Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 2660
  • Öğe
    XIX. yüzyılda İngiliz dış politikası çerçevesinde güney Türkistan'da büyük oyun ve yankıları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Uncu, Cem; Özcan, Kemal
    Bu çalışma, XIX. yüzyılda İngiltere ve Rusya arasında Asya'daki hâkimiyet mücadelesi olarak tanımlanan Büyük Oyun'u, Afganistan merkezli bir bakış açısıyla ele almaktadır. Çalışma, bu dönemdeki siyasi, iktisadî ve askerî rekabetin etkilerini kapsamlı bir şekilde incelemektedir. İngiltere, Hindistan'ın güvenliğini sağlama adına Afganistan ve İran'da nüfuz politikaları izlerken, Rusya Kafkasya üzerinden güneye doğru yayılma stratejisi benimsemiştir. İngiliz Doğu Hindistan Şirketi, İngiltere'nin bölgedeki ekonomik hakimiyetini pekiştirmiş, Rusya ise ekonomik bağımsızlık ve genişleme amacıyla Kafkasya'nın ardından Türkistan'a yönelmiştir. Afganistan bu süreçte, Türkistan ve Hindistan arasında stratejik bir bağlantı noktası olmuş, İngiltere ve Rusya'nın çıkar çatışmalarına sahne olmuştur. İngilizler, Kafkasya, İran ve Türkistan'daki Rus nüfuzunun ardından Afganistan'ı Rus etkisinden uzak tutmayı amaçlamıştır. XIX. yüzyılın sonlarına doğru Almanya'nın Weltpolitik ve Drang Nach Osten politikaları ile 1905 Rus-Japon Savaşı, İngiltere ve Rusya'yı Türkistan, İran ve Afganistan'da iş birliğine zorlamıştır. Tüm bu gelişmelerin nihayetinde, 1907 Antlaşmasıyla Büyük Oyun sona ermiştir. Çalışma, Büyük Oyun'un jeopolitik dinamiklerini ve Afganistan'ı etkisi altına almaya çalışan bir deniz gücü -İngiltere- ile bir kara gücünün -Rusya- rekabetinin Asya'daki etkilerini inceleyerek, bu mücadelenin XX. yüzyılın başında yeni bir paradigmayla sonlandığını ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Muhammed İkbâl'de irade hürriyeti
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Yılmaz, Ali; Şahin, Naim
    İrade hürriyeti problemi, düşünce tarihinde öteden beri genelde felsefenin özelde de din felsefesi ve ahlak felsefesinin problemlerinden biridir. İnsanı gerek felsefe gerekse din açısından bu kadar meşgul eden irade hürriyeti filozofumuzun da üzerinde felsefe yaptığı konulardandır. Çağdaş felsefe ve bilimin ışığında Muhammed İkbâl, kendi dönemindeki felsefi tartışmalardan yola çıkarak klasik İslam kaynaklarına dayanan irade hürriyetine dair özgün düşünceler geliştiren bir düşünürdür. Özgürlük insan için önemli bir problemdir. İnsanın eylemlerinden sorumlu olması için irade özgürlüğüne sahip olması gerekir. İkbâl'in düşüncesinde irade özgürlüğü hususu önemli bir yere sahiptir. Muhammed İkbâl'in hayatı, kişiliği ve eserleri hakkında öncelikle bilgi verilmiştir. Ardından irade, özgürlük ve irade özgürlüğü kavramlarına ve felsefe tarihinde bu konuda öne sürülen düşünceler incelenmiştir. İkbâl'in düşüncelerinden hareketle, evrendeki en küçük atomlardan insana, oradan "Mutlak Ego" olan Allah'a kadar uzanan bir hiyerarşide irade özgürlüğünün nasıl ortaya çıktığı değerlendirilmiştir. İnsanın özgür benliğini güçlendiren iradi unsurlar ile benliği zayıflatan ve yok eden iradi unsurlar konuya uygun şekilde analiz edilmiştir. İnsanın yeryüzünde halife olduğu vurgulanarak, özgürlüğü bağlamında sorumluluğuna da dikkat çekilmiştir. Tanrı'nın kendi kudretini sınırlamasından doğan özgürlük alanında insanın, benliğindeki güçleri harekete geçirerek kendine özgü bir kader yaratma yetisiyle özgürlüğünü ve gücünü nasıl paylaştığı tespit edilerek analiz edilmiştir. İkbâl'in tevhid anlayışı, iman ve ibadet bağlamında irade hürriyeti açısından değerlendirilmiştir. İkbâl'e göre Tanrı-insan ilişkisi bağlamında Tanrı'nın mutlak birliği (Tevhid–Mutlak Ego), ilmi, iradesi, kudreti ve yaratma fiilinin insan özgürlüğü üzerindeki etkisi incelenmiştir. İkbâl'in irade özgürlüğü üzerinden kötülük problemi ve ölümsüzlük düşüncesine yaklaşımı da çalışmamızda çözümlemelerle ele alınmıştır.
