Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 2287
  • Öğe
    İslam Hukukunda özelleştirme benzeri uygulamalar
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Sarı, Süleyman; Çeker, Orhan
    Özelleştirme, devletin vazife ve işlemlerinin imkân ölçüsünde en aza indirilmesi, özel kesime devredilmesidir. İslam Hukukunda ihyâü'l-mevât, iktâ' ve vakıf müesseseleri gibi konular birer özelleştirme benzeri uygulamalar olmanın yanında, iktisadî canlılık ve kalkınmanın önemli fırsatları olmuşlardır. Ülkenin mamur hâle gelmesindeki yöntemlerden biri olan bu uygulamalar, kişilere şahsi teşebbüs hürriyeti ve ferdî ekonomik refah kazandıran önemli uygulamalardır. Bunlar, günümüzdeki özelleştirme uygulamaları ile birebir örtüşmese de kamu malının imar ve ihya etmeleri için özel kişi ve sektörlere tahsisi, bu varlıkların bazılarına karşılıksız olarak verilmesi bir çeşit özelleştirme olarak değerlendirilebilir. İslam iktisadında devlet, özel teşebbüsleri engellemediği gibi eğitim, teftiş, emniyet, gözetim ve düzenleme görevleriyle onları sürekli üretime teşvik eder. Ekonomide millileşme faaliyetlerinin artırılması için İslam ülkelerinin asli unsuru olan Müslüman girişimciler özellikle teşvik edilmeli ve bunun tüm halk tabanına ulaştırılması hedeflenmelidir. Millî menfaatler gözetilerek, stratejik alanların yabancıların eline geçmemesi için gerekli tedbirlerin alınması gerekir. Devlet tekeline son verme adına, özel sektör tekeline de yol açılmamalıdır. Kur'ân'ın ifadesi ile "zenginler arasında dolaşan" bir servet hâlini almamalıdır. Haksız bir zengin tabakanın oluşmasına meydan verilmemelidir. Sermayeyi tabana yaymak için devlet, vatandaşlarına her türlü kolaylığı sağlamalı ve destek olmalıdır. İşletim hakkının farklı yöntemlerle özel kişi ve sektörlere devri yapılsa da bunların devletin malı olarak kalmasının kamu menfaatine daha uygun olacağı söylenebilir. Bununla birlikte kamu sektörü ile özel sektör bir araya gelerek, sermaye emek ortaklığı (mudarebe), arazi ziraat ve tarım ortaklıkları (muzaraa) gibi birçok şirket kurarak el birliği ile ekonomik kalkınmaya ivme kazandırılabilir.
  • Öğe
    Osmanlı dönemi Arap şairlerinden İbrahim er-Riyâḥî ve şiiri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Karaöz, Halil İbrahim; Şensoy, Sedat
    Bu çalışmada, Osmanlı döneminde Tunus'ta doğmuş ve yaşamış Arap şairlerden İbrahim er-Riyâḥî'nin (1180/1767-1266/1850) hayatı ve şiirleri incelenmiştir. Çalışma, giriş ve üç ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın konusu, önemi, problemi, amacı, yöntemi ve şairin yaşamış olduğu dönemde Tunus'un siyasî, sosyal ve kültürel durumu ele alınmıştır. Birinci bölümde er-Riyâḥî'nin hayatı, edebî şahsiyeti ve eserleri incelenmiştir. İkinci bölümde Dîvân'ında bulunan şiirlerin muhtevası tespit edilerek tahliller yapılmıştır. Bu kapsamda medih, mersiye, dinî şiir, ihvâniyyât, tarihlendirme, hiciv, vasf, gazel, fahr ve özür içerikli şiirler örneklendirilmiştir. Söz konusu şiirlerin metinleri ve tercümeleri aktarılmış ve bu şiirlerle ilgili yorumlara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde şairin dil ve üslup özellikleri tahlil edilmiştir. Bu kapsamda şiirleri; kaside yapısı, vezin ve kâfiye, cümle tercihleri, beyân üslubu ve edebî sanatların kullanımı açısından incelenmiştir. Sonuç olarak er-Riyâḥî'nin; Arap şiirinin ana muhtevalarını, Osmanlı döneminde ortaya çıkan bazı konuları ve diğer tâlî konuları başarılı bir şekilde şiirlerine yansıttığı tespit edilmiştir. Şiirlerinde dil ve üslup özelliklerini başarılı bir şekilde sergilemiştir.
  • Öğe
    Yahudi, Hıristiyan ve İslam kelamında kadın
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özketen Çatalkaya, Şerife; Altıntaş, Ramazan
    Bu çalışma, kelam düşüncesinde yer alan kadın meselesi ile ilgili ortaya çıkan eleştirilerin objektif bir bakış açısıyla ele alınması ve değerlendirilmesidir. Kadının konumunu ve ona verilen değeri Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam ekseninde incelemektedir. Üç bölümden oluşan çalışmanın birinci bölümünde Yahudi kelamında kadın konusu ele alınmıştır. Ardından Yahudi kelamında kadının sorumluluğu başlığı altında ailedeki konumuna, eğitimi ve çalışmasına, evlenmesi ve boşanma hakkına yer verilmiştir. Yahudi Kelamında cinsiyet-kadın-nübüvvet ve ahiret ilişkisi bağlamında Yahudi kelamında kadın peygamberler konuları incelenmiştir. Yahudi kelamında kadının ahiretteki durumu incelenmiş, eril Tanrı anlayışı ve feminist teoloji meselelerine yer verilmiştir. İkinci bölümünde Hıristiyan kelamında kadın meselesi incelenmiştir. Hıristiyan kelamında kadının sorumluluğu başlığı altında ailedeki konumuna, eğitimi ve çalışmasına, evlenmesi ve boşanma hakkına yer verilmiştir. Hıristiyan kelamında cinsiyet-kadın-nübüvvet ve ahiret ilişkisi kapsamında peygamberlikte cinsiyet, Yeni Ahit'te vahiy ve peygamberlik, kadın peygamberler konularına değinilmiştir. Kadının ahiretteki durumu, Hıristiyan kelamında eril Tanrı anlayışı ve feminist teoloji meseleleri incelenmiştir. Üçüncü bölümde İslam kelamında kadın meselesinde İslam'ın kadınla ilgili ortaya koyduğu temel prensiplere yer verilmiştir. Sünnetullah, fıtratullah ve sıbgatullah çerçevesinde İslam'ın kadına bakışı incelenmiştir. Cinsiyet-kadın-nübüvvet ilişkisi bağlamında İslam kelamında nübüvvette cinsiyet meselesine yer verilmiştir. İslam kelamında kadının sorumluluğu başlığı altında cinsiyet farklılıklarının kaynağı, kadının eğitimi, çalışması, yöneticiliği, evlenmesi, boşanması ve nafaka hakkı incelenmiştir. Kadının din seçimi, özgür irâdesi ve ahiretteki durumuna değinilmiş, İslamî feminizmin imkânı konusuna yer verilmiştir.
