Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe 2009-2023 yılları arası büyükşehir belediye gelirlerinin karşılaştırmalı analizi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Çilligöl, Öznur; Gümüş Özuyar, Sevilay EceÇalışma, Türkiye'de büyükşehir belediyelerinin gelir yapısını 6360 sayılı kanun öncesi ve sonrasında analiz ederek mali değişikliklerin etkilerini ortaya koymayı amaçlamaktadır. 6360 sayılı kanun, Türkiye’deki yerel yönetim sistemini köklü şekilde dönüştürerek büyükşehir belediyelerinin sınırlarını genişletmiş ve gelir kaynaklarının dağılımını yeniden düzenlemiştir. Bu düzenleme, hem merkezi yönetim tarafından sağlanan fonların dağılımını hem de belediyelerin kendi öz kaynaklarını artırma kapasitelerini etkilemiştir. Bu kapsamında, belediye gelirlerinin yapı, kaynak ve kullanım alanları açısından incelenmesi ve bunların karşılaştırmalı analizi ile gerçekleştirilmektedir. Analizde, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından yayınlanan Kamu İdareleri İçin Mali Analiz Rehberi’nde yer alan analiz teknikleri kullanılmıştır. Mali değerlendirme, büyükşehir belediyelerinin kanun öncesi ve sonrasında gelir yapısındaki değişimlerin, yerel yönetimlerin idari-mali yapısının sürdürülebilirliği, finansal bağımsızlığı ve kaynak kullanımındaki verimliliği üzerindeki etkilerini anlamak için literatür taramasıyla desteklenmiştir. Yerel düzeydeki gelir kaynaklarının dağılımıyla ilgili verilen önerilerle çalışma, gelecekteki düzenlemelere ışık tutmayı hedeflemektedir. Sonuç olarak, 6360 sayılı kanun ile büyükşehir belediyelerinin görev alanı ve gelir yapısında önemli değişiklikler yaşanmıştır. Bu değişimler, büyükşehir belediyelerin kamusal hizmet sunma kapasitelerine doğrudan yansımasının yanında mali özerklik ile mali sürdürülebilirlik konusunda yeni riskler ve sorumluluklar doğurmuştur.Öğe Brabantlı Siger ve Latin İbn Rüşdcülüğü(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Balcı, Nasif; Taş, İsmailBu tez, Orta Çağ Latin İbn Rüşdcülüğünün en dikkat çekici isimlerinden biri olan Brabantlı Siger’in düşüncesini ele almakta ve 13. yüzyıldaki felsefi gelişmelerdeki rolünü incelemektedir. Siger’in hayatı, eserleri ve entelektüel mirasını analiz edilerek onun Aristoteles’in öğretileri ve İbn Rüşd’ün yorumlarıyla olan ilişkisi aydınlatılmaktadır. Araştırmada, Siger’in felsefesinin ana temaları olan felsefe ve teoloji ilişkisi, Nefs-i Nâtıka bağlamında aklın birliği öğretisi ve alemin ezeliliği üzerinde durulmaktadır. Ayrıca, dönemin tartışmalarını şekillendiren ve İbn Rüşdcülük akımını hedef alan 1270 ve 1277 yıllarındaki kınamalar ele alınmaktadır. Tez, Siger’in düşüncesi üzerindeki belirleyici etkisi olan İbn Rüşd’ün, özellikle Aristoteles üzerine yaptığı yorumların 13. yüzyıl Paris’teki entelektüel tartışmalardaki rolünü incelemektedir. İbn Rüşdcülüğün o dönemde üniversite çevrelerinde nasıl algılandığı ve bu fikirlerin inanç ile akıl arasındaki ilişkiyi yeniden şekillendirmedeki katkısı ortaya konulmaktadır. Son olarak, Siger’in sonraki dönem felsefesine olan etkisi ele alınarak, düşüncelerinin akılcılık, teoloji ve felsefi düşüncenin özerkliği üzerindeki tartışmalara nasıl katkı sağladığı analiz edilmektedir. Bu inceleme, Batı Orta Çağı’ndaki entelektüel etkileşimlerin İslam felsefesi bağlamında bir incelenmesini hedeflemektedir.Öğe Müzik, tat ve tabak sunumunun eşleşmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Öz, Hilal; Nizamlıoğlu, Hatice Ferhan; Uçuk, CeyhunGastronomi biliminde müzik, tat algısı ve tabak sunumu arasındaki ilişki, çoklu duyusal algının bir uzantısı olarak değerlendirilmektedir. Bu ilişki, özellikle müzik ve yemeğin görsel sunumunun tat algısı üzerindeki etkilerini araştıran çalışmalarla desteklenmiştir. Müzik, bir yemeğin nasıl algılandığını şekillendirme potansiyeline sahipken; tabak sunumu, yemeğin lezzetini ve cazibesini etkileyen önemli bir unsurdur. Bu çalışmanın amacı, müziğin ve tabak sunumunun temel tatlarla olan eşleşmesini ölçerek, temel tatlarla bu tatları çağrıştıran ezgilerin ilişkilerini ortaya koymaktır. Duyusal değerlendirme yöntemi kullanılarak yapılan çalışma iki aşamadan oluşmaktadır. İlk aşama çevrimiçi anket formu üzerinden uygulanmış olup, deneye 30 gastronomi öğrencisi katılmıştır. İkinci aşamaya ilk aşamada yer alan gastronomi öğrencileri katılarak noktasal, çizgizel ve dairesel formlarda hazırlanmış tabak sunumlu yiyeceklerin tadımı yaptırılmıştır. Katılımcılar tadım esnasında temel tat ezgilerini de dinleyerek çevrimiçi anket formu üzerinden puanlama yapmışlardır. Araştırmada, farklı tabak sunumlarıyla eşleştirilen tatlar ve müzik türlerinin, katılımcıların tat algılarındaki değişiklikleri nasıl şekillendirdiği analiz edilmiştir. Bulgular, belirli tabak sunumlarının belirli tatlarla ve müzik türleriyle güçlü bir uyum sağladığını ortaya koymaktadır. Dairesel tabak sunumu, tatlı tat ve tatlı müzikle; noktasal tabak sunumu, ekşi tat ve ekşi müzikle; çizgisel tabak sunumu ise tuzlu tat ve tuzlu müzikle en iyi şekilde eşleşmiştir. Bu bulgular tat, sunum ve müzik arasındaki duyusal etkileşimin önemini vurgulamakta ve gastronomi alanında tabak sunumunun ve müziğin, tat algısını etkileyen bir araç olarak kullanılabileceğini göstermektedir.