unsurlar üzerinden niceliksel (153 banknot bağlamında) ve niteliksel (dirijizm ve manipülasyon) bağlantıların tespitiyle nihayetlendirilmiştir. Ayrıca; birinci ve sekizinci emisyon gruplarının tamamında en az bir kültür varlığına yer verilmişken yalnızca dokuzuncu emisyon grubunda illüstrasyon olarak iki somut kültür varlığına yer verildiği, figürlerin son emisyon grubunda yoğunlaştığı da anlaşılmaktadır. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde basılmış olan manipülatif aynı zaman da kümülatif bir algı üzerinden görselleştirilen banknotların, mimari eserler ve kültürel değerleri açılarından kataloglaması, tasnifi ve bu tasnifin değerlendirilmesi ana kaynaklar ve belgeler ışığında yapılacaktır.
  • Öğe
    Topkapı Sarayı Müzesi Emanet Hazinesi Kitaplığı'nda bulunan XVI. yüzyıl Kur'ân-ı Kerîm ciltleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Şahin, Yasemin; Kara, Hacer
    "Topkapı Sarayı Müzesi Emanet Hazinesi Kitaplığı'nda Bulunan XVI. Yüzyıl Kur'ân-ı Kerîm Ciltleri" adlı bu çalışmada Emanet Hazinesi Kitaplığı'nda yer alan, XVI. yüzyıl özelliği taşıyan 33 adet Kur'ân-ı Kerîm'in cildi tanıtılmış ve tarihlendirilmiştir. Bu ciltlerden 17 adedi Sancak Kur'ân-ı Kerîmi'dir. Çalışma esas olarak beş bölüme ayrılmıştır. Birinci Bölümde; "Konunun Tanımı, Amacı ve Sınırları", "Yöntem", "Konuyla İlgili Yapılan Araştırmalar" ile "Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi Tarihi" başlıklarına kısaca yer verilmiştir. İkinci Bölümde; "Türk-İslam Cilt Sanatı" ana başlığı altında "Cildin Tanımı ve Tarihçesi", "Cildin Bölümleri", "Kapağın Bölümleri" ve "Cilt Çeşitleri" tanıtılmıştır. Bu son başlık ise "Malzemesine Göre Cilt Çeşitleri" ve "Süsleme Tekniğine Göre Cilt Çeşitleri" olarak iki alt başlıkta ele alınmıştır. Üçüncü Bölüm; katalog bölümüdür. Emanet Hazinesi Kitaplığı'nda yer almakta olup sanat değeri bakımından incelemeye uygun görülen ve XVI. yüzyıla tarihlendirilen toplamda 33 adet Kur'ân-ı Kerîm ve Sancak Mushafı bu bölümde ele alınmıştır. Dördüncü Bölümde; Kataloğa dâhil edilen örnekler "Malzeme ve Renk", "Teknik", "Cildin Bölümleri" ve "Süsleme" başlıkları ve bu başlıkların alt başlıklarıyla ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmiştir. Beşinci Bölümde; "Sonuç" başlığı altında elde edilen bulgular ve cilt sanatının önemine değinilerek çalışma sonlandırılmıştır.
  • Öğe
    Artuklu mimarisinde figürlü süslemeler
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Düzgün, Sibel; Çaycı, Ahmet
    Anadolu'nun fethi ile bu topraklarda varlık bulmuş olan Artuklular, Hasankeyf- Diyarbakır, Mardin ve Harput'u merkez alarak Güney Doğu Anadolu Bölgesi'nde hâkimiyet sürmüşlerdir. Kaynağı Orta Asya'ya dayanan figürlü süslemenin temsilcisi olan Türkler, yurt edindikleri bu topraklarda kendi geleneklerini figür dünyalarına aksettirmeyi bilmişlerdir. İslamiyet'in kabulü figürlerin kullanımını sivil ve dini mimari olarak kısıt altına almış olsa da, Artuklu sultanları Şaman öğretilerini figür dünyalarına yansıtmayı bir engel olarak görmemişlerdir. Nitekim insan ve hayvan figürlerindeki repertuarlarının genişliği sanatçının mahareti ile birleşerek farklı kompozisyonda yapılarda yerlerini almışlardır. Bu çalışmada 12 ve 15. yy. aralığında Artuklu devri yapıları üzerinde bulunan figürlü taş plastik üzerine bir değerlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Dönem mimarisi olan saray, kale, köprü ve hamam gibi yapılar topluluğu figürlerin bulunduğu yapılar grubu içindedir. Günümüze kadar gelebilmeyi başarmış bu eserler üzerinde kartal, aslan, boğa ve mitolojik kökenli figürlerin kullanımı yoğun şekilde görülmüştür. Çift başlı kartal figürü sultanların yaptırmış olduğu burçlarda görülürken, hayvan mücadele sahnelerinde ise aslan ve boğa figürleri en çok kullanılan figürler olmuşlardır. Artuklu döneminin figürleri, süsleme olarak bazen sultanın armasının tezahürü olarak yerlerini alırken bazen de gökyüzünün kozmolojik karmaşasına anlam katan özellik olarak görülmektedir denilebilir.