  • Öğe
    İslam hukuku açısından alkoller
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Demir, Hasan; Çeker, Huzeyfe
    Bu çalışmada gıdadan temizliğe, ilaçtan kozmetiğe hayatın hemen her alanındaki ürünlerde yaygın bir biçimde kullanılan maddeler arasında yer alan alkolün çeşitlerinin ve bunların kullanımının İslâm hukuku açısından değerlendirilmesi üzerinde durulmaktadır. Konunun seçilme nedeni, geniş bir yelpazeye sahip alkollerin hangi şart ve zeminde helâl, harâm ve şüpheli olduğunun net şekilde ortaya konularak duyarlı Müslümanların alkollere dair tavırlarına katkı sunmaktır. Çalışmada, nitel araştırmalarda yaygın olarak kullanılan yazılı dokümanların incelenmesi yöntemiyle ilgili meseleler tetkik edilmektedir. Alkollere dair meselelerde mihenk taşlarından biri Kur'ân-ı Kerîm'de geçen ve "hamr" olarak ifade edilen sarhoş edici içeceğin mahiyetinin net şekilde ortaya konulmasıdır. Ayrıca maddî necâset kategorisinde olup olmadığı hususu da konuya dair tartışmalarda önemli yapı taşlarından birini teşkil etmektedir. İlk dönemlerden itibaren hamrın necis olmadığı görüşünde olan fakîhlerin olması, konuyla ilgili etraflı tartışmaların yaşanmasında etkili bir unsur olarak ön plana çıkmaktadır. Çalışma bir giriş ve dört ana bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde çalışmanın konusu, amacı, önemi, problemi, yöntemi, sınırları, kaynakları ve konuyla ilgili daha önce yapılan çalışmalar ele alınmıştır. Birinci bölümde alkol kavramı, alkolün tarihçesi, alkollerin özellikleri, başlıca alkol çeşitleri ve dinlere göre alkolün durumu konuları üzerinde durulmuştur. İkinci bölümde alkollü içecekler konusu incelenmiştir. Bu çerçevede klasik fıkıh eserlerinde geçen hamr, nebîz, tılâ, seker, müselles, buhtûc, cumhûrî, nakî'u'z-zebîb, nebîzu'z-zebîb, nebîzu't-temr, bâzik, münassaf, fadîh, halitân, mizr, bit', ci'a, ğubeyrâ, fukkâ' içecekleri ile birlikte boza, şıra, kefir, kımız, bira, şarap, viski ve rakı gibi günümüzde etil alkol içerikli ürünlerin İslâm hukuku açısından değerlendirilmesi yapılmıştır. Üçüncü bölümde alkollere dair klasik meseleler tahlil edilmiştir. Bu bağlamda alkolün necâseti, nebîzle abdest alma, alkolün sirkeleşmesi/sirkeleştirilmesi, alkol içirilen hayvanların etleri, zaruret halinde alkol içilmesi, alkolün muhafazasında kullanılan kaplar, alkolün mal olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, alkolün satım akdine konu olması, hamr üreticisine hammadde satmak, alkolün icâre akdine konu olması, alkolün rehin akdine konu olması, alkolün tazmini, alkollü içecek içmenin cezası ve İslâm ceza hukuku sistematiğindeki yeri, alkol cezasının tespiti, sarhoşluk, nebîz ile hamr ayrımının ceza hukukuna yansıması, alkol içme suçunun tatbikatı esnasında ölen kişi, alkolü dört defa içmenin cezası, alkol cezasında tövbenin rolü, alkol tüketenlerin şâhitliği meseleleri İslâm hukuku açısından irdelenmiştir. Dördüncü bölümde alkollerle ilgili güncel fıkhî meseleler mütalaa edilmiştir. Bu kapsamda alkolle pişirilmiş yemekler, alkol meclisinde oturma, alkolle tedavi, alkolün temizlik ve dezenfektan ürünlerinde kullanımı, kozmetik ürünlerinde kullanımı, alkol satılan mekanlarda çalışma ve alışveriş yapma, alkol tespit yöntemlerinin İslâm ceza hukuku açısından kullanılması meseleleri İslâm hukuku kapsamında tetkik edilmiştir. Çalışma, araştırma sonucunda ulaşılan bulguların bulunduğu sonuç ile yararlanılan kaynakların yer aldığı bibliyografya bölümüyle sona ermiştir.