Öğe İşçi ailelerinde sermaye türleri aktarımı: Adana örneği(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Küsin Yılmaz, Tuğba; Tekin, FerhatBu çalışmanın amacı, işçi ailelerinde aktarılan sosyal, kültürel ve ekonomik sermaye miktarını ayrıntılı bir şekilde ortaya koyarak, bu sermayenin çocuklarının yatkınlıkları üzerindeki etkilerini keşfetmektir. Bu çerçevede, Adana Mobilyacılar Sitesi ve Adana Organize Sanayi Bölgesi'nde çalışan işçilerle ve onların çocuklarıyla gerçekleştirilen bu çalışmada, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseni benimsenerek 14 erkek işçi ve yaşları 16-29 arasında değişen 9 çocukla yarı yapılandırılmış görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, toplumsal konumların yeniden üretiminde sermaye faktörünün önemli bir belirleyen olduğu gözlemlenmiş, ancak babadan çocuğa meslek aktarımının giderek zayıfladığı ve bu geleneğin yavaşça kırılmaya başladığı tespit edilmiştir.Öğe Afet müdahalesinde kurumlar arası iş birliğinin sosyolojik analizi: Tanzanya'nın afet yönetimi üzerine teorik bir araştırma(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Mwambere, Mwalimu Jumbe; Arslan, MustafaBu çalışma, afetlere müdahaleye yönelik hem tarihsel hem de güncel uygulamaları ve bu çabalar sırasında sergilenen kurumlar arası iş birliği düzeyini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. Afet müdahalesinde kurumlar arası iş birliğinin sosyolojik analizini ve anlaşılmasını sağlamak için Parsons'ın sistem teorisini kullanmaktadır. Teori, Tanzanya'da kurumlar arası iş birliği ve afet müdahalesi ile ilgili olarak sistemin kalıplarının karşılıklı etkileşimine bakarak kurumlar arası iş birliğinin başarı ve zayıflıklarını belirlemek için bir çerçeve sağlamıştır. Sistemin uyum, hedefe ulaşma, entegrasyon ve gecikme gibi kalıpları, teorinin araştırma konusuyla ilgisini kurmak için merkeze alınmıştır. Bu çalışmada, sistemin nasıl işlediğine dair önemli çıkarımlar olduğu anlaşılmıştır. Bu da çalışmayı ülkedeki afet müdahale uygulamalarını iyileştirme fırsatı konusunda bilgilendirmiştir. Çalışma literatüre temellidir ve Tanzanya'daki afet müdahalesinde kurumlar arası iş birliğinin dinamiklerini diğer ülkelerden örnekler alarak incelemek için sosyolojik araçlar kullanmaktadır. Çalışma, Tanzanya'nın kurumlar arası iş birliğini cazip kılan oldukça iyi yasa ve politika çerçevelerine sahip olduğunu ve bu nedenle kurumlar arası iş birliğinin afet müdahalesinde önemli bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Bu durum, 2016 Kagera depremi, 2018 Mv Nyerere gemi kazası, Darüsselam ve ülkenin diğer bölgelerindeki seller ve 2024 Hanang'daki çamur kayması gibi son afet olaylarında kendini göstermiştir. Ancak, çalışma bölümlerinde ayrıntılı olarak açıklanan koordinasyon problemleri, bürokratik atalet, afetlerin siyasileştirilmesi, kaynak kıtlığı, hazırlıksızlık ve iletişim sorunları gibi konular kurumlar arası etkili iş birliğini engellemektedir. Bununla birlikte, çalışma hem kurumların hem de bireylerin oynadığı aktif role rağmen, kurumlar arası iş birliğinin uygun şekilde koordine edilmiş kurumsal çabalardan kaynaklanmadığını göstermektedir. Çoğu durumda, bireylerin ve kurumların ihtiyaçlara cevap vermeye çalışması "fedakâr motivasyonundan" kaynaklanan istenmeyen bir uygulama gibi görünmektedir. Bununla birlikte, Tanzanya afet yönetiminde daha iyi afet müdahalesinin ve kurumlar arası etkin iş birliğinin nasıl sağlanabileceğine ilişkin tavsiyeler sunulmaktadır.