  • Öğe
    Konya’da bulunan Anadolu Selçuklu ve Beylikler dönemi mezar taşlarında süsleme
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Türk, Hümeyra; Kara, Hacer
    “Konya’da Bulunan Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemi Mezar Taşlarında Süsleme” isimli yüksek lisans tezi, Konya’nın merkez ilçelerinde yer alan mezar taşlarının incelenmesi yanında süsleme özelliklerinin üzerinde durularak döneme dair tarihi ve sanatsal değerlerinin ortaya koyulmasına dair bir araştırmadır. Çalışma bünyesinde toplam 69 adet mezar taşı incelenmiştir. Mezar taşlarından 15 adeti 13. yüzyıla, 17 adeti 14. yüzyıla, 1 adeti 14. yüzyılın ikinci yarısı ile 15. yüzyılın ilk yarısına, 1 adeti 14. yüzyılın ilk çeyreği ile 15. yüzyıla, 1 adeti 14.-15. yüzyıla, 31 adeti 15. yüzyıla, 3 adeti 15. yüzyılın son çeyreğine tarihlenmektedir. Mezar taşlarının çoğunluğu mermerdendir. Zemin oyma tekniği en fazla kullanılan tekniktir. Mezar taşları form bakımından şahide ve sanduka olarak ayrılır. 31 adet sanduka, 38 adet şahide bulunmaktadır. İncelenen eserlerde geometrik, bitkisel, figürlü, nesneli ve mimari formda olmak üzere farklı süsleme çeşitleri görülmektedir. Mezar taşlarının tamamında sülüs hattının kullanıldığı görülür. Tez çalışması dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm “Giriş” başlığı altında “Konunun Tanımı, Önemi, Amacı ve Sınırlandırılması”, “Yöntem”, “Konuyla İlgili Yapılan Araştırmalar”, “Başlangıcından Günümüze Türklerde Mezar Taşı Tarihçesi” ve “Konya Mezar Taşları Süslemesine Genel Bakış” adı altında beş alt başlığa ayrılmıştır. “Konya’da Bulunan Anadolu Selçuklu ve Beylikler Dönemi Mezar Taşlarından Örnekler” isimli ikinci ana başlık altında kronolojik sıralanmış 69 mezar taşı ayrıntılarıyla incelenmiştir. Üçüncü ana başlık olan “Değerlendirme ve Karşılaştırma” başlığı altında incelenen mezar taşları “Malzeme ve Teknik”, “Form”, “Süsleme” ve “Yazı” alt başlıklarında değerlendirilmiştir. “Sonuç”, “Kaynakça”, “Tablolar” ile çalışma nihayetlenmektedir.
  • Öğe
    Ksanthos Antik Kenti Bizans Dönemi Mimari Plastik Eserleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Yılmaz, Gizem; Mimiroğlu, İlker Mete
    Likya Bölgesi kentlerinden biri olan Ksanthos, antik dönemden bu yana büyük ve önemli bir kent olma özelliğini korumuştur. Likya Birliği bünyesinde bulunan ve en fazla oy hakkına sahip olan kentlerden biridir. Kentİ.S. 4. yüzyılda Hristiyanlık ile tanışmıştır. 4. ve 6. yüzyıllarda hristiyanlaşan Ksanthos, Likya’nın piskoposluk merkezlerinden biri haline gelmiştir. Erken Bizans döneminde yoğun imar faaliyetleri yapılmıştır. Kentte Bizans döneminde inşa edilmiş olan beş kilise, altı şapel ve iki vaftizhane yapısı bulunmaktadır. Bu yapılara ait olduğu düşünülen mimari plastik eserler tez konumuzu oluşturmaktadır. Kataloğumuzda bulunan tüm eserler Ksanthos Antik Kentinde bulunan eser deposunda bulunmaktadır Kentin eser deposunda Bizans dönemine ait olduğu düşünülen, 58 adet litürjik, 13 adet mimari ve 157 adet diğer parçalar olmak üzere 228 mimari plastik eser tespit edilmiştir. Bunlar kendi içerisinde kullanım amaçları ve işlevlerine yönelik olarak on bir ayrı başlık altında incelenmiştir. Kataloğumuzda 117 adet levha, 3 adet levha yanı uygulaması, 4 adet ambon levhası, 41 adet balüster, 1 adet balüster başlığı, 12 adet sütun ve sütunce başlığı, 15 adet sütun ve sütunce parçası, 6 adet templon arşitravı parçası, 2 lento, 7 friz, 2 söve, 13 altar tablası parçası, 2 konsol ve 14 adet işlevi tespit edilemeyen parça bulunmaktadır Tez konusu kapsamında Ksanthos Antik Kenti deposunda bulunan Bizans Dönemi mimari plastik eserlerinin geneline bakılarak bezeme değerlendirilmesinde bulunulmuş ve grafikler çıkarılmıştır. Bu grafikler üzerinden tespitlerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Bursa Yenişehir Tarihi Yapıları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Ayaz, Kağancan; Aygör, Erkan