  • Öğe
    Sosyal medya, mahremiyet ve dindarlık ilişkisi üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Geredeli, Mustafa; Şahin, Adem
    Bu çalışmanın amacı, sosyal medya, mahremiyet ve dindarlık arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkiye etki eden faktörleri incelemektir. Araştırmanın örneklem grubu, Necmettin Erbakan Üniversitesi'ne bağlı İlahiyat, Fen, Hukuk ve Eğitim Fakültesi Bölümlerinin bütün sınıflarından tesadüfi örneklem yöntemiyle seçilmiş 384 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmada veri toplama araçları olarak Dokuz Eylül Üniversitesi öğretim üyelerinin geliştirdiği Dini Hayat Ölçeği, Sütçü İmam Üniversitesi öğretim üyelerinin geliştirdiği Mahremiyet Ölçeği ve Sosyal Medyada Paylaşımda Bulunma Ölçeği kullanılmıştır. Çalışmada örneklem grubunun dindarlık ve mahremiyet konusundaki görüşleri ile sosyal medyada paylaşımda bulunma davranışları çeşitli değişkenler açısından analiz edilmiştir. Uygulanan analizler neticesinde mahremiyet ile sosyal medyada paylaşımda bulunma arasında negatif yönlü anlamlı bir ilişkinin var olduğu, dindarlık ile sosyal medyada paylaşımda bulunma arasında bir ilişkinin olmadığı tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Turizm planlamasında bir antik kentten yerel beklentiler; Tyana alan araştırması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Küçükipekçi, Esra; Erdoğan, Hasan Ali
    Tyana antik kenti geçmişten bugüne birçok uygarlığa, dine ve insanlığa ev sahipliği yapmıştır. Fakat günümüze kadar yapılan çalışmalarda Tyana'nın sahip olduğu kültürel miras değeri yeterince ortaya çıkarılmamıştır. Turizmde önemli bir konuma sahip olan Tyana antik kenti yerel halk tarafından da beklenilen değer ve potansiyeli gösterememektedir. Bu çalışmada Tyana antik kentin çevresinde yaşayan yerel halkın görüşleri ve bakış açısı ile turizme kazandırılması amaçlanmıştır. Araştırma yöntemi olarak röportaj yöntemi kullanılmıştır. Yerel halk ile yüz yüze görüşme sağlanmış ve röportajların analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları bulgular kısmında verilmiştir. Sonuçlara bakıldığında yerel halkın Tyana antik kentini yeterince tanıtılmadığı ve turizme kazandırılmadığından mağdur olduğu kanısına varılmıştır.
  • Öğe
    Öykücü yönüyle Yıldız Ramazanoğlu
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Nazlıgül, Ramazan; Harmancı, Abdullah
    Bu çalışmada, günümüz edebiyatının önemli öykücülerinden olan Yıldız Ramazanoğlu'nun eserleri incelenerek yazarın öykücü yönü ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, anlatıbilim yönteminin alt birimleri olan anlatıcı, kişi, olay, zaman, mekan gibi unsurlar yazarın öykülerine uygulanmıştır. Yazarın öykülerinde temas ettiği hususlar tespit edilmiş ve hem meseleleri ele alış tarzı hem de öykülerinde ortaya koyduğu yaklaşımlar araştırılmıştır. Ayrıca özellikle modernleşmenin getirdiği yeni şehirli yaşamın, başta kadınlar olmak üzere bireylerin üzerindeki etkisinin de öykülerde bir mesele olarak ele alındığı tespit edilmiştir. Ülkemizde geçmiş dönemlerde yaşanan bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlayan uygulamaların Ramazanoğlu öykücülüğünde bir mesele olarak yer aldığı görülür. 1970'lerden itibaren kamusal hayata dahil olan Türk kadınlarının yapısında, görünüşünde, dünya görüşünde değişiklikler yaşanır. Dini referans alan ama aynı zamanda da eğitimli kadınların kamusal hayata dahil oldukları görülür. Ramazanoğlu öykücülüğünün çıkış noktasının bir ölçüde bu yeni kadın tipleri olduğu görülmüş ve çalışmamızda bu durumun sonuçları araştırılmıştır.
  • Öğe
    II. Abdülhamid dönemi devlet-kabile ilişkisi, Aşiret Mektebi örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Güler, Yunus; Ay, Zahide
    Osmanlı Devleti modernleşmenin temeli olarak gördüğü eğitimi, XIX. yüzyılın her aşamasında iyi bir seviyeye getirmek için politikalar üretmiştir. Eğitimi geliştirmek için nizamnameler yazılmış bakanlık ve meclis gibi benzeri yapılar icra edilmiştir. Devleti ayakta tutabilmek adına güçlü kurumlar kurulmaya çalışılmış ve merkezin gücünü taşraya iletmeye çalışmışlardır. Tanzimat dönemiyle beraber devletin merkeziyetçi tavrı daha hissedilir hale gelmiş ve faaliyetlerini bu doğrultuda gerçekleştirmiştir. Osmanlı Devleti'nin son dönemlerde ortaya çıkan "Kürt İsyanları" ve "Arap coğrafyasındaki karışıklıkları" altında yatan sebeplerden birisi de merkeziyetçi politikalardır. Devlet, Diyarbakır, Suriye, Basra, Trablusgarp gibi Kürt ve Arap nüfuslarının yoğun olduğu bölgeleri kontrol altına alabilmek adına buradaki güçlü beyleri merkezin bünyesine almaya çalışmıştır. Daha sonraki süreçte II. Abdülhamid buralarda kontrolü sağlamak için Panislamist politikalar üretmiştir. Devlet, bu politikalar çerçevesinde kurulan "Aşiret Mektebi" ilk etapta Arap Aşiretlerinin önde gelen çocuklarını başkente getirerek okula kaydetmişlerdir. II. Abdülhamid, bu okula ekstra önem vermiş ve okulun işleyişi ile ilgili bilgiler almıştır. Daha sonrasında yine Panislamist politikanın bir ürünü olan Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da Kürtlerden oluşan "Hamidiye Alayları" mensupları da kendi çocuklarının kaydını talep etmişler ve bu talepleri doğrultusunda Kürtlerden de öğrenci alınmıştır. Son olarak da Arnavut çocuklar İstanbul'a getirilerek okula kaydedilmiştir. Bu okulun en büyük amacı, sömürgeci devletleri bu bölgelerdeki faaliyetlerini boşa çıkarmak ve aynı zamanda aşiretlerin ileri gelen çocuklarını eğiterek merkezin bürokratik himayesine almaya çalışmaktır. Aşiret mektebinden mezun olanlar devletin son dönemlerinde orduda ve bürokrasi içinde yer almışlardır.