  • Öğe
    Türkiye'de konvansiyonel bankacılık ve katılım bankacılığı derinliklerinin analizi: Wavelet (dalgacık) temelli analiz
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Anlar, Mikdat Sami; Kazak, Hasan; Akcan, Ahmet Tayfur
    Bu çalışmanın amacı, Fourier Toda Yamamoto nedensellik testini kullanarak Türkiye'de geleneksel ve katılım bankacılığı endeksleri ile temel ekonomik göstergeler arasındaki etkileşimleri analiz etmektir. Bu çalışma, Fourier Toda Yamamoto nedensellik testini kullanarak Türkiye'de geleneksel bankacılık ve katılım bankacılığının kârlılığını analiz etmektedir. Bulgular, katılım bankacılığı endeksi ile cari açık, enflasyon ve ekonomik büyüme değişkenleri arasında çift yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu göstermektedir. Ancak katılım bankacılığı endeksi ile işsizlik değişkeni arasında anlamlı bir nedensellik ilişkisi bulunamamıştır. Geleneksel bankacılık endeksi açısından ise cari açık, enflasyon ve ekonomik büyüme değişkenleri ile çift yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Geleneksel bankacılık endeksi ile işsizlik değişkeni arasında ise tek yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Dalgacık analizi sonuçları, 2016 yılından itibaren katılım bankacılığı ile ekonomik büyüme arasında yüksek frekanslı pozitif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Katılım bankacılığı ile cari açık arasındaki ilişki 2008 yılından itibaren negatif yönlüdür. Katılım bankacılığı ile enflasyon arasındaki ilişki 2007'ye kadar pozitif, 2020'den 2024'e kadar ise yüksek frekanslı pozitiftir. Katılım bankacılığı ile işsizlik arasında anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. Konvansiyonel bankacılık ile işsizlik arasındaki ilişki analiz dönemi boyunca yüksek frekanslı pozitiftir. Konvansiyonel bankacılık ile ekonomik büyüme arasındaki ilişki 2016'dan itibaren hem pozitif hem de negatif eğilimler göstermektedir. Konvansiyonel bankacılık endeksi ile cari açık arasındaki ilişki 2008 yılından bu yana negatif yönlüdür. Konvansiyonel bankacılık ile enflasyon arasındaki ilişki ise 2015 yılından sonra negatife dönmüştür. Bu sonuçlar, Türkiye'de bankacılık sektörü ile ekonomik göstergeler arasındaki dinamik ilişkiler hakkında önemli bilgiler sağlamaktadır.
  • Öğe
    Ergenlerde serbest zaman ilgilenimi ve sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Karaca, Mahir; Tükel, Yalçın
    Bu tezin amacı, ergenlerin serbest zaman ilgilenimi ile sosyal görünüş kaygısı arasındaki ilişkinin incelenerek sosyal medya kullanımının ergenlerin sosyal görünüş kaygısı ve sosyal etkinliklere katılımı üzerindeki olası etkilerini ortaya koymaktır. Çalışmanın örneklemini İzmir illerinde yer alan liselerde öğrenim gören 289 ergen oluşturmaktadır. Veri toplama sürecinde, Beaton ve arkadaşları (2011) ile Suhartanto ve arkadaşları (2019) tarafından geliştirilerek Eskiler (2019) tarafından Türk kültürüne uyarlanan Serbest Zaman İlgilenim Ölçeği ile Hart ve arkadaşları (2008) tarafından geliştirilen ve Doğan (2010) tarafından Türkçeye uyarlanan Sosyal Görünüş Kaygısı Ölçeği kullanılmıştır. Veriler, betimsel istatistiklere ek olarak bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (ANOVA) aracılığıyla cinsiyet, serbest zaman süresi ve diğer grup değişkenleri açısından incelenmiştir. Elde edilen bulgular, kadınların serbest zaman etkinliklerine katılımının erkeklere kıyasla daha yüksek olduğunu ve daha uzun süreli serbest zamana sahip bireylerin sosyal ilişki boyutunda daha yüksek katılım gösterdiğini göstermektedir. Buna karşın, sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgileniminin sosyal aktivitelere katılım isteği bakımından anlamlı bir farklılık yaratmadığı saptanmıştır. Öte yandan, sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgileniminin, diğer insanlar için giyim tarzına verilen önem düzeyinde anlamlı bir farklılığa yol açtığı belirlenmiştir. Konuşma kaygısı değişkeni incelendiğinde ise sosyal görünüş kaygısı ve serbest zaman ilgilenimi bakımından anlamlı bir fark olmadığı ortaya konmuştur. Son olarak, sosyal görünüş kaygısı ile serbest zaman ilgilenimi arasında negatif yönde bir ilişkinin bulunduğu görülmüştür. Araştırma bulguları, ergenlerin serbest zaman davranışlarını ve sosyal görünüş kaygılarını açıklamaya yönelik kuramsal ve uygulamalı önerileri içermesi bakımından literatüre katkı sağlamaktadır.
  • Öğe
    Kur'an-ı Kerim'deki duaları bağlamında peygamberlerin sıfatları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Baydar, Fadimana; Güneş, Kamil
    Bu tez Kur’an-ı Kerim’deki Duaları Bağlamında Peygamberlerin Sıfatlarını araştırmaktadır. Çalışmamızda Kur’an-ı Kerim’deki peygamber dualarını kelami bir konu olan peygamber sıfatları bağlamında değerlendirmeye gayret göstereceğiz. Tezde, öncelikle Allah ile kul arasında doğrudan gerçekleşen, ibadetin özünü oluşturan dua kavramı ile peygamber, nebî, resul, kavramlarının anlamları nebî ve resul arasındaki farklılıklar üzerinde durulmuştur. Peygamber sıfatlarını oluşturan sıdk, emanet, ismet, fetânet ve tebliğ kavramları incelenmeye çalışılmıştır. İkinci, bölümde ise Kur’an-ı Kerim’deki peygamberlerin duaları peygamber sıfatları bağlamında değerlendirilmeye çalışılmıştır. Tezin ana noktası peygamber sıfatlarını peygamber dualarındaki yansımalarına işaret etmeye çalışmaktır. Sonuç olarak bu tez Kur’an-ı Kerim’de geçen peygamber dualarını, peygamber sıfatları bağlamında sınıflandırmaya ve peygamber dualarını bu sıfatlar bağlamında değerlendirmeyi amaçlamaktadır.
  • Öğe
    Fedvâ Tûkan'ın şiirlerinin tematik açıdan incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Arslan, Zekiye; Küçüksarı, Mücahit
    Bu çalışma, Filistin direniş şairlerinden Fedvâ Tûkân'ın hayatını, eserlerini ve Filistin Edebiyatı'ndaki yerini incelemektedir. Çalışma, bir giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde, Filistin edebiyatında önemli bir konuma sahip olan Fedvâ Tûkân ve doğup büyüdüğü Filistin hakkında genel bilgiler sunulmuştur. Birinci bölümde şairin hayatı, eserleri, ödülleri ve edebî kişiliği hakkında incelemeler yapılmıştır. İkinci bölümde, Fedvâ Tûkân'ın şiirlerinde genel olarak Filistinlilerin mücadelesini konu alan ''Kadın'', ''Çocuk'', ''Gurbet ve Yabancılaşma'', ''Toprak'' ve ''Direniş ve Özgürlük'' başlıkları altında beş ana tema çerçevesinde bir inceleme yapılmıştır.