Öğe The influence of the UN and NATO on Turkish-Libyan relationship between 1945-2020(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Gönlühoş Elmas, Merve; Kaya, Yakup; Kaunert, ChristianThis thesis explores the political, military, and economic ties between Libya and Türkiye from 1945 to the present, particularly within the framework of NATO and UN regional policies. It examines how these relationships have been shaped by the influence of international organisations, focusing on the roles of power and hegemony. The study looks closely at the impact of NATO and the UN on TurkishLibyan relations, uncovering how these institutions affect regional dynamics. By taking a historical approach, this research challenges traditional perspectives on influence and power, shedding light on the often-negative outcomes of hegemonic actions. It also critically considers how influence can be reimagined as a force for emancipation, while drawing attention to the tension between the discourse of peace and security and the reality of interest-driven policies in international relations. Using a qualitative case study method, this work uncovers the complex nature of international influence and its effects on bilateral relations, particularly in the broader MENA region and between Türkiye and Libya. The thesis advocates for a fresh look at the gap between theoretical frameworks and practical realities, calling for policies that more closely align with the ideals of peace and security. It also argues for a reconsideration of how power and hegemony are exercised within NATO and the UN, urging these institutions to embrace a more emancipatory role and contribute to shaping a new global order.Öğe Türk mûsikîsi repertuvarında yer alan rast ilâhilerin makâm–usûl yönünden tahkîk ve tashîhi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Çubukcu, Mustafa Süha; Gönül, MehmetTürk Mûsikîsinin Câmi ve Tekke türleri içerisinde müşterek kullanılan ilâhiler, kökleri kadim geçmişe dayanan, dinleyici ve icrâcılar tarafından teveccüh görerek sıklıkla icrâ edilegelen bir Türk mûsikîsi formudur. Zikir ve ibadet temelinde işlenen bu form, geçmişten günümüze gerek ibadetlere coşku katmak gerek Allah ve Resûlünün sevgisinin ifadesi ve temâyüzü için kullanılmaktadır. Türk mûsikîsinde mütemâdiyen bestelenen ve icrâ edilen bu form, dönem içerisinde meşk geleneği ile nesilden nesile aktarılmış, yakın dönemlerde de notaya alınarak eserlerin günümüze intikâli sağlanmıştır. Çalışmada “ümmü’l makâmât” yani “makâmların anası” olarak görülen ve asırlarca ana dizi olarak kullanılan Rast makâmı ve bu makâmda bestelenmiş ilâhiler ele alınarak, eserlerin makâm ve usûl yönünden tahkîk ve tashih edilmesi amaçlanmaktadır. Kültür Bakanlığı uhdesinde oluşturulan Devlet Korosu nota arşivinin ele alındığı çalışmada arşiv içerisinde yer alan eserler, “tarama/survey” yöntemi ile toplanarak Türk mûsikîsi makâm nazariyatının perde ve seyir ekseninde icrâi târifler yönünden temelini teşekkül eden Kantemiroğlu ve Nâsır Dede nazariyesi ile “karşılaştırmalı analiz” yöntemi ile mukâyese edilmiştir. “Kategorik içerik analizi” yöntemi ile incelenen eserler, yapılan karşılaştırmalar sonucunda Kantemiroğlu ve Nâsır Dede başta olmak üzere Rauf Yektâ Bey ve Yakup Fikret Kutluğ gibi nazariyatçıların makâm târifleri ve Türk mûsikîsinde klasik eserler sunan bestekârların eserleri ile yapılan mukâyeselere göre sınıflandırılarak tekrar notaya aktarılmıştır. Ayrıca ele alınan eserler usûl konusunda tahkîk edilerek, usûl-icrâ ya da usûl-nüsha münâsebetlerinde görülen tutarsızlıklar irdelenmiştir. Yapılan müşâhedelerin neticesinde Rast makâmında bestelenen ilâhiler, makâm ve usûl yönünden tahkîk ve tashih edilerek, elde edilen sonuçlar grafiklere aktarılmıştır. Bu sayede ele alınan eserlerde Türk mûsikîsi âsârı ışığında makâm ve usûl konusunda daha tutarlı ve okunaklı nüshalar önerilmiştir. Ayrıca Rast makâmının gölgesinde kalan muhtelif makâmların sarihleşmesi, nüshalar arasındaki usûl ve form tutarsızlıklarının irdelenmesi, çeşitli gerekçeler sebebiyle küçük usûllerle notaya alınan bazı eserlerin icrâ ile bütünlük gösterdiği ve âhenk oluşturduğu büyük usûller ile yeniden yazılarak nüsha önerilerinde bulunulmuştur.Öğe Türkiye'de afet politikalarının gelişimi ve afet yönetişimi: Vatandaş algısı(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Küçüktığlı, Ahmet Tayfur; Örselli, ErhanTürkiye, coğrafi konumu, jeolojik yapısı ve iklim özellikleri nedeniyle başta depremler olmak üzere, orman yangınları, sel, heyelan ve çığ gibi çeşitli afetlere maruz kalmaktadır. Bu afetler, ülkenin farklı bölgelerinde meydana gelmekte ve önemli düzeyde can ve mal kaybına neden olmaktadır. Afet yönetişimi, paydaşları da sürece dahil ederek afetlerin oluşumunun önlenmesi, etkilerinin azaltılması, meydana gelen afetlere müdahale edilmesi ve iyileştirme süreçlerini içeren çok boyutlu ve bütüncül bir yaklaşımı ifade etmektedir. Çalışmada afet ve afet ile ilişkili kavramlar incelenmiş sonrasında Türkiye’deki afet politikaları ile bu politikaların gelişimi ele alınmış; son bölümde ise afet yönetişimi ve afet ile mücadeleye ilişkin vatandaşların algısını ölçmek