  • Öğe
    Safevi dönemi Tebriz ekolü minyatürlerinde tekstil
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Subaşı Adıbelli, Tuba; Yıldırım, Mustafa; Mohammadzadeh, Mahdi
    Safevi devletinin kurucusu Şah İsmail'in on altıncı yüzyılın başında Akkoyunluları hezimete uğratarak 1502'de Tebrizi alması, 1503'de Şiraz'ı ve 1510'da Herat'ın fethedilmesi ile zengin bir sanat okulunun temelleri atılmıştır. Tebriz ilim ve sanat camiasının öne çıkan şehri olmuş ve bir yüzyılı aşkın süre Tebriz sanat okulu kendinden önceki ekollerin harmanlanması ile kendine has bir üslup geliştirmiştir. Tez çalışmamızda Ulusal ve Uluslararası müze kütüphane envanterlerinde bulunan muhtemelen Safevi Dönemi Tebriz üslubu olduğunu tespit ettiğimiz minyatürlü 27 eser içinden 156 minyatürlü sayfanın tekstil tasarım kompozisyonları incelenmiştir. Tezin birinci bölümünde; Safevi Dönemi siyasi tarihi, kültür ve sanat faaliyetleri incelenmiştir. Tezin ikinci bölümünde; Safevi Dönemi Tebriz ekolü minyatür tarihi incelenmiş Safeviler öncesi ve Safeviler Dönemi olarak ele alınmıştır. Üçüncü bölüm; Safevi Dönemi tekstil tarihi incelenmiştir. Dördüncü bölüm; beş farklı müze ve iki kaynak eser ele alınarak yirmi yedi katalog (yüz elli altı minyatür) tekstil tasarım bağlamında detaylı analiz edilmiştir. Tezin beşinci bölümünde; araştırma kapsamında incelenmiş olan minyatürlü sayfaların ayrıntılı değerlendirmesi yapılmıştır. Sonuç olarak tespit edebildiğimiz, muhtemel Safevi Dönemi Tebriz ekolü eserlerinin katalog bölümündeki detaylı incelemesinin ışığında, minyatürlü eserlerin Akkoyunlu Türkmen Dönemi ve Timur sanat anlayışının etkisi altında oluştuğu görülmüştür. Minyatür sanatındaki tasvir gücünün tekstil sanatına yansıdığı, incelenen tekstil unsurlarından kaftan, başlık, çadır ve sayebanların dönemin üslup özelliklerini tamamıyla taşıdığı görülmektedir. Tebriz sanat üslubu, kendine has özellikler ve üstün sanat eserlerinin doğmasını sağlayacak yeni bir ekolün başlangıcı olmuştur.
  • Öğe
    Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğünde bulunan Türk beşikdevri basmalarının kağıt, dikiş ve cild özelliklerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Topcu, Mürşide; Baysal, Ali Fuat
    İnsanoğlu yaşadığı coğrafyaların, kurduğu medeniyetlerin ışığı altında yazmak eyleminde kullanılabilecek pek çok yazı çeşidi ve yazı yüzeyi ortaya koymuştur. Yazı için elverişli bir malzeme olan kâğıdın icadı ve yaygınlaşması diğer yazı yüzeylerinin yavaş yavaş ortadan kalkmasına ve kodeks şekliyle bilginin bir coğrafyadan başka bir coğrafyaya, yazıldığı çağdan gelecek çağlara taşınmasına imkân sağlamıştır. Önceleri bir yazı ya da şekil damga ve blok/krilografi baskı kullanılarak veya yazıcılar tarafından elle çoğaltılmaktaydı. Uygurların hareketli tahta harfli matbaayı icadı, Çinlilerin hareketli harfler üzerinde yaptığı çalışmalar ve nihayet 1450'li yıllarda Gutenberg'in matbaayı geliştirmesi ile yeni bir baskı usulü doğdu. Avrupa'ya hızla yayılan matbaa Osmanlı topraklarına da çok geçmeden ulaştı ve gayrimüslimler tarafından 1490'lı yıllarda kullanılmaya başlandı. Gerek yurt dışında basılıp ülkeye sokulan Arap harfli basma kitaplar ve gerek azınlıkların kurduğu basımevleri sayesinde matbaanın varlığından haberdar olan Türkler çeşitli sebeplerle matbaayı benimsememiş ve ancak Avrupa'dan yaklaşık 270 yıl sonra ilk Türk basımevini kurmuşlardır. İbrahim Müteferrika ve Said Çelebi isimli iki Türk'ün gayreti, Sadrazam İbrahim Paşa'nın himayesi, Şeyhülislâm Abdullah Efendi'nin fetvası ve Sultan III. Ahmed'in fermanıyla kurulan basımevi ilk Türk beşikdevri basmasını 1729'da basmayı başarmıştır. Bu çalışma ilk Türk matbaasının kuruluşundan başlayıp Osmanlı modernleşme hareketi Tanzimat'a kadar yaklaşık 110 yıl süren Türk matbaacılığının beşikdevrinde Türk matbaaları tarafından basılmış Türk beşikdevri basmalarını konu edinmiştir. Bu minvalde Konya Yazma Eserler Bölge Müdürlüğünde bulunan Türk beşikdevri basmalarının kâğıt, dikiş ve cild özellikleri incelenerek elde edilen veriler kayıt altına alınmış, görsellerle desteklenerek bir katalog hazırlanmıştır.