  • Öğe
    Rekreasyonel spor yapan bireylerin iyi oluş ve etkinlik doyum düzeylerinin incelenmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Yıldız, Adem; Tükel, Yalçın
    Bu tez, rekreasyon amaçlı spor faaliyetlerine katılan bireylerin etkinlik doyum düzeyleri ile rekreasyonel iyi oluş durumları arasındaki ilişkiyi incelemektir. Çalışma, nicel araştırma yöntemlerinden betimsel tarama modeli kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmanın evrenini, 20-40 yaş aralığındaki bireyler oluşturmuş; örneklem ise Konya ilinde serbest zamanlarında rekreasyon amaçlı sporla ilgilenen ve çalışmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden toplam 273 kişiden meydana gelmiştir. Veriler, yüz yüze ve Google Formlar aracılığıyla katılımcılara uygulanan anketler yoluyla toplanmış ve SPSS programında analiz edilmiştir. Bu analiz sürecinde, frekans dağılımları, normallik testleri, t-testleri, ANOVA ve korelasyon analizlerinden yararlanılmıştır. Elde edilen bulgular, cinsiyet değişkeninin yalnızca etkinlik doyumu üzerinde anlamlı bir farklılık yarattığını ve kadın katılımcıların bu konudaki puanlarının erkeklerden daha yüksek olduğunu göstermiştir. Yaş grupları açısından, daha genç katılımcıların aile ilişkisi geliştirme düzeyleri daha yüksek bulunmuştur. Spor geçmişine sahip bireylerin tüm değişkenlerde anlamlı düzeyde daha yüksek ortalamalara sahip olmaları, rekreasyonel sporun fiziksel, zihinsel ve duygusal süreçlere katkısını desteklemektedir. Ayrıca, yüksek gelir algısına sahip katılımcıların pek çok iyi oluş bileşeninde daha yüksek ortalamalara sahip olduğu görülmüştür. Son olarak, etkinlik doyumu ile rekreasyonel iyi oluş arasında pozitif ve orta düzeyde bir ilişki saptanmıştır; bu ilişki, etkinlik doyumunun artmasıyla rekreasyonel iyi oluş düzeyinin de yükseldiğini göstermektedir. Sonuç olarak, rekreasyon amaçlı spor faaliyetlerinin bireylerin fiziksel ve ruhsal sağlığını destekleyebildiğini ve toplumsal düzeyde yaşam kalitesine katkı sunabileceğini göstermektedir. Bu bağlamda, farklı yaş gruplarına ve sosyoekonomik durumlara yönelik düzenlenecek rekreasyonel spor programlarının geliştirilip yaygınlaştırılması, bireylerin fiziksel ve zihinsel sağlıklarının yanı sıra aile ilişkileri ve pozitif duygulanım düzeylerinin de yükselmesine katkı sağlayabilecektir.
  • Öğe
    Müşteri deneyiminin iyileştirilmesinde yapay zekâ uygulamalarının kabulü ve riskin kalite algısı üzerindeki etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Çimen, Mehmet; Cici Karaboğa, Emine Nihan
    Bu çalışma, yapay zekâ (YZ) uygulamalarının müşteri deneyimlerini iyileştirmedeki rolünü ve tüketicilerin algıladığı kalite ve risk üzerindeki etkileri incelemektedir. Araştırma, Teknoloji Kabul Modeli (TKM) çerçevesinde yürütülmüş ve teknolojinin kabul düzeyinin algılanan kalite ve riskle olan ilişkisi analiz edilmiştir. TKM’nin bileşenleri olan algılanan fayda, kullanım kolaylığı ve sosyal etkiler gibi unsurların, müşteri davranışlarını nasıl şekillendirdiği ele alınmıştır. Çalışma, müşterilerin YZ tabanlı hizmetleri benimseme düzeyleri ile bu hizmetlerin güvenlik, gizlilik ve etik gibi faktörler çerçevesinde nasıl değerlendirildiğini anlamayı amaçlamıştır. Araştırmada, yapay zekâ uygulaması olarak yürütüldüğü dönemde, dijital sitil danışmanı Elsiva uygulaması yeni geliştirilmiş ve yaygınlaşmış olması nedeniyle tercih edilmiştir. Bu kapsamda 438 katılımcıdan Google Forms aracılığıyla veri toplanmıştır. Katılımcılar, Likert ölçeğiyle hazırlanan bir anketi yanıtlamış ve elde edilen veriler, SPSS 27 ve AMOS 25 yazılımları kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin güvenilirliği ve geçerliliği test edilmiş; hipotezlerin değerlendirilmesi için Yapısal Eşitlik Modelleme (SEM) yöntemi kullanılmıştır. Ayrıca, açıklayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri gerçekleştirilerek ölçeklerin uygunluğu doğrulanmıştır. Araştırma bulgularına göre, teknoloji kabulü algılanan kalite üzerinde doğrudan ve pozitif bir etkiye sahiptir. Katılımcıların YZ uygulamalarını kabul düzeyleri arttıkça, algıladıkları kalite de artmaktadır. Ancak, risk algısının bu ilişkide aracılık rolü oynamadığı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, YZ uygulamalarının müşteri memnuniyetini ve kalite algısını artırma potansiyeline sahip olduğu ortaya konmuştur. Ancak, güvenlik ve etik risklerin yönetimi, bu süreçte kritik bir önem taşımaktadır. Bu sonuçlar, YZ’nın müşteri odaklı stratejik bir araç olarak kullanılması gerektiğini ve müşteri algılarını şekillendiren risk faktörlerinin etkin şekilde yönetilmesinin gerekliliğini vurgulamaktadır.