amacıyla gerçekleştirilen anket çalışmasından elde edilen bulguların analizine yer verilmiştir. Çalışmanın amacı; Türkiye’de afet ile mücadele politikalarının etkinliği ve afet yönetişiminin vatandaşlar tarafından nasıl algılandığının tespit edilmesi olarak belirlenmiştir. Bu bağlamda nicel bir çalışma gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın amacı doğrultusunda anket tekniğinden yararlanılarak veriler elde edilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 27.0 paket programına yüklenerek analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular, afet yönetimi politikalarının iyileştirilmesine yönelik öneriler geliştirmek açısından önemli ipuçları sunmaktadır. Çalışmada elde edilen bulgulara göre afet yönetişimi politikalarının sadece merkezi yönetim tarafından değil, aynı zamanda yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve özel sektör gibi toplumsal paydaşlar tarafından da desteklenmesi gerektiğine vurgu yapılmıştır. Ayrıca çalışmada, afet yönetişiminde vatandaş algısının önemi vurgulanarak, toplumsal farkındalık ve katılımın artırılmasının gerekliliğine dikkat çekilmiştir.Öğe Yeni bir dindarlık formu olarak hayalhanem örneği(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Meçin, Habip; Birekul, MehmetToplumsal hayat ile yeni medya araçları gün geçtikçe karmaşıklaşan bir ilişki halini almaktadır. Modern çağda din-medya ilişkisinin ele alındığı bu alan araştırmasında yeni bir dindarlık formu olarak Hayalhanem adlı grup, örneklem olarak incelenmiştir. Bu tez çalışması, modern çağda ortaya çıkan yeni dindarlık formlarını Hayalhanem adlı dinî topluluk üzerinden ele almaktadır. Bu çalışmanın önemi, geleneksel dinî tebliğden farklı olan bir dindarlık formunun bireylerin dinî pratiklerinin şekillenmesinde nasıl bir rol oynadığı ve dinî hayat ile seküler hayatın birlikte yaşandığı eklektik paradigmayı ortaya koymasında saklıdır. Söz konusu çalışma, Hayalhanem adlı dini topluluğun çevrim içi dindarlık formunu sosyolojik olarak betimlemeyi amaçlamaktadır. Modern teknoloji ve din ilişkisini ele alan akademik çalışmaların yanı sıra, Hayalhanem grubunun resmi Youtube kanalı üzerinden yayımlanan videoları, nitel görüşme sorularının verileri ve sahada alınan katılımcı gözlem notları genel olarak çalışmanın kaynaklarını oluşturmaktadır. Türkiye’de sanal cemaat şeklinde beliren yapılar evrensel kümemizi oluşturan bir kapsamda olsa da Hayalhanem grubu ve onun Youtube’daki videoları, çalışmanın sınırlarını ortaya koymaktadır. Hayalhanem’e giden veya Hayalhanem’i takip eden kişilerle derinlemesine görüşmenin gerçekleştirildiği bu çalışmada, nitel araştırma yöntemi takip edilmiştir. Bu çalışmada ayrıca Hayalhanem’in en popüler videoları netnografik yöntemle analiz edilmiştir. Nitel araştırma tekniklerinden derinlemesine mülakat, netnografi tekniği ve katılımcı gözlem tekniklerinin birlikte kullanıldığı bu çalışmada, sanalda oluşturulan yeni dindarlık formlarının sosyolojik okuması yapılmıştır. Çalışmada genel olarak cep dindarlığı ve teknolojik İslam kavramlarıyla şekillenen Hayalhanem örnekleminin modern çağda anlam arayışındaki gençler için bir liman olarak gördüğü anlaşılmıştır. Bununla birlikte sanala yansıyan din gerçeğinin aktarımda geleneksel ciddiyetinin nasıl yitirildiği yine bu örneklem üzerinden değerlendirilmiştir. Ayrıca kadın aktörünün Hayalhanem grubunda etkin konumda yer almaması tespit edilmiştir.Öğe Şihâbuddin el-Hamevî'nin Nefehâtu'l-kurb adlı eseri bağlamında evliyanın tasarrufu meselesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Küçük, Ali; Çoban, AliTasavvuf, İslam dininin zahir ve batın hükümlerinin birlikte yaşandığı manevî, rûhânî ve derûnî hayat tarzının ve buna ait ilmin genel adıdır. Cibril hadisinde ifadesini bulan ve insanın dini içselleştirmesini sağlayan tasavvuf her ne kadar ilk dönemlerde bu isimle anılmamış olsa da ihsan kelimesinde anlamını bulan bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun bir neticesi olarak İslam temelli tasavvuf yolunu izleyenler, bu ilimde Allah’ın dostu olarak kabul edilmiş başkalarına ikram edilmeyen harikuladelere mazhar oldukları söylenmiştir. Kerâmet dediğimiz bu harikuladeler İslam’ın ilk yıllarından günümüze kadar çağlar boyu anlatılagelmiştir. Bu harikulade haller Kur'ân’da başta mucizeler olmak üzere pek çok ayette yer almıştır. Bunlarla imana gelen insanların bela ve musibetlere karşı sabır ve tahammülleri ziyadeleşmiş, imanları, manevi moral, motivasyonları ve ibadetleri artmıştır. Sahabe Hz. Peygamberin pek çok mucizesine şahit olmuşlar, vefatından sonra da onun yolunu tutan veliler de bu harikulade haller