  • Öğe
    Sınıraşan nehir havzalarında hidro-hegemonya mücadelesi: Brahmaputra örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Kılıç, Fatih; Kaya, Taylan Özgür
    Bu tez, bölgesel ve küresel hedefleri doğrultusunda sınıraşan sular üzerinde hegemonya mücadelesi sürdüren ülkelerin güç kapasitelerini nasıl ve ne ölçüde kullandıklarını tespit ederek Uluslararası İlişkiler (Uİ) disiplinine bir katkı sağlamayı amaçlamaktadır. Çalışmada sınıraşan nehir havzaları üzerinde hidro-hegemonya (HH) mücadele konusu, Çin ve Hindistan'ı sıcak bir çatışmanın eşiğine sürükleme potansiyeline sahip Brahmaputra Nehir Havzası (BNH) özelinde incelenmiştir. Havza üzerinde başlatılan Çin baraj projelerinin ülkesel ihtiyaçlar doğrultusunda mı yoksa bölgesel hegemonya politikasının bir parçası olarak mı hayata geçirildiğini ortaya çıkarmak tezin temel problemidir. Tez, analizlerini sınıraşan su kaynaklarının yönetimi ve tahsisinde güç ve hegemonyanın rolünü ön plana çıkarmaya odaklanan Hidro-Hegemonya Çerçeve Teorisi (HHT) ve Çember Hidro-Hegemonya Teorisi (ÇHHT) esasları çerçevesinde yapmıştır. Havza çapındaki kıyıdaşın hegemonyasını tesis etmek/sürdürmek veya mevcut hegemona karşı koymak için farklı güç biçimlerini birlikte nasıl kullandığını daha iyi anlamak adına böyle bir analitik çerçeveye ihtiyaç duyulmuştur. Tez spesifik olarak Çin'in; BNH'de HH'sini kaynak ele geçirme stratejisini kullanarak inşa ettiği ve bu süreçte sahip olduğu üstün maddî ve yumuşak güç kapasitesini farklı stratejilerle yoğun oranda kullandığı, Hindistan'a karşı negatif ve Bangladeş'e karşı ise pozitif HH yaklaşımı sergilediği sonuçlarına ulaşmıştır. Bu süreçte Hindistan'ın Çin'in BNH'deki HH girişimlerini engellemek için karşı hegemonya mücadelesi yürüttüğü ancak bu mücadelede Çin'e emeydan okuyacak yeterli kapasiteye henüz ulaşamadığı tespit edilmiştir. Bangladeş'in ise zayıf güç kapasitesi nedeniyle Çin ve Hindistan arasında denge politikası izlemekte olduğu değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Sosyal medya paylaşım ve yorumlarının konaklama işletmelerinde stratejik yönetim kararlarına etkisi üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Alan, Selim; Akın, Hilmi Bahadır
    Sosyal medya sitelerinin son yıllarda popüler olmasıyla birlikte, sosyal medya sitelerinde yapılan paylaşım ve yorumlarda müşterilerin tercihlerinde önemli rol oynayan bir pazarlama aracı haline gelmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanlar gitmek istedikleri seyahat yada destinasyon hakkında daha fazla bilgi elde edebilmekte ve yaşadıkları deneyimleri bu yolla kolaylıkla paylaşabilmektedirler. Sosyal medyanın bu öneminden dolayı konaklama işletmeleri rekabet avantajı sağlama adına sosyal medya platformlarını etkin kullanmanın yollarını aramaya başlamıştır. Bu çalışmanın amacı sosyal medya sitelerinde yapılan paylaşım ve yorumların konaklama işletmelerinde stratejik yönetim kararlarına etkisini belirlemektir. Verilerin elde edilmesinde nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ve doküman incelemesi kullanılmıştır. Bu doğrultuda Ankara, Konya ve Eskişehir illerinde faaliyet gösteren beş yıldızlı otel işletmelerinde görev yapan üst düzey yöneticiler ile derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen veriler nitel analiz programı MAXQDA kullanılarak analiz edilmiş ve çeşitli tema ve kategoriler altında sınıflandırılmıştır. Ayrıca doküman incelemesi kapsamında bu bölgede bulunan otel işletmelerine yönelik seyahat ve yorum sitesi Tripadvisor üzerinden yapılan müşteri yorumları analize tabi tutulmuştur. Yapılan analiz neticesinde bulguların üç tema altında toplandığı görülürken, yapılan yorumların genellikle personelin davranışları ve hizmet kalitesi kategorilerinde toplandığı görülmüştür. Sosyal medya paylaşım ve yorumlarının genellikle hangi kategorilerde toplandığı ve stratejik yönetim kararlarına yaptığı etkinin ortaya konulduğu bu çalışma, ilgili alanyazına katkı sağlamakta ve uygulamaya yönelik çeşitli öneriler sunmaktadır.