    Bu çalışma Marmara bölgesinde Bursa ilinin bir ilçesi olan Yenişehir’in ilçe merkezi ve bazı köylerindeki tarihi yapılarını konu edinmektedir. Yenişehir merkez ve köylerinde bulunan yapıların tespiti için ilk olarak literatür taraması yapılmıştır. Saha çalışması yapılarak, altı camii, bir çeşme, dört hamam, üç konut, bir külliye, yedi mezar taşı, bir saat kulesi, iki türbeden oluşan yirmi beş yapı tespit edilmiştir. Çalışma dört ana kısımdan oluşmaktadır. Birinci bölüm ‘Giriş’ başlığı altında ‘Konunun Tanımı ve Sınırları’, ‘Metot ve Düzen’, ‘Konu Hakkında Araştırmalar ve Yayınlar’, ‘Yenişehir Coğrafyası’ ve ‘Yenişehir Tarihi’, belli bir sıralamaya göre anlatılmıştır. İkinci bölümde katalog başlığı altında yapı türleri alfabetik sıraya göre sınıflandırılmıştır. Yapı türleri kendi arasında ise kronolojik sıraya göre düzenlenmiştir. Mimari eserler tarihleri, malzeme, teknik, plan ve mimari, süsleme özelliklerine göre anlatılmıştır. Günümüze ulaşamayan yapılar arşiv ve kaynak taramalarıyla tespit edilip yapılar ile ilgili bilgiler bugün mevcut olmayan yapılar başlığı altında verilmiştir. Üçüncü bölümde ‘Değerlendirme’ başlığı altında yapılar tipoloji, plan tipleri, malzeme ve teknik, mimari, süsleme özelliklerine göre incelenmiştir. Dördüncü bölümde ‘sonuç’ başlığı adı altında Yenişehir’deki tarihi yapıların değerlendirme bölümündeki bulgularla Osmanlı mimarisi ve sanatındaki önemi gösterilmiştir.
  • Öğe
    Osmanlı Dönemi Hatay Minareleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Koçtaş, Gül Emine
    Türk İslam sanat çevrelerinde minarelerin çok özel anlam ve işlevleri bulunmaktadır. İslam Sanatlarının oluşum aşamasında mimarinin önemli bir alanını kaplayan cami minareleri, namaz vakitlerini halka duyurmak adına inşa edilmişlerdir. Bu eserler cami yakınlarında yaptırılan merdivenli yüksek duvar ve kulelerden ibarettir. Ait oldukları camilerin en önemli elemanlarından birisi niteliğindeki bu eserler, zaman içerisinde boyut, şekil, biçim ve estetik görünüm bakımından da en yüksek ifadelerine erişmişlerdir. Anadolunun güney bölgesinde etkileşime açık bir konumda yer alan Hatay, yüzyıllardır gelip geçen uygarlıkların farklı kültürleri ile kaynaşmış, değerini korumuş önemli bir kenttir. Araştırma konumuzu teşkil eden Osmanlı Dönemi Hatay Minareleri, kent içerisinde ayrı bir önemi olan minarelerden, Hatay’ın ilçe merkezi olan Antakya’da ve ilçeleri olan Altınözü, Reyhanlı, Yayladağı, Samandağ, Belen, Payas ve İskenderunda yer alan 28 minare inceleme alanımız içerisine girmiştir. Farklı kültürlerin etkisini üzerinde hissettiren yapı elemanlarının tamamı Osmanlı dönemine tarihlendirilen eserleridir. Osmanlı Dönemi Hatay Minareleri hakkında az sayıda detaylı bilimsel çalışma bulunmaktadır. Kentteki minareler içerisinde orijinal minarenin yanı sıra bir kısmı orijinal, bir kısmı da özgünlüğünü büyük oranda kaybetmiş onarım ve yapılan ilavelerle ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Eserlerin tamamının ölçüleri ve planları detaylı olarak verilmiştir. Ayrıntılı tanımlamaları gerçekleştirilerek kitabelerine değinilmiş çalışma çok sayıda fotoğraf ile de desteklenmiştir. Kentte genel olarak iki farklı tip minare karşımıza çıkmaktadır. Bir grup kısa kalın çokgen gövdeli saçaklı şemsiye şerefeli, diğer grup da ince uzun silindirik gövdeli pramidal ya da konik külahlıdır.Günümüze ulaşan 28 minarenin restorasyon esnasında aslına uyularak orijinal özelliğini yansıtması da bizim için büyük önem taşımaktadır. Osmanlı dönemi eserleri olan bu minarelerin ilk inşalarında Zengi, Eyyübi, Memlüklü etkisinin olduğunu ve günümüzde de onun yaşatıldığını görmek, Osmanlı devletinin sanata ve kültüre ne denli önem ve özen içerisinde değer verdiğini kanıtlar niteliktedir.