kerâmet olarak devam etmiştir. Kerâmet dediğimiz bu haller o zamandan günümüze kadar hatta kıyamete kadar da canlılığını ve önemini devam ettirecektir. Tezimizin konusu olan evliyanın öldükten sonraki tasarrufu mevzusu da bu kerametin çeşitlerinden ve en çok tartışılan konularından biridir. Eserini inceleyeceğimiz Hamevî’nin yaşadığı XVII. yüzyılda da bu konuda lehte ve aleyhte tartışmalar çıkınca kendisi fıkıh alimi ve Ezher Üniversitesinde hoca olmasına rağmen bu konuda bir risale yazarak cevap verme ihtiyacı hissetmiş ve “Nefehâtu’l-kurbi ve’l-ittisâl li evliyâillâhi ba’de’l-intikâl” adlı risaleyi kaleme almıştır. Biz de bu çalışmamızda Hamevî’nin kerâmet başta olmak üzere evliyanın tasarrufu konusundaki görüşlerini incelemeye çalışacağız. Tasarruf konusuna başlamadan önce birinci bölümde Hamevî’nin hayatı, eserleri, hocaları, talebeleri ve yaşadığı çağda Mısır’daki tasavvufî hayata dair genel bilgiler arz edecek “Nefehât”ın genel bir özetini yapıp, yazılma sebebini ve metodunu aktaracağız. İkinci bölümde başta kerâmetin ana kaynağı olan harikuladelerin çeşitlerinden bahsedecek, ardından Hamevî’nin keramete dair eserine aldığı görüşlere yer vereceğiz. Üçüncü ve son bölümde ise asıl konumuz olan evliyanın öldükten sonraki tasarruflarını delilleriyle aktardıktan sonra sonuç bölümünde Hamevî’nin eserindeki tasavvufi görüşlerini özetleyerek tezimizi sona erdireceğiz.Öğe Ölüme hayata ve hastalığa ilişkin kuşakların anlam üretimi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çankal, Gülsen; Koyuncu, AhmetBu doktora tezi ölüm, hayat ve hastalık kavramlarının bireyler tarafından nasıl anlamlandırıldığına odaklanmaktadır. Ölüm, hayat ve hastalık, insanın her daim üzerine düşündüğü, anlamını sorguladığı ve farklı kültürel, coğrafi ve tarihsel bağlamlarda çeşitli biçimlerde yanıt aradığı meselelerdir. Bu kavramlar, kültürden kültüre, toplumdan topluma ve hatta aynı toplum içinde kuşaklar arasında farklı şekillerde inşa edilmektedir. Bu çerçevede tezde, ölümün, hayatın ve hastalığın sosyolojisini sistematize ederek kuşaklar özelinde analiz etmek amaçlanmaktadır. Kuşakların ölüm fenomeni etrafında toplumsal dünyayı nasıl algıladıkları, deneyimledikleri, yorumladıkları ve ürettiklerini ortaya çıkarmak amacıyla nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Tezin katılımcıları Z, Y, X ve Baby Boomer olmak üzere her bir kuşakta yer alan toplamda 32 katılımcıdan oluşmuştur. Veri toplama sürecinde ölüme ve hastalığa ilişkin deneyimi olan bireylerle çalışmalar gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonuçları, kuşakların ölüm, hayat ve hastalıklara yönelik anlamlandırmalarında hem değişmeyen sabitler hem de zamanla dönüşen dinamikler olduğunu ortaya koymaktadır. Değişmeyen sabitler insan doğasına dair evrensel deneyimleri yansıtırken, değişen unsurlar toplumsal, ekonomik ve teknolojik dönüşümlerin kuşaklar üzerindeki etkisini göstermektedir.Öğe Çin'in yumuşak güç politikasının sahaya yansıması: Etiyopya örneği(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Çınar, Tuğba; Kaya, Taylan ÖzgürYumuşak güç, uluslararası konjonktürde aktörlerin etki alanını genişletmek amacıyla yaygın olarak kullandıkları bir araçtır. Çin, uluslararası alanda etkisini artırmak ve gücünü pekiştirmek amacıyla yumuşak gücü bir strateji olarak benimsemektedir. Tezin amacı, Çin’in yumuşak güç politikasını Etiyopya örneği özelinde ne ölçüde başarılı olarak kullandığıdır. Bu ölçütü belirmek için The Soft Power’in (2019) yumuşak gücün uygulanmasında kullandığı altı araçtan yardım alarak Çin’in Etiyopya’ya uyguladığı yumuşak güç uygulamaları tartışılacaktır. Tezin temel varsayımı, Çin'in tarihsel olarak ve günümüzde uluslararası politikadaki pozisyonunu güçlendirmek için yumuşak güçten yararlandığıdır. Etiyopya örneği ise bu varsayımı desteklemektedir. Bu çalışmada, Çin'in Etiyopya bölgesindeki etki alanları, gerçekleştirdiği projeler ve bu projelerle ulaşmayı hedefleri incelemektir.