  • Öğe
    Kültürel miras turizm potansiyelinin bölgesel gelişmeye katkısında algı araştırması: Gaziantep örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Özlü, Bünyamin; Dinç, Abdurrahman
    İnsanlık, tarihin derinliklerinden bu yana çevresini şekillendirme arzusu içerisinde olmuştur. Bu duygunun bir ürünü olarak ortaya çıkan kültürel miras eserlerinden bazıları zaman içerisinde varlığını sürdürerek günümüze ulaşabilmeyi başarmış ve kültürel miras turizmi içerisinde değerlendirilir hale gelmiştir. Bununla birlikte küreselleşen dünyada mesafelerin kapanması ve uluslararası etkileşimin artması, insanları otantik deneyim arayışına yönlendirmiştir; bu durum ise kültürel miras turizminin gelişmesine neden olmuştur. Bu bağlamda gelişen kültürel miras turizmi, gerçekleştiği destinasyonların ekonomik, sosyal ve kültürel anlamda gelişmesine katkı sağlayarak bu alanlara hareketlilik kazandırmıştır. Yüksek düzeyde kültürel miras turizm potansiyeline sahip olan ve Mezopotamya'nın zengin tarihine tanıklık eden Gaziantep bölgesi, kültürel miras turizmi alanında öne çıkan destinasyonlar arasında yer almaktadır. Bu noktadan hareketle, bu araştırmanın temel amacı, Gaziantep bölgesinin kültürel miras turizm potansiyelinin, bölgenin genel gelişimine olan katkısını paydaş görüşlerine göre incelemektir. Nitel araştırma yöntemlerinden yararlanarak, yarı yapılandırılmış görüşme tekniği ile 40 katılımcıyla yüz yüze derinlemesine görüşmeler gerçekleştirilmiş ve elde edilen veriler, tematik analiz yöntemiyle değerlendirilmiştir. Yapılan analiz sonucunda, Gaziantep'teki kültürel miras değerlerinden bazılarının öne çıktığı ve talep gördüğü, ancak önemli bir kısmının geri planda kaldığı belirlenmiştir. Bu değerlerin kapsamlı bir master planı ve etkili tanıtımlarla ön plana çıkarılması durumunda Gaziantep'in kültürel miras turizmi açısından daha fazla ilgi çekeceği ve bölgesel gelişime olumlu yönde katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Cezayir'de ulusal seçimler ve seçilmiş meclislerin oluşumu: Ulusal Halk Meclisi örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2024) Boulares, Kamal; Örselli, Erhan
    Seçim sistemi, demokratik, anayasal ve yasal temellere dayalı bir devlet inşası için temeldir. Cezayir, diğer ülkeler gibi tarihsel aşamalar boyunca çeşitli seçim sistemlerine dayanarak politikasını benimsemiştir. Bu seçim sistemleri, 1962'deki bağımsızlığından hemen sonra tek parti sistemiyle başlamış ve 1989'dan bugüne kadar olan siyasi geçiş deneyimine kadar devam etmiştir. Cezayir'de kullanılan seçim sistemleri, çoğunluk sistemi, nispi temsil sistemi ve karma sistem olmuştur. Bu, Cezayir toplumunun bileşimini dikkate alan bir formül bulma ve seçim süreçlerini dürüstlük ve şeffaflık ortamında gerçekleştirme çabasıdır. Cezayir, geçmişte uygulanan anayasalara uygun olarak bir dizi seçim yasası çıkarmıştır. Bu yasalar, Cezayir toplumunun geçirdiği değişikliklere ayak uydurmak amaçlı olup en son düzenleme 2021 yılında yapılmıştır. Bu yasaların uygulanması, yerel veya yasama seçimleri yoluyla ortaya çıkar. Bu seçimler, uygulanan seçim sistemini ne kadar etkili olduğunu sunmaktadır. Bu nedenle, seçilen meclislerin oluşumunu ve çalışmasını değerlendirmek ve toplumun tüm kesimlerini temsil etme başarısını anlamak bakımından bir değerlendirme yapmak önemlidir. Bu çalışma, Cezayir'de seçilmiş meclisler örnek olarak Cezayir Ulusal Halk Meclisi'nin nasıl oluşturulduğu ve gerçek bir demokratik sistem oluşturmak için nasıl çalıştığı konusuna odaklanmaktadır.
  • Öğe
    Anadolu Selçuklu dönemi seramiklerinde kuş motifi ve günümüz seramik sanatına uyarlanması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Bekdik, Elif; Önder, Azize Melek
    Türk mitolojisinde insan ve hayvan ilişkileri çok karıştırılan bir temadır. Anadolu Selçuklularında hayvan figürlü süslemelerin ağırlıklı olarak kullanıldığı konusunda pek çok kaynak vardır. Hayvan figürlü motifler yüzyıllarca Türk topluluklarını etkileyen önemli konulardan birisi olmuştur. Türklerin yaşam şartlarından kaynaklanan, hayvanlarla olan ilişkileri birçok sanat eserinin konusu olmuştur. Anadolu Selçuklularında stilize edilmiş hayvan figürleri kullanılmasının nedenlerinden biri de, bazı inanışlara göre hayvan üslubu tabiatüstü kuvvetlere karşı eğilimlerden ortaya çıkmıştır. Bu inançlar doğrultusunda manevi değerler, sihir ve tılsıma ulaşabileceklerini güçlük ve zorlukları bu şekilde yenebileceklerine inanmışlar, bu düşünceden güç alarak ölümsüzlüğü ve gücü sanat eserlerine yansıtmışlardır. Anadolu Selçuklular dönemi' süsleme sanatında kullanılan önemli bir hayvan figürü olan kuş, bağımsızlık diyebileceğimiz kavramın ve ruhun sembolü olmuştur. Kuş nesiller boyu korunan bir yaratıktır. İnanışlara göre kuş ellerin göğe uzanması şeklinde nitelendirilir. Anadolu da kuşun sık kullanılmasının bir nedeni ise ölülerin ruhunun bir kuşun taşıdığına inanılmasıdır. Kuşları Anadolu'da sembolik açıdan uçan bir canlı olması nedeniyle yerle gök arasındaki ilişkilerin, yer çekiminden etkilenmeme özellikleri nedeniyle, ölümsüzlerin genel olarak manevi hayatın, meleklerin ve varoluşun üst katını simgelediğine inanılasıdır. Aynı zamanda kuş, ahiret alemine göre, dünyevi aleme karşı direnişinde bir sembolüdür. Bu tezin amacı, Anadolu Selçuklu dönemi seramiklerinde sıklıkla kullanılan kuş tasvirlerini üç boyutlu formlar haline getirerek çağdaş bir yorumla farklı bir bakış açısı kazandırmaktır. Bu amaçla öncelikle Anadolu Selçuklu Dönemine ait kuş tasvirleri araştırılmış daha sonra elde edilen veriler doğrultusunda seramik çamuru ek materyallerle zenginleştirerek yeni formlar oluşturulmuştur. Sonuç olarak geçmişten günümüze uzanan kuş tasvirlerinin seramik yüzeyler üzerinde kullanımı oldukça fazladır. Araştırma sonucunda ortaya çıkan bulgular neticesinde Anadolu Selçuklu döneminde çalışılan iki boyutlu kuş tasvirleri üç boyutlu ve farklı formlarla birleştirilerek kişisel uygulamalar olarak yapılmıştır.