  • Öğe
    Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesine Ait Osmanlı Dönemi Ciltlerinden Örnekler
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Samat, Sait; Aygör, Erkan
    Cilt çeşitli malzemelerden yapılan, kitap veya bir mecmuanın sayfalarını bir arada toplu tutmasını sağlamaktadır. Kitap sanatları içerisinde önemli bir yere sahip olan cilt sanatı yüzyıllarca kullanılmıştır. Çeşitli sanat kollarında olduğu gibi cilt sanatı da Osmanlı döneminde en parlak dönemini görmüş ve sanat değeri yüksek eserler meydana getirmişlerdir. Araştırmamız Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesine ait Osmanlı dönemi ciltlerinden örnekleri teşkil etmektedir. Türk Cilt Sanatı ile ilgili olan çalışmamız altı bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümünde; Giriş ana başlığı altında “Konunun Tanımı, Amacı ve Sınırları”, “Yöntem”, “Konuyla ilgili Literatür”, “Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesi” bulunmaktadır. İkinci bölümünde; Türk Cilt Sanatı ana başlığı altında “Cildin Bölümleri”, “Kapağın Bölümleri”, “Ciltte Kullanılan Malzemeler”, “Ciltte Kullanılan Aletler”, “Cilt Çeşitleri”, “Malzemesine Göre”, “Süsleme Tekniğine Göre” anlatılmıştır. Üçüncü bölümünde; “Bor Halil Nuri Bey İlçe Halk Kütüphanesine ait Osmanlı Ciltlerinden Örnekler” incelenmiş motif, teknik, süsleme unsurları ele alınmıştır. Dördüncü bölümde “Değerlendirme”, beşinci bölümünde “Karşılaştırma” ve altıncı bölümünde “Sonuç” yer alırken fotoğraf ve çizimlerle çalışma bitirilmiştir.
  • Öğe
    Matrakçı Nasuh'un Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn İsimli Eserinde Yer Alan Kaleler
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2022) Özkan, Ela; Şimşir, Zekeriya
    Minyatürler geçmişe ışık tutan, tarihi belgelere görsel nitelik kazandıran en önemli kaynaklardan biridir. Menşei Uygurlara kadar uzanan, gelişimini Selçuklu ve beyliklerde devam ettiren minyatür sanatı, Osmanlı döneminde zirve noktasına ulaşmıştır. Osmanlı dönemi minyatür sanatında çeşitli konular işlenmiştir. Bu bağlamda topografya ve kent görünümleri ile ilgili minyatürler konu edildiğinde hiç şüphesiz akla gelen ilk isim Matrakçı Nasuh ve Kânûni Sultan Süleyman’ın İran seferini anlatan Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn isimli eseri olmaktadır. Çalışma kapsamında Beyân-ı Menâzil-i Sefer-i Irakeyn’ de nakşedilmiş 47 kale ele alınmıştır. Beş ana bölümden oluşan araştırmanın ilk bölümünde konuyla ilgili genel bir çerçeve çizilip konuyla ilişkili yayınlara değinilmiş, Matrakçı Nasuh’un hayatı ve eserleri özellikle de Beyân-ı Menâzil hakkında ayrı bir başlık olacak şekilde bilgiler aktarılmıştır. İkinci kısımda ise geçmişten günümüze Türk-İslâm kale mimarisi ile ilgili detaylı bilgilere yer verilmiştir. Üçüncü başlıkta ise minyatürlerde işlenen şehirler, yapısal olarak ve yerleşim şekli bazında değerlendirilmiş, kale içerisinde ve dışında konumlanan mimari yapılar ile şehirleri çevreleyen surlar ve kale yapıları plan ve fotoğraflar ışığında ayrıntılı bir biçimde tanımlanmıştır. Değerlendirme başlığı altında ise minyatürler; mimari, form, üslup, renk ve süsleme bağlamında genel bir değerlendirmeye tabi tutulmuş, çalışma sonucunda minyatürlerde yer alan kaleler ile orijinalleri arasında bağlantılar kurulmaya çalışılmış, Beyân-ı Menâzil’de yer alan minyatürlerin tarihi niteliği ve önemi tekrar vurgulanmıştır. Matrakçı Nasuh, eserinde topografyası ve peyzajıyla birlikte şehirlerin genel bir siluetini çizmiştir. Minyatürlerin bir sefer esnasında yapılması göz önünde tutulduğunda, esas amacının menzilleri ve kaleleri askeri bir gözle, genel olarak yansıtmak olduğu anlaşılmaktadır. Kalelerin burç, kule ve kapı gibi bölümlerini gerçek formlarıyla değil, varlığını belli edecek şekilde genel hatlarıyla yansıtmaya çalışmıştır.