Öğe Hastanelerde yatarak tedavi gören pediatrik hastaların yaşam kalitesini arttırmaya yönelik tasarım önerisi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Aygün, Aytül; Hatır, Mehmet ErgünHastaneler; teşhis, tedavi ve işleyiş açısından işlevsel organizasyonun önemli olduğu, teknik donatı yönünden özellik gösteren ve tıbbi teknolojinin takibi, bakım anlayışlarının farklılık göstermesi ile değişimlerinin gözlemlenebildiği sağlık yapılarıdır. Kullanıcıları yapılarla buluşturan hastalık kavramının kaygı ve korku kavramıyla birlikte düşünülmesi gerektiği kanser vakalarında, hastalar tedavi sürecinin büyük bir kısmını hastane ortamında geçirmektedir. Özellikle çocuk kullanıcılar için hastanede geçirdikleri sürecin daha travmatik etkilerinin olmasını engellemek adına bulundukları iç mekânının yaşanılabilir şekilde tasarlanmış olması, gündelik yaşamlarını fazla değiştirmelerine gerek kalmadan sosyalleşebilecekleri alanların da dâhil edilmesi gerekmektedir. Çocuklar fiziksel alanlarını çok hızlı ve ayrıntılı bir biçimde algıladıklarından dolayı mekânlara olan yaklaşımları yetişkinlere göre çok daha doğrudan ve enerjik olabilmektedir. Çocuğun hastalık durumuna odaklanmaktan ziyade çocuğun gereksinimlerine yönelmek, yapılması düşünülen tasarımın metotlarının ve tekniklerinin bilinmesi açısından önemli bir noktadır. Bu sebeple hastane ortamlarında çocuklara yönelik uygulanan etkileşimli tasarım çalışmaları ve bu çalışmaların çocuk hastalar üzerindeki etkilerini incelemek iyileştirici yaklaşımı oluşturacak unsurlardan biridir. Bu tez çalışmasında, seçilen hastanenin kullanıcı alanlarının son dönemde gelişen hastane tasarım anlayışı ile incelenmesi amaçlanmaktadır. İncelenmiş alanlar doğrultusunda kullanıcısına hitap edebilecek basitlikte ve etkileşimli tasarımlarla birlikte, olumlu bir hastane deneyimi sağlayabilmek için iyileştirici mimari çözüm önerileri geliştirmek amaçlanmaktadır. Yapı bünyesinde yer alan mekân ölçüleriyle birlikte geliştirilen etkileşimli görsel bir tasarım önerisi sunulmuştur.Öğe XIX. yüzyılda İngiliz dış politikası çerçevesinde güney Türkistan'da büyük oyun ve yankıları(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Uncu, Cem; Özcan, KemalBu çalışma, XIX. yüzyılda İngiltere ve Rusya arasında Asya'daki hâkimiyet mücadelesi olarak tanımlanan Büyük Oyun'u, Afganistan merkezli bir bakış açısıyla ele almaktadır. Çalışma, bu dönemdeki siyasi, iktisadî ve askerî rekabetin etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. İngiltere, Hindistan'ın güvenliğini sağlama adına Afganistan ve İran'da nüfuz politikaları izlerken, Rusya Kafkasya üzerinden güneye doğru yayılma stratejisi benimsemiştir. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, İngiltere'nin bölgedeki ekonomik hakimiyetini pekiştirmiş, Rusya ise ekonomik bağımsızlık ve genişleme amacıyla Kafkasya'nın ardından Türkistan'a yönelmiştir. Afganistan bu süreçte, Türkistan ve Hindistan arasında stratejik bir bağlantı noktası olmuş, İngiltere ve Rusya'nın çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. İngilizler, Kafkasya, İran ve Türkistan'daki Rus nüfuzunun ardından Afganistan'ı Rus etkisinden uzak tutmayı amaçlamıştır. XIX. yüzyılın sonlarına doğru Almanya'nın Weltpolitik ve Drang Nach Osten politikaları ile 1905 Rus-Japon Savaşı, İngiltere ve Rusya'yı Türkistan, İran ve Afganistan'da iş birliğine zorlamıştır. Tüm bu gelişmelerin nihayetinde, 1907 Antlaşmasıyla Büyük Oyun sona ermiştir. Çalışma, Büyük Oyun'un jeopolitik dinamiklerini ve Afganistan'ı etkisi altına almaya çalışan bir deniz gücü -İngiltere- ile bir kara gücünün -Rusya- rekabetinin Asya'daki etkilerini inceleyerek, bu mücadelenin XX. yüzyılın başında yeni bir paradigmayla sonlandığını ortaya koymaktadır.Öğe Muhammed İkbâl'de irade hürriyeti(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Yılmaz, Ali; Şahin, Naimİrade hürriyeti problemi, düşünce tarihinde öteden beri genelde felsefenin özelde de din felsefesi ve ahlak felsefesinin problemlerinden biridir. İnsanı gerek felsefe gerekse din açısından bu kadar meşgul eden irade hürriyeti filozofumuzun da üzerinde felsefe yaptığı konulardandır. Çağdaş felsefe ve bilimin ışığında Muhammed İkbâl, kendi dönemindeki felsefi tartışmalardan yola çıkarak klasik İslam kaynaklarına dayanan irade hürriyetine dair özgün düşünceler geliştiren bir düşünürdür. Özgürlük insan için önemli bir problemdir. İnsanın eylemlerinden sorumlu olması için irade özgürlüğüne sahip olması gerekir. İkbâl'in düşüncesinde irade özgürlüğü hususu önemli bir yere sahiptir. Muhammed İkbâl'in hayatı, kişiliği ve eserleri hakkında öncelikle bilgi verilmiştir. Ardından irade, özgürlük ve irade özgürlüğü kavramlarına ve felsefe tarihinde bu konuda öne sürülen düşünceler incelenmiştir. İkbâl'in düşüncelerinden hareketle, evrendeki en küçük atomlardan insana, oradan "Mutlak Ego" olan Allah'a kadar uzanan bir hiyerarşide irade özgürlüğünün nasıl ortaya çıktığı değerlendirilmiştir. İnsanın özgür benliğini güçlendiren iradi unsurlar ile benliği zayıflatan ve yok eden iradi unsurlar konuya uygun şekilde analiz edilmiştir. İnsanın yeryüzünde halife olduğu vurgulanarak, özgürlüğü bağlamında sorumluluğuna da dikkat çekilmiştir. Tanrı'nın kendi kudretini sınırlamasından doğan özgürlük alanında insanın, benliğindeki güçleri harekete geçirerek kendine özgü bir kader yaratma yetisiyle özgürlüğünü ve gücünü nasıl paylaştığı tespit edilerek analiz edilmiştir. İkbâl'in tevhid anlayışı, iman ve ibadet bağlamında irade hürriyeti açısından değerlendirilmiştir. İkbâl'e göre Tanrı-insan ilişkisi bağlamında Tanrı'nın mutlak birliği (Tevhid–Mutlak Ego), ilmi, iradesi, kudreti ve yaratma fiilinin insan özgürlüğü üzerindeki etkisi incelenmiştir. İkbâl'in irade özgürlüğü üzerinden kötülük problemi ve ölümsüzlük düşüncesine yaklaşımı da çalışmamızda çözümlemelerle ele alınmıştır.