  • Öğe
    Mantıki kıyas ile fıkhi kıyasın karşılaştırılması ve epistemik değerleri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Tokur, Abdullah; Özdil, Mahmut Sami
    Bu çalışmada, Aristoteles (M.Ö. 384-322)’in sistemli bir disiplin haline getirdiği ve bütün bilimlerde bir bilgi elde etme yöntemi olarak kullanılan mantıki kıyas ile İslam bilim adamları tarafında sistemli bir disiplin haline getirilen fıkhi kıyasın karşılaştırılması ve her iki kıyasın uygulanmasında elde edilen bilginin epistemik değerinin ortaya konulması hedeflenmektedir. Bu hedef çerçevesinde konuyu daha anlaşılır kılabilmek amacıyla her iki yöntemin yapısı, işlevi, koşulları, sonuçları ve epistemik değerleri ayrı ayrı incelendikten sonra karşılaştırılıp değerlendirilerek bilgi değerleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Mantıki kıyas ile fıkhi kıyas arasında yapılan karşılaştırmada her iki kıyasın birer akıl yürütme yöntemi, bilinmeyen olgu ve nesne hakkında yeni bir bilgi veya hükme ulaşma amacı, orta terim ile illetin üstlendiği görevler bakımında benzerlik arz ederken diğer yandan ilkeleri, formları, orta terim ile illetin öncüllerde aldığı konumları, kullanılma şekilleri, nitelikleri ve iki kıyasın ifade ettikleri epistemik değerler bakımından ise farklılık göstermektedir. Sonuç bölümünde ise karşılaştırma sonucunda ortaya çıkan bulguların yorumlanması ve bunların alana katkı sağlayan kazanımları değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    Dijital dönüşüm sürecinde siber güvenlik farkındalığı: Konya'da bilişim sektöründe faaliyet gösteren kobiler üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Çalışkan, Tuğba; Kocaoğlu, Mustafa
    Bilgi ve İletişim Teknolojileri (BİT), bireylerin ve kurumların yaşamlarını dönüştürmeye devam etmektedir. Bu teknolojiler, küresel çapta hızla yayılmakta ve çeşitli alanlarda kullanılmaktadır. Özellikle dijitalleşmeyle birlikte, BİT’ler eğitim, sağlık, ekonomi ve kişisel yaşam gibi pek çok alanda kullanılmaktadır. Teknoloji kullanımı, işletmelere rekabet avantajı ve yenilikçi fırsatlar sunarken, yanlış yönetim ise güvenlik tehditlerine yol açabilmektedir. Kötü niyetli kişiler, dijital ortamları siber suçlar ve veri hırsızlığı gibi faaliyetler için kullanabilmektedir. Bu nedenle, işletmelerin teknolojiyi stratejik bir şekilde yönetmesi ve siber güvenliği güçlendirmesi, dijital dönüşümde kritik bir rol oynamaktadır. Bu araştırmada nicel ve nitel araştırma yöntemlerinin bir arada kullanıldığı karma yöntem benimsenmiştir. Bu araştırmanın temel amacı, Konya ilinde bilişim sektöründe faaliyet gösteren KOBİ'lerin siber güvenlik farkındalık seviyelerini belirlemek ve bu farkındalık seviyelerinin katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılık gösterip göstermediğini incelemektir. Araştırmanın nicel veri toplama aracı olarak "Siber Güvenlik Farkındalığı Ölçeği" kullanılmıştır. Konya ilindeki bilişim sektöründeki KOBİ'lere, kolayda örnekleme yöntemiyle ulaşılmış ve 228 çalışanın katılımıyla veriler toplanmıştır. Elde edilen veriler, IBM SPSS Statistics 23 programı aracılığıyla analiz edilmiştir. Araştırmanın nitel veri toplama yöntemi ise yarı yapılandırılmış mülakat tekniği olup, bu çerçevede işletme yöneticileri ve/veya müdürlerinden oluşan 18 katılımcı, amaçlı örnekleme yöntemiyle belirlenmiştir. Yüzyüze toplanan nitel veriler, MAXQDA 2020 programı ile analiz edilmiştir. Nicel bulgular, KOBİ'lerin siber güvenlik farkındalık düzeylerinin, katılımcıların demografik özelliklerine göre farklılık gösterdiğini ortaya koymuştur. Nitel veriler ise, siber güvenlik farkındalık seviyesinin genel olarak düşük olduğunu ve ayrıca teknik altyapının yetersizliği, eğitim ve bilgilendirme ihtiyacı, planlama ve önleme süreçlerindeki eksiklikler ile güvenlik politikalarının geliştirilmesinde önemli boşluklar bulunduğunu göstermektedir.
  • Öğe
    Nesâî'nin tenkit ettiği Sahîhayn ravileri
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Zulkifli, Zulkifli; Yavuz, Adil
    Muhammed b. İsmâil el-Buhârî ile Müslim b. Haccâc’ın el-Câmi’u’s-Sahîh’leri “sahih hadisleri ihtiva eden iki kitap” anlamında Sahîhayn diye anılmıştır. İslâm âlimleri tarafından Kur’ân-ı Kerîm’den sonra en sahih kitaplar olarak kabul edilmiştir. Bununla birlikte, Sahîhayn’da yer alan bazı raviler, müteşeddid bir hadis münekkidi olarak tanınan Nesâî’nin de aralarında bulunduğu âlimler tarafından tenkit edilmiştir. Dolayısıyla bu çalışmanın konusu, Nesâî’nin tenkit ettiği Sahîhayn ravileridir. Tezimiz giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde araştırmanın konusunu, amacını, önemini, metodonu ve kaynaklarını belirttikten sonra birinci bölümde Nesâî ve ravileri tenkit ettiği eserleri hakkında bilgi verilmiştir. İkinci bölümde ise Nesâî’nin tenkit ettiği Sahîhayn’daki raviler, diğer âlimlerin bu raviler hakkındaki yorumları ve İmam Buhârî ve Müslim’in bu ravilerden hadis alma sebepleri incelenmiştir. Sonuç olarak Nesâî’nin tenkit ettiği Sahîhayn ravilerinin toplam sayısı altmış beştir. Bunlardan on yedisi hem Sahîh-i Buhârî’de hem de Sahîh-i Müslim’de rivayetleri bulunan ravilerdir. Diğer on ikisi sadece Sahîh-i Buhârî’de yer almaktadır. Geri kalan otuz altısı ise sadece Sahîh-i Müslim’de bulunmaktadır.