  • Öğe
    Beyşehir Zamana Yolculuk Dükkânında Bulunan Geleneksel Konut Mimarisine Bağlı Ahşap Kapı Kanatları
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Zıvlak, Havva; Kara, Hacer
    “Beyşehir Zamana Yolculuk Dükkânında Bulunan Geleneksel Konut Mimarisine Bağlı Ahşap Kapı Kanatları” adlı tez çalışmamızda öncelikle ahşap sanatının tarihçesi ve kullanılan tekniklere yer verilmiştir. İnceleme yaptığımız eserler, dönemi, teknikleri ve süsleme özelliklerini ele alarak detaylı bir şekilde inceleme yapılmış olup ahşap sanatında ki yeri vurgulanmaya çalışılmıştır. Tarih boyunca insanlar daha rahat yaşamak ve ihtiyaçlarını gidermek suretiyle farklı yöntemlerle malzeme üretmiştir. Yapılan bu ürünler zamanla süs faktörü olarak kullanılmışlardır. Ahşap oyma sanatının tarihsel sürecine baktığımızda daha çok ihtiyaçlardan yola çıkarak üretilen ürünlerin, zamanla süslemenin de önem kazanmasıyla mimaride, ev eşyalarında ve çeşitli kullanım eşyalarında gelişme göstererek bugüne kadar gelmiştir. Bazı ürünler eski eserlerin özelliklerini hala taşırken bazıları ise pek çok değişikliğe uğrayarak günümüze kadar gelmiştir. Taşınabilir kültür varlıkları içinde değerlendirdiğimiz kapı kanatları, farklı şehirlerden dükkâna getirilmişlerdir. Bazı kapıların satın alındığı şehirler bilinse de ustalarına, tarihlerine ve yapım yerlerine ait hiçbir bilgi maalesef bulunmamaktadır. Bu konuda tezler ve araştırmalar incelenip süsleme ve tekniklerine göre tarihlendirme yapılmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda 18 eserin 18. yüzyılların sonlarından itibaren 19 ve 20. Yüzyıl boyunca yapıldığı tahmin edilmektedir. İncelenen 18 adet eserde farklı tekniklerin kullanıldığı tespit edilmiştir. Çakma, yüzey oyma, kazıma, Edirnekârî(boyama), yapıştırma, dövme tekniklerinin bazılarının bir arada bazı eserlerde ise tek teknik olarak kullanıldığı görülmektedir. Bu tekniklerin içinde kullanılan çakma tekniği bütün eserlerde kullanıldığı tespit edilmiştir. Kullanılan malzeme en çok ahşap olup bunun yanında metal ve kumaş gibi malzemelerinde kullanıldığı görülmektedir. Eserlerde kullanılan süsleme motifleri bitkisel, geometrik, figürlü ve nesneli motiflerdir. Kapı kanatlarında rumi, palmet, vazodan çıkan natüralist bitkiler, “C” kıvrımları, iri dal ve yapraklar da görülmektedir. 18 adet eser içerisinde 14 tanesi tek kanatlı, dört tanesi ise çift kanatlı kapıdır. Eserlerde çok fazla tahribat söz konusu değildir ancak bazı eserlerde çakma yerlerinde çatlamalar, boyalı eserlerde boya atımları mevcuttur ve anahtarları kaybolmuştur. Araştırmamızın metin kısmı Giriş, Ahşap Sanatı, Beyşehir Zamana Yolculuk Dükkânında Bulunan Ahşap Kapı Kanatları, Değerlendirme ve Sonuç olmak üzere toplamda beş bölümden oluşmaktadır. Çalışmamızın birinci bölümünde “Giriş” ana başlığı altında “Konun Tanımı Amacı ve Sınırları”, “Yöntem”, “Yararlanılan Kaynaklar”, “Kapının Gelişimi” ve “Kapının bölümleri” alt başlıklarına yer verilmiştir. İkinci bölüm de “Ahşap Sanatı” başlığı altında Ahşap Sanatının tarihçesi, gelişimi, teknikleri, Üçüncü bölümde ise Beyşehir Zamana Yolculuk Dükkânında Bulunan Ahşap Kapı Kanatları başlığı altında tez çalışmamız kapsamında incelemiş olduğumuz 18 eser ayrıntılı olarak ele alınıp fotoğraflar ve çizimlerle desteklenmiştir. Yapım tarihi ile ilgili herhangi bir bilgi bulunmayan eserler stil kritiği yapılarak tarihlendirilmiştir. Çalışmamızda yer alan eserler tarihlerine göre sınırlandırılmıştır. Seminer çalışmamızın dördüncü bölümü olan Değerlendirme başlığı altında malzeme, teknik, form, süsleme ele alınmıştır. Son bölümde ise Sonuç başlığı altında incelemiş olduğumuz 18 eserin ahşap sanatında kullanılan tekniklerin, formların ve süsleme özellikleri esas alınarak önemi vurgulanmıştır. Metnimizin son kısmında Bibliyografya, Fotoğraf Listesi, Çizimler Listesi Çizimler ve Değerlendirme Tabloları bulunmaktadır.