Öğe Türkiye'de konvansiyonel bankacılık ve katılım bankacılığı derinliklerinin analizi: Wavelet (dalgacık) temelli analiz(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Anlar, Mikdat Sami; Kazak, Hasan; Akcan, Ahmet TayfurBu çalışmanın amacı, Fourier Toda Yamamoto nedensellik testini kullanarak Türkiye'de geleneksel ve katılım bankacılığı endeksleri ile temel ekonomik göstergeler arasındaki etkileşimleri analiz etmektir. Bu çalışma, Fourier Toda Yamamoto nedensellik testini kullanarak Türkiye'de geleneksel bankacılık ve katılım bankacılığının kârlılığını analiz etmektedir. Bulgular, katılım bankacılığı endeksi ile cari açık, enflasyon ve ekonomik büyüme değişkenleri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Ancak katılım bankacılığı endeksi ile işsizlik değişkeni arasında anlamlı bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır. Geleneksel bankacılık endeksi açısından ise cari açık, enflasyon ve ekonomik büyüme değişkenleri ile çift yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Geleneksel bankacılık endeksi ile işsizlik değişkeni arasında ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Dalgacık analizi sonuçları, 2016 yılından itibaren katılım bankacılığı ile ekonomik büyüme arasında yüksek frekanslı pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Katılım bankacılığı ile cari açık arasındaki ilişki 2008 yılından itibaren negatif yönlüdür. Katılım bankacılığı ile enflasyon arasındaki ilişki 2007'ye kadar pozitif, 2020'den 2024'e kadar ise yüksek frekanslı pozitiftir. Katılım bankacılığı ile işsizlik arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Konvansiyonel bankacılık ile işsizlik arasındaki ilişki analiz dönemi boyunca yüksek frekanslı pozitiftir. Konvansiyonel bankacılık ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 2016'dan itibaren hem pozitif hem de negatif eğilimler göstermektedir. Konvansiyonel bankacılık endeksi ile cari açık arasındaki ilişki 2008 yılından bu yana negatif yönlüdür. Konvansiyonel bankacılık ile enflasyon arasındaki ilişki ise 2015 yılından sonra negatife dönmüştür. Bu sonuçlar, Türkiye'de bankacılık sektörü ile ekonomik göstergeler arasındaki dinamik ilişkiler hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır.Öğe Ergenlerde serbest zaman ilgilenimi ve sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkinin incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Karaca, Mahir; Tükel, YalçınBu tezin amacı, ergenlerin serbest zaman ilgilenimi ile sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkinin incelenerek sosyal medya kullanımının ergenlerin sosyal görünüş kaygısı ve sosyal etkinliklere katılımı üzerindeki olası etkilerini ortaya koymaktır. Çalışmanın örneklemini İzmir illerinde yer alan liselerde öğrenim gören 289 ergen oluşturmaktadır. Veri toplama sürecinde, Beaton ve arkadaşları (2011) ile Suhartanto ve arkadaşları (2019) tarafından geliştirilerek Eskiler (2019) tarafından Türk kültürüne uyarlanan Serbest Zaman İlgilenim Ölçeği ile Hart ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen ve Doğan (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Veriler, betimsel istatistiklere ek olarak bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) aracılığıyla cinsiyet, serbest zaman süresi ve diğer grup değişkenleri açısından incelenmiştir. Elde edilen bulgular, kadınların serbest zaman etkinliklerine katılımının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu ve daha uzun süreli serbest zamana sahip bireylerin sosyal ilişki boyutunda daha yüksek katılım gösterdiğini göstermektedir. Buna karşın, sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgileniminin sosyal aktivitelere katılım isteği bakımından anlamlı bir farklılık yaratmadığı saptanmıştır. Öte yandan, sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgileniminin, diğer insanlar için giyim tarzına verilen önem düzeyinde anlamlı bir farklılığa yol açtığı belirlenmiştir. Konuşma kaygısı değişkeni incelendiğinde ise sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgilenimi bakımından anlamlı bir fark olmadığı ortaya konmuştur. Son olarak, sosyal görünüş kaygısı ile serbest zaman ilgilenimi arasında negatif yönde bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür. Araştırma bulguları, ergenlerin serbest zaman davranışlarını ve sosyal görünüş kaygılarını açıklamaya yönelik kuramsal ve uygulamalı önerileri içermesi bakımından literatüre katkı sağlamaktadır.