  • Öğe
    Seramik takılarda Türk mitolojisindeki imgelerin yorumlanması
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Arslan, Leyla; Özgüven, Sanver
    Bu Yüksek Lisans tez çalışması, seramik takı tasarımı ve uygulamalarını Türk mitolojisi bağlamında ele almaktadır. Tezin birinci bölümünde, takının tarihçesi ve genel anlamda tanımı yapılmıştır. Takının, insanlık tarihindeki yeri, kültürel ve toplumsal işlevleri detaylı bir şekilde incelenmiştir. İkinci bölümde, Türk Mitolojisi ele alınmış ve seramik takılara ilham veren mitolojik imgeler üzerinde durulmuştur. Türk mitolojisinde yer alan kartal, kurt ve geyik gibi figürlerin anlamları açıklanmış; bu figürlerin takı tasarımında nasıl birer tasarım unsuru olarak kullanılabileceği değerlendirilmiştir. Tezin son bölümü, uygulamalı çalışmalara ayrılmıştır. Bu bölümde, Türk mitolojisinden yola çıkılarak seramik takılar tasarlanmış ve üretilmiştir. Yapılan uygulamalar, hem geleneksel figürlerin çağdaş bir estetikle yeniden yorumlanmasını sağlamış hem de seramik malzemenin takı tasarımındaki potansiyelini ortaya koymuştur.
  • Öğe
    Otel çalışanlarının aşırı iş yükü, mesleki benlik saygısı, meslek aşkı ve iş yeri maneviyatlarının yaşam kalitelerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Kasap, Mehmet; Büyükşalvarcı, Ahmet
    Yoğun bir tempo içinde çalışan otel personelinin işleri sürekli güler yüzle yapmaları beklenirken, işleriyle ilgili bir dizi faktör doğrudan yaşam kalitelerini olumsuz etkilemektedir. Bu araştırma otel çalışanlarının aşırı iş yükü, mesleki benlik saygısı, meslek aşkı ve iş yeri maneviyatlarının yaşam kalitelerine etkisi incelenmek üzere tanımlayıcı ve kesitsel tipte tasarlanmıştır. Araştırmanın verileri Haziran 2022-Eylül 2023 tarihleri arasında Antalya Belek Bölgesinde bulunan 5 yıldızlı otellerde çalışan toplam 420 kişiden toplanmıştır. Verilerin toplanmasında "Katılımcı Bilgi Formu", "Meslek Aşkı Ölçeği", "İş Yeri Maneviyatı Ölçeği", "Mesleki Benlik Saygısı Ölçeği", "Aşırı İş Yükü Ölçeği" ve "DSÖ Yaşam Kalitesi Ölçeği" kullanılmıştır. Otel çalışanlarının bedensel alan yaşam kalitesi üzerinde aşırı iş yükü ve meslek aşkı arayışlarının negatif etkisi bulunurken, mesleki benlik saygısının pozitif yönlü bir yordayıcı etkisinin olduğu belirlenmiştir (F=111.584; p<0.001; R2=0.44). Ruhsal alan yaşam kalitesi üzerinde aşırı iş yükü, meslek aşkı arayışı ve anlamlı işin negatif etkisi saptanırken mesleki benlik saygısı ve topluluk bilincinin pozitif yönlü bir yordayıcı etkisinin olduğu saptanmıştır (F=78.122; p<0.001; R2=0.48). Sosyal alan yaşam kalitesi üzerinde aşırı iş yükünün negatif, mesleki benlik saygısı, meslek aşkı arayışı, topluluk bilinci ve değerler algısının pozitif yönlü yordayıcı etkisi saptanmıştır (F= 32.153; p<0.001; R2= 0.27). Çevresel alan yaşam kalitesi üzerinde ise aşırı iş yükü ve meslek aşkı arayışının negatif, mesleki benlik saygısı ve topluluk bilincinin pozitif yönlü etkisi saptanmıştır (F=87.877; p<0.001; R2=0.45). Bu bulgular, otel çalışanlarının yaşam kalitesini artırmada mesleki benlik saygısı ve iş yerindeki topluluk bilincinin önemli olumlu faktörler olduğunu göstermektedir. Öte yandan, aşırı iş yükü ve meslek aşkı arayışı belirli alanlarda olumsuz etkilere neden olabilmektedir. Özellikle aşırı iş yükünün tüm yaşam kalitesi alanlarında olumsuz bir etkisinin olması, otel sektöründeki yoğun ve stresli çalışma koşullarının çalışan refahını olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Buna karşılık, mesleki benlik saygısı ve topluluk bilinci, çalışanların hem bireysel hem de sosyal yaşam kalitelerini olumlu yönde etkileyerek, iş ortamında aidiyet duygusunun ve mesleki tatminin önemini vurgulamaktadır. Sonuç olarak, otel yöneticileri ve sektör paydaşları, çalışanların aşırı iş yükünü azaltmaya yönelik stratejiler geliştirmeli ve iş yerinde topluluk bilincini güçlendirecek uygulamalara öncelik vermelidir.