  • Öğe
    Anamur ve Çevresindeki Konut Mimarisi
    (Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Gülmez, Seda; Aygör, Erkan
    Yapmış olduğumuz çalışmamızda, Mersin iline bağlı Anamur ilçesinin Yörük aşiretlerinin yaşam tarzları ve kültürlerinin etkisi ile şekillenen geleneksel konut tipolojisi incelenmiştir. Özellikle 19. Yüzyıl sonunda ortaya çıkan kentleşme ile birlikte geleneksel yaşam biçimi de büyük oranda değişime uğramıştır. Bu değişimin sonucu olarak; konutlara yapılan yeni ilaveler ve kullanılan modern inşaat malzemeleri ile geleneksel anlayıştan uzaklaşıldığı görülmektedir. Bazı konutlarda terk sonucunda oluşan tahribat, ekonomik sebeplere dayalı bakımsızlık ve yıkım gözlemlenmektedir. Bunun yanı sıra, İlçede nüfusun ve seracılık faaliyetlerinin artması, hayvancılığın kısıtlı olarak yapılabiliyor olması ve turizm kaynaklı mevsimsel göç sonucunda pek çok geleneksel konut yıkılarak, yerlerine modern binalar yapıldığı tespit edilmiştir. Günümüzde Anamur geleneksel sivil mimarisi yok olma ile karşı karşıyadır. Bu bilgiler ışığında yapmış olduğumuz incelemeler; arşiv ve arazi çalışmalarına dayanmaktadır. Tescilli, tescilsiz geleneksel konutlar incelenerek, konutların plan özellikleri, kullanılan malzeme, yapım teknikleri ve çevre düzenleri tespit edilmiştir. İlçede doğup, büyümüş kaynak kişilerle görüşmeler yapılarak ilçenin ve köylerinin sosyal, kültürel, yapısı hakkında bilgi edinilmiş ve bu durumun konut tipi ile ilişkisi açıklanmıştır. Haritalar, rölöveler, plan, kesit, görünüş, tablolar, şekiller ve fotoğraflarda çalışmamızda kullanılan önemli materyallerdir. Ayrıca çalışma kapsamında; Geleneksel Anamur konutları ile gelişim ve değişim gösteren cadde, sokak, mahallelerin genel özellikleri ortaya konulmuştur. Böylece ilçede yer alan geleneksel konutların bölgesel ve Anadolu ölçeğinde değerlendirilmesi yapılmıştır. Bu çalışmanın amacı; Anamur ilçe merkezi ve köylerinde yer alan mimari mirasımız açısından önemli olan, fakat bir bölümü zamanla yok olmuş, günümüze ulaşanların da hızla yok olmaya devam eden geleneksel yapıları bilimsel verilere dayanarak kayıt altına almaktır. Yapıldıkları dönemin ve coğrafyanın kültürel yapısını, yaşam tarzını, ekonomik durumunu ve mimari karakterini yansıtan bu yapıların korunması ve gelecek nesillere aktarılması sağlanmalıdır.