Öğe Kur'an-ı Kerim'deki duaları bağlamında peygamberlerin sıfatları(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Baydar, Fadimana; Güneş, KamilBu tez Kur’an-ı Kerim’deki Duaları Bağlamında Peygamberlerin Sıfatlarını araştırmaktadır. Çalışmamızda Kur’an-ı Kerim’deki peygamber dualarını kelami bir konu olan peygamber sıfatları bağlamında değerlendirmeye gayret göstereceğiz. Tezde, öncelikle Allah ile kul arasında doğrudan gerçekleşen, ibadetin özünü oluşturan dua kavramı ile peygamber, nebî, resul, kavramlarının anlamları nebî ve resul arasındaki farklılıklar üzerinde durulmuştur. Peygamber sıfatlarını oluşturan sıdk, emanet, ismet, fetânet ve tebliğ kavramları incelenmeye çalışılmıştır. İkinci, bölümde ise Kur’an-ı Kerim’deki peygamberlerin duaları peygamber sıfatları bağlamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Tezin ana noktası peygamber sıfatlarını peygamber dualarındaki yansımalarına işaret etmeye çalışmaktır. Sonuç olarak bu tez Kur’an-ı Kerim’de geçen peygamber dualarını, peygamber sıfatları bağlamında sınıflandırmaya ve peygamber dualarını bu sıfatlar bağlamında değerlendirmeyi amaçlamaktadır.Öğe Fedvâ Tûkan'ın şiirlerinin tematik açıdan incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Arslan, Zekiye; Küçüksarı, MücahitBu çalışma, Filistin direniş şairlerinden Fedvâ Tûkân'ın hayatını, eserlerini ve Filistin Edebiyatı'ndaki yerini incelemektedir. Çalışma, bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, Filistin edebiyatında önemli bir konuma sahip olan Fedvâ Tûkân ve doğup büyüdüğü Filistin hakkında genel bilgiler sunulmuştur. Birinci bölümde şairin hayatı, eserleri, ödülleri ve edebî kişiliği hakkında incelemeler yapılmıştır. İkinci bölümde, Fedvâ Tûkân'ın şiirlerinde genel olarak Filistinlilerin mücadelesini konu alan ''Kadın'', ''Çocuk'', ''Gurbet ve Yabancılaşma'', ''Toprak'' ve ''Direniş ve Özgürlük'' başlıkları altında beş ana tema çerçevesinde bir inceleme yapılmıştır.Öğe Rekreasyonel spor yapan bireylerin iyi oluş ve etkinlik doyum düzeylerinin incelenmesi(Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Yıldız, Adem; Tükel, YalçınBu tez, rekreasyon amaçlı spor faaliyetlerine katılan bireylerin etkinlik doyum düzeyleri ile rekreasyonel iyi oluş durumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, 20-40 yaş aralığındaki bireyler oluşturmuş; örneklem ise Konya ilinde serbest zamanlarında rekreasyon amaçlı sporla ilgilenen ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden toplam 273 kişiden meydana gelmiştir. Veriler, yüz yüze ve Google Formlar aracılığıyla katılımcılara uygulanan anketler yoluyla toplanmış ve SPSS programında analiz edilmiştir. Bu analiz sürecinde, frekans dağılımları, normallik testleri, t-testleri, ANOVA ve korelasyon analizlerinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular, cinsiyet değişkeninin yalnızca etkinlik doyumu üzerinde anlamlı bir farklılık yarattığını ve kadın katılımcıların bu konudaki puanlarının erkeklerden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Yaş grupları açısından, daha genç katılımcıların aile ilişkisi geliştirme düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Spor geçmişine sahip bireylerin tüm değişkenlerde anlamlı düzeyde daha yüksek ortalamalara sahip olmaları, rekreasyonel sporun fiziksel, zihinsel ve duygusal süreçlere katkısını desteklemektedir. Ayrıca, yüksek gelir algısına sahip katılımcıların pek çok iyi oluş bileşeninde daha yüksek ortalamalara sahip olduğu görülmüştür. Son olarak, etkinlik doyumu ile rekreasyonel iyi oluş arasında pozitif ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır; bu ilişki, etkinlik doyumunun artmasıyla rekreasyonel iyi oluş düzeyinin de yükseldiğini göstermektedir. Sonuç olarak, rekreasyon amaçlı spor faaliyetlerinin bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığını destekleyebildiğini ve toplumsal düzeyde yaşam kalitesine katkı sunabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, farklı yaş gruplarına ve sosyoekonomik durumlara yönelik düzenlenecek rekreasyonel spor programlarının geliştirilip yaygınlaştırılması, bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlıklarının yanı sıra aile ilişkileri ve pozitif duygulanım düzeylerinin de yükselmesine katkı sağlayabilecektir.