  • Öğe
    Grafik tasarımcılar meslek kuruluşu sergilerinde tipografi kategorisinde ödül alan afişlerin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Turgut, Sabri; Öztürk, Mahmut Sami
    Yaratıcı bir alan olarak grafik sanatı son yıllarda büyük ilgi ve beğeni kazanmaktadır. Bir mesajı veya fikri görsel olarak iletmek için çeşitli araçların, tekniklerin ve ortamların kullanılmasını içerir. Grafik tasarım, işletmeler ve kuruluşlar için markalaşma, pazarlama ve reklamcılıkta çok önemli bir rol oynamaktadır. Grafik ürünü ve bir iletişim aracı olan afişler, tasarımcısının sanat ve iletişim üslubuna göre gerek imge yoğunluklu gerekse tipografik yoğunluklu olarak sonuçlandırılabilmektedir. Grafikerler Meslek Kuruluşu (GMK) tarafından her yıl düzenlenen sergi etkinliklerinde, Grafik Tasarım ürünleri çeşitli kategorilerde ödüllendirilmektedir. Bu araştırmanın konusu afiş kategorisinde ödül alan tasarımların tipografik açıdan incelenmesi olup, afiş tasarımında tipografik ağırlıklı tasarımlar için yol gösterici bir kaynak olacaktır. Her türlü platformda iletişim aracı olarak kullanılan afişler, bu çalışmada afiş değerlendirme kriterleri ve tipografik temeller göz önünde bulundurularak incelenmiştir. Sonuç olarak grafik sanatı, modern iletişimin hayati ve vazgeçilmez bir yönüdür. Akademik anlamda grafik alanı, öğrencilere başarılı grafik sanatçıları olmaları için gereken bilgi ve becerileri sağlamayı amaçlar. Etkili grafik tasarım, tasarım ilkelerini ve hedef kitleyi anlamayı ve aynı zamanda izleyiciyle duygusal bir bağ kurabilme becerisini gerektirir.
  • Öğe
    Afyonkarahisar Arkeoloji Müzesinde bulunan Bizans dönemi kemer tokaları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Aynur, Bilal; Mimiroğlu, İlker Mete
    Bu çalışma, Bizans İmparatorluğu dönemine ait kemer tokalarının incelenmesine odaklanmaktadır. Bizans İmparatorluğu, tarihsel olarak zengin kültürü, sanatı ve mimarisi ile ön plana çıkan bir medeniyettir. Bu medeniyetin taşıdığı önem, günümüzde hala araştırmacıları ve tarih meraklılarını etkisi altına almaktadır. Bizans kemer tokaları, giyim eşyalarının vazgeçilmez bir parçası olmuş ve dönemin estetik anlayışını yansıtan önemli örnekler sunmuştur. Bu tez, Bizans İmparatorluğu'na ait kemer tokalarını sistemli bir şekilde inceleyerek, bu eserlerin tarihi, kültürel ve sanatsal bağlamdaki rolünü ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmanın ilk bölümünde konunun tanımı, önemi ve sınırlarından bahsedilmiş, ikinci bölümünde Bizans maden sanatı ayrıntılı olarak anlatılmış, üçüncü bölümde kemer tokalarının tarihsel sürecinden bahsedilmiş, dördüncü bölümde elli üç adet kemer tokasının ayrıntılı tanımları ve çizimleri yapılmış ve beşinci bölümde kemer tokalarının değerlendirilmesi yapılmıştır. Umarım bu tez, Bizans İmparatorluğu'nun kemer tokalarının anlaşılmasına ve bu önemli kültürel mirasın daha geniş bir kitleye tanıtılmasına katkı sağlar. Bu tezin hazırlanmasında emeği geçen danışmanım Dr. Öğr. Üyesi İlker Mete MİMİROĞLU'na, destekleri ile beni yönlendiren Selçuk Üniversitesi'nden Öğr. Gör. Ömür ESEN'e metnin edebi düzeltmelerinde yardımcı olan Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Uzmanı Nejla ZENGİN'e, eserlerin çizimini yapan Afyonkarahisar Müze Müdürlüğünden Tekniker Önder NURTEKİN'e, arkeoloji ve sanat tarihi terminolojilerini yeniden değerlendiren Kayseri Müze Müdürlüğü Uzmanlarından Doktorant Özlem ELBÜSTAN'a sonsuz teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca, bu çalışmanın oluşmasında katkı sağlayan Afyonkarahisar Müze Müdürü Mevlüt ÜYÜMEZ'e şükranlarımı sunarım.