  • Öğe
    Kastamonu İli Devrekâni İlçesinde Yer Alan Türk Devri Mimari Yapıları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Karakuzu, Belgüzar; Aygör, Erkan
    Bu çalışmada Devrekâni ilçesinde mevcut olan Türk devrinde inşa edilmiş, Devrekâni İlçe sınırlarında yer alan cami, hamam, türbe, çeşme ve köprü yapıları incelenmiştir. Çalışma kapsamında Candaroğulları Beyliği, Osmanlı Devleti ve Cumhuriyet döneminde yürütülen imar faaliyetleri konu edinilmiştir. Araştırmanın ilk aşamasında, arşiv ve literatür taraması yapılmıştır. Arşiv ve literatür taramasının ardından Devrekâni merkez, köy ve mahallelerinde saha çalışması gerçekleştirilmiştir. Merkez köy ve mahallelinde yer alan toplam 28 yapı, türlerine göre gruplandırılarak ayrı başlıklar altında incelenmiştir. İncelenen yapılar arasında 18 cami, 2 hamam, 2 türbe, 5 çeşme ve 1 köprü bulunmaktadır. Yapılar hakkında bulgular elde edildikten sonra plan özellikleri ve mekân anlayışı, malzeme ve teknik, yapısal elemanlar, mimari ögeler, süsleme ve kitabeler başlıkları altında değerlendirme yapılmıştır. İncelenen yapıların aynı bölgede yer alan yapılar ile benzerlik gösterdiği tespit edilmiştir. Camilerin iç mekânlarında ahşap malzemenin hem yapı hem de süsleme elemanı olarak kullanıldığı görülmüştür. Bu bakımdan kısmen de olsa Anadolu’daki benzer örneklerden ayrılmaktadır.
  • Öğe
    Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Hamidiye Koleksiyonu'nda Bulunan Mülevven Tekniğindeki Ciltler
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Arslan, Aslıhan; Kara, Hacer
    Tezimizin konusu olan “Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Hamidiye Koleksiyonu’nda Bulunan Mülevven Tekniğindeki Ciltler” kapsamında koleksiyonda bulunan mülevven teknikle yapılmış ciltler cilt sanatının tarihi sürecinde değerlendirilmiştir. Çalışmamızda ele aldığımız ciltlerin tamamı Osmanlı dönemine aittir. Tezimiz kapsamında incelemiş olduğumuz 68 adet cildin tümü gömme tekniğinde yapılmıştır. Bu ciltlerden 65 adedi mülevven ve alttan ayırma tekniğinde, 3 adedi ise mülevven ve üstten ayırma tekniğinde süslenmiştir. Buna ilaveten 17. yüzyıl ciltlerinden 1302 ve 18. yüzyıl ciltlerinden 1063 demirbaş numaralı ciltlerin salbekleri, 18. yüzyıl ciltlerinden 1060 demirbaş numaralı cildin ise köşebentleri yazma tekniğiyle yapılmıştır. Çalışmamızda incelemiş olduğumuz eserlerin tümünde deri malzeme kullanılmıştır. Dış kapaklarda kahverengi, bordo, siyah ve yeşil deri kullanılmıştır. İç kapaklarda ise bordo, kahverengi ve siyah derinin yanı sıra iç kapağında ebrulu kâğıtla kaplanan ve yalnızca kâğıt kaplanan örneklerde mevcuttur. Dış kapaklarda genellikle şemse, salbek, köşebent, cetvel, zencerek ve bordürler yapılmıştır. Salbek, köşebent, miklep ve bordürün bulunmadığı örneklerde mevcuttur. Ciltlerin sırt kısımları süslemesizdir. Ciltlerin mıklepleri dış kapaklarla aynı teknik ve süslemede yapılmışlardır. Çalışmamızda miklep kısmı bulunmayan örneklerde mevcuttur. Çalışmamızda sertap kısmı genellikle kartuşlara ayrılmış, kartuşların araları ve içleri noktalarla bezenmiştir. Sertap kısmı tıpkı sırt kısmı gibi çok fazla tahrip olduğu için tamir gören örnekler bulunmaktadır. İncelemiş olduğumuz ciltlerin dış kapaklarında genellikle bitkisel süsleme kompozisyonlar tercih edilmiştir. Burada hatayi, gonca, kıvrım dallar ve saz yaprakları en çok tercih edilen motiflerdir. Bitkisel süslemenin yanı sıra bulut motifi de dış kapaklarda düğümlü ve serbest şekilde sıkça karşımıza çıkmaktadır. İç kapaklarda ise genellikle şemse, salbek ve köşebentlerin içerisi yazma tekniğiyle süslenmiştir. İç kapağı farklı olan tek örnek 16. yüzyıl ciltlerinden 628 demirbaş numaralı cilttir. Bu cildin iç kapağı tıpkı dış kapağında olduğu gibi mülevven ve alttan ayırma tekniğindedir. Tezimiz “Giriş”, “Türk Cilt Sanatı”, “Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Hamidiye Koleksiyonu’nda Bulunan Mülevven Tekniğindeki Ciltler (Katalog)”, “Değerlendirme” ve “Sonuç” olmak üzere toplam beş ana bölümden oluşmaktadır. “Giriş” ana başlığı “Konunun Tanımı, Amacı ve Sınırları”, “Çalışmanın Yöntemi”, “Yararlanılan Kaynaklar” ve “Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi” olmak üzere dört alt başlığa ayrılmıştır. “Türk Cilt Sanatı” ana başlığı “Cilt Sanatı ve Tarihçesi”, “Cilt Sanatında Kullanılan Teknikler” ve “Mülevven Tekniği” olmak üzere üç alt başlığa ayrılmıştır. “Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi Hamidiye Koleksiyonu’nda Bulunan Mülevven Tekniğindeki Ciltler” ana başlığı katalog bölümüdür. Bu bölümde 68 adet cilt malzeme, süsleme, teknik ve tasarım açısından detaylı bir şekilde ele alınmıştır. “Değerlendirme” başlığı “Malzeme ve Renk”, “Teknik”, “Mülevven Tekniğinin Ciltte Görüldüğü Yerler” ve “Süsleme” olmak üzere dört alt başlıkta ele alınmıştır. “Sonuç” ana başlığından sonra “Bibliyografya”, “Fotoğraflar Listesi”, “Fotoğraflar”, “Çizimler Listesi” ve “Çizimler” yer almaktadır.