  • Öğe
    Mutfak eğitiminin ilkokul çağı çocuklarının bilişsel ve davranışsal yeterliliklerine etkisi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Dalagan, Sümeyye; Nizamlıoğlu, Hatice Ferhan; Uçuk, Ceyhun
    İlkokul çağı çocuklarına yönelik tasarlanan uygulamalı mutfak eğitimi, çocukların sağlıklı beslenme alışkanlıklarını artırmakla birlikte, mutfak becerilerini geliştirerek yiyecek hazırlama süreçlerinde aktif rol almalarına olanak sağlamaktadır. Bu araştırma kapsamında, uygulamalı mutfak eğitiminin çocukların bilişsel ve davranışsal yeterlilikleri üzerindeki etkileri incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu, 21 deney ve 22 kontrol olmak üzere toplamda 43 ilkokul öğrencisi oluşturmaktadır. Araştırma kapsamında veri toplama araçları olarak; beslenme bilgi testi, besin neofobi ölçeği, beslenme alışkanlıkları indeksi, Akdeniz diyet kalitesi indeksi, mutfak becerileri ölçeği ve yiyecek seçimi anketi kullanılmıştır. Buna ek olarak, araştırmada ilkokul çağı çocuklarının antropometrik ölçümlerine de yer verilmiştir. Araştırmanın süreci, öntest-sontest ve izleme testi aşamalarından oluşmuş ve çalışma grubunun demografik dağılımları ile yiyecek seçimi anketi sonuçları yüzde-frekans yöntemiyle analiz edilmiştir. Diğer verilerin analizinde ise parametrik olmayan testlerden Mann-Whitney U, Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi ve Friedman Testi uygulanmıştır. Araştırma kapsamında verilen uygulamalı mutfak eğitiminin etkisi Cohen d değeri ile değerlendirilmiştir. Araştırmanın sonucunda, deney grubunda yer alan ilkokul çağı çocuklarının uygulamalı mutfak eğitimi öncesi ve sonrası bilişsel yeterliliklerinden beslenme bilgisinde anlamlı bir fark bulunurken (p0,05) belirlenmiştir. Ayrıca deney grubunda yer alan ilkokul çağı çocuklarının davranışsal yeterliliklerinden beslenme alışkanlıkları, diyet kalitesi ve mutfak becerilerinde uygulamalı mutfak eğitimi öncesi ve sonrasında anlamlı (p0,05). Deney grubunda yer alan ilkokul çağı çocuklarının sontest ve izleme verilerinin karşılaştırılması sonucunda, uygulanan testlerde anlamlı bir fark bulunamamıştır (p>0,05). Böylece araştırma kapsamında verilen uygulamalı mutfak eğitiminin, ilkokul çağı çocuklarının bilişsel ve davranışsal yeterliliklerini (besin neofobisi hariç) olumlu yönde etkilediği ve bu etkinin kalıcı olduğu belirlenmiştir. Bu doğrultuda, uygulamalı mutfak eğitimlerinin etkilerinin sürdürülebilirliği için eğitim sonrası destekleyici programlar ve pekiştirici etkinliklerin düzenlenmesi önerilmektedir.
  • Öğe
    Safevîler dönemi tefsir çalışmaları
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Şayik, Gaybullah; Uğur, Hakan
    Tezimizin konusu, Safevîler Dönemi Tefsir Çalışmaları’dır. İran’da Safevîler döneminde, hicrî 10/16. Yüzyıl ile 12/18. Yüzyılın ortalarında Şiîliğin resmileştirilmesi ve İran’ın mezhebî atmosferinin İmamiyye (isnâaşeriyye) lehine birleştirilmesi, Müslümanlar arasında çeşitli etkiler yaratmış ve Kurʾân’ın tefsiri de dâhil olmak üzere dinî bilgiler bu alanda ortaya çıkmıştır. Safevîler döneminde: Şiî ilim geleneğinde Ahbârîlik akımının ortaya çıkması ve yaygınlaşması, rivayet tefsirlerinin çok fazla yazılması ve tefsirde kelamî yaklaşımın azalması, fıkhî tefsirlerin gelişmesi ve âlimlerin hilafet hareketine yönelik sert eleştirileri, tevil ve felsefeye yönelme ve bunların tefsirlerde uygulanması, Şiî müfessirlerin tefsirlerde masum imamların rivayetlerini kullanma konusundaki ısrarları, Sünnîler’in ilke, görüş ve tefsir yöntemlerinden uzaklaşmalar, ayetlerin tefsirlerinde tevilciliğin yaygınlaşması gibi gelişmeler yaşanmıştır. Tezimiz, bu dönemin tefsir alanındaki gelişmelerini ve tefsir eserlerini derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır. Tezimiz bir giriş, üç bölüm ve sonuçtan meydana gelmektedir. Çalışmamızın giriş bölümünde: araştırmanın konusu, önemi, amacı, kaynakları ve yöntemi ele alınmıştır. Birinci Bölüm’de Safevîlerde ulema ve ilmî müesseseler, ulema kapsamında Şiî ve Sünnî ulema, ulemanın Safevî Devleti’yle işbirlikleri, Safevî Şîası’nı olgunlaştıran muhacir ulema ve Safevîler döneminde eğitim ve öğretim konuları hakkında genel bilgi verilmiştir. İkinci Bölüm’de Safevîler döneminde tefsir ilminin gelişim süreci ve bu alanlarda yapılan faaliyetler, Safevî Devleti'nin oluşumu ve o dönemin kültürel durumu, Safevîler döneminde yaşanan olayların Kurʾân tefsirine etkileri, Ahbârîliğin ortaya çıkışı, Şiî rivayetlere dayanan kapsamlı fıkhî tefsirlerin yazımı ve bu tefsirlerin içerik ve yöntemleri incelenmiştir. Üçüncü Bölüm’de ise Safevîler dönemi Şiî müfessirler ve tefsirleri, Safevîler döneminde Şiî dinî kurumların oluşumu, Şîa’da tefsir tabakaları, Usûlîler ve Ahbâriler arasındaki ihtilaflar, Safevîler döneminde Usûlî ve Ahbârî müfessirler, tefsirleri, tefsirlerin içerikleri, kaynakları, tefsirlerde kullandıkları yöntemler ve Usûlî Ahbârî ve müfessirlerin yazdıkları hâşiye ve Şerhlere değinilmiştir.