  • Öğe
    Turist rehberlerinin arkeodestinasyonlara yönelik algıları doğrultusunda arkeoturizmin iç pazardaki etkinliğinin artırılmasına ilişkin bir model önerisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Gümüş, Durul Aliye; Erdoğan, Hasan Ali
    Arkeoturizm, önemli bir turizm çeşidi olarak dünya çapında gelişmektedir. Arkeoturizmin faaliyet alanları olan arkeodestinasyonların doğru bir şekilde pazarlanmasının turizm hareketliliğine katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırmanın amacı, turist rehberlerinin Türkiye'de bulunan arkeodestinasyonlara yönelik algılarını belirlemek ve bu doğrultuda arkeoturizmin gelişimine yönelik etkili pazarlama stratejileri önermektir. Araştırmada nitel araştırma yöntemi kapsamında durum çalışması deseni kullanılmıştır. Araştırmanın örneklemi çeşitli rehber odalarına kayıtlı 20 turist rehberinden oluşmaktadır. Veriler yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Elde edilen verilerin analizi nitel araştırmalar için geliştirilen MAXQDA 2022 programı ile yapılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre iç pazarda arkeoturizm etkinliğinin artırılması için arkeodestinasyonların mekansal tasarımının günümüz turist taleplerini karşılayacak şekilde yapılması önerilmiştir. Ayrıca, turistlerin arkeodestinasyon farkındalığının artırılması için sosyal medya, basın-yayın organlarının daha etkin kullanılması ve gezilerin turist rehberleri eşliğinde yapılması önerilmiştir. İlave olarak seyahat acentelerinin düzenlediği gezilerin rotalarının denetlenmesi önerilmiştir.
  • Öğe
    Örgütlerde değişimin gerekliliği ve örgütsel değişim yönetiminde insan kaynakları yönetiminin rolü üzerine su ve kanalizasyon işletmelerinde bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Koru Kaynar, Gözde; Diken, Ahmet
    Kuruluşların küreselleşmeyle beraber değişen çevreye adapte olması ve rekabet üstünlüğü sağlayabilmesi amacıyla örgüt içinde birtakım değişiklikler yapması gerekmektedir. Örgütün etkinliği ve verimliliği için de örgütteki bütün çalışanın bu değişim sürecine etkili bir şekilde katılması beklenmektedir, ancak örgütlerin yapmaya çalıştığı bu değişimlere karşı çalışanlar genelde dirençle cevap vermektedir. Bu nedenle değişimin başarıyla sonuçlanması için burada İnsan Kaynakları Yönetimi önemli bir rol üstlenir. İKY'den örgüt içinde yapılan değişimlere göre yeniden örgütün iK politikalarını düzenlemesi ve çalışanlara karşı bu dönemde maddi ve manevi açıdan daha hassas yaklaşması ve bu değişim sürecini gerektiği gibi başarıyla yönetmesi beklenir. Örgütlerde değişimin gerekliliği ve örgütsel değişim yönetiminde insan kaynakları yönetiminin rolü üzerine su ve kanalizasyon işletmelerinde bir araştırma adlı bu çalışmanın birinci bölümünde örgütlerde değişim ve değişime direnç, ikinci bölümde insan kaynakları yönetimi işlenmiş ve çalışmanın uygulama kısmında ise araştırma çerçevesinde insan kaynakları yönetiminin örgütsel değişim yönetimi üzerine etkisinin ölçülmesi için betimsel analizler, basit doğrusal ve çoklu regresyon analizleri uygulanmış olup sonuçlar değerlendirilerek araştırma doğrultusunda yorumlanmıştır. Araştırma 20 büyük şehir belediyesi su ve kanalizasyon idaresi genel müdürlüğünde yapılmış olup ana kütle büyüklüğü ortalama 20.000 kişidir. %5 hata payı, %95 güven düzeyi bağlamında 390 anket yapılmıştır. Anket uygulama yöntemi olarak yüz yüze ve telefonla anket yöntemi kullanılmıştır. Anket uygulaması ortalama 20 dk sürmüştür. Yapılan analizler sonucunda değişim yönetiminde insan kaynakları yönetimi işlevlerinin etkinliği arasında anlamlı bir ilişki görülmüştür. Bu çalışma, Literatürde insan kaynakları yönetimi ve değişim yönetimi arasındaki ilişkiyi su ve kanalizasyon işletmelerinde inceleyen ilk çalışma olması sebebiyle gelecek çalışmalara ilham kaynağı olup ışık tutması açısından önem arz etmektedir.
  • Öğe
    Aile işletmelerinde yönetim sorunları: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2023) Kaynar, Ahmet; Diken, Ahmet
    Genel olarak dünyada ve ülkemizdeki işletmeler incelendiğinde, aile işletmelerinin payının diğer işletmelere göre yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Aile işletmelerini kısaca; bünyesinde aile, mülkiyet, işletme kavramlarını barındıran, sosyal yapılar olarak tanımlayabiliriz. Günümüzde aile işletmeleri diğer işletmelere göre daha büyük bir paya sahipken; hayat seyirleri açısından ise devamlılıklarının kısa olduğu gözlemlenmiştir. Bu durumun en önemli sebeplerinden birisi de yönetim fonksiyonlarından kaynaklanan sorunlardır. Farklı araştırmalarda farklı yönetim fonksiyonları ön plana çıkarılmış; bu çalışmada tüm yönetim fonksiyonlarının yanında işletmelerin sürdürülebilirliğine ilişkin önemli sorunlardan kuşak çatışması ve kurumsallaşmaya dikkat çekilmiştir. Aile işletmelerinin ülkelere göre farklı şekilde ekonomiye katkıları bulunmaktadır. Literatürde aile işletmeleri ile alakalı yapılmış pek çok çalışmada kurumsallaşma, finansal odaklı olma, verimlilik artışı gibi birçok soruna ışık tutan çalışma mevcuttur. Bu çalışmada, aile işletmelerinde yönetim sorunlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Konya Sanayi Bölgesindeki aile işletmelerinde ampirik bir araştırma gerçekleştirilmiştir. Araştırmada 5'li Likert ölçeğiyle hazırlanmış anket tercih edilmiştir. 411 kişiyle yüz yüze görüşülerek anket yöntemi ile toplanmış olan veriler SPSS AMOS 22 programı kullanılarak analiz edilmiştir. Analizden elde edilen bulgular ışığında, aile işletmelerinde pek çok yönetim sorunları olduğu ve bu sorunların yönetim fonksiyonları ile ilişkili olduğu saptanmıştır.