  • Öğe
    Anadolu Türk Süsleme Sanatında Damla Biçimli Madalyonlar
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Binol, Musa; Çaycı, Ahmet
    Anadolu Türk Süsleme sanatında, söz konusu coğrafyanın hemen her yerinde gördüğümüz madalyonlar, sanatın hemen her alanında kullanılmaktadır. Tezimizin konusu; Anadolu Türk Süsleme Sanatı repertuvarı arasında, madalyonların üzerinde çok durulmamış olanı; “damla biçimli madalyonlar” ele alınmasıdır. Tek bir çatı altında farklı örneklere yer verilerek derli toplu bir katalog oluşturulmaya çalışıldı. Damla biçimli madalyonların hangi hüviyete büründükleri/hangi hüviyetleri barındırdıkları, neden kullanıldıkları sorgulandı. Anadolu Türk Süsleme Sanatı hakkında, makul ölçülerde tutulan giriş bilgilerinden sonra, madalyon hakkında kaynaklar ışığında açıklamalar yapıldı. Damla biçimli madalyonlara değinilerek örnekler tanıtıldı. Çalışmaya konu olan damla biçimli madalyon örnekleri önce üç başlık altında toplanmış ve her bir başlığın altında bulunan örnekler kendi içinde kronolojik olarak sıralanmıştır. Tezin konusunu kapsayan örnekler tanıtıldıktan sonra tümü değerlendirilerek, bir sonuca varıldı. Anadolu Türk Süsleme sanatının süsleme dağarcığındaki kompozisyon unsurlarından birisi halinde olan damla biçimli madalyonlar böylelikle ilk defa paydaş bir zeminde etraflıca incelendi.
  • Öğe
    Nevşehir İli Ortahisar Kasabası Bizans Dini Mimarisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2021) Sarı, Seher; Mimiroğlu, İlker Mete
    Kapadokya bölgesi, İç Anadolu’nun güneydoğu yönünde yer alan volkanik hareketlerin olduğu bir kuşak üzerinde bulunmaktadır (Tuncel, 1996: 34). Önemli yerleşmelere ev sahipliği yapmış olan Kapadokya bölgesinde Hristiyanlık, hızlı bir şekilde yayılmaya başlamış ve bununla birlikte ihtiyaçlar doğrultusunda çeşitli mimari eserler inşa edilmiştir. Bizans Dönemi içerisinde Kapadokya Bölgesi’nde yer alan kaya oyma kilise ve manastırlar dikkate değer ve önemli eserler olarak karşımıza çıkmaktadır. Büyük bir bölümü yıkılmış ya da ayakta kalmış bir şekilde günümüze ulaşan bu eserler Bizans mimarisi için önemli belge niteliğine sahiptir. Bu önemli ve değerli eserler içerisinde, Nevşehir ili Ortahisar Kasabası Bizans Dini Mimarisi adlı çalışma, tezin konusunu oluşturmaktadır. Tez dâhilinde yirmi sekiz yapı incelenmiştir. Geneli kaya oyma olarak karşımıza çıkan bu eserlerde tek nefli, iki nefli, üç nefli bazilikal, serbet haç planı ve son olarak kapalı yunan haç planı uygulanmıştır. Yapıların bazılarında aşı boyası, kabartma ve fresko tekniğinde yapılmış duvar resimleri süsleme programı olarak kullanılmıştır. Yapılarda genel olarak haç motifleri ve İncil’den sahneler, peygamberler, aziz ve azize figürleri görülmektedir. Bu çalışma ile birlikte incelenen yirmi sekiz eser Ortahisar Kasabası’nın Hristiyanlıkta önemli bir Bizans yerleşkesi olduğunu göstermektedir.