  • Öğe
    Yaşam doyumu ve mesleki canlılığın inovatif iş davranışına etkisi: Aşçılar üzerine bir araştırma
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Aslan Yetkin, Nalan; Pekerşen, Yeliz
    Günümüzde pek çok alanda yaşanan değişim işletmeleri inovatif iş davranışına yönlendirmektedir. Ülke ekonomisinde önemli pay sahibi olan turizm sektörü bu değişimden önemli ölçüde etkilenmektedir. Yeni koşullara uyum sağlama noktasında turizm sektörü içerisinde yer alan mutfak departmanı önem arz etmekte ve vazgeçilmez bir rekabet anahtarı olarak görülmektedir. Üretim faktörü olarak insan unsurunun önemi mutfak departmanında yoğun olarak hissedilmektedir. İşletmelerin başarı elde edebilmeleri için çalışanların istekli ve arzulu bir biçimde hizmet üretim sürecine katılmaları gerekli görülmektedir. Bu doğrultuda çalışmanın amacı; aşçıların sahip oldukları yaşam doyumu ve mesleki canlılığın inovatif iş davranışları üzerindeki etkisinin tespit edilmesidir. Çalışma İstanbul’da faaliyet gösteren beş yıldızlı otel işletmelerinde çalışan 410 aşçı ile gerçekleştirilmiştir. Çalışmada elde edilen verilerin hatasızlık kontrolleri yapılarak geçerlilik ve güvenilirlikleri test edilmiş ve varsayımların karşılandığı tespit edilmiştir. Verilerin yorumlanması amacıyla tanımlayıcı istatistikler, korelasyon ve regresyon analizlerinden yararlanılmıştır. Çalışma sonucunda aşçıların yaşam doyumu, mesleki canlılık ve inovatif iş davranışı düzeylerinin yüksek olduğu bulgulanmıştır. Yaşam doyumu ve inovatif iş davranışı ile alt boyutları (fikir üretme, fikir geliştirme ve fikri gerçekleştirme) arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Mesleki canlılık ile alt boyutları (tutku, dinçlik, ustalık, iş tatmini) ve inovatif iş davranışı ile alt boyutları arasında pozitif yönlü anlamlı korelasyona bulgulanmıştır. Bununla birlikte yaşam doyumunun inovatif iş davranışının alt boyutlarının anlamı bir yordayıcısı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca mesleki canlılığın alt boyutları olan tutku, ustalık ve dinçliğin inovatif iş davranışının alt boyutları olan fikir üretme, fikir geliştirme ve fikri gerçekleştirme boyutlarını anlamlı bir şekilde yordadığı saptanmıştır. Fakat mesleki canlılığın alt boyutu olan iş tatmini boyutunun fikir üretme fikir geliştirme ve fikri gerçekleştirme boyutları üzerinde herhangi bir etkisinin olmadığı bulgulanmıştır. Bu doğrultuda inovatif iş davranışı ile rekabet etme kapasitesinin artması sebebiyle sektör paydaşlarının aşçıların yaşam doyumu ve mesleki canlılıklarını dikkate alarak çalışmalar yürütmeleri önerilmiştir.
  • Öğe
    Z kuşağının yenilebilir böcek algısı ve bu algıyı yönlendiren faktörlerin değerlendirilmesi
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Duran, Gülsün; Bilim, Yasin
    Yenilebilir böceklerin besin değerlerinin (özellikle protein miktarı) yüksek olması, tüm vücudunun tüketilebilir olması, karbon salınımının çok az olması, daha az yer kaplaması ve çok daha az besin tüketmesi yenilebilir böcekleri daha sürdürülebilir kılmaktadır. Yenilebilir böceklerle ilgili 2016-2024 yıllları arasında yapılan araştırmalarda böcek tüketen toplumların yanında böcek tüketmeyen toplumlarda da bir isteklilik olduğu gözlenmektedir. Bu kapsamda henüz gıda konusunda olumsuz senaryolar birçok yerde gerçekleşmese de gelecekteki yiyecek ihtiyacına yönelik olarak genç insanların yönlendirilmesi ve farkındalıklarıyla ilgili değerlendirmelerin yapılması önemli görülmektedir. Bu çalışmada Z kuşağında yenilebilir böceklere yönelik tüketim algısının ve bu algıyı etkileyen faktörlerin değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Çalışmada nicel araştırma yöntemi tercih edilmiştir. Veriler, Z kuşağının 18-24 yaş aralığında bulunan 402 katılımcıdan yüz yüze ve çevrim içi anket tekniği ile toplandıktan sonra SPSS.25 programı ile analiz edilmiştir. Çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre yiyecek arzusu, çeşitlilik arayışı, tiksinti ve helallik boyutlarının böcek tüketim algısını etkilediği tespit edilmiştir (p<.05). Z kuşağı böcek tüketim algısında gelir, cinsiyet ve medeni durum demoğrafik değişkenlerinin anlamlı olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca Z kuşağı bireylerinin böcek tüketim algısında negatif bir eğilim yaşadıkları belirlenmiştir. Araştırmada ortaya çıkan bu sonuçlara göre yenilebilir böceklerin gıda potansiyeli olabilmesi açısından yiyecek/içecek işletmelerine Z kuşağında etkili olan duyusal faktörlere yönelik göstergeleri dikkate almaları önerilmiştir.
  • Öğe
    Destinasyon markalaşmasında transmedya hikayeciliği stratejisi: Konya örneği
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Yetiş, Zekeriya; Büyükşalvarcı, Ahmet
    Destinasyonlar kendine özgü bir kimliği, kişiliği, imajı, marka çağrışımı ve markası olan yerlerdir. Destinasyon pazarlaması, destinasyon markasının doğru iletişim aracı ve tekniği kullanarak, tüketicilerle doğru iletişim kurularak iletilmesi amacı taşır. Bu nedenle bir marka olarak destinasyonlar için iletişim ve pazarlama stratejisi oldukça önemlidir. Bu çalışmada destinasyon markalaşmasında transmedya hikayeciliği pazarlama stratejinin kullanılabilirliği araştırılmıştır. Transmedya hikayeciliği kısaca, bir hikâyenin farklı parçalarının farklı medyalar aracılığıyla ve medyaların kendine özgü özelliklerini kullanarak tüketicilerle paylaşılmasıdır. Transmedya hikayeciliği ile markalaşma veya transmedya markalaşma stratejisi, günümüzün dijital platformları aracılığıyla markanın hikayesini tüketicinin kullanımına açan, tüketicileri aktif olarak markalama sürecine dâhil eden bir markalaşma sürecidir. Nitel yöntemle gerçekleştirilen bu araştırma, Konya destinasyonu turizm paydaşlarının transmedya hikayeciliği ve transmedya markalaşma konusundaki farkındalıklarına; bu pazarlama stratejisinin destinasyon markalaşmasında uygulanabilirliğine yönelik bakış açılarına odaklanmaktadır. Turizm paydaşlarından elde edilen veriler MAXQDA 2022 analiz programı ile analiz edilmiştir. Konya destinasyonuna yönelik yapılan transmedya uygulamaları içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Sonuçlar Konya’nın hikayeler açısından zengin bir destinasyon olduğunu ve transmedya hikayeciliğinin destinasyon markalaşmasında etkili bir pazarlama stratejisi olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Bununla birlikte destinasyonların hikayelerle anılmasının destinasyonun tanıtımına katkı sağlayacağı, destinasyona değer katacağı, ilgi çekerek ve merak uyandırarak ziyaretçi artışı sağlayacağı araştırmada elde edilen bulgular arasında yer almaktadır. Araştırma bulguları değerlendirildiğinde, politika yapıcılara destinasyon pazarlamasında hikayeleri ve transmedya hikayeciliği pazarlama stratejisini kullanmaları önerilmektedir.
  • Öğe
    Moğolların İslamlaşmasında mutasavvıflar
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Ünal, Ayşenur; Akkuş, Mustafa
    Moğollar tarih sahnesine XIII. asırda çıkmış ve bundan sonra neredeyse dönemin tüm tarih yazımı Moğollar üzerinden şekillenmiştir. Sufiler, Moğol hâkimiyetinde İslamiyet’in yaşatılmasını, medrese ve tekkelerin açık kalmasını, halkın Moğollara karşı duyduğu korkunun yok edilmesini sağlayıp, Moğol idarecilerinin halka eziyet etmesini engellemiştir. Moğollar, kendilerine karşı kin, nefret ve düşmanlık beslemeyen sufilerin dergâhlarını kapatmamıştır. Moğollar, sufiler kendilerine hizmet etmeseler bile onların hayat tarzından ve cesaretinden etkilenmiştir. Moğollar şehirlere yerleşmeye başladığında İslam’ı ve sufileri daha yakından tanıma şansına sahip olmuşlardır. Böylelikle Moğollar İslam hakkında merak ettikleri hususları doğrudan sufilere sorabilmişlerdir. Bu tezde Büyük Moğol Hanlığından başlayarak, Çağatay, Altın Orda, İlhanlı ve Türkiye Selçuklu Devleti coğrafyasındaki Hâcegân, Yeseviyye, Sühreverdiyye, Kübreviyye, Rifaiyye ve Mevleviyye mensubu sufilerin Moğollarla ilişkisi ele alınmıştır.
  • Öğe
    İngiliz Müsteşrik Edward Sell'in siyere bakışı ve Hz. Muhammed algısı
    (Necmettin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2025) Tozar, Selman; Varol, Mehmet Bahaüddin
    Tarihi süreç içinde oryantalistler, farklı perspektif ve metodolojiler kullanarak Hz. Peygamber hakkında birçok eser kaleme almış ve günümüze kadar zengin bir literatür oluşturmuşlardır. Şarkiyatçılar bu çalışmalarını, İslam'ın ilk yıllarından günümüze kadar bir miras olarak sonraki nesillere aktarmışlardır. Tarihi ve teolojik olarak Batı ve Müslümanlar arasında önemli bir konuma sahip olan bu eserler hem araştırmacıların hem de onları takip eden insanların ilgisini çekmiştir. “İngiliz Müsteşrik Edward Sell’in Siyere Bakışı ve Hz. Muhammed Algısı” başlıklı bu çalışmada Edward Sell’in eserlerinde Hz. Peygamber’e dair verdiği bilgiler çerçevesinde Hz. Peygamber’e bakışı ortaya koymaya çalışılmıştır. Bu amacı gerçekleştirirken Sell'in verdiği bilgiler temel siyer ve İslam tarihi kaynaklarında yer alan rivayetlerle detaylı bir şekilde karşılaştırılmıştır. Bir taraftan rivayet farklılıkları analiz edilerek benzerlikleri ve farklılıkları ortaya konmaya çalışılırken, diğer taraftan Sell ile birlikte hem kendi döneminde yaşayan oryantalistlerin hem de halefi olan oryantalistlerin görüşlerine de yer verilmeye gayret edilmiştir. Bu araştırmada oryantalizm düşüncesinin Hz. Peygamber algısına makro bir bakış içerisinde mikro bir alan olarak belirlediğimiz Edward Sell’in Hz. Muhammed algısı derinlemesine bir çalışma yaparak ortaya konulmaya çalışılmıştır. Araştırma giriş ve iki bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde oryantalizm, oksidentalizm, Edward Sell’in hayatı ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. Birinci bölümde kronolojik sıralamayla, Hz. Muhammed’in hayatının Mekke dönemi, vahiy öncesi ve sonrası olmak üzere iki ana başlık altında ele alınmıştır. İkinci bölümde ise Hz. Muhammed’in Medine hayatı incelenmiştir. Araştırmada şarkiyatçı ve aynı zamanda bir misyoner olan Edward Sell’in Hz. Peygamber için çizdiği portre tespit edilmeye